Prof.Dr. Kaan AYDOS
Prof.Dr. Volkan BALTACI
Tedavi edilemeyen azoospermi olgularında testislerde olgun sperm olup olmadığını ortaya koyacak yeni potansiyel belirteçler geliştirildi. Böylece sperm incelemesi ile ya da TESE sırasında alınan dokunun araştırılması ile tüp bebekte tutma şansı olabilecek sperm hücrelerinin varlığı daha objektif olarak ortaya konabilecek. Özellikle mikroTESE yapılırken içinde sperm serisi hücre bulunabilecek en iyi tüplerin seçilmesi ve bunların çevre dokulardan izole edilerek mikroskop altında çok dikkatli biçimde çıkarılması bu belirteçlerin saptanma hassasiyetini önemli ölçüde artırabilir.
Postmayotik sperm hücrelerini saptamaya yönelik olarak Mikrogen Genetik Tanı Laboratuvarlarında spesifik antijenlerine karşı geliştirilen antikor yapısındaki bu yeni belirteçler 2 yönden fayda sağlayabilir:
Azoospermik erkeklerde TESE yapılmasının amacı, içinde sperm hücresi bulunabilecek en uygun tüplerin seçilmesidir. Bunun için de ameliyat sırasında büyük büyütmeli mikroskoplar kullanılır. O nedenle de mikroTESE’nin başarısı, standart TESE’ye göre daha fazla olur.
Daha sonra bu tüpler embriyoloji laboratuvarında uygun teknikle parçalanarak, içlerindeki hücreler açığa çıkarılır ve mikroskop altında araştırılır. Şayet kuyruklu olgun sperm hücresi görülürse, ya doğrudan tüp bebekte kullanılır ya da ileride kullanılmak üzere dondurularak saklanır. Böyle olgun hücre çıkmaması durumunda ise işlem yapılamaz ve tüp bebek iptal edilir.
Ancak kuyruk gelişimi tam olmasa da genetik olarak belli olgunluk aşamasına gelmiş sperm serisi hücrelerin de tüp bebek şansı olabileceği, yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Kuyruk çıkarmaya başlamış ama gözle ayırt edilecek kadar uzamamış spermlere “elongating” ya da “elongated” spermatid adı verilir; yani kuyruğu uzamaya başlamış sperm hücreleri. İşte bu hücreler seçilebilirse, normal olgunlukta sperm hücrelerine yani spermatozoanın kullanılmasına yakın başarı elde edilebilmektedir. Bunlarla tüp bebek yapıldığı zaman hastaların yaklaşık üçte birinde (%28) çocuk sahibi olunabilmiştir. Netice olarak otörler, uzamış spermatidlerin tüp bebekte kullanılmasını önermekteler (Sousa 2002). Değişik kliniklerden %15 ile %50 arasında değişen gebelik oranları bildirilmiştir (Sofikitis 1998 ve Vanderzwalmen 1997).
Bir de hiç kuyruk çıkarmamış yuvarlak spermatidler vardır. Şayet sperm incelemesinde gerçekten bu hücrelerin çıktığı gösterilirse, TESE ile testislerde olgun sperm bulma şansı da artmaktadır. Bu, çeşitli bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir (Koscinski 2005, Strassburger 2012, Yeung 2009, Levek 2005). Yakın zamanda bu hücrelerin ROSI tekniğinde kullanılması ile sağlıklı doğumlar da bildirilmiştir (Tanaka 2015).
Ancak bu tür sperm serisi hücrelerinin varlığı günümüz teknolojisi ile tam olarak ortaya konulamamakta. O nedenle de tüp bebekte kullanımları kısıtlı kalmıştır. Oysa gerek yuvarlak spermlerin gerekse uzamakta olan spermlerin bulunduğunu ortaya koysak, testislerde kök hücrelerin sperm üretim kapasiteleri bulunduğunu anlayabilir ve arkasından tedaviye devam ederek belki olgun sperm de elde edebiliriz. Edemesek bile, bu hücreleri tüp bebekte kullanabiliriz.
Yeni geliştirilen bu 2 belirteç yukarıda tanımlanan hücrelerin varlığını oldukça yüksek duyarlılıkta ortaya çıkarabilmekte. Bu belirteçler erken evre sperm hücrelerinin mayoz bölünme dediğimiz genetik olgunluk evresini geçtiklerini gösterebilmektedir. Mayoz evresini geçen hücrelerin gösterilmesi 3 yönden bize fayda sağlar:
Yeni geliştirilen bu belirteçlerin azoospermi olgularında sperm elde edilmesi ve gebelik başarıları üzerinde ne derece faydası olduğunu, ilerleyen süreçte daha net anlayabileceğiz.