Türkiye’de silah kaçakçılığı Cumhuriyet’in kurulduğu yılları takiben gündeme gelmiş, ekonomik sınırlamalar yüzünden birçok silah ülkeye getirilmiştir. Ülkenin Asya ve Avrupa arasında köprü konumunda olması, Ortadoğu’ya komşu olması, uluslar arası kara ve deniz ulaşım yollarının üzerinde bulunması bu süreci hızlandırmıştır. Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından sonra silah kaçakçılığı Türkiye’nin önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Silah ne kadar bir savaş ve savunma aracı olarak kullanılmaktaysa da Türk kültüründe farklı bir yere sahiptir. Kimi zaman düğünlerde kullanılan eğlence aracı kimi zaman devlet büyüklerinin de kullandığı değerli hediye olarak da anlamlanmıştır. Bununla birlikte bir çok suçun nitelikli halini oluşturan silahın, insanın temel hakkı olan yaşam hakkına son verdiği ve toplumsal barışı tehdit eden bir yapıya sahip olduğu unutulmamalıdır.
Türkiye de yasal silah edinme yolları 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkındaki Kanun’da düzenlenmiştir. Bu kanuna aykırı olarak gerçekleştirilen fiiller kaçakçılık fiilini oluşturacaktır. Bu noktada kaçakçılık kavramı üzerinde durmakta fayda görmekteyiz. Kaçakçılık, bir malın kanuna aykırı olarak gizli yollarla bir ülkeye sokulması veya ülkeden çıkarılmasıdır. Bu işi yapan kişilere ise “kaçakçı” denmektedir. Kaçakçılık, vergiden kaçmak, ithalat ve ihracat yasağını aşmak için kullanılan bir yoldur. Kaçakçılık suçları kamu zararı ile doğrudan ilgilidir. Çünkü her kaçakçılık suçunda kamu düzeni ihlal edilip kamu zararı meydana gelir.
6136 sayılı kanun 12. Madde düzenlemesine göre; her kim bu kanun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29.6.2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa cezalandırılır.
Herkes tarafından işlenebilen genel suçlardan olup, özel faillik niteliği aranmamaktadır. Maddede seçenek davranışlı bir suç öngörülmüştür. Buna göre kanunda yer alan fiillerden birinin işlenmesi suçun oluşması için gerekli ve yeterlidir. Bu seçimlik hareketler;
Silah kaçakçılığı suçu kasten işlenebilen suçlardan olup, taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir. Genel kast yeterlidir, özel saik öngörülmemiştir.
Silah kaçakçılığı suçunun temel halinin yaptırımı beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve beş yüz günden beş bin güne kadar adlî para cezasıdır. Kanun seçimlik cezaya yer vermemiş hakime takdir yetkisi tanımamıştır. Silah kaçakçılığı suçu nun işlenmesi halinde hapis cezası ve adli para cezası birlikte uygulanacaktır. Silah kaçakçılığı suçunda görevli mahkeme Ağır Ceza mahkemeleridir. Resen kovuşturulur.
“Dairemizce istikrarlı şeklide sürdürülen uygulamaya göre “10 adet”ten fazla uzun namlulu silahın sayısal bakımından vahim sayılacağı göz önüne alınarak, sanıkta “10” adet uzun namlulu silah ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, sayısal vahametten söz edilemez.
Suça konu silahların hem nitelik hem de sayısal bakımdan vahim olmaları durumunda yalnızca 6136 Sayılı Yasanın 12/5. madde ve fıkrası uyarınca artırım yapılacağı gözetilmeden, aynı yasanın 12/4 ve 12/5. maddeleri ve fıkraları uyarınca ayrı ayrı artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, hatalıdır.” (8.Ceza Dairesi Esas: 2005 / 620 Karar: 2005 / 6303 Karar Tarihi: 01.07.2005)
1-) Av bayii olan sanığın, satmak amacıyla 497 adet mermi bulundurmaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen mermi ticareti suçunu oluşturduğu gözetilmeden 6136 sayılı Kanunun 13/3. maddesi uyarınca mutad sayıda mermi bulundurmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ( Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Esas No: 2011/16338-Karar No: 2012/23309)
2-) Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, yapılan istihbari çalışmalarda sanığın oğlu Kartal Gazi adına kayıtlı büronun vitrininde başkaları adına ruhsatlı tabancaları sergilediği ve ayrıca mermi almaya yasal hakkı olmayanlara mermi sattığının öğrenilmesi üzerine, görevli (x) haber elemanının hiçbir belge göstermeksizin sanıktan bedeli karşılığı 100 adet mermi satın aldığı ve sanığın yüz adet mermi satmaktan ibaret eyleminde, silah ticaretine ve yaymaya yönelik kastı olduğuna dair kanıt bulunmadığından eyleminin 6136 sayılı Yasa 13/3. maddesine aykırılık oluşturduğu ayrıca yapılan aramalarda sanığın ruhsat sahiplerinden aldığı vekaletname ile satışına aracılık ettiği 27 adet ruhsatlı tabanca ve mermileri de ruhsatsız olarak bulundurduğu ve elde olunan silah sayısına göre eyleminin 6136 sayılı Yasa 13/2. maddesine aykırılık oluşturduğunun anlaşılması karşısında, sanığın TCK.nun 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 6136 sayılı yasa nın 13/2. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde bireysel silah ticareti suçundan 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrası uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Esas No: 2009/17339-Karar No: 2012/6026)
3-) Toplu silah kaçakçılığından yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. On adetten fazla uzun namlulu silah sayısal bakımdan vahim sayılmaktadır. Somut olayda ise on adet uzun namlulu silah ele geçirilmiştir. Bu durum karşısında sayısal vahametten söz edilemez. Açıklanan hususlar nazara alınmadan mahkemece yazılı şekilde karar tesis edilmesi isabetsizdir. ( Yargıtay 8. Ceza Dairesi E. 2005/620 K. 2005/6303
Karar Tarihi. 1.7.2005)
4-)Sanığın 2 adet vahim nitelikteki tüfeği aracıyla nakletmekten ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesine uyduğu gözetilmeden aynı Yasanın 13/2. maddesiyle uygulama yapılması ve kabule göre de sanıkta yakalanan silah sayısı gözetilerek TCK.nun 3 ve 61/1. maddesi uyarınca temel cezanın asgari sınırın üzerinde tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Esas No: 2010/3803-Karar No: 2012/22286)
Yılmaz & Çelik Hukuk Bürosu
Avukat Tuğsan YILMAZ – Avukat Halil İbrahim ÇELİK
Baharlı Bahçe Sk. Onart Apt. No:14 D:5
İncirli-Bakırköy/İSTANBUL
0212 343 24 95
Bir önceki ceza hukuku yazımız Alkollü Araç Kullanma Suçu, Cezası ve Unsurları hakkında olup zarar oluşmaksızın alkolde promil aşımı nedeniyle zarar olmasa dahi mevcut olabilen yargılama sürecine ilişkin hususlar ve Türk Ceza Kanunu bakımından yaptırımı değerlendirilmiştir.
Yukarıda yayımlanan içerik sadece bilgilendirme amaçlı olup hukuki anlamda bağlayıcılığı yoktur, vekil-müvekkil ilişkisi doğurmaz. Oluşabilecek adli vakıalarda salt yukarıda yayımlanan içeriği göre hareket edilmemesi ve ceza avukatı vasıtasıyla hukuki yardım alınması önerilir.