Tanıma ve Tenfiz Davalarında Bilinmesi Gerekenler Kanunun öngördüğü kapsamda tanıma ve tenfiz için yapılabilecek işlemleri anlatmaktadır.
Kararların geçerliliği kural olarak kararın verilmiş olduğu ülkeler içerisinde mümkündür. Bu kuralın istisnasını ise tanıma oluşturulmaktadır. Yabancı bir mahkemede verilmiş olan kararın, ilgili ülke dışında hüküm ve sonuç doğurması, o kararın tanınması ve tenfizi ile mümkün olmaktadır. Tanıma ve tenfiz işlemleri de ayrı bir dava açmak suretiyle gerçekleştirilmektedir.
Yabancı bir ülkede alınmış mahkeme kararının Türkiye’de uygulanabilmesi için alınması gereken karar tenfiz kararıdır. Yabancı mahkemede alınmış bir kararın, Türkiye’de maddi ve manevi sonuç doğurması ve icra edilebilir nitelikte olması için tenfiz kararı alınmış olması gerekmektedir.
Tanıma kararı , yabancı mahkeme kararının tespit edilmesine ve ülkemiz mahkemelerinde tanınmasına yönelik bir karar iken tenfiz ise devlet organlarının harekete geçme ve işlem yapmasını gerektirmektedir. Tanıma kararı alınması için tenfiz kararı alma şartına bağlı değildir. Ancak bir mahkeme kararının tenfizinin talebi için bu tenfiz talebine dayanak olarak kararın öncelikle Türk Mahkemelerince tanınması gerekir.
Tanıma ; görülmekte olan dava sırasında talep edilebilmekle beraber bağımsız bir dava vasıtası ile de talep edilebilmektedir. fakat tenfiz, sadece bağımsız bir dava yolu ile ayrıca talep edilir. Tanıma kararı kesinleşmiş olan bütün mahkeme kararları için talep edilebilirken tenfiz kararları sadece icra kabiliyeti olan mahkeme kararları hakkında verilmesi mümkün olan kararlardır.
Tanıma ve tenfiz davası açabilmek aşağıdaki belgeler gerekmektedir:
Apostil şerhi yabancı bir devlet makamı tarafından verilen bir belgenin bir başka ülkede tasdik işlemine tabi tutulmadan kabul edilmesine yarayan, yabancı devletin yetkili makamları tarafından buna yönelik yapılan işlemleri ifade eder. Boşanma için Türkiye’ de açılacak tanıma davasında, Yabancı Mahkemeden alınan karar metni ile birlikte kararın kesinleştiğine dair yazılan kesinleşme metninin apostilli olarak Türkiye’ de yeminli tercümana çevirtilmesi ve noterde onaylatılması gerekmektedir. Bu belgeler Türkiye de noterden onaylandıktan sonra mahkeme huzurunda dikkate alınmaktadır. Şu da belirtilmelidir ki apostil şerhinin alınacağı makam söz konusu belgenin temin edildiği ülkenin yasalarına tabidir.
Tanıma ve tenfiz davası açabilmek için Türkiye’ye gelmeniz zorunlu değildir. Türkiye’den bir avukata vekalet vermeniz halinde avukatınız vekaletiniz ile birlikte işlemlerinizi, Türkiye’de sizin adınıza yürütme hakkına sahip olacaktır. Bu hususta Farah Hukuk avukatlarımızla iletişime geçerek Türkiye’ye gelmenize gerek kalmadan tanıma ve tenfiz davanızın sonuçlanmasına yönelik hizmet alabilirsiniz.
Boşanmanın Türkiye’de tanınması, yurtdışı boşanmalarda verilen mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi adına açılması gereken dava türüdür. Tanıma, görülmekte olan dava sırasında talep edilebilmekle beraber bağımsız bir dava vasıtası ile de talep edilebilmektedir.
Boşanmanın Tenfizi, yabancı mahkemenin vermiş olduğu boşanma kararına ilişkin maddi ve manevi sonuçların ülkemizde icra edilebilir olması anlamına gelmektedir. Bu dava aynı zamanda tanıma davası koşullarını da barındırması nedeniyle iki dava açmaya gerek olmaksızın yalnızca boşanma tenfiz davası ile yurtdışı boşanmaların ve sonuçlarının ülkemizde geçerli olmasını sağlanabilmektedir. Boşanmanın velayet, nafaka gibi icrai nitelikte sonuçları, yurtdışında hükme bağlanmış olduğunda tenfiz davası açılmadan Türkiye’de hüküm ifade etmemektedir. Bu sebeple tenfiz davası yoluyla hüküm doğurması sağlanabilmektedir.
KHK ile boşanma kararının tanınabilmesi şartları aşağıdaki gibi belirlenmiştir:
Tanıma ve tenfiz davasının ne kadar süreceği hususunda gerekli tebligatların karşılıklı olarak gerçekleştirilmesi, yurtdışındaki evrakların mahkemeye gönderilmesi, tekrar bu evrakların Türkiye’ye gelmesi ve diğer işlemler önem arz etmektedir. Bu faktörlere bağlı olarak davaların ne kadar süreceği değişim göstermekte olup kesin bir süre belirlemek mümkün olmamaktadır. Her iki tarafın da avukatlık hizmeti alması ile süreler kısalabilmekte tebligat süreci hızlanmaktadır. Kısa sürede etkin hizmet için Farah Hukuk avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.
Türk mahkemeleri önünde tanıma davası ve tenfiz işlemleri kural olarak zamanaşımına uğramamakla birlikte Türk mahkemelerin önünde tenfiz talebinde bulunulacak olan kararların tenfiz edilebilmesi için kesin ve icra edilebilir nitelikte olmaları gerekir. Kararın verildiği ülke hukukunda ilamların icrası için bir süre öngörülmüşse yabancı mahkeme kararının Türk mahkemelerin önünde o süre içerisinde tenfiz davasına konu edilmesi gerektiği aksi halde yani kararın verildiği ülke hukukunda ilamların icrası için öngörülen süre geçtikten sonra, kararın icra edilebilirlik veya kesinlik vasfını yitireceği ve bu yüzden artık Türk mahkemeleri önünde tenfiz davasına konu edilemeyeceği söylenmektedir.
Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Yetkili mahkemenin tespiti noktasında tenfiz davası bakımından;
Kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, Şayet yerleşim yeri yoksa sâkin olduğu yer mahkemesi, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer de mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.
Yabancı bir mahkeme kararının Türk Mahkemeleri tarafından tanınması, açılmış olan bir davada istenebileceği gibi ayrı bir dava açmak suretiyle de talep edilebilecektir. Bu nedenle tanıma davası açmak sureti ile yabancı bir mahkeme kararının tanınması talep edildiğinde yukarıda detaylı açıklanan tenfiz davasına ilişkin yetki şartları geçerli olacaktır. Fakat hali hazırda devam eden bir davada , yabancı bir mahkeme kararını tanınması talep edilirse o halde tanımanın talep edildiği mahkeme yetkili mahkeme olacaktır.