Sağlık Bakanlığı İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneler Birliği Radyoloji Klinikleri Koordinatörü Prof.Dr.Hakkı Muammer Karakaş Mesleğimizle İlgili 10 Temel Soruya Cevabı

image_pdf image_print

Özlük haklarımızla ilgili bilmemiz gereken temel noktalar: En sık sorulan 10 soru ve güncel mevzuat kapsamındaki yanıtları

Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş
S.B. İstanbul Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Radyoloji Klinikleri Koordinatörü
Radyoloji bilimi 20 yy. boyunca modern tıbbın şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, tıbbi görüntüleme ve radyasyon onkolojisi alanlarında sağlanan baş döndürücü gelişmelerin günümüzde insan sağlığına en büyük katkıyı yaptığı tüm otoritelerce kabul edilmektedir. Bu sevindirici gelişmelerin yanında, meslek alanımızda ulusal sağlık sistemimizdeki finansal zorluklardan ve insan kaynaklarımızdaki yetersizlikten kaynaklanan olumsuz gelişmeler de yaşanmaktadır. Bu olumsuz gelişmelerin bir bölümü karşımıza çalışma koşullarımız ve mesleki haklarımızdaki kazanımlarımızı yitirmemize yol açan yeni hukuksal düzenlemeler şeklinde çıkmaktadır. Diğer bir bölümü ise geçmişten gelen ya da son dönemde kabul edilen düzenlemelerle ilgili idari yorumlardır. Belirtilen yorumların bir bölümünün geçerli mevzuata ve objektif bilimsel bulgulara aykırılık teşkil ettiği gözlenmektedir.
Radyoloji bölümlerinde görev yapmış ya da yapmakta bulunan çalışanlar tarafından yukarıda belirtilen yorumlar temelinde tesis edilen idari işlemlerle ilgili birçok soru sorulmakta olup bu yazıda belirtilen sorular belli bir sıra düzeninde yanıtlanmaktadır. Okuyucuya kolaylık sağlamak için konu en sık karşılaşılan 10 soru ve yanıtları temelinde gözden geçirilmiştir. Yazının bir bütün halinde okunması, meslektaşlarımıza nerelerin radyasyon alanı olarak tanımlanacağı, kimlerin radyasyon görevlileri ile ilgili özel düzenlemelerden yararlanacağı, belirtilen görevlilerin çalışma sürelerinin hesaplanmasında hangi kurallara dikkat edilmesi gerektiği ve diğer birçok benzer konuda açıklayıcı bilgiler sağlayacaktır. Temel kavramları içeren bu yazımı izleyen diğer yazılarımda meslektaşlarımız radyoloji uzman, tekniker ve teknisyenlerini ilgilendiren daha spesifik soruların yanıtlarını bulma olanağını bulacaklardır.

Soru 1. Radyasyon kaynağı nedir?
Yanıt 1. 07.09.1985 tarih ve 18861 sayılı Radyasyon Güvenliği Tüzüğünün 2/D maddesinde radyasyon kaynağı “İyonlaştırıcı radyasyon yayınlayan radyoaktif maddelerle, radyasyon yayınlayıcı veya üretici aygıtlardır” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre tanısal radyoloji kullanılan röntgen, fluoroskopi, anjiyografi, bilgisayarlı tomografi, mamografi ve kemik mineral dansitometre cihazları; radyasyon onkolojisinde kullanılan teleterapi, brakiterapi, lineer akseleratör ve tomoterapi cihazları; nükleer tıpta kullanılan sintigrafi, PET/BT ve SPECT/BT cihazlarında ve radyoaktif iyot tedavisinde kullanılan radyoaktif ajanlar radyasyon kaynağı olarak kabul edilmektedir.

Soru 2. Radyasyon alanı nedir?
Yanıt 2. 07.09.1985 tarih ve 18861 sayılı Radyasyon Güvenliği Tüzüğünün 2/D maddesinde radyasyon alanı “İçinde çalışan kişilerin iyonlaştırıcı radyasyonlara maruz kaldığı alanlar” olarak belirtilmektedir. Buna göre ilk sorunun yanıtında sıralanan radyoloji, radyasyon onkolojisi ve nükleer tıp cihazlarının ve/veya radyoaktif maddelerinin bulunduğu fiziksel mekanlar radyasyon alanıdır.
Sağlık tesislerinde radyasyon yayan veya üreten cihazların kullanıldığı, bulundurulduğu, zararlı maddelerin etkisinin sürdüğü, sürebileceği, kontrol altında bulundurulması gerektiği bu birimler, üniteler ve odalar 07.09.1985 tarih ve 18861 sayılı Radyasyon Güvenliği Tüzüğünde ve ilgili Yönetmelik’te koşulları ayrıca düzenlenecek şekilde radyasyon alanı içinde denetimli alan ve gözetimli alan olarak sınıflandırılmıştır.

