Tedarik Zincirinde İletişimin Gücü

[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Tedarik Zincirinde İletişimin Gücü

[vc_column_text]Tedarik zinciri yönetiminin önemli bir kısmı, iletişim kurulan tüm hedef kitle gruplarıyla ilişkileri  yönetmede özel iletişim değerleri yaratmak ve sürdürmekle şekillenir. Bunu yönetmek de tedarikçi  memnuniyeti ile müşteri memnuniyetini artırmayı beraberinde getirir ve bu sayede nihai hedef olan  itibar yapılandırmasına katkı sağlamak mümkün olur.

Bir ürün için tipik bir tedarik zinciri ağında, bu ağın neresinde olunduğuna göre değişen bir ilişkiler akışı  bulunur. Sistemde ilişkiler akışının hangi tarafında olacağınız, zincirin hangi halkası olduğunuza bağlıdır.  Örneğin tipik bir tedarik zincirinde temel olarak, bir hammadde tedarikçisi, bir üretici, bir distribütör,  bir perakendeci ve bir tüketiciden söz edilebilir. Buna göre, sistemde hem bir yukarı akışa üretim hatları  veya yalnızca satın aldığınız tedarikçilerinize hem de bir alt akışa müşterileriniz veya tüketicilerinize  yönelik bir tedarik zinciri iletişim trafiği söz konusudur. Bu trafiği doğru yönetebilmek için, rastgele ya  da alışıldık genel çabalar yerine, profesyonelce belirlenmiş bir plan doğrultusunda hareket etmek ve  hedefe odaklı bütüncül bir iletişim perspektifi geliştirmek önemlidir. Tedarik zincirinde iletişimin  gücünün tedarik zinciri iletişiminde nasıl rol aldığına göz atalım.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Doğru Zamanda Doğru Bilgi Akışı Sağlamak

[vc_column_text]Tedarik zincirinde ticaretin en kritik unsuru zamandır. 2016 tarihli araştırma raporuna göre, bu tür  tedarik zinciri kesintileri her üç kuruluştan birine, yılda yaklaşık 1 milyon dolar veya daha fazla zarara  mal oluyor. Elbette küresel salgın ve buna bağlı gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde, bu rakamın  son yıllarda inanılmaz ölçüde yükseldiği söylenebilir. Başarısız iletişim, yanlış bilgilendirme ve zamanı  şaşan teslimatlar anlamına gelir, bu da günümüz tedarik zinciri yöneticilerinin karşılaştığı en çetrefillisorunlardan biri olarak görülür. Zamanında teslim edilmeyen mallar fazladan maliyetler doğurur, bu da  müşteriyi mutsuz eder. Mutsuz müşteri ağızdan ağıza iletişimde kötü şöhret yayar. Zamanında  gerçekleşmeyen teslimat, zayıf bir müşteri deneyimiyle başlayıp, olumsuz marka bilinirliği ve kötü  şöhretle birlikte kuruluşu bir iletişim krizine sürükler. Böylece çok boyutlu ve görünen mali kaybın çok  daha üzerinde, uzun vadede daha da derine ilerleyen ticari kayıplar yaratır. Bu noktada, bilgi akışının  yoğun olduğu ve iletişimde insani hataların kaçınılmaz olduğu tedarik zincirindeki ticari iletişimde, söz  konusu hataların bertaraf edilmesi ve iletişimin neredeyse hatasız sürdürülmesi imkânı sunan EDI ve  bulut sistemleri ve benzeri dijital çözümlerle, insani iletişim eforunun diğer alanlara kaydırılması ve  iletişimin daha sistematik yürütülmesi doğru zamanda, doğru bilgi akışını sağlar. Bu aynı zamanda,  ticari itibara gölge düşmemesi, işini profesyonel olarak sürdürebilme kapasitesinin bir göstergesi[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Hedef Kitleyi ve Beklentilerini Anlamak

