Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2020 yılı temmuz ayı kadın cinayetleri raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda temmuz ayı içerisinde 36 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, 11 kadının ise şüpheli şekilde ölü bulunduğu belirtildi.
Koronavirüs salgınıyla beraber evde geçirilen zamanın artması ile birlikte kadınlar için başka zorlukların da ortaya çıktığı belrtilen raporda ayrıca temmuz ayında Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nni tartışmaya açıldığı ve sözleşmeye yönelik saldırıların arttığı ifade edildi. “Kadınların modern haklarına yönelik saldırılar söz konusu olduğunda kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, eşit ve özgür yaşam hakkımıza yönelik saldırılar artmaktadır” denilen raporda kadınların İstanbul Sözleşmesi’nin tam ve etkin uygulanması için mücadeleye devam ettikleri vurgulandı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun “Temmuz Ayı Kadın Cinayetleri Raporu”nda şu bilgilere yer verildi:
Bu ay 36 kadın cinayeti işlenmiş, 11 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 36 kadından 18’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 5’i ekonomik bahaneyle, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
Temmuz ayında öldürülen 36 kadının 3’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilememiştir. 11’i evli oldukları erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 5’i tanıdığı biri, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akrabası, 2’si babası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek ve 2’si de oğlu tarafından öldürülmüştür.
Kadınların 18’i evinde, 6’sı sokak ortasında, 2’si arabada, 2’si arazide, 2’si otelde, 1’i ıssız bir yerde ve 1’i de iş yerinde öldürülmüştür. 4 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 50’si evlerinde, yüzde 17’si sokakta öldürüldü.
24’ü ateşli silahlarla, 5’i kesici aletle, 3’ü de boğularak, 1’i darp edilerek ve 1’i de yüksek atılarak öldürüldü. 2 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 459 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Nisan 2020’de 10 milyon 597 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 3’ü bir işyerinde çalışıyor ve 33 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
Türkiye, 2011 yılında kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kararlı bir duruş sergileyerek İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamıştı. Fakat İstanbul Sözleşmesi hayatımıza 2011 yılında bir anda girmedi, öncesinde kadınların mücadelelerinin ve birikimleri var. İlk imzacı olmakla övünülen bu gelişme eşit ve özgür yaşam hakkımız için önemli bir adım olarak kabul edildi. İstanbul Sözleşmesi ile ilk defa şiddetten korunma ve zararlarını ortadan kaldırma değil, şiddeti önleyecek ve ortadan kaldıracak yol yöntem tanımlandı. önleme ve koruma başlıklarının altını çizmektedir. Aynı zamanda veri tutulması, analizlerinin sağlanması, buna uygun politikalar ve çözümler getirilmesini, tüm kurum ve kuruluşlar tarafından etkin ve bütünlüklü olarak sağlanmasını istemektedir.