Tüm Dünya’da hızla yayılan ve çok kısa bir sürede hayatımızı etkisi altına alan Koronavirüs salgını, birçok sektörde bazı değişimlere ve beraberinde birtakım yeniliklere yol açmıştır. Sektörel bazda incelediğimizde, uzun yıllardan beri ‘trend topic’ konumunda olan ve Dünya’nın birçok yerinde yaygın olarak kullanılan “prefabrik modüler yapılar”, pandemi süreci ile birlikte de müteahhitlik / inşaat sektörünün parlayan yıldızı haline gelmiştir.
Öyle ki günümüzde geleneksel inşaat tekniklerinin yerine, hazır yapı elemanlarının sahada hızlı montajı, çevre dostu ve dönüştürülebilir yapılar olması, maliyet kontrolünün yapılabilmesi, zamandan tasarruf edilebilmesi, ham maddeye ulaşımın güç olduğu zorlu coğrafyalarda geleneksel inşaat metotlarının iş gücü maliyetlerinin yüksek olması ve gelişmiş ülkelerdeki iş gücü maliyetlerinin yüksek olması gibi birçok kıstas prefabrik (ön-üretimli) modüler yapı sistemlerini ön plana çıkarmaktadır.
“Prefabrik Modüler Yapılar” pazar payının 2019’dan 2024’e kadar olan süreçte %4,6’lık bir yıllık bileşik büyüme oranı ile 2024 yılında 19,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Ayrıca, Covid-19 salgını dolayısıyla geleneksel inşaat metotlarının durma noktasına gelmesi ile, prefabrik modüler bina sistemleri aşağıda maddeler çerçevesinde de tercih edilmektedir;
Prefabrik modüler yapılar denildiği zaman akla ilk gelen genelde tek veya çift katlı portatif (taşınabilen) kabinler, şantiyelerde işçi yaşam alanları olarak kullanılan tek tip konteynerler, deprem, kitlesel yer değiştirme hareketleri vb. doğal afetler ve acil durumlar sonrası kurulan ve o anki ihtiyaçları karşılamaya yönelik en basit donanımlara sahip binalar veya panel sistemli özel mülk olarak tasarlanan villalardır.
Hızlı kentleşmenin yaşandığı gelişmekte olan ve İngiltere, Avustralya, Kanada, ABD gibi gelişmiş ülkelerde modüler yapı sistemlerine birçok sektörde rastlanmaktadır. Prefabrik modüler yapılar, gelişen teknolojilerle birlikte çok katlı olarak, hastane, AVM, sosyal ve lüks konutlar, idari yapılar, oteller, yurtlar, okul, klinik vb. binaların inşasında kullanılmaktadır.
Son olarak geçtiğimiz yıl, Singapur’da 40 katlı (yaklaşık olarak 140 metre yüksekliğinde) iki kuleden meydana gelen iki adet konut projesi, 1.900 adet prefabrik modüler sistem ile inşa edilmiştir. Projenin büyük bir kısmı, modüller yerleştirilmeden önce Malezya’da saha dışında üretilmiş, daha sonra modüller sahaya taşınarak yapıyı meydana getirmek üzere tasarlanmış bir sıralama programına göre uygulanmıştır. Böylece projenin %50’si saha dışında sanayileştirildiğinden kötü hava koşullarından kaynaklı zaman kaybı en aza indirgenmiştir.
Her modül, kalite kontrol standartları altında üretilip, teslimden önce birkaç kontrolden birden geçilmesi sağlanabilmekte olup bunun gibi süreçlerin ve yöntemlerin sayesinde sahada yaşanan kaybın %70 civarında azaldığı gözlemlenmiştir.
Böylelikle saha dışında üretilip inşaatı tamamlanabilen prefabrik modüler yapıların, her geçen gün tasarımdan nihai modüllerin imalatına kadar beklentileri tam olarak karşılayabilen çözümler sunabildiğini söylemek doğru olacaktır.
40 yılı aşkın tecrübesi ile Dorçe Prefabrik Yapı ve İnşaat Ticaret Sanayi A.Ş., kendi bünyesinde bulunan tecrübeli Tasarım, Mühendislik, Ar-Ge ve Proje yönetim ekipleri ile her türlü ihtiyacı karşılamaya yönelik, çok yönlü kullanım alanlarına uygun tasarlanabilen prefabrik hafif çelik modüler ve ön-üretimli çelik konstrüksiyon bina sistemlerini 6 kıtada 60 tan fazla ülkeye ihracatını gerçekleştirmektedir.