Sosyalist Cumhuriyet Partisi Başkanlık Kurulu: Yeni Vergi Cehennemi, AKP’nin Ülkeyi İflas Ettirdiğinin İtirafıdır

AKP iktidarı 21 yıl boyunca şımarık mirasyedi edasıyla Cumhuriyetin yarattığı birikimi satmış, savurmuştur. Sonuçta seçim kazanmak uğruna devletin kefen parasını bile harcayabilmiştir.

Boğazına Kadar Dış Borç

AKP iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti Devletini boğazına kadar borçlandırmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 31 Aralık 2022 tarihli verileri, bu korkunç gerçeği göstermektedir; Brüt Dış Borç Stoku, 459 milyar ABD dolarına çıkmıştır ki bu milli gelirin yüzde 50,7’sidir. Net Dış Borç Stoku ise milli gelirin yüzde 26’sıdır ve 235,3 milyar ABD dolarıdır. 2023 yılı Nisan sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku ise 161,9 milyar ABD dolarıdır. Bu, sadece önümüzdeki bir yıl içinde ödenmek zorunda olunandır.

Kefen Paralarını Satmak

AKP İktidarı, Dünya Altın Konseyi’nin IMF verilerine dayanarak yaptığı analize göre, sadece nisan ayında Merkez Bankası aracılığı ile 80,8 ton altın sattı. 3 Mart-28 Nisan dönemindeki sekiz haftada sattığı altın miktarı ise 115,9 tona ulaşmıştır.

Batak Bütçe

AKP iktidarının bütçesi de bataktadır. Batakta çırpınmakta, yabancılardan borç dilenmektedir. Oysa elin oğlu kimseye karşılıksız para vermez. Borç alan emir de alır ve almaktadır.

Merkezi bütçenin sadece son yılları bile, boğazına kadar dış borca batırılan ülkenin nasıl batakta olduğunu anlamaya yetiyor;

Merkezi Bütçe 2018’de 72,8 milyar TL, 2019’da 123,7 milyar TL açık verdi.

Bütçe açığı 2020’de 172,7 milyar TL’ye, 2021’de 192,2 milyar TL’ye çıktı.

2022’de 139,1 milyar TL olan merkezi bütçe açığı, 2023 yılının sadece ilk 5 ayında 263 milyar 590 milyon TL’ye çıktı.

Türkiye batırılmıştır.

Batağın Faturası Halka Yükleniyor

Bu batağın sonucu olarak yeni bir Kemal Derviş olarak Mehmet Şimşek gönderildi. İktidarın beklentisi Batılı tefecilerden yeni borç para bulabilmesi, Batı’nın beklentisi ise, bataktaki ülkeden emperyalist tekellerin çıkarlarını kurtarması…

AKP’nin tek derdi ayakta kalabilmek, iktidarını sürdürebilmektir.

AKP, Şimşek ve Batı tekellerinin uzlaştıkları tek şey ise, batağın faturasını milletin sırtına yıkmak…

Yeni vergiler bu yüzden. Çöken, çürüyen vahşi kapitalizmin kurtarılması için milletin cebine dalmak…

Gün Yüzüne Çıkanlar

Yeni vergiler halkın gerçekleri erken görmesine de yol açacaktır;

“Piyasa ekonomisinin” gerçekte koca bir yalan olduğu, her şeyin emperyalist tekellere ve hortumculara göre düzenlendiği gerçeği…

Daha iki ay öncesindeki seçimlerde AKP’nin emekçi sever pozunun samimiyetsizliği, baki olanın 21 yıldır emekçiye ve millete zulmeden AKP iktidarı olduğu gerçeği…

İktidarın ülkeyi batağa sapladığının 2024 yerel seçimi sonrası görüleceğini beklerken, zamana tahammülü olmayan katı gerçeği…

Milletin cebine atılan elin avuçlamak istediği miktarın halkın zihninde yaratacağı gerçek…

Seçimin hemen ardından milletin cebine bu kadar derin dalış yapılmasının, neredeyse peşkeş çekilecek kurum bırakılmadığı, borç bulma peşinde kaybedilecek zaman olmadığı, ekonomideki batağın sanıldığından vahim ve büyük olduğu gerçeği…

Emeklinin Hüsranı

Emekli aylıklarına yapılan yüzde 19,77 artış, emekli aylığına zam değil, TÜİK’in enflasyon farkıdır.

Oysa ENAG’ın 6 aylık enflasyon ölçümü yüzde 50,53 dür. Yani emekli maaşı gerçekte yüzde 19,77 artmamış, yüzde 30,76 erimiştir.

Oysa seçimde, “emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz, farklı dönemlerdeki aylık farklarını intibakla gidereceğiz, aylık bağlama oranlarını gözden geçiriyoruz” dediler.

Hiçbirinin aslı çıkmadı.

Zira, 2008’de emeklilik yaşını yeniden uzatan onlardı.

Aylık bağlama oranlarını yüzde 30’lara düşüren onlardı.

Hem SSK-BAĞ-KUR-Emekli Sandığı emeklileri arasında, hem de sadece emeklilik tarihi farklı olanlar arasındaki kördüğümü yaratanlar onlardı.

2008’den bu yana geçen 15 yıldır, yarattığı zulmü düzeltmek için herhangi bir çaba göstermeyen AKP iktidarının, seçim öncesindeki bu vaatlerindeki amaç, 30 milyonu aşan emekli seçmenin oyunu almaktı.

Ancak takke düştü, kel göründü. AKP seçmeni emekliler de bu gerçeği görmektedir, göreceklerdir.

Çare Kamuculuk ve Devletçiliktir

Sonuç olarak, emperyalist programları, Batı’nın dayatmalarını uygulayarak uçuruma götürülen ülkeyi kurtaracak tek bir çare vardır, Cumhuriyetin, Atatürk devrimlerinin, bağımsızlığı esas alan, planlı, kamucu ve halkçı ekonomik modelidir.

Milleti zulümden, ülkeyi bataktan kurtaracak olan yol budur.

Sosyalist Cumhuriyet Partisi

Başkanlık Kurulu