İçindekiler
İcra ve iflas Hukuku uygulamalarından biri olan ve kanunun 111 ve 340 maddelerinde uygulama alanı bulan, borçlu ile alacaklı arasındaki takip sürecine ve haciz işlemlerinde başvurulan bir yöntemdir. Borçlunun borcunu ödememesi ve hakkında icra takibi başlatılması sonucunda borçlunun alacaklıya borcunu ödemesi karşılığında verilen taahhüde, icra taahhüdü denir. Taraflar arasında sözleşme şeklinde yapılabilen icra taahhüdü olabileceği gibi borçlunun kendi isteğiyle yapılan icra taahhütleri taksitli veya peşin ödeme şeklinde yapılabilir.
Sözleşme şeklinde yapılan icra taahhüdü sözleşmesi ile icra takip işlemleri durmaktadır. Geçerli bir icra taahhüdü sözleşmesinde asıl alacak, taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz ile borcun ödeneceği tarihe kadar işleyecek faiz, vekalet ücreti, harç ve masraflarının teker teker açıkça yazılması gerekmektedir. İcra taahhüdü sözleşmesi yazılı şekilde yapılmak zorundadır.
Taahhüdü ihlal suçu, borçlunun İİK m.340’ e göre düzenlenen taahhüdü süresinde ödememesi halinde taahhüdü ihlal suçu meydana gelir. Yani taksitli ödemelerde taksit ödeme sürenin geçmiş olması ya da peşin ödemelerde icra taahhüdü sözleşmesinde belirtilen tarihte ödeme yapılmaması halinde ‘’ İcra Taahhüdü İhlal Suçu’’ işlenmiş olacaktır.
İcra ve İflas Kanunun 111.maddesinde: Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeği taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur, denilmiş olup borçlunun malının yeteri kadar haczedilmiş olması, her taksitin borcun dörtten birinden aşağı olmaması ve en son olarak aydan aya verilmesi ve sürenin de üç aydan fazla olmaması şarttır.
Burada alacaklıdan bağımsız bir taksitle ödeme yolu vardır. Yani borçlu bu yolu seçtiyse alacaklının rızasına ihtiyaç duymaz direkt uygular. İcra taahhüt sözleşmesi icra müdürlüğünün huzurunda imzalanmalıdır. Bu bir geçerlilik şartıdır. Satış talebinden önce taahhüt her zaman verilmelidir.
Kanunu aşan taahhütler alacaklının rızasıyla geçerli hale gelir. Borçlu vermiş olduğu taahhüdü alacaklı kabul etmezse taahhüt geçerli olmayacaktır. Borçlu ve alacaklı karşılıklı anlaştığı sürece icra ve iflas hukukundaki süreler işlemez. Lakin taahhüt yerine getirilmediği sürece durağan süreler tekrar işlemeye başlar ve alacaklı takip işlemlerine devam eder.
Taahhüt içerisinde bir taksitin ödenmemesi halinde taahhüdü ihlal suçu işlenmiş olacaktır. Bu durumda taahhüt ihlal cezası söz konusu olur. Suçun oluşması için alacaklının bir zarara uğraması aranmaz. Borçlu, kasten veya taksirle bu suçu işleyebilmektedir. Ancak borçlu taahhüdü yerine getirmemesinde haklı bir nedeni varsa icra taahhüdünü ihlal ettiğinden bilerek cezalandırılamaz, taahhüt ihlal cezası uygulanmaz.
Eklemek gerekirse; her ödenmeyen borç için ayrı ayrı taahhüdü ihlal suçundan bahsedilmez, bir taksitin ödenmemesi zaten taahhüdü ihlaldir ve o anda taahhüt son bulur. İcra taahhüdü ihlali suçu, takibi şikâyete bağlı suçlardandır. Alacaklı taahhüdü ihlal olduğuna dair şikâyette bulunabilir.
Eğer şikâyette bulunmazsa borçlu aleyhine yargılama yapılmaz. Alacaklı, taahhüdün ihlalini öğrendiği andan itibaren üç ay içerisinde, taahhüdün ihlalinden itibaren bir yıl içerisinde İcra Ceza Mahkemesine şikâyette bulunmalıdır. Şikâyet, bir dilekçe ile yapılabileceği gibi mahkeme kalemine beyanda bulunarak zabıt tutturmasıyla da yapılabilir.
Şikâyet dilekçesinde bulunması gereken unsurlar hitaben yazılan icra mahkemesi, müştekinin ismi ve adresi, şikâyet edilen kişinin kimlik bilgileri ve adresi ile şikâyet edilen fiil açıkça yazılmalıdır. Ayrıca icra dosyası da dahil olmak üzere şikâyet ile ilgili tüm deliller eklenmelidir. Bu suçta görevli ve yetkili mahkeme icra takibin yapıldığı icra ceza mahkemesidir.
Vekalet ücreti, icra harç ve masrafları açık bir şekilde yazılması gerekmektedir. Yargıtay 19. Ceza Dairesi 12.12.2018 Tarihli 2018/7507 E. ve 2018/13177 K. sayılı kararında: 2004 Sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği,
… asıl alacağın takip tarihine, takipten taahhüt tarihine kadar işlemiş faizleri ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine karar işleyecek faizin ayrı ayrı gösterilmemiş olması ve alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almaması sebebiyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.” Eğer borcun taksitle ödenmesi teklifi yer almışsa bu açıkça taksit miktarı ve zamanları gösterilmiş olmalıdır.
İki şekilde taahhüdü ihlal davası düşer. Bu suç takibi şikâyete bağlı suçtur. Birincisi şikâyet edenin, şikayetini geri çekmesiyle ceza da ortadan kalkar, dava düşer. İkincisi ise borcun icra dairesine ödenmesidir. Bu borcun tamamı olabileceği gibi o zamana kadar olan miktarı da öderse dava düşecektir.
Taahhüdü ihlal davası, taahhüt ettiği halde borcunu ödemeyen borçlu, alacaklı tarafından icra müdürlüklerine şikâyet edilmesiyle başlar.
İcra ve İflas Kanununa göre taahhüt ihlal cezası sebebiyle verilen tazyik hapsi, üç ayı geçemez. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30.01.2019 Tarihli, 2018/8584 E. ve 2019/1128 K. sayılı kararında: Borçlu sanık hakkında alacaklı müşteki firma vekili tarafından başlatılan icra takibi sırasında, sanık tarafından borcun tamamının 9 taksit şeklinde ödeneceği hususunda taahhütname düzenlendiği, ancak sanığın bahse konu borcunu taahhütnamede belirtilen sürelerde ödememesi
nedeniyle yapılan şikâyetler üzerine borçlu hakkında taahhüdü ihlâl suçundan açılan davalarda, aynı borçtan dolayı en çok 3 aya kadar hapse tazyik karar verilebileceği, her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere 3 aya kadar hapse tazyik kararı verilemeyeceği gözetilmeden ve önceden verilen hapse tazyik kararlarının infaz edilip edilmediği araştırılmaksızın, ayrı ayrı üç kez mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” Kararı yerinde olmuştur.
Bu arada tazyik hapsi normal bir hapis cezası değildir. Disiplin hapsi şeklindedir. Borçlu, borcun tamamını veya taahhüt ettiği taksit tutarını yatırırsa hapis cezası ortadan kalkar.