Sorumluluğumuzu devam ettiriyoruz

Değerli Basın Emekçileri;

TTB ve tabip odaları, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası aynı gün içinde bölgeye ulaşarak kriz masasını oluşturmuş, sahadaki durum tespiti yanında gereksinim duyulan sağlık hizmetlerinin verilmesine ve organizasyonuna katkı sunmaya başlamıştır. Halen bu sorumluluğunu devam ettirmektedir. Söz konusu çalışmalar ise dayanışma duyguları ile gönüllü hekimler aracılığıyla sürdürülmektedir. Gönüllü meslektaşlarımızın organizasyonu bölgede kurulmuş olan TTB Deprem Koordinasyon Merkezleri aracılığıyla planlanmaktadır. Antalya Tabip Odası da gönüllülüğünü bildiren üyeleriyle bölgedeki bu çalışmalara katkı sunmaktadır.

Antalya Tabip Odası Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmeti (ODSH) Komisyonu’nun deprem bölgesine gönüllü olarak giden meslektaşlarımızın deneyimlerini, gözlemlerini paylaşmaları amacıyla düzenlediği toplantı ise 16.05.2023 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Toplantının moderatörlüğünü Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çiler Akın Akdeniz yapmıştır.

Dr. Çiler Akın Akdeniz Antalya Tabip Odası olarak ilk günden itibaren hem deprem bölgesine hem de Antalya’ya gelen depremzedelere katkı sunmaya çalıştıklarını belirtmiştir. Daha önce Antalya’ya gelerek kurumlara yerleşmiş yurttaşların durumlarını, gereksinimlerini ve önerilerimizi içeren rapor oluşturduklarını şimdi de üç ayı aşan bir süre sonra bölgenin değerlendirileceğini ifade etmiştir. Daha sonra sözü deprem bölgesinde gönüllü hizmet sunun meslektaşlarımıza bırakmıştır.

İlk sözü alan Dr. Ulaş Yılmaz depremin birinci ayında Kahramanmaraş ve üçüncü ayında ise Hatay olmak üzere belli sürelerle bölgede olduğunu ve geçen bu süreçte ne yazık ki yaşamın normalleşmesine dair ciddi anlamda değişim olmadığını, halen temel gereksinimlerin karşılanması boyutunda desteklerin sürdürülmeye çalışıldığını belirtmiştir. Ayrıca enkaz kaldırma çalışmalarının da gerekli halk sağlığının korunmasına yönelik tedbirler alınmadan sürdürüldüğünü ifade etmiştir. Aynı zamanda Türkiye Psikiyatri Derneği gönüllüsü olarak da görev yapan Dr. Yılmaz sahada 1. ve 3.ay ruhsal sorunların çözülmesine yönelik gerekli faaliyetlerin yürütüldüğünü ama insanların hala temel yaşam probleminin çözülmemesinin bu süreci olumsuz etkilediğini dile getirmiştir. İnsanların çadır kentlerden konteynera geçmesinin sorunları kısmen azaltsa da; özelikle aile içi şiddet, istismar, bit-uyuz gibi bulaşıcı hastalıklar ve bireylerin otonomisinin kaybının devam ettiğini belirtmiştir. Sahada edilen deneyimin bu tür gönüllü faaliyetlerin özelikle dezavantajlı gruplar (mülteciler, değişik etnik /dini gruplar, kadın ve çocuklar ile yoksul sınıflar vs.)  için uzun süreli sürdürülmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Diğer gönüllü meslektaşımız Dr. Ezgi Özgün ise daha çok kadın çalışma grubunun faaliyetlerine katılmak için Hatay’da görev almıştır. Sunumunda kadınların depremin yarattığı yıkım içinde var olan dezavantajlı konumlarının derinleştiğini belirtmiştir. Çadırların ve konteynerların uygun olmayan düzenlemelerle yeni sağlık sorunlarına ve salgınlara sebep olacağını vurgulamıştır. Kadın sağlık biriminde, kadınların kişisel ihtiyaçlarına yanıt bulduklarının yanı sıra bu birimin onlara psikososyal destek sağladığı gerçeğinin göz ardı edilmemesine dikkat çekmiştir. Dr. Özgün ayrıca şimdiye kadar yıkılan binaların enkazlarının temizlenmeye çalışıldığı ancak ağır hasarlı binaların halen durduğu ve bu binaların da yıkılarak temizlenmesini içeren enkaz kaldırma işlerinin yaklaşık bir yıl gibi uzun bir süre daha devam edeceğini, bilimsellikten uzak ve koruyucu önlemler alınmaksızın sürdürülen çalışmaların ileride başka sağlık sorunları yaratacağını ifade etmiştir.