Soru 3. Denetimli alanlar nelerdir?
Yanıt 3. Radyasyon Güvenliği Tüzüğü’nün 2/İ maddesine göre denetimli Aalanlar; “Radyasyon güvenliği bakımından giriş ve çıkışların özel denetime ve içerisindeki çalışmaların özel kurallara bağlı olduğu alanlardır.” Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinin 15 maddesinde denetimli alanlar; “Radyasyon görevlilerinin giriş ve çıkışlarının özel denetime, çalışmalarının radyasyon korunması bakımından özel kurallara bağlı olduğu ve görevi gereği radyasyon ile çalışan kişilerin ardışık beş yılın ortalama yıllık doz sınırlarının 3/10’undan fazla radyasyon dozuna maruz kalabilecekleri alanlar” olarak tanımlanmıştır.
Bu tanıma göre denetimli alanların radyasyon alanı içinde bir alan olduğu görülmektedir. Yani “denetimli alanlar” radyasyonunun zararlı etkilerine maruz kalma bakımından bir bütün olarak tüm güvenlik tedbirlerinin, özel kural ve denetimlerin dolayısıyla ilgili hukuki düzenlemelerin geçerli olduğu radyasyon alanlarının içindeki alanlar olup bu alanlar Tüzük ve Yönetmelikte ayrıca belirlenen özel kuralların da uygulanmasının zorunlu olduğu alanlardır.

Radyasyon kaynaklı cihazlarla tıbbi uygulamaların yapıldığı yerler bakımından hangi alanların “denetimli alan” olarak görülmesi gerektiğine bakılacak olursa, ilk sorunun yanıtında sıralanan ve hastanelerde iyonlaştırıcı radyasyonla çalışan tüm cihaz ve kaynakların bulunduğu, Tüzük ve Yönetmelik uyarınca da özel koruma / korunma tedbirlerinin alınmasının zorunlu olduğu alanlar, (radyasyon güvenliği bakımından giriş ve çıkışların özel denetime ve içerideki çalışmaların özel kurallara bağlı olduğu alanlar) denetimli alandır.

Soru 4. Gözetimli alanlar nelerdir?
Yanıt 4. Gözetimli Alanlar Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 15/b maddesine göre “Gözetimli Alanlar” “Radyasyon görevlileri için yıllık doz sınırlarının 1/20 sinin aşılma olasılığı olup, 3/10 unun aşılması beklenmeyen, kişisel doz ölçümü gerektirmeyen fakat çevresel radyasyonun izlenmesini gerektiren alanlardır.” Bu hükümle birlikte yukarıda denetimli alanlar yönünden değindiğimiz Yönetmelik hükmü de dikkate alındığında radyasyon alanı içinde yer alan gözetimli alanların, iyonlaştırıcı radyasyon yayan cihazların bulundurulmadığı ancak bu cihazların bulundurulduğu ve kullanıldığı denetimli alanlara yakınlıkları ve bağlantıları nedeniyle radyasyonun etkilerinin sürebileceği ve bu nedenle de radyasyonun çevresel etkilerinin izlenmesi gereken alanlar olduğu, koruma ve denetim açısından bu alanların da düzenlenmesinde zorunluluk bulunduğu görülmektedir.

Dolayısıyla üçüncü soruda “denetimli alan” olarak belirtilen ünite ve odaların bağlantılı bulunduğu birimler ve yerler ve denetimli alanların çevresi Tüzükte belirtilen anlamda gözetimli alan tanımına uyan alanlardır. Radyasyonun çevresel izlenmesini gerektiren alanlar diğer koşulların yanında doz ölçümlerine göre de ilgili birimlerin fizik mühendislerinin ölçümleriyle saptanmakta ve izlenmektedir.

