1. Pişmanlık Ve Islah Müessesesi
Vergi hukukunda, vergi uyuşmazlıklarının yargıya intikal etmeksizin, idari aşamalarda çözümlenmesine olanak sağlayan uygulamalardan birisi de pişmanlık ve ıslah müessesesidir. Pişmanlık, Farsça kökenli bir terim olup, yapılan bir işin veya davranışın olumsuz sonuçlarını görerek üzüntü duyulmasıdır.
Hukuki terim olarak pişmanlık ise, kanunun suç saydığı eylemleri işleyenlerin (faillerin) suç ortaklarına haber vererek daha az ceza ile kurtulmaları olanağını ifade eder.
Islah ise, yapılan ve olumsuz sonucu olan bir eylemin sonuçlarını nedamet duyarak düzeltmek ya da en azından yapılan fiilin yarattığı olumsuzluğun farkına vararak, bir daha yapmama konusunda kişide fikir oluşmasıdır. Hukukı terim olarak ıslah ise karşı tarafın iznine veya yargıcın onamına bağlı olmaksızın bir tarafın usule ilişkin olarak yaptığı işlemleri, gerekli giderleri vermek koşulu ile yasada belirtilen süre içerisinde yöntemine uygun olarak tamamen veya kısmen düzeltilmesini sağlayan hukuki çaredir.
Vergi Usul Kanunu’nun 371 inci maddesinde düzenlenmiş olan pişmanlık müessesesiyle, yükümlüler kanuna aykırı eylemleri neticesinde işledikleri vergi ziyaı ve kaçakçılık suçunun cezasından kurtulmaktadırlar. Bu bakımdan vergi ceza hukukunun bir parçası olan pişmanlık, hukuki olarak vergi cezasını ortadan kaldıran, ceza muafiyeti getiren bir yapıya sahiptir.
2. Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanma Koşulları
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Cezaların Ödenmesi ve Kalkması” başlıklı 371 inci maddesinde Pişmanlıkla ve Islah hükümleri yer almakta olup, bu madde hükmünde; Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kışılerin kanuna aykırı hareketlerini ılgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.
I. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır. ).
2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.
3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.
4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.
5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir
zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi gerektiği belirtilmektedir.
Bu madde hükümleri, emlak vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz.
3. Pişmanlık ve Islah Hükümlerine Göre Verilen Beyannamelere Ceza Kesilmesi
Pişmanlık talebi kabul edilen beyannamelere 1. derece | kat usulsüzlük cezası kesilir. Pişmanlık talebiyle verilen beyannamelerde zarar beyanı veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması veya
matraha ilişkin bilgilerin olmaması durumunda pişmanlık talebiyle verilen beyannameler için pişmanlık talebi vergi dairesince kabul edilmez. Pişmanlık talebi kabul edilmeyen beyannameler kanuni süresinden sonra verilen beyanname kabul edilerek 1. derece 2 kat usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezasının “050’si kıyaslanarak miktar itibariyle en ağır olanı kesilir. Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ek olarak pişmanlık talebi ile verilen ek beyannameye usulsüzlük cezası kesilmez. Vergisi kanuni süresinde ödenmiş
olmakla birlikte beyannamenin kanuni süresinden sonra pişmanlıkla verilmesi halinde pışmanlık zammı hesaplanmaz.
4. Pişmanlık Şartlarının İhlali ve Yapılacak Tarhiyat
Pişmanlık şartlarını ödeme yönünden ihlal eden mükellefler pişmanlıktan yararlanamaz. Bu durumda bu mükelleflerin verdiği beyannameler kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak kabul edilir ve 1. derece 2 kat usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezasının 9050 si kıyaslanarak miktar itibariyle en ağırı resen kesilir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun resen vergi tarhiyatı hükümlerinin bulunduğu 30.Madesinin 9/2 bendinde; “Vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır.
Kanun maddesinde görüleceği üzere pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanıp beyanname verilmesi halinde beyan üzerine tarhiyat yapılırken pişmanlık ve ıslah hükümlerine riayet edilmeyip şartların ihlal edilmesi halinde pişmanlıkla verilen beyanname kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyanname halini almakta ve tarhiyat resen yapılması gerekmektedir.
5. Pişmanlık Şartlarının İhlali Halinde Uzlaşma
Tarhiyat sonrası uzlaşma, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Ek 1, 6, 7, 8, 9, 12” inci maddelerinde düzenlenmiştir. Verginin tarh edilmesi ve cezanın kesilmesinden sonra başvurulabilecek bir yol olan tarhiyat sonrası uzlaşmanın kapsamına vergi daireleri tarafından mükellef adına ikmalen, resen veya
idarece tarh edilen ve vergi dairelerinin tarha yetkili olduğu bütün vergi, resim ve harçlar ile bunlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezaları girmektedir.
Fakat usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ile kaçakçılık suç ve cezalarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda kesilecek ceza tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamında yer almamaktadır.
Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere ikmalen resen ve idarece yapılan tarhiyatların tarhiyat sonrası uzlaşmaya konu olacağı belirtilmiştir. Mükellefin pişmanlık ve ıslah talepli verdiği; ancak şartları ihlal ettiği beyannameleri kanuni süresinden sonra kendiliğinde verilen beyanname hükmünü aldığı ve kanuni süresinden sonra verilen beyannamelerde tarhiyat beyan üzerine olmayıp resen tarh edildiği açıktır. Bu sebeple mükelleflerin pişmanlık şartlarını bozmaları halinde kendilerine kesilecek vergi ziyaı cezasında uzlaşma hükümlerinden faydalanacağı açıktır.
SONUÇ
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Pişmanlık şartlarını beyan ve ödeme yönünden ıhlal eden mükellefler pişmanlıktan yararlanamaz. Bu durumda bu mükelleflerin verdiği beyannameler kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak kabul edilir ve vergi ziyaı cezasının 9650 olarak resen kesilir. Pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerde tarhiyat beyan üzerine yapılırken, pişmanlık şartlarının ihlali halinde görüleceği üzere tarhiyat re’sen yapılmaktadır. Resen yapılan tarhiyatların ise tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına girdiği belirtilmektedir. Yapılan tüm açıklamalarda görüleceği üzere Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen ancak şartların ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden
tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezaları” uzlaşma kapsamına girmesi gerekmektedir.
KAYNAKÇA
Bozdoğanoğlu, Burçın(2016) “Vergi Hukuku ve Ceza Hukuku Normları
Açısından Pişmanlık: Sorunlar Yaklaşımlar Çözüm Önerileri” Vergi Sorunları 335
Ejder Yılmaz(2002). Hukuk Sözlüğü, gnşltlmş.7. bs., Ankara : Yetkin
Yayınları
Erol, Ahmet(2012). “Pişmanlık ve Islah 1”, Yaklaşım .236 (20) : 23
T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 Vergi Usul Kanunu. Ankara : Resmi Gazete
(10705 sayılı)
Yazar:Vergi Müfettiş Yrd. Kenan Sancar