[vc_column_text]Hedef kitleyi bir bütün olarak, genelleyici şekilde görmek yerine hedef kitleyi farklı alt gruplarda  tanımlamak, hatta gruplar içinde mümkün olduğunca özelleştirerek hitap edebilmek, daha doğru bir  yaklaşımdır. Her kuruluşun kendine özgü bir hedef kitle tanımı vardır. Bu tanımlama dâhilinde, birincil,  ikincil ve üçüncül hedef kitle grupları belirlenebilir. Bir tedarik ticaretinde üreticiler, ithalatçılar, distribütörler, perakendeciler, alt kullanıcılar gibi kategoriler belirlenebilir. Her hedef kitle grubunda  farklı beklentiler gelişeceği için her gruba yönelik çalışmaların da beklentiyi karşılamak üzere planlanması gerekir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Çalışanlarla Uzun Vadeli İlişkiler Kurmak

[vc_column_text]Çalışanlar, kuruluşunuzun diğer hedef kitle gruplarıyla iletişimini gerçekleştirenlerdir, kuruluşun  temsilcileridir. Çalışanlarla organizasyon arasındaki iletişim, diğer organizasyonlarla kuruluş arasındaki  iletişime etki eder. Çalışanlarla iletişimini doğru yöneten kuruluşlar uzun vadede ticari iletişim  trafiğinde de başarılı olmanın yolunu açar. Çalışanlar, önemsendiklerini ve seslerinin organizasyon  genelinde duyulduğunu hissetmek ister. Bir parçası oldukları ticari akışı, daha kaliteli iş gücüyle ileri  taşımaları için buna önem vermek gerekir. Bunu sağlamanın çeşitli yolları üzerine çalışmak ve buna  yatırım yapmak çalışanın moralini artırarak uzun vadede iş gücünü artırır. Örneğin, dijital dönüşüme  yatırım yapan bir kuruluş, çalışanın angarya işlere boğulmasını engelleyerek, dolaylı olarak iş  doyumunu artırmaya katkı sağlayacak bir adım atar, bunun sağlanması da çalışanlara moral verir.

Bir küresel PR şirketi olan Holmes tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, liderleri tarafından etkili iletişimi savunan şirketlerin beş yıl gibi kısa bir iletişim sürecinde, paydaşlarına yüzde 47 daha  yüksek getiri sağladığı ifade ediliyor. Yöneticiler, iletişim danışmanlarının yol göstericiliğiyle, işin birçok  yönü hakkında toplanan çok boyutlu ve detaylı iç görülerden faydalanarak çalışanlarıyla arasındaki  iletişimi ileri seviyelere taşıyabilir. Bu noktada, yöneticilerin çalışanlarının farklı bakış açılarından  faydalanması ve birlik, aidiyet duyguları gibi önemli iç iletişim hedeflerine ulaşmak kolaylaşacaktır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Kriz Yönetiminin Önemi

[vc_column_text]İletişim olmadan, küçük bir sorunu alır ve bir anda çok daha büyük ve daha pahalı bir soruna  dönüştürürsünüz. Bu gerçekleştikten sonra atılabilecek adımlar, üzerine stratejik olarak çalışılması  gerekenler vardır. Ancak krizler üzerine çalışmak sanılanın aksine herhangi bir iletişim krizi  gerçekleşmeden de çaba göstermeyi gerektirir. Bu nedenle olası krizlere maruz kalma senaryolarının,  hangi durumlarda nasıl eyleme geçileceğinin, kimlerle nasıl irtibat kurulacağının ve krizin iletişiminin nasıl yönetileceğinin belirlenmesi iletişimi, kuruluşun hedefleri doğrultusunda nasıl çalışılacağı gibi  konularda doğru açılandırılan bir metot geliştirilmelidir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Tedarik zinciri yönetiminde, tedarikten üretime ve dağıtıma kadar tüm tedarik süreci boyunca,  müşteriye en üst düzeyde mümkün olan en verimli ve etkin hizmeti sunmak hedeflenir. İletişim, bu  temel hedefte güçlü şekilde varlık göstermenin temelidir. İletişim, tedarik zincirini her zamankinden  daha hızlı, verimli ve etkili hale getirebilir. Bu anlamda yapılan dijital dönüşüm yatırımları veya iletişim  çalışmaları için ayrılan bütçeler gibi maliyetler, iletişimin sekteye uğraması durumunda  bedellenebilecek maliyet yanında esamesi okunmayacak kadar azken, uzun vadede kuruluşun  hedeflerine daha sağlam adımlarla ulaşmasına katkı sağlar.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]