Soru 5. Gözetimli alanlardaki radyasyon düzeyi ne kadardır?
Yanıt 5. Her ne kadar gözetimli alanlar daha düşük radyasyon riski taşıyan alanlar olsa da, Yönetmelikte bu alanlar da yukarıda da değinildiği üzere denetimli alanlar gibi bir radyasyon alanı olarak tanımlanmıştır. Gözetimli alanlar Yönetmeliğin 15. maddesi kapsamında denetimli alanlarla ortak olacak şekilde “Maruz kalınacak yıllık dozun 1 mSv değerini geçme olasılığı bulunan alanlar” şeklinde tanımlanmıştır.
Genel olarak 100 kVp gücündeki cihazlardan yayılan radyasyon <= 1 R (mA-min 1 m), iş yükü (W) = 1000-8000, kullanım faktörü (U) = 1, işgal faktörü (T) = 1 düzeyinderir. Radyoloji bölümlerimizde tipik mesafe 2-6 mt’dir. Bu nedenle radyoloji bölümlerinde çekim odaları etrafında bulunan rapor odaları, seminer salonları ve dinlenme odalarındaki yıllık radyasyon çalışma saatleri ve işgünü hesaba katıldığında Yönetmelikte belirtilen yıllık 1 mSv’in çok üzerinde gerçekleşmektedir.

Soru 6. Kimler radyasyon görevlisidir?
Yanıt 6. 07.09.1985 tarih ve 18861 sayılı Radyasyon Güvenliği Tüzüğünün 2/K maddesinde radyasyon görevlisi “Sürekli olarak denetimli alanlarda veya radyasyon kaynaklarıyla çalışan kişidir. – Denetimli alanlarda veya radyasyon kaynaklarıyla geçici olarak veya ara sıra çalışan kişiler radyasyon görevlisi sayılmazlar” şeklinde tanımlanmıştır.
Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları ile Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeğin 4/ı maddesinde ise radyasyon görevlisi radyasyon kaynağı ile yürütülen faaliyetlerden dolayı görevi gereği, 24/3/2000 tarihli ve 23999 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinde toplum üyesi kişiler için belirtilen doz sınırlarının üzerinde radyasyona maruz kalma olasılığı olan kişiyi, yani denetimli ve gözetimli alanlarda görevi gereği radyasyon kaynağı ile sürekli çalışan kişiyi tanımlar.
Yukarıdaki tanımlara göre meslek yaşamları boyunca meslekleri gereği radyasyona yaşamları boyu sürekli maruz kalma olasılığı bulunan radyoloji uzmanları, asistanları, tekniker ve teknisyenleri radyasyon görevlisidir. Meslek yaşamlarının belli bir döneminde kısa sürelerle denetimli alanlarda bulunan veya bulunabilecek diğer personel (temizlik personeli, hemşire, klinisyen hekim, transport personeli vs.) radyasyon görevlisi sayılmaz. Çünkü belirtilen diğer personel meslek yaşamlarının bir diğer bölümünde tamamen farklı alanlarda çalışabilecektir.

Soru 7. Radyoloji uzmananlar ve teknisyenleri vb. mesleklere mensup çalışanlar haricinde kalan personel ne zaman radyasyon görevlisi olarak nitelendirilebilir?
Yanıt 7. Sağlık alanında radyasyon kaynaklarıyla çalışanlar bakımından temel düzenlemeler 3153 sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Tüzük’tür.

Tüzük’ün düzenleniş amacı 1. maddesine göre; radyasyon kaynaklarıyla teşhis ve tedavi yapılan veya her türlü elektrik aletleri ile tedavi yapılan sağlık kuruluşlarının bina yapıları ile “hastalar ile mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarını” radyasyon, röntgen ışını ve elektrik cereyanından koruyacak düzenlerin, radyasyon için bir kuruluşta bulunması gerekli en az miktarın ve cihazların özelliklerinin belirlenmesidir.

Tüzük’ün 1. maddesi radyasyonla çalışma bakımından irdelendiğinde, uzmanlar (mütehassıslar) dışında belirli bir kadro ve görev tanımı yapılmadığı, “radyasyonla teşhis ve tedavi yapılan kuruluşlar”da “çalışan” olmanın yeterli olduğu görülmektedir. Tüzüğün çalışma düzeni ve şua izni gibi çalışanların özlük haklarına ilişkin diğer hükümlerinde de çalışanlar, uzman ve “çalışan” olarak ifade edilmiş, “radyasyon görevlisi” ya da “radyasyon uzmanı” gibi tanımlar kullanılmamıştır.

Tıpla ilgili özel mevzuat, Radyasyon Güvenliği Tüzüğü ve Yönetmeliği’nde düzenlenen sınıflandırmalara aykırılık taşımamakta bu düzenlemeler yasa koyucunun “Radyasyonunun zararlı etkilerinden çalışanları azami ölçüde korumak” amacını gerçekleştirmeye yönelik düzenlemeler olarak birbirlerini tamamlamaktadır. Radyasyon Güvenliği Tüzüğü ve Yönetmeliği’ndeki radyasyon alanlarının ve radyasyon görevlisi ve radyasyon uzmanı gibi tanımlamaların da bu kapsamda düşünülmesi, fiili hizmet zammından yararlandırma bakımından, görev veya çalışılan birimlerin tanımlarına göre değil radyasyon kaynaklarıyla veya bu kaynakların bulunduğu yerlerde sürekli çalışan olmanın ölçüt alınması hukuken zorunluluk taşımaktadır.

