Ankara Tabip Odası’nın 14 Mart Tıp Haftası Etkinlikleri kapsamında “Sağlık Alanında Çalışan Kadınlar Sorunları Konuşuyor Çözümler Öneriyor” konulu forum düzenlendi. ATO Kadın Hekimlik Komisyonunun katkılarıyla Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 14 Mart Cumartesi günü yapılan etkinliğe Derneğimizi temsilen başkan Nezaket ÖZGÜR katılmıştır.
Etkinlik, Grup Devinim’in canlı müzik performansıyla başladı. Ardından foruma geçildi. Forumun moderatörlüğünü Dr. Deniz Erdoğdu yaparken konuşmacılar Dr. Filiz Ak, Nezaket Özgür, Bihter Akınoğlu, Handan Aksay, Şadiye Dönümcü, Nazife Ortakçı, Çiğdem Özdemir, Neslihan Sevim ve Sevgi Türkmen oldu.
Forumun açılış konuşmasını yapan Dr. Deniz Erdoğdu polikliniklerdeki hasta başvuru sayılarındaki artışa dikkat çekerek hızlandırılmış, doğru teşhislerin konulamadığı, akılcı ilaç kullanımının olmadığı bir sağlık sisteminin olduğunu vurguladı. Bütün bunların kışkırtılmış sağlık hizmeti sunumu sebebiyle ortaya çıktığını vurgulayan Dr. Erdoğdu böylesi sağlık sistemi iyileştirmiyor tam tersine daha çok hasta ediyor diye konuştu. 14 Mart Tıp haftasında kadını odağına yerleştiren bir forum düzenlemek istediklerini söyleyen Dr. Deniz Erdoğdu “ Kadını toplumsal hayattan uzaklaştıran söylemler kadına şiddet vakalarını arttırıyor. Meclise getirilen paketlerle açıklanan; kadının mesleki terfisine engel olan, ilk işten atılacak kişi olarak kadını işaret eden dost değil tam tersi düşman politikalar” diye konuştu.
Sağlık alanında çalışan kadınlar da foruma konuşmacı olarak katılarak çalışma hayatlarında deneyimledikleri ve gözlemledikleri sorunları dinleyicilerle paylaşarak çözüm önerileri sundular. Konuşmacıların, kadınların yaşadığı sorunlara dair ortak çözüm önerisi örgütlenmenin gücü oldu.
Dr. Filiz Ak-hekim “Kadın olmak ne anlama gelir diye derslerimde soruyorum ve kadın olmanın aslında cinsiyet olmadığını, toplumsal cinsiyet olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Toplumsal cinsiyet kimliğini, kalıp yargılar ve ahlaki değerler oluşturuyor. Bunları derslerimde anlatmamın nedeni toplumsal cinsiyetten kaynaklı sorunların kavranmasını sağlamak çünkü hükümet, kadın-erkek arasındaki ayrımcılığa maruz kalmamıza neden oluyor. Yapılan araştırmalara göre sağlık alanında da en çok kadınlar şiddete maruz kalıyor. Çözüm yolunu kadınlık değerlerimizi koruyarak örgütlenmekte görüyorum”
Bihter Akınoğlu-fizyoterapist “Cinsiyete dayalı ayrımcılık bizim mesleğimizde de yaşanıyor, uygulamada görünen gerçek; yaşlı ve çocuklarla çalışılacaksa daha çok kadınların , mobilizasyon uygulamalarında daha çok erkeklerin görev alması. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın aile içinde başladığını ve kadınların eğitiminin arttırılması gerektiğini düşünüyorum”
Handan Aksoy-hemşire “Doğarken mavi ve pembeye doğuyoruz, eril tahakkümü kırmak çok zor. Cerrahi tamamen eril mantığa dayalı bir çalışma ortamı. Hemşire olarak çalışma hayatında ikinciliz ve değer atfedilmeyen bir noktadayız. Cinsiyetin önündeki duvarları cins bilinciyle örgütlenerek yıkacağımızı düşünüyorum”
Şadiye Dönümcü-sosyal hizmet uzmanı “Bakımın profesyonel ya da evsel olanında çok da fark yok. Sağlık sektöründe Feminizasyon süreci yaşanıyor; sabırlıyız, anlayışlıyız, anne gibiyiz bakım bizim işimiz olarak görülüyor. Çok çarpıcı bir araştırmanın sonuçlarına göre; 15 yaş üstü hane halkına; çalışmayan bir erkek 1 saat 12 dakika vakit ayırırken çalışmayan bir kadın 5 saat 43 dakika vakit ayırıyor. Çalışan kadınlarda ise hane halkına vakit ayrılan süre 4 saat 3 dakika olurken erkeklerde ise sadece 43 dakika oluyor”
Didem Kamber-diş hekimi “Sağlıkta dönüşümle muayenehanelerin azalması ve kliniklerin artması kadın diş hekimlerinin iş güvencesini tehdit ediyor”
Nazife Ortakçı-taşeron işçi “Taşeron işçilerin güvencesi patronun iki dudağının arasında. Çok zor koşullar altında çalışmamıza rağmen aylık kazancımız 949 tl ve çoğu arkadaşımın banka kartı kocalarının ellerinde. Hastanede bir araya gelip sorunlarımızı konuşup çözüm önerileri aradığımız bir birim oluşturduk. Yaşadığımız sorunları aşabilmek için örgütlenmek gerektiğine inanıyorum”
Çiğdem Özdemir-hemşire “Cinsiyetlere atfedilen rollerden meslekler de etkileniyor. Hemşirelere şefkat, yardımseverlik, sempati ve kutsallık vasfı yükleniyor. Oysa hemşirelik; bilimsel temellere dayandırılmış, akademik altyapısı olan bir meslek. Toplumun kadına atfettiği roller hemşirelere de yüklenerek kadın hemşirelerin edilgen ve izin verildiği sınırlar içinde var olması bekleniyor”
Nezaket Özgür-radyoloji teknikeri “Radyoloji alanında çalışanların çoğu kendi sağlıklarını göz ardı ederek çalışmak zorunda kalan kadınlardan oluşuyor. Hamilelik ve emzirme döneminde çalışma alanlarındaki radyasyondan ötürü büyük endişe yaşıyorlar. Sağlıksız ortamlarda sağlıklı çoçuk yetiştirmeye çalışıyorlar. Bu sorunlara rağmen mesleği seçmede artı oluşturabilecek erken emeklilik, kısa çalışma süresi vb haklar elimizden alınmıştır. Sağlıkta dönüşümle daha da artan taşeronlaşmayla radyasyon emekçisi kadınlar hiçbir haktan faydalanamıyorlar”
Sevgi Türkmen-psikolog “Çalıştığım hastanede, ortaya bir problem çıktığı zaman ilk önce kadın sağlıkçılar özellikle hemşireler sorgulanıyor. Hastalar da hekimlerle karşı karşıya gelmemek için en çok hemşireleri şikayet ediyorlar. En çok psikolojik sorun da hemşirelerde görülüyor. Yeni modern dünyanın dayatmalarıyla psikoloji bozuluyor ama bunun çözümü ilaçta değil, bir arada olup sorunları birlikte çözmekten ve örgütlenmeden geçiyor”