Son yıllarda merakla beklenen, üzerinde çokça konuşulup yazılan Apple’ın cep telefonu iPhone beş gün önce, Apple’ın kurucusu ve başkanı Steve Jobs tarafından tanıtıldı.
Bunu bir sonraki yazıda ele alacağım… :)
Şimdi size Apple markasının yarattığı fanatik taraftarların yaptığı ilginç yaratıcı uygulamalardan birine imza atan bir Türk gencinden bahsedeceğim.
Adı; Okan Vardarova . Blogları takip edenler onu Tekmetokat ‘ın Oky ‘si olarak tanıyorlar.
Oky 2 Ekim 2006’da (henüz iPhone’nun ne zaman çıkacağı belli değilken!) ingilizce bir blog açıyor ve Apple hayranlarının geliştirdikleri birbirinden ilginç ve güzel iPhone konsept tasarımlarını yayınlamaya başlıyor.
Site daha ilk günden o kadar büyük bir ilgi görüyor ki, Okan da ertesi günü Zoque forum ‘da; “Dün 17.000 tekil ziyaretçi aldım, hesaplarıma göre bugün bunu 2’ye katlayabilir. Böyle bir potansiyel varken bunu nasıl değerlendirebilirim?” diye çok samimi bir tavırla görüş soruyor, tavsiyeler alıyor.
Steve Jobs’ın sahnede tanıtım yaptığı gün 166 bin, ertesi gün ise 483 bin tekil kişi iPhone Consept Blog için ziyarete geliyordu. Ne Oky ne de bizler, onun Alexa Movers & Shakers ‘da günün en çok yükselenleri sıralamasında üçüncülüğe kadar çıkabileceğini (yüzde 3.000’lük artışla, haftalık trafikte 160 bin’den 3 bin’e çıkarak) öngöremedik.
Basit bir fikri zamanında görüp farklı bir tasarımla hayata geçiriyor ve başarılı oluyor Okan. Hatta her iyi fikirde olduğu gibi, sonrasında kopya siteler de türüyor.
Bu arada ayda ortalama 150 bin ziyaretçi çeken en büyük Moleskine fan sitesi olan Moleskinerie ‘nin sahibi Armand Frasco da (daha uzun bir süreçte) benzer bir başarı yakaladı ancak o zekice bir strateji ile bunu ticari kazanca dönüştürebildi.
Armand sitesinin üçüncü yıldönümde, sürekli büyüyen ziyaretçi sayısının altından artık tek başına kalkmakta zorlandığı için Amerika ve Kanada’da Moleskine not defterlerinin dağıtımını yapan Kikkerland Design ‘e giderek onlara kendi sitesi için ortak aradığını söylüyor.
Kikkerland de Moleskinerie fan sitesini satın alıyor . Çünkü hayranların buluştuğu bu site sayesinde müşterileri ile sağlanan samimi diyalogun ikiyüz yıllık Moleskine markasına ve ürün geliştirme konusunda neler kazandırdığının farkında onlar.
Oky’nin ise sadece (şahsen benim hiç ısınamadığım bir sistem olan) Google Adsense’den gelen gelirle yetindiği böylesi fikirlerin daha büyük fırsata dönebilmesi, biraz da bu konuda yönlendirme yapabilecek (sayıca Türkiye’de çok az olan) işin ehli kişilerin ortaya çıkması ile mümkün. Ne yazık ki markaların kendi müşterileri ile olan iletişimini yöneten reklam ajansları, interaktif ajanslar veya halkla ilişkiler şirketleri bile henüz bu fırsatları görebilecek yetkinliğe sahip değiller.
Bırakın onları, Apple Türkiye acaba “Okan Vardarova” ismini hiç duymuş mudur dersiniz?
Şimdi iPhone artık duyruldu. Okan yeni bulacağı fikirlerle sitesine azalacak olan ilgiyi tekrar yukarıda tutmanın yollarını aradığına eminim.
Apple marka olarak yaratıcılığa ve risk almaya bu denli açık yeryüzündeki ender firmalardan biri.
Armand Frasco’nun yaptığı gibi, Okan’ın da elinde şimdi Apple aşıklarından oluşan bir topluluk var. Bugüne kadar tasarım gönderenlerle, siteyi takip edenlerle. Bunun değeri ise muazzam.
Kısacası Okan kendine hedef olarak Apple’ı almalı, Google Adsense’i değil! Veya sitesine alacağı üç-beş bin dolarlık reklamları değil.
Bunlar bu yazıyı yazarken ilk etapta aklıma gelip herhangi bir süzgeçten geçirmeden kaleme aldıklarım.
Siz şimdi Okan’ın yerinde olsanız neler yapardınız?