Nitekim 5510 sayılı Kanun’un fiili hizmet zammını düzenlediği 40. maddesinin 11. bendinde de çalışanlar veya çalışılan yerler açısından bir sınıflandırma yapılmamakta, maddede sadece “Radyoaktif ve radyoiyonizan maddelerle yapılan işler” ve “doğal ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan, maddeler veya bütün diğer korpüsküler emanasyon kaynakları ile yapılan işlerde çalışanlar” fiili hizmet zammının uygulanmasında ölçüt alınmaktadır.

Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Tüzük’ün amacı ve çalışma düzenine ilişkin hükümleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, radyoloji uzmanı ve röntgen teknisyenleri ile birlikte, hastanelerin radyasyon yayan cihazlarının bulunduğu ünite veya laboratuarlarında sürekli bulunarak veya çalışarak radyasyona maruz kalan diğer çalışanların da Tüzük’te belirtilen özlük haklarından yararlandırılması “ışınımların zararlı etkilerinden korunmak bakımından” zorunludur. Nitekim radyasyon kaynaklı cihazlarla çalışma ile ilgili yargı kararlarına baktığımızda da dolaylı olarak zararlı ışınımlara maruz kalan çalışanlar bakımından Tüzük hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde kararlar verildiği görülmektedir (Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 07.04.2005 gün ve 2003/66 E., 2005/207 K. sayılı kararı). Bununla birlikte belirtilen çalışmaların denetimli alanlarda yapılmış olması gerekmektedir.

Soru 8. Radyasyon görevlisi ile ilgili tanımdaki “sürekli” ifadesinin anlamı nedir?
Yanıt 8. “Sürekli” ifadesi radyasyon görevlilerinin meslek yaşamları boyunca meslekleri gereği radyasyona yaşamları boyu sürekli maruz kalma olasılığı ile ilgili bir ifadedir. İlgili mevzuat hükümlerini yorumlayan ve tamamlayan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı ile Türkiye ye Atom Enerjisi Komisyonunun Mütalaalarında; ilgili nizamnamede de belirtilen günlik çalışma süresinin bilfiil röntgen cihazı başında geçirilen süre değil, radyoloji müessesesinde yapılması mutad ve zaruri olan skopi, grafi, tedavi çalışmaları, karanlık oda çalışmaları, grafilerin tetkiki raporların tetkiki, raporların yazılması, kayıtların tutulması ve konsültasyonlar gibi günlük mesleki çalışmaların toplam süresi olduğu, 5 saatlik sürenin yalnız müstakilen makina başında geçmesine, gerek insanın vücudunun mukavemeti ve gerekse sağlığı bakımından mümkün olmayacağı, bu nedenle bir iki saatlik bilfiil röntgen mesaisi yapan kişinin bile, bu mevzuat hükümlerinden istifade edebileceği ifade edilmektedir (Bkz. AYIM 2.D., Karar Tarihi:03.04.1996, Karar No: E. 1995/503, Karar No: K. 1996/244).
Bu nedenle radyasyon görevlilerin çalışma sürelerinin hesaplanmasında fiilen makine başında geçmeyen sürelerin dikkate alınmaması, banyo, tasnif, konsültasyonlar ve dinlenme gibi diğer sürelerin hariç tutulması hukuki ve tıbbi açıdan yanlıştır ve çalışan sağlığı açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. Aynı şekilde radyasyon görevlilerinin fiilen radyasyon kaynağına doğrudan maruz kaldıkları sürenin mesai ve fiili hizmet hesabında esas teşkil etmesi, yıllık kanuni izninin dışında bir aylık şua izninden yararlandırılmaması doğrultusunda tesis edilen ya da edilecek her türlü işlem genel ve idare hukukuna ve ilgili kesinleşmiş mahkeme kararlarına açıkça aykırıdır.