Kahramanmaraş’a giden bir diğer gönüllü meslektaşımız Dr. Naci İşoğlu da depremin üzerinden üç ay gibi bir süre geçmiş olmasına karşın merkez yerleşim yerleri dışında kalan ve unutulan köylere giderek değerlendirme yaptıklarını belirtmiştir. Dr. İşoğlu konuşmasında “Köylerin enkazlarının önemli kısmının kaldırılmadığı bazı yerlerde akarsu kenarları hatta içerisine döküldüğü görülmüştür. Evlerin çoğunluğunun kullanılamaz durumda olduğu ve yaşayanların hemen yaşam alanlarının yanı başına kendi molozlarının üzerine çadır veya konteyner kurarak bölgeyi henüz terk etmedikleri görüldü. Özellikle çalılık bölgelerde yaz gelmesiyle birlikte yılan ve benzeri canlılara karşı savunmasız olunacağı, bulaşıcı hastalıkların artacağı kanaatine varılmıştır. Tüm Maraş bölgesinde merkezin tamamen yıkılan binaların molozlarının kaldırılması dışında önemli bir ilerleme görülmemiştir. Ayakta duruyormuş gibi görünen binaların çoğunun yıkılması gerekmektedir.” ifadelerine yer vermiştir.

Ayrıca TTB Kahramanmaraş Koordinasyon Merkezinde depremin ilk günlerinden itibaren gönüllü olarak çalışan TTB ODSH Kol üyesi Dr. Nihat Şahbaz ve Hatay Tabip Odası aktivisti ve kendisi de depremzede olan Dr. Ali Kanatlı ile online bağlanarak depremin ilk gününden itibaren yaşananlarla ilgili değerlendirmeleri alınmıştır. Dr. Kanatlı deprem anından itibaren yaşananları dile getirdikten sonra her şeye inat Hataylıların kentlerini yeniden kurmak için dayanışma içinde olduklarını ve bununla birlikte tüm zorluklara karşın seçimlere yoğun katılım sağlayarak ülkenin demokrasi iklimine katkı sunma çabalarını da sürdürdüklerini, sosyal medyada deprem bölgesinde yaşayanlara yönelik söylemlerin kendilerini üzdüklerini belirtmiştir.  Dr. Şahbaz da afetlere hazırlıklı olmadığımızı, ne gönüllü hekimlere, ne bölgenin sağlık çalışanlarına devletin yeterli desteği sunmadığını ifade etmiştir. Her iki katılımcı da TTB ve diğer demokratik kuruluşların sahada olmalarının önemli olduğunu ve bu faaliyetlerin artması yanında, gönüllü sürekliliğinin önemli olduğunu belirtmiştir.

Katılan meslektaşların katkıları ile zenginleşen toplantıda “Bundan sonra ne yapmalıyız?” sorusuna yanıt aranmış ve süreçte devletin tüm bileşenlerle birlikte kolektif örgütlenmeyi gerçekleştirmesi, TTB’nin de sağlık hakkını sağlanması kapsamında belirlenen plan doğrultusunda bölgede varlığını sürdürmesi gerektiği belirtilmiştir.

Dayanışma duygularıyla sürece her türlü katkı sunan tüm meslektaşlarımıza bir kez daha teşekkür ederiz.

Antalya Tabip Odası

Yönetim Kurulu