İnşaat Dünyası Dergisi Temmuz-Ağustos sayısında “Köklü Şirketlerin Marka Yolculuğu” özel dosyasını hazırladı. Köklü bir şirket olan Systemair’in marka yolculuğunu Systemair Türkiye Genel Müdürü Ayça Eroğlu anlattı. Eroğlu, “Avrupa’da klima santrali pazar lideri olan Systemair, fan ve hava dağıtım ekipmanlarında dünyada ilk 3 marka arasında yer alıyor. Türkiye’deki ortağı HSK ile birleşerek Systemair Türkiye olarak yoluna devam eden şirket, 52 ülkede faaliyet gösteriyor. Dünya çapında 6 bin 600 çalışan istihdam eden Systemair’in 20 ülkede 29 fabrikası var” dedi.
Systemair, Gerald Engström tarafından 1974 yılında İsveç’te kuruldu. Kısa bir sürede fan üretiminde lider bir konuma ulaştı; güçlü finansal yapısı, stratejik hamleleri ve deneyimli ekibiyle tüm dünyada kendini kanıtlamayı başardı. Bugün ise Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Orta Doğu, Asya ve Güney Afrika’da konumlanarak 52 ülkede faaliyet gösteren Systemair’in 20 ülkede 29 fabrikası bulunuyor ve 6 bin 660 kişiye istihdam sağlıyor. Dünya genelindeki 13 klima santrali fabrikası ile Avrupa’da klima santrali pazar lideri olan Systemair, fan ve hava dağıtım ekipmanlarında da dünyada ilk 3 marka arasında yer alıyor.
Systemair ve HSK’nın buluşma hikâyesi ise 2010 yılına dayanıyor. HSK, iklimlendirme sektörünün duayen isimlerinden rahmetli babam Vural Eroğlu tarafından 1981 yılında kurulmuş, havalandırma alanında faaliyet gösteren bir şirketti. Hem müteahhitlik hem malzeme tedarikçiliği hem de üretim yapan bir firma olarak faaliyetlerimizi sürdürüyorduk. Systemair ise daha çok fan tarafında dünya çapında imalat yapan ve 2007 yılında hisseleri halka açılmış büyük bir şirketti. Yollarımız 2010 yılında kesişti, görüşmelerimizin ardından şirket birlikteliğimiz 2012 yılında gerçekleşti. Bu tarihten itibaren tek bir firma olarak faaliyetlerimizi sürdürmeye başladık. Bu ortaklıkla birlikte gerçekten çok iyi sonuçlar elde ettik, iyi bir ivme yakaladık. Birleşmeden sonraki yıllarda İsveçli Systemair’in Türkiye’deki cirosu üçe katlandı. Ben ve kardeşim Ayşegül Eroğlu, 2012 yılındaki satın alma sürecinin ardından şirketin yönetiminde yer aldık. Bugün Systemair’in yönetimi erkek egemen iklimlendirme sektöründe eşine az rastlanır bir şekilde iki kadına emanet. Ben genel müdürlük görevini üstlenirken kardeşim Ayşegül Eroğlu ise genel müdür yardımcısı olarak görev yapıyor.
Öncelikle iki köklü firmanın birleşiminden doğan Systemair Türkiye’nin birçok dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Systemair, zaten dünya geneline yayılmış güçlü bir firma… Güçlü organizasyon yapısı ve şeffaf yönetim ilkeleriyle faaliyetini sürdürüyor. Aynı zamanda bulunduğu ülkelerde de satış kanallarını elinde tutan bir firma olmasıyla büyük bir avantajı da bulunuyor. Systemair Grup, birleşmeden sonra da pazarı tamamen yerel olarak tanıyan bize emanet ettiler. Yerli bir firma olarak kurulan HSK ise yurt dışına iş yapan Türk müteahhitlere sürekli malzeme sağlayan, proje satışının yanı sıra soğutma ve havalandırma mühendisliğini de çok iyi bilen, klima santrali olarak da 2008’den beri Türkiye’de pazar lideri olan bir firma olarak konumlanıyordu. Üstelik sadece ürün ve teknoloji üretmekle kalmadık aynı zamanda bir üretim metodolojisi de geliştirerek iş ortaklarımıza gerçek anlamda katma değer sağladık.
Systemair tarafındaki ürün gamının genişliği, sermaye gücü ile HSK’nın mühendislik ve proje satıştaki başarısı birleşince büyük bir sinerji ortaya çıktı. Tüm bunlara geniş bir perspektiften baktığımızda bugün Systemair Türkiye’yi köklü bir firmaya dönüştüren ilkelerin “inovasyon, yenilikçi bakış açısı, güven veren kişilik, cesurca atılan adımlar, entegre hizmet anlayışı ve hayata değer katma misyonu” olarak özetleyebilirim.