Soru 9. Kimler radyasyon görevli tanımının dışında kalmaktadır?
Yanıt 9. Radyasyon yayan cihazların bulunduğu odanın dışında kalan gözetimli alanlarda çalışan banyo personeli ya da sekreter vb. görevliler radyasyon görevlisi sayılmaz, her yıl yıllık izninden ayrı olarak bir aylık şua izninden yararlanma koşullarını taşımazlar (Bkz. AYİM 2.D., Karar Tarihi: 22.05.2002, Karar No: E.2001/736, Karar No: K.2002/531.)
Ayrıca, meslek yaşamının büyük bir bölümünde mesaisinin tamamını radyasyon alanı dışında geçiren görevliler (örneğin sadece ultrasonografi ya da sadece manyetik rezonans görüntülemede ardışık yıllar boyunca çalışan personel) radyasyon görevlisi sayılmazlar. Fakat bu konu ile dikkate alınması gereken önemli bir husus radyasyon alanı dışında görev yapmanın kişinin iradesi dışında gerçekleşmemiş olmasıdır. Yani herhangi bir hastanede röntgen cihazı olmadığı için radyasyon kaynağıyla çalışma olanağına sahip olmayan bir radyoloji uzmanı yine de radyasyon görevlisi sayılmalıdır. Hastanenin röntgen servisindeki cihaz eksikliği ve teknik yetersizlik nedeniyle radyoloji uzmanları sadece ultrason, manyetik rezonans görüntüleme gibi tetkiklerde çalıştırılacak olsa bile bunun sorumlusu radyoloji uzmanları olmayacağı kesinkleşmiş mahkeme kararları ile sabittir.

Soru 10. Denetimli alanlarda radyasyon görevlisi tanımı dışında kalan personelin geçici süre ile görev yapması mümkün müdür?

Yanıt 10. Röntgen laboratuvarlarında geçerli olacak çalışma tarzına dair hükümler Radyoloji, Radyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkına Nizamname’nin ikinci faslında tespit edilmiştir. Buna göre hastanelerde, röntgen ve radyom ile tam müddetle (günde 5 saat) çalışan kimseler, hastahanenin başka işlerinde kullanılamaz (Madde 22). Röntgen ışınları ile tam müddetle (günde 7 saat) çalışmayanların hastanenin başka işlerinde kullanılabilmesi yönünden ise herhengi bir hukuki kısıtlama bulunmamaktadır.
Radyasyon görevlilerinin tanımı ise 07.09.1985 tarih ve 18861 sayılı Radyasyon Güvenliği Tüzüğünün 2/K maddesinde tespit edilmiş olup, Radyasyon Görevlisi “Sürekli olarak denetimli alanlarda veya radyasyon kaynaklarıyla çalışan kişidir. – Denetimli alanlarda veya radyasyon kaynaklarıyla geçici olarak veya ara sıra çalışan kişiler radyasyon görevlisi sayılmazlar” şeklinde tanımlanmıştır. Bu madde de radyasyon kaynaklarıyla geçici veya ara sıra çalışan personelin mevcudiyetini ortaya koymaktadır. Nitekim uygulamada ameliyathanelerde skopi ve üroloji kliniklerinde taş kırma amacıyla röntgen kaynakları üroloji ve ortopedi gibi branş hekimleri ve asistanlarınca yaygın olarak kullanılmaktadır.
Klinik branşlarda görev yapan asistanların görevleri ve eğitimi arasında muayenelerinin doğal bir parçası olan ve klinisyen hasta ilişkisini gerektiren tetkiklerin öğrenilmesi ve ustalık düzeyinde tatbiki yer almaktadır. Belirtilen hususla ilgili olarak örneğin bir histerosalfingografi (HSG) çekiminde hastaya yapılan ameliyede rahimin muayenesi, vajinaya bir spekulum yerleştirilmesi, serviksin temizlenmesi, serviksin açılması için bir kanülün yerleştirilmesi yer almaktadır. Radhmin muayenesinin ve vajinaya spekulum tatbikinin radyoloğun bilgi ve becerisi dışında olduğu, kadın hastalıkları eğitimi verilen bir hastanede tüm bu işlemlerin zaruri haller dışında kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ve eğitim için gerekli olduğu oranda ilgili kliniklerin asistanları tarafından yapılmasının öncelikle hasta sağlığı ve güvenliği, ve akabinde belirtilen işlemin doğruluk ve verimliliği açısından zaruri olduğu açıktır. Belirtilen işlemlerin kadın hastalıkları ve doğum asistanları tarafından yapılmasında bu nedenle mahzur bulunmamaktadır. Bununla birlikte radyasyon kaynağı olan röntgen cihazının çalışır duruma getirilmesi, cihaza gerekli pozisyonların verilmesi, ekspojürün gerçekleştirilmesi ve gerekirse grafinin yorumu hususlarında yukarıda belirtilen nizamname ve tüzük hükümleri doğrultusunda bir radyasyon görevlisinin çekime nezaret etmesi gereklidir