İçindekiler
Yedinci çakra yani Sahaswara, bin – petal nilüfer çakrası olarak adlandırılmaktadır. Bu yedi kişinin üst çakrasıdır ve başın tepesinde bulunmaktadır. Sahaswara, taç çakra bizim aydınlanma kaynağımız ve her şey ile olan manevi bağlantıdır. Sonsuz enerji kaynağı ile olan birliğimiz ve kozmik güce ulaşabilmenin sihirli anahtarıdır Bu, yüksek benliklerimizle gezegende var olan her varlıkla ve nihayetinde evrende her şeyi var eden, yaratan ilahi enerji ile bir bağlantıdır.
Varoluş nedensiz değildir. Var olan her şey canlıdır ve enerjisi vardır. Hiçbir şeyi var oluşu tesadüf değil, aksine tek bir amacın somutlanmış hali, her şeyin birliği olan tek varlığın sonsuz bir tezahürüdür. İlahi varlığın kendini gösterme şeklidir.
Eğer bir mucize görmek istiyorsanız veya o ilahi gücü görmek istiyorsanız bir aynaya bakın. Gördüğünüz sizin güzelliğiniz onun kendini ifade etme şeklidir. Bir gün kendinize yöneldiğinizde onun sizden ayrı olmadığını fark edecek bu birliğin muhteşemliği karşısında hayrete düşeceksiniz. İşte bedenimizde bulunan her bir çakra özümüzün bir açılış kapısı olmaktadır.
Taç çakra olan Sahaswara’nın kelime anlamı, saf farkındalık ve olduğunuzu anlama anlamına gelmektedir. Siz bir saf bilinçsiniz, bölünmemişsiniz ve tümü yansıtan ilahi ışıksınız. Okyanustaki bir damla gibi, sende onun her yönünü içeren ve onu kapsayan, onu ifade eden, tezahür ettiren o okyanusun bir parçasısın.
Kendinizi bazen değersiz, küçük ve önemsiz gibi düşündüğünüz anlar olur. Oysa her biriniz varlığınızla eşsiz ve yücesiniz. “Sadece okyanusta bir damlayım işte” diye düşünebilirsiniz. Pekiyi o okyanusu, okyanus yapan her bir damlası değil midir?
Bazı kelimelerin anlamı onun sözlük anlamından çok daha ötedir. Bu saf farkındalık nasıl bir derinliği ve manayı taşımaktadır, düşünmeye değer. Hayatı ne kadar farkında yaşıyoruz. Yaşadığımız her an, gerçekten o anda mıyız? Saf farkındalık, önce bu somut alemde farkında olarak yaşamaktan başlamaktadır. Yaşadığımız anı fark edemezken, onun bilincinde olamazken hangi meditasyon veya hangi ibadet sizi taç çakraya ulaştırabilir ki…
Lotus çiçeği hem Hindu geleneklerinin hem de Budist geleneklerinin bir sembolü halindedir. Bu çiçek beslenir, büyür ve çamurlu sularda ortaya çıkar. Hiçbir netliğin olmadığı yerde, bulanıklığın ortasında çiçek açar. Nilüferin güzelliği, monoton görünen ve canlılığı olmayan çevreye özgü nadide bir güzelliktir.
Yedinci çakranın inanılmaz büyüsüne ve dayanılmaz güzelliğine ulaştığınızda, fiziksel bedenin, ego, akıl ve aklın sınırlarından artık çıkarsınız. Yani değiştirilmiş dış etkilerden oluşlan benlikten sıyrılmış, imajı aşmış ve öz benliğin tarifsiz duygusuna ulaşırsınız. Sizi, doğum ve yeniden doğuşun sonsuz bir döngüsü ola Samsara’ya bağlayan bireysel ruhun çok ama çok ötesine gidiyorsunuz. Arzunun o vazgeçilmez zincirlerinden kurtuldun. Bembeyaz bir ışık artık vücudunuzu çevreler ve o karanlık çevrenizde öne siz öne çıkarsınız.
Yedinci çakranın açıklamasını okuduğunuz anda, ulaşılamaz bir durum gibi gelebilir. Çünkü yaşadığımız üç boyutlu maddesel alem her zaman maneviyatın açlığına baskın gelir. Ya da görmediğiniz ama hissettiğiniz şey için gerekli çaba bir türlü önceliğiniz olmayabilir. “Rahipler ve gurular için kulağa hoş gelebilir ama benim için pek değil” diyebilirsiniz. Şöyle düşünebilirsiniz; “Ben sadece bir insanım.”
