POZİTİVİZM-AUGUSTE COMTE(1798-1857)

Comte’un Pozitivist Felsefesi :

Aklın, deneyin, gözlemin dışında elde edilen hiçbir bilginin geçerliği yoktur. Bu düşünceden dolayı Comte din ile ters düşmektedir. Çünkü Comte deney ve gözlemi savunur. Comte, Tanrı’yı kabul eder fakat Tanrı’nın yaratıp bıraktığını, insanların kanunların işlevini kendi akıllarıyla bulacağını savunur. Comte her ne kadar böyle düşünse de sevdiği kadın ölünce sığınacak yer arıyor ve dine sığınıyor ve Comte ‘Pozitivist Din’ adında bir din kuruyor ve ‘Pozitivist Dinin İlmihali’ adında bir kitap yazar.

Comte’a göre toplumun tıpki doğa kanunlarındaki gibi kanunları bulunmalıdır. Sosyolojinin görevide bu toplumsal kanunları bulmaktır.

Comte’un sosyoloji için benimsediği bakış açısı, pozitif bir bilimin bakış açısıydı. Comte; sosyolojinin toplumun incelenmesinde,fizik yada kimyanın fiziksel dünyanın incelenmesinde kullandığı aynı kesin bilimsel yöntemleri kullanması gerektiğine inanıyordu.

Pozitivizm:

Tek geçerli veya doğru bilgi biçiminin empirik bilimin ortaya çıkardığı bilgiler olduğunu savunan felsefi bir görüş olarak tanımlanabilir. Pozitivizm,bilimin yalnızca doğrudan deney yoluyla bilinebilen gözlenebilir büyüklüklerle ilgilenmesi gerektiğini ileri sürer. Bu görüşe göre; bilginler olaylar arasındaki nedensel ilişkiyi anlama yoluyla gelecekteki olayların nasıl ortaya çıkacağını öngörebilirler.Sosyolojiye yönelik pozitivist bir yaklaşım, toplum hakkındaki bilginin gözlem, karşılaştırma ve deney yoluyla türetilecek kanıtlara dayanması gerektiğine inanır.

Pozitivistler: empirik bilim ve bilimsel metodoloji sayesinde doğa yasalarının keşfini ve fizik, kimya ve biyolojide doğa güçlerinin etkilerinin ortaya konulmasını örnek alırlar ve toplumun nasıl geliştiğini açıklamak ve sosyal değişmenin temel nedenleri ve sonuçlarını ortaya koymak için aynı metodolojiyi sosyal bilimlere uygularlar.

Pozitivist bir perspektifte öznel duygular, yorumlar ve hislere yer yoktur bunun nedeni onların gözlemlenip ölçülememesi değil, nesnel bir analizi çarpıtabilmeleri ihtimalidir. Pozitivizm bir toplum bilimi, insanın, toplumun ve geleceğin doğasını keşfetmenin aracı olma peşindedir.

Comte temel çalışmaları Pozitif Felsefe Dersleri ve Pozitif Siyaset Sistemi’nde kendi 3 HAL YASASI’nı , yani toplumun ve insan düşüncesinin tarihsel evrimiyle ilgili analizin geliştirdi.

Comte entelektüel gelişme ve düşünmede 3 temel evre tespit eder. Comte’un üç aşama yasası, insanın dünyayı anlamaya yönelik çabasının teolojik, metafizik ve pozitif aşamalardan geçtiğini ileri sürmektedir.

1.Teolojik Evre:

Bu evrede bütün doğal fenomenler ve toplumsal olaylar doğaüstü güçlere ve ilahlara göre açıklanır ve Hristiyanlıktaki kadiri mutlak Allah anlayışı doruğa çıkar. Teolojik aşamada, düşünceler dinsel anlayışlar ile toplumun Tanrı’nın iradesinin bir dile gelişi olduğu inancı tarafından yönlendirilmektedir. Bu aşamayı bütün insanlar yaşar. Bu evrede herşey Tanrı’ya dayandırılır. Bütün açıklamalar somuttur ve Tanrı merkezlidir. Savaşın olması, çocuğun olması gibi tüm olaylar tanrı’ya dayandırılır. Teolojik evrede kendi içinde 3 kısma ayrılır.

Comte’a göre Müslümanlar teolojik evrenin monoteizm aşamasındadır. Fakat Müslümanlar metafizik aşamayı atlayıp direk pozitivist evreye geçebilirler.

