Sürdürülebilir Kalkınma Nedir?

Sürdürülebilir kalkınma, az gelişmiş veya gelişmeye çalışan ülkelere çevresel faktörleri dahil ederek bir kalkınma politikası oluşturma modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Kavramın ortaya çıkışında çevre ile kalkınma arasındaki ilişkileri araştıran Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu’nun hazırladığı “Ortak Geleceğimiz” raporu etkili olmuştur. Sürdürülebilir kalkınma mevcut halkın temel ihtiyaçlarını karşılayarak, gelecek nesillerin gereksinimlerini tehlikeye atılmasını engelleme olarak da açıklanmaktadır.

Sürdürülebilir kalkınmanın sağlam temellerini oluşturan kavramlar toplumsal adalet, iktisadi büyüme ve çevrenin korunmasıdır. Büyüme gelişmekte olan ülkeler de refahı artırmak için, gelişmiş ülkeler de ise refahı korumak için gereklidir. Sürdürülebilir kalkınmada çevre ile ekonominin uyumlu yönetilebileceği, çevrenin büyümenin kaynağı olduğu ve doğal kaynakların bu nedenle dikkatlice yönetilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

2015 yılında Birleşmiş Milletler Üye Devletleri, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni kabul etmiştir. Bu gündem ile şuan ki zaman için ve gelecek zaman için hem insanlar hem yaşadığımız dünya adına barış ve refah için ortak bir plan sunulmuştur.

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi Hedefleri

2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi bünyesinde 17 ana hedefi barındırmaktadır.

Bu hedefleri maddeler halinde sıralayacak olursak;

  1. Yoksulluğu her yerde sonlandırmak
  2. Açlığı sonlandırmak, sürdürülebilir tarım ile gıda güvenliği ve gelişmiş beslenmeyi sağlamak
  3. Sağlıklı yaşam sağlamak, her yaştan herkes için refahı teşvik etmek
  4. Kapsayıcı ve eşitlikçi kaliteli eğitim sağlamak
  5. Cinsiyet eşitliğini sağlamak
  6. Su ve hijyenin sürdürülebilir yönetimini sağlamak
  7. Uygun fiyatlı, sürdürülebilir, güvenilir enerjiyi sağlamak
  8. Herkes için tam ve üretken istihdamı sağlamak
  9. Sağlam alt yapı oluşturmak, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik etmek
  10. Ülke içinde veya ülkeler arasında eşitsizliği azaltmak
  11. Şehirleri, insan yerleşimlerini güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmek
  12. Sürdürülebilir üretim ve tüketim kalıpları sağlamak
  13. İklim değişikliği ve etkileriyle mücadele etmek için hızlı adımlar atmak,
  14. Sürdürülebilir kalkınma için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak
  15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımını korumak, ormanları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek, çölleşmeyle mücadele etmek,
  16. Herkes için adalete erişim sağlamak, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumlar inşa etmek
  17. Sürdürülebilir kalkınma için uygulamada kullanılacak araçları güçlendirmek ve küresel ortaklığa katkıda bulunmak

Sürdürülebilir Kalkınma Ne Durumda?

Dünyanın su kaynaklarının çok iyi yönetilmesine, milyarlarca insana su ve hijyen için gerekli koşulların sağlanmasına çok fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre bugün 2,2 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen içme sularına erişememektedir. Dünyadaki atık suların %80 ii arıtılmadan veya yeniden kullanılmadan çevreye geri dönüyor ve önemli tatlı su türleri, sulak alanlar kaybediliyor. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesinde, su kaynaklarının korunması büyük önem arz etmektedir.

Bir başka hedef olan iklim değişikliği ve etkileriyle mücadele etme konusunda hızlı ve acil bir şekilde politika üretilmesi vurgulanmıştır. Çünkü zamanın en büyük zorluğu iklim değişikliği görülmektedir. Küresel ısınma, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanusların asitlenmesi gibi iklim değişiklikleri az gelişmiş veya gelişmekte olan kıyı ülkeleri ciddi bir şekilde etkilemektedir.

Ancak dünya nüfusu, beslenme ihtiyacı, hızlı veya fazla üretim çabaları ekolojik ekonomi modelinin uygulanmasını arka plana atarak çevresel ekonomiye daha fazla yönelimi sağlamıştır. Tarımda kullanılan kimyasal gübreler ürünlerin daha hızlı bir şekilde üretilmesini, piyasaya sunulmasını sağlamaktadır. Bu durum üretilenin bir an önce pazara dahil edilmesine imkan sunmak, beslenme ihtiyacını karşılamak veya daha fazla üretim ile fiyat değerini aşağıda tutmak adına engellenmemektedir. Bu durum ekolojik ekonominin uygulanmasına engel durumlardan birine örnek olabilir.

Gelişmiş ülkeler sürdürülebilir kalkınmayı kısmen de olsa uygulasa da, az gelişmiş ülkelerde mali ve teknolojik yetersizlik buna imkan vermemektedir. Gelişmiş olan ülkelerin de tarihten bu zamana doğal kaynakları bilinçsizce tüketerek hızlı bir şekilde sanayi ülkesi haline gelmesi ve gelişmekte olan ülkelere gerekli mali ve teknik destekte bulunmamaları sürdürülebilir kalkınmayı zorlaştırmaktadır.

İletişim için Tıklayınız.