Nicelik ya da niteliğin çok ötesinde bir kavram olan güvenin daha farklı parametrelerle ortaya çıktığını düşünüyorum. Dünya üzerinde binlerce firma, yüzbinlerce benzer ürün var. Burada önemli olan tercih edilebilir olmak. Bunu sağlayacak olan temel itici gücün ise güven olduğuna inanıyorum. Güveni inşa edebilmek çok zor olduğundan bu kavramın arkasını doldurabilmekse hayati… Öncelikle bir firmanın köklü bir markaya dönüşebilme yolculuğunun kilometre taşlarında birçok kriter olmalı. Marka sadece ürün ya da çözüm değil değer üretebilmeli. Ürettiği değer; yaşam döngüsü boyunca kişiye, kuruma, hayata dokunabilmeli, yüksek fayda sağlamalı. Marka, sadece var eden ya da satan değil aynı zamanda bilginin de kaynağı olmalı. İş ortaklarını, marka ile iletişimini açık kanallar üzerinden sağlayabilmeli ve bu bilgiden yararlanabilmeli. Marka, yeniliğe cevap verebilmeli ve gerektiğinde cesur olup takip edilen yeniliklere imza atabilmeli. Ancak bu sayede güven inşa edilebilir. Aksi takdirde güven erozyonunun çok yüksek olduğu günümüzde firma olmaktan öteye gidemeyebilir.
Systemair olarak önceliğimiz insandır. Şirketimizin her katmanında bu değişmez bir kuraldır. Üretimde, sahada, yönetimde rolleri, isimleri, cinsiyetleri fark etmeksizin her çalışanımız büyük ailemizin değerli bir üyesidir. Bu kapsamda hem beyaz hem de mavi yaka çalışanların eğitimi, gelişimi ve refahı için yeni uygulamalara ve projelere imza atıyoruz. Çalışanların gelişimlerini desteklemek adına birçok projemiz mevcut… Çalışanlarımızın yetkinliklerini daha iyi analiz ederek onları yeteneklerine uygun pozisyonlara taşımayı ve bunları yaparken de eğitimlerle yetkinliklerini daha da geliştirmelerini hedefliyoruz. Systemair Türkiye olarak çalışan deneyimi süreçlerinin geliştirilmesi amacıyla HumanGroup ile başlattığımız “İlham Veren Liderlik” eğitimimiz var. Öncelikle yönetici kadrosuna hitap eden liderlik eğitimi ile başlayan eğitimlerin kapsamı, ilerleyen dönemde tüm çalışanları kapsayacak şekilde kurgulanacak farklı eğitimlerle genişletilecek. Aynı zamanda güçlü insan kaynağı yetiştirmek, bireylerin ve sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla Vural Eroğlu Akademi’yi kurduk.
Systemair Türkiye markasını zamanın ötesinde bir noktaya taşımak için en güçlü silahımızı yani Ar-Ge ve inovasyonu kullanıyoruz. Bu kapsamda Dilovası Ar-Ge Merkezi’nde geliştirdiğimiz teknolojilerle ihracata odaklanıyor, küreselleşmenin etkilerinin ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı sektörümüzde ihracatta katma değeri artıracak stratejik hamleler gerçekleştiriyoruz. İklimlendirme ürünlerinin fizibilitesinden tasarımına kadar olan her aşamasını ülkemizde uzman mühendislerimizle yapıyor; termal testler, akustik testler ve hava akış testleri için İsveç, İtalya, Fransa ve Slovakya’daki test ekiplerimizle ortak çalışıyoruz. Grup içinde öncülük ettiğimiz birçok çalışma da bulunuyor. Örneğin, veri merkezi soğutma cihazlarımızın başta Ar-Ge çalışmaları olmak üzere üretim, satış ve pazarlaması da Türkiye’de yapılarak dünyanın farklı noktalarına ihraç ediliyor. Aynı şekilde Yaşam Döngüsü Değerlendirme metodu ile Türkiye’de kendi sektöründe ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca yarattığı etkileri belirleyen ilk firma olduk. Çalışmamız, veri merkezi soğutma cihazları üretim ve kullanım aşamalarında yüksek enerji ve ham madde gereksinimi olan süreçleri belirlemeye ve etkilerini hesaplamaya yardımcı oluyor.
Türkiye Ar-Ge merkezinde uygulamaya aldığımız Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) sayesinde veri merkezi soğutma cihazımız olan Geniox Tera başta olmak üzere Systemair Grup genelindeki tüm ürünlerin üretim, lojistik ve operasyon süreçlerindeki çevresel etkilerini hesaplayabiliyoruz. Bu sayede ise üretim süreçlerinin iyileştirilmesi konusunda da ekolojik tasarıma destek olacak veriler elde edebiliyoruz. Ar-Ge ekibimizin İTÜ ile yürüttüğü bu çalışma, Systemair Grup içinde Türkiye’de ilk olduğu gibi dünyada da sayılı endüstriyel çalışmalardan biri konumunda. Bu başarının arkasında şirketimizin teknik gücü, İTÜ’nün köklü bilgi birikimi ve deneyimi yer alıyor. Üstelik Systemair’ın faaliyet gösterdiği 52 ülkeye bu mühendisliği Türkiye olarak ihraç ederek önemli bir Ar-Ge ihracatına imza atacağız.
Veri merkezi soğutma sistemleri alanındaki bilgi birikimimizi 2022 yılında 20 Milyon TL’lik global bir yatırıma dönüştürdük. Türkiye; genç iş gücü, stratejik konumu, coğrafi olarak üç kıtayla da bağlantılı olması ve veri merkezi pazarının yüksek potansiyelini değerlendirerek 365 Performans Center’ı hayata geçirdik. Bu projeyle, veri merkezi soğutma cihazlarının olmazsa olmazı olan fabrika kabul testlerini kendi bünyemizde gerçekleştirebileceğiz. Ek olarak Türkiye için büyük bir öneme sahip yeni veri merkezi soğutma cihazı Geniox Tera’nın da 365 gün iklim şartlarını simüle edecek performans testlerini bu test laboratuvarında yapacağız.