2.Metafizik Evre:

Soyut ve hatta doğaüstü güçler halen açıklamaların temel kaynağını oluşturur, ancak onlar, geçmişin kaprisli tanrılarından daha istikrarlı ve sistematiklerdir. Bu evrede, doğadaki olayları açıklamak için Tanrı’nın yerini, tabiat kuvveti gibi niteliği belli olmayan kuvvetler alır. Olaylar arasındaki nedenleri insan aklı ile açıklamaya başlar. Olayların hepsi Tanrı merkezli değildir onlara kısmi açıklamalar getirilir. Örneğin; Önceki evrede insanlar tarlayı ekerler sonucunu ya Allah’ın nimeti yada cezası olarak algılanır. Bu evrede ise insanlar önce tedbirini alır suyunu, tohumunu yeteri kadar verir sonucunuda ona göre bekler.

3.Pozitif Evre:

Düşünceler  ve açıklamalar  spekülasyonlara değil, bilime , soyut felsefeye değil empirik deneylere dayandırılır. Ancak böyle olunca dünya gizemlerinden arınacak ve gerçeklik doğru olarak ortaya çıkacaktır. Bu evrede akıl başa  gelecek herşeyi açıklar. Tanrı bilgisine ihtiyaç yoktur. Olayların izahının akıl ile yapılacağı savunulur. Comte göre her toplum bu aşamayı yaşayacaktır. İnsanlığın ulaştığı en son aşama olan bu dönemde,  bilim ve pozitif düşünce hakimdir.

Comte’a göre, her tür insan bilgisi bu evrelerden geçerek gelişir, ancak bu  eş zamanlı olmaz. En altta, temel bilimler, pozitivist araştırma ruhunu ilk olarak benimseyen bilimler yer alır. Ardından daha üst düzeyde, daha kompleks disiplinler gelişir zira onlar kendi gelişimleri için alt düzey temel bilimlerdeki çalışmalara bağımlıdırlar. Comte’un tezine göre, insan toplumları benzer evrim basamaklarından geçer ve her evre belirli bir düşünce biçimiyle ilişki içindedir.

Comte’un sosyolojisi giderek toplumsal düzen ve değişmenin ilkelerinin araştırılması haline gelir ve bilim ,reform ve devrim karşıtı geleneksel muhafazakar muhalefet ile bilim ve sanayiye dayalı yeni altın çağa köktenci inanç arasındaki temel gerilimi yansıtmaya çalışmıştır.

Comte giderek temel ortak ahlaki değerleri gerektiren muhafazakar toplumsal düzen anlayışına yakınlık duymaya başlar. Comte; Geleneksel din zayıflayıp devrimci felsefeler ortaya çıksa bile, Avrupa’nın sosyal olduğu kadar ahlaki bir kriz içinde de olduğu da kabul eder ve pozitivizmi yeni bir insanlık dininin temelini oluşturan bir araç olarak sunmaya çalışır.

Comte’un değerlere karşı bu ilgisi, onun sosyal teori ve araştırma anlayışının da temelini oluşturur. Comte saf empirizmi, sadece toplumsal olgular toplama ve ölçme anlayışını reddeder. Bu yönüyle sonraki pek çok pozitivistten farklı olarak, olgular ve teori arasında karşılıklı ilişkiler bulunduğunu ileri sürer. Comte aynı zamanda sosyal araştırmanın sadece deneylerle ve doğa bilimlerinin yöntemlerini taklit ederek yapılamayacağını kabul eder. Kendi yeni toplum biliminin temelleri olarak; gözlem, analiz ve özellikle karşılaştırma gibi bilimsel ilkeleri kabul eder.

Comte’un sosyal gelişmenin temel kanunlarını arama çabasının asıl hedefi; toplumsal koşulları iyileştirecek bilgi ve düşüncelere sahip siyaset yapıcılar yaratmaktır. Comte göre, pozitivist sosyoloji insanların kendi politik ve sosyal yazgılarının efendileri olmalarını sağlar. Comte bu yüzden ,aslında değişime karşı çıkmaz, daha ziyade onu pozitivist aşamanın bir sonucu olarak görür ve onaylar.

A.Comte bütün toplumlarda sosyolojiyi 2’ye ayırır:

1-Sosyal Statik: Aile, din, devlet gibi tüm toplum türlerinde olan şeylerdir. Tüm toplumlarda  bunlar az veya çok vardır.

2-Sosyal Dinamik: Sosyal dinamik ise değişkendir. Tarih boyunca insanın daha ileriye gittiğini gösterir.

KAVRAMSAL GELİŞİM

‘Pozitivizm’ sosyolojinin kurulmasını sağlamış ve onun gelişimi ve tartışmalarına, dinamizmi ve süregiden geleceğine oldukça önemli katkılarda bulunmuştur. Hiçbir başarı tam kabul görmemiştir. Pozitivizm çoğu kez sosyolojinin ‘Büyük Birader’i olarak görünmüştür.

Hazırlayan: Sema Çınar