Türk Medeni Kanunu madde 495-501, “Yasal Mirasçılar” bölüm başlığını taşımaktadır. Bu metinde, kimlerin yasal mirasçı olduğu, yasal mirasçılığın ne olduğu gibi konular irdelenecektir.
Yasal mirasçılık, mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısmın kimlere kalacağı hususunu belirlemektedir. Yasal mirasçılar belirlenirken 3 farklı sistem kullanılmaktadır. Bu sistemler:
Türk Hukuku’nda uygulanıyor olması nedeniyle derece sistemine değinmekte fayda bulunuyor. Derece sisteminde şu hususlar önem arz eder:
Sağ kalan eş zümre mirasçısı olmayıp her zümre ile birlikte mirasçı olma hakkına sahiptir. Belirtmek gerekir ki terekenin tasfiyesinden önce mal rejimi tasfiyesi yapılması gerekir. TMK md. 499’a göre eş değişik zümrelerle birlikte farklı miras paylarına hak kazanır.
TMK md. 181 uyarınca boşanan eşler birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar. Aynı şekilde boşanan eşlerin birbirleri lehine yaptıkları ölüme bağlı tasarruflar da kanun gereği kendiliğinden ortadan kalkar lakin söz konusu ölüme bağlı tasarrufta eşlerin boşanması durumunda dahi geçerli olacağına dair bir hüküm bulunması halinde işbu tasarruf geçerliliğini korur.
Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi durumunda ölen davacının mirasçılarından birinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun saptanması durumunda eşlerin birbirlerine karşı yasal mirasçılığı devam eder.
TMK md. 582 gereğince ceninin sağ ve tam doğumu halinde mirasçı olabilmektedir. Ölü doğum halinde mirasçılık söz konusu olmayacaktır.
Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağı tanıma veya hakim kararı ile kurulmuş ise birbirlerine mirasçı olabilirler. Evlilik dışı doğan çocuğun miras payı evlilik içi hısımlardaki gibi işleyecektir.
Miras kalanın malvarlığının tespit edilmesi
Uygulamada miras bırakan kişinin ölümünden sonra mirasçılarına hangi mal varlıklarının kaldığı yönünde bir bildirim yapılması söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle miras bırakanın mal varlıklarının mirasçılar tarafından araştırılması gerekmektedir. Miras bırakan adına kayıtlı taşınmazların, banka hesaplarındaki paraların, hisse senetlerinin ve varsa araçların tespiti için tereke tespiti davası açılması gerekmektedir. Tereke tespiti davası ile miras bırakanın alacak ve borçlarının tamamı mahkemece tespit edilmektedir.
Vasiyetname
Vasiyetname, bir kişinin hayatta iken, öldükten sonra mirasının kimlere kalacağını, nasıl paylaşılacağını düzenlediği evraktır. Bunun hukuken tanımı, ölüme bağlı tasarruftur. Yani vasiyetname ile kişi, henüz hayatta iken, kendi mal varlığı üzerinde, ancak öldükten sonra hüküm ifade edecek tasarruflarda bulunabilmektedir. Vasiyetname 3 farklı şekilde tanzim edilebilmektedir:
Resmi vasiyetname:
Noter, Sulh Hakimi ya da yetkili memur önünde yapılan vasiyetname türüdür. Vasiyetnamