Beraberce Derneği’nin, bu yıl ikincisini düzenlediği ‘Kadıköy Birlikte Yaşam Festival’i, Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle Yoğurtçu Parkı’nda gerçekleştirildi.
Beraberce Derneği, “Birlikte Yaşam Festivali”ni İstanbul başta olmak üzere göçmen toplulukların yoğunluklu olarak yaşadıkları farklı il ve ilçelerde yapıyor. Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda 29 Eylül’de gerçekleşen festivale de birçok dernek ve kolektif katıldı.
Her kooperatif, dernek ve kolektifin kendi çalışma ve ürünlerini sergileyip tanıttığı standlar açıldı. İstanbul’un değişik ilçelerinde yaşayan göçmenler başta olmak üzere, birçok vatandaş ilgi gösterdi.
Festivalde, Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’nın emekleriyle yapılan geleneksel yemek ve aşure ikramı da yapıldı.
“Sınırlar kafamızda, göçmenler aramızda, hayat beraberce güzel” sloganıyla başlatılan festival, ‘Çocuklar için Sanat Atölyesi: Hepimizin Resmi’ ve ‘Çocuklar için Sosyal Sirk’ etkinlikleriyle devam etti.
İsmini Afrikalıların kendi aralarında tekstil işçiliği için kullandığı “Çabuk Çabuk” sözünden alan ve Yusuf Sayman’ın fotoğraflarından oluşan sergi düzenlendi. Ayrıca bu fotoğraflar ve Doğuş Şimşek’in yazılarından oluşan Çabuk Çabuk adlı kitap da ilgililerle buluştu.
Çocuklar için eğlenceli oyun ve etkinlikler düzenlenirken göçmen çocukların daha önce çizdiği resimlerin sergilendiği ‘Çocukların Şiddet Algısı’ adlı sergi de ilgi gördü. Yetişkinler için Dans Atölyesi’nde ise Arap danslarından olan Depkee eğitimi verildi.
GÖÇ VE GÖÇMEN SORUNLARI TARTIŞILDI
Festivalde ‘Kent, Göç ve Birlikte Yaşam’ ve ‘Birlikte Yaşam ve Dayanışma Pratikleri’ adlı forumlar da gerçekleştirildi. Forumlarda ‘göçmen toplulukların yaşadıkları kentle ve komşularıyla kurdukları ilişkileri birlikte yaşam zemininde yeniden düşünmeye’ itmek amaçlandı.
Forumlarda göçmenlerin kentte yaşadığı sorunlar ve dayanışma pratikleri kendi ağızlarından dinlendi ve bu konuda yanlış bilinen gerçekler noktasında farkındalık yaratmak için gerekli bilgiler ve istatistikler paylaşıldı.
AYŞE ÖKTEM: HAYAT BERABERCE GÜZEL
Festivalde konuşan Beraberce Derneği Direktörü Ayşe Öktem’in konuşmasının tam metni şöyle:
“Merhaba – Farsça, “sana benden zarar gelmez”
Ya da Arapça, “rahatlık ve ferahlık dilerim”
Birbirimizi selamlamak için farklı imkanlarımız var
Selam ve şalom – birisi Arapça, birisi İbranice, ikisi de aynı köken ve aynı anlam: BARIŞ
Selamün aleyküm ve şalom aleyhem – Barış üzerinde olsun
Günaydın da diyebiliriz – günün aydın olsun, kara bulutlar dolaşmasın üzerinde, güzel olsun günün
Rojbaş diyebiliriz ya da kalimera, pariluys diyebiliriz – iyi olsun günün, güzel olsun
Ne kadar zenginiz, farkında mısınız? Ne kadar çok dilde birbirimize günlerimizin güzel, huzurlu ve barış içinde geçmelerini dileyebiliyoruz.
Bu seslerin kimisi kadim zamanlardan beri burada – binyıllardır bugün İstanbul olan topraklarda insanlar kalimera diye selamlaşmış, kalinixta diye uykuya yatmış, pariluys diye kalkmış ve Kişerpari diye akşam evine gitmiş. Rojbaş diyerek karşılaşmışlar sabahları bu topraklarda, Briğ Safro demişler, Şodiro Xer demişler ve birbirlerine iyi, güzel günler dilemişler.
Uzun zaman içinde başka sesler eklenmiş, İstanbul’da insanlar Nohada Buena ile yeni ve güzel bir güne hazırlanmak için uykuya gitmişler, ertesi sabah yolda kimisi Merhaba demiş, kimisi Selamün Aleyküm kimisi de Şalom Aleyhem.
Selamlaşma sözlerini bilmediğim ve ondan dolayı burada zikretmediğim arkadaşlardan özür dilerim, yanlış telaffuz ettiklerim için de kızmayın.
Bugün unuttuklarımı, bilmediklerimi de öğreneceğim, telaffuzumu da düzelteceğim.
Ya da birlikte öğreneceğiz, beraberce.
Bütün bu muazzam zenginliklerimiz yıllarca inkar edildi, öğretilmedi, gizlendi.
Bu kadar zenginken, bu kadar çok güzellik varken, bu kadar farklı sesle karşındakine güzellikler, huzur dilemek varken,
Tek sesli
Tek renkli
Tek tınılı
bir yokluğa, bir kuraklığa, bir çöle hapsetmeyeceğiz artık kendimizi.
Düşünün, bir bahçenin rengarenk çiçeklerini tek bir renge boyuyorsunuz ne kadar çirkin olur.
Düşünün, bir türkünün tüm notalarını siliyor ve tek bir notayla söylüyorsunuz ne kadar sıkıcı olur.
Düşünün, bir senfoninin tüm seslerini siliyorsunuz, saçma bir gürültüye dönüşür.
Ya da bir tablo yapıyorsunuz, tek renk kullanarak – ne anlamsız, ne kötü, ne çirkin.
Bütün renklerimizle var olalım, bütün seslerimizle, bütün farklılıklarımızla.
Biri günaydın derken, diğeri rojbaş desin, şalom aleyhem diyerek hepimizin barış içinde yaşamasını dilersin, merhaba diyelim, benden sana zarar gelmez, ve selam verelim birbirimize.
Hayatı beraberce kuralım.
Çünkü, hayat beraberce güzel.
Hayat, sadece beraberce güzel.
Ve beraberce örgütlersek hayatı, her şey gerçekten de çok güzel olabilir.”
FARKLI MÜZİK KÜLTÜRLERİ BULUŞTU
Etkinlik, derneğin kendi deyimiyle “farklı coğrafyalardan sanatı belleğimize işli isimlerin konserleri” ile devam etti.
Konserde Suriye, İran, Azerbaycan, Balkan, Afrika, Kafkaslar ve Ortadoğu’dan halkların ezgilerini dillendiren farklı müzik grupları sahne aldı. Her müzik grubunun notalarıyla kendi ülkesinin güzelliklerini yaşattığı konserde zaman zaman kendini ritimlerin akışına bırakan izleyiciler, bu coşkuya dansla eşlik etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde insanların yüzünde asılı kalan tebessümle konserde çalan son şarkıyla festival de sona ermiş oldu.
Haber: Abdurrahim Delil Durmuş / Bianet
Kaynak: http://m.bianet.org/bianet/diger/213764-sinirlar-kafamizda-gocmenler-aramizda-hayat-beraberce-guzel