Bir yandan ağırlaşan hayat şartları diğer yandan çocuğum olacak mı düşüncesi çoğu için ciddi bir endişe yaratarak yaşam kalitesini olumsuz etkiler hale geldi. Gerçekten de birçok bilimsel araştırma psikolojik stres ile kısırlık arasında anlamlı bir ilişkinin varlığını ortaya koymakta. Dolayısıyla da yeni evlenen her 5 çiftten biri istemelerine rağmen gebe kalamadıklarından yakınmakta. Aylar geçtikçe de bu risk artmakta. Oysa bu duruma katkıda bulunan önemli bir faktör, erkeğin içinde bulunduğu kaygı ve endişeden kaynaklanmakta.
Dünya genelinde bakıldığında, insanların %2 ila 7’sinde strese bağlı hastalıkların ortaya çıktığı görülüyor. Günümüzde yaklaşık 300 milyon kişi bundan yakınmakta. Bunların yarısına yakınını ise erkekler oluşturuyor. Bu tür streslerin önemli bir etkisi ise üreme fonksiyonlarında bozulma yapması. Çalışmalar sıkıntı, endişe, kaygı gibi sıkıntıların kortizon benzeri hormonların salınımı artırdığını, bunun da testosteronu baskılayarak sperm üretimini bozduğunu ortaya çıkardı. Oksidatif stresin de buna eşlik etmesiyle durum daha da ağırlaşmakta. Neticede sperm sayısı azalmakta ve hareketlerinde zayıflama başlamakta.
Değişik ülkelerde yapılan araştırmalarda, sperm değerleri normal olanlarla karşılaştırıldığında spermi bozuk olan erkeklerin daha fazla stres yaşadıkları bildirilmiştir. Örneğin askeri görevler sırasında alınan örneklerde sperm hareketinde azalma riski %50 artmakta. Yine benzer bir araştırmada iş yerindeki stresin sperm sayı ve morfolojisini bozmasının yanı sıra yumurtayı dölleme kapasitesinde azalma yaptığı da gösterildi. Diğer yandan işsiz olanlarda da bunun yarattığı strese bağlı olarak sperm kalitesi bozulmakta. Yani iç sıkıntısı ve kaygının olduğu her ortamda erkeğin çocuk yapma başarısı da azalır. Özellikle kısırlık araştırması için doktora gidip, sorunun kendinden kaynaklandığını öğrenen erkeklerde stres, depresyon ve kaygı skalalarında anlamlı bir yükselme görüldüğü de yine araştırmalarda gösterilmiştir.
Peki, bunu önlemek için ne yapılmalı?
Gerek iş hayatı gerekse çocuk olmamasının sorumluluğundan kaynaklanan stresi kendi başıma kafamda sileceğim gayretine kapılmayın, bu daha fazla sıkıntı yaratır. En iyisi ufak parçalara bölerek sıkıntılarınızdan kurtulmaktır.
Netice olarak, stresin çocuk yapma başarınızı etkileyeceği bir gerçek. Ancak bundan kurtulmak da yine kendi elinizde. Sorunlarınızı tek tek belirleyin ve her birini çözmek için mantıklı yollar yaratın. Üreme sağlığınızı korumak ve bozukluklarını düzeltmek için de mutlaka doktorunuzun önerilerine kulak verin.
Bu yazı https://www.hurriyet.com.tr/aile/yazarlar/ sayfasında yayınlandı.
Resim: https://openclipart.org/