Dünyada yaklaşık bir milyon 500 bin civarında erkeğe prostat tanısı konuyor. Erkekler de en sık görülen kanser türüdür. Ülkemizde de durum farklı değil akciğer sonra ikinci sırada yer alıyor. Erken teşhis, hayat kurtarıyor ancak erken teşhisi geciktirecek pek çok şehir efsanesi var.
Prof. Dr. Mustafa Sofikerim
Üroloji Uzmanı
Prostat kanseri , sık görülen ama toplumsal farkındalığı yeterince oluşmamış bir hastalık. Kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada yer alıyor.
Prostat; yaklaşık olarak bir ceviz büyüklüğünde, erkeklerde mesanenin altında yerleşmiş, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten organdır. Kanser oluşumu ise prostat dokusunun bazı hücrelerin anormal seyrederek tümör oluşturmasıyla meydana gelir. Tümörler, prostatın sadece belirli bir kısmında gelişebileceği gibi birden çok kısmında da görülebilir.
Hastalık erken dönemlerinde genellikle hiçbir belirti vermez. Tedavi edilmezse zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yaratabilir. Böyle hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler görülüyor.
Prostat kanseriyle ilgili doğru bilinen yanlışlar ve şehir efsanelerine karşı dikkatli olunması gerekir.
1- YANLIŞ: Prostat kanseri yalnızca yaşlı erkeklerde görülür
Her zaman olmasa da hastaların önemli kısmı 50 ve daha genç yaşta olan erkekler. Bu nedenle, erken teşhis için 50 yaşın altındaki erkeklere de prostat kanseri taraması önerilir. Özellikle ailesinde prostat kanseri olan kişilerin 40 yaşından sonra kontrollere başlaması daha önemlidir.
2- YANLIŞ: Şikayetim yoksa prostat kanseri yoktur
Prostat kanseri en az şikâyet veren kanserlerin başında geliyor. Özellikle erken evredeki kanser hastalarında şikâyet oluşmaz. Ancak ilerleyen evrelerde şikayetler başlar.
3- YANLIŞ: Prostat kanseri hızlı ilerlemez
Çoğu prostat kanserinin yavaş ilerleme eğiliminde olduğu doğrudur. Ancak önemli bir kısım hastada, kanser çok saldırgan ve hızlı seyredebilir.
4- YANLIŞ: Ailemde prostat kanseri yok, ben de olmam
Aile öyküsü ve bazı ırklar prostat kanseri riskini artırsa da birçok hastanın ailesinde ya yoktur ya da bilinmiyordur. Yapılan çalışmalar hastaların ancak yüzde 15’inin aile öyküsü olduğunu gösteriyor. Birinci derece akrabalarından birinde olanlar kişilerde risk 2 kat, 2 kişi olanlarda 5 kat, üç kişi de ise 11 kat artıyor.
5- YANLIŞ: PSA prostat kanser testidir
Kan örneğiyle bakılan PSA (prostat spesifik antijen) kanserli hücreden değil, prostat tarafından salgılanan bir belirteçtir. Bir tarama testidir, kanda yüksek olması prostata bağlı bazı sorunların olduğunun işaretidir. Kanserde olduğu gibi kanser dışı birçok prostat hastalığında da PSA yüksekliği görülebilir.
6- YANLIŞ: PSA testi muayenenin yerini tutar
Sadece PSA’ya bakılırsa, prostat
kanserlerinin yaklaşık dörtte birini atlamış, gözden kaçmış olur. PSA’nın yükselmediği bazı vakalarda tanı konabilme şansı rektal muayene ve prostat multiparametrik MR tetkiki sayesinde olur.
7- YANLIŞ: Prostat kanseri çevreme ya da eşime bulaşabilir
Prostat kanseri enfeksiyon hastalığı gibi bulaşıcı bir hastalık değil. Cinsel ilişki ile de bulaşmaz.
8- YANLIŞ: Prostat kanseri tedavisi sonucunda idrar kaçırma ya da iktidarsızlık kaçınılmazdır
Prostat kanser ameliyatları veya ışın tedavisi sonrası görülebilen sorunların en sık idrar kaçırma, iktidarsızlık olasılığı olması doğrudur. Ancak günümüzde gelişmiş tıbbi yöntemler laparoskopik, robot yardımlı laparoskopik cerrahi ve deneyimli ellerde bu sorunlar oldukça nadir görülür.
9- YANLIŞ: Bazı yiyecekler ve sık cinsel ilişki prostat kanserine neden olur
Sık
cinsel ilişki, yiyeceklerin bazıları, prostat kanseri nedeni değildir. Prostat
kanseri riskini yükselten etkenlerin başında genetik özellikler ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar geliyor.
10- YANLIŞ: Doğru beslenme, vitamin takviyeleri, bitkisel ilaçlarla ile prostat kanserinden tamamen korunabilirim
Beslenme ve yaşam tarzı genel anlamda kanser oluşum süreçlerinde olumlu etkilere sahiptir. Ancak sadece bu yöntemlerle prostat kanserinin tedavi edileceği fikri yanlıştır.