Günlük yaşam isteklerine ve bu isteklere eşlik eden oldukça yoğun zihinlere sahip olsak da, aydınlanmaya ulaşmak göründüğü kadar uzak olmayabilir. Değerli bir amaç, sürekli bir farkındalık durumunda yaşamak olabilir. Aslında bahsedilen bu farkındalık her ne kadar soyut bir hal gibi ifade edilse de, aklın ve mantığın, bakış açısının perspektifinin değişmesi, gerçeği olduğu gibi idrak etme ve yargıdan arınarak bilinçli yaşamanın anlatıldığı oldukça bilimsel ve mantıksal bir alandır. Felsefi yanı ağır basıyor gibi görünse de uygulamaların neticesinde pratikte son derece bilinçli bir boyuttur.
Aydınlanma ve farkındalık her kişinin kendi çabası ile gerçekleştirebileceği kendi zihninin sınırlarını aşarak, kendi kendine kazanabileceği bir zaferdir. Ulaşılmaz olması sadece ulaşılmaz olduğuna inandığınız sürece mümkündür. Gerçek inandığınız her ne ise odur. Yani düşünceniz ne ise siz de o’sunuz.
Peki saf farkındalık anları ile yaşamak konusunda ne düşünürsünüz? Hepimiz bu anları bir anda veya başka bir zamanda mutlaka deneyimledik ve belki de artık tekamülü tamamlamak gerekmektedir. Hiç birine koşulsuz bir biçimde sevgi hissettin mi? Hiçbir şey beklemeden ve sonunda hiçbir mucize yaşadınız mı?
Eğer mucizelerin var olduğuna inanmışsanız, mutlaka sizin için bir mucize gerçek olacaktır.
Meditasyon, dua ve günlük sessizlik pratiği, manevi bağlantı anlarının çoğalmasını sağlayan disiplinlerdir. Aslında, bunlar Sahaswara’nın özünü deneyimleyebileceğiniz tek yoldur. Tıpkı günün belli saatlerinde okula gideceğiniz ve bir derece elde etmek için sınavlara girmek zorunda olacağınız gibi, meditasyon, dua ve sessizlik de manevi bir kazanım edinme çalışmalarınızdır.
Elbette bir özveri, bir çaba ve önce kişinin niyeti ile çıkılacak bir yoldur. Bu yolda kararlılık ve en önemlisi ise kişinin kendini geliştirmek istemesidir. Taç çakrayı açma, yani aydınlanma, esasında kişinin kendi iç dünyasında var olan karanlıkları yok etmeye çalışmasıdır.
Sizi evrensel bilinç ile buluşturan bu etkinliklerin günlük uygulamasını gerçekleştirebildiğinizde, dış dünyanızdaki ruhsal farkındalığın genişleyeceğini göreceksiniz. Koşulsuz sevgiyi çok daha tutarlı bir şekilde deneyimlemeye başlayacaksınız. Aslında hiçbir şeyin imkansız olmadığını anlayacak, hiç kimseyi ve hiç bir şeyi yargılamayacak, var olan her şeye özünü görebilmenin mutluluğu ile saf bir sevgi duyacaksınız.
Belki de yaşadığınız maddesel hayatın aslında sizin öz benliğinize sadece size hizmet etmek için var olduğunu idrak ederek, dış görünüşün ve imajın esiri olmaktan kurtulacaksınız. Siz güzelleştikçe her şeyin güzelleştiğinizi anlayacak, sizin değişiminiz ile birlikte her şeyin değiştiğinizi görebileceksiniz.
Daha fazla alçak gönüllü daha merhametli, daha kibar ve daha bağışlayıcı olacaksınız ve daha da fazla alçakgönüllülük gösterebileceksiniz. Hayat artık sadece siz ve sizin arzularınızla ilgili olmayacak. Hayatınız başkalarına hizmet etmekten çok daha fazlası olacaktır çünkü aslında siz başkalarına hizmet ettiğinizi düşünürken bile kendinize hizmet ediyorsunuz.
Sessizlik yedinci yani taç çakrayı açmanın en güçlü ve önemli yolu olsa da, bu çakrayı destekleyen başka uygulamalarda elbette bulunmaktadır.
Öncelikle meditasyon a başlamadan önce yapabileceğiniz iki Pranayama solunum tekniği, Nadi Shodhana veya alternatif burun deliği solunumu ve Kapalabhati ’yi veya kaftası parlayan nefesi gibi teknikleri de uygulayabilirsiniz.
Baş ( Salamba Sirsasana) ve aşağı köpek (Adho Mukha Svanasana) gibi ters yoga asanaları yedinci çakranın açılması için faydalı olabileceği gibi, kafanın tepesini balık pozu ( Matsyasana) gibi zemine getiren herhangi bir pozisyonu da aynı şekilde yardımcı olacaktır.
Taç çakranın rengi mor veya beyazdır. Mantra sesi ise OM’nin evrensel sesidir. Çevrenizdeki yedinci çakrayı açmaya veya hizalamaya yardımcı olmak için yanınızda olabilecek taşlar ametist, selenit ve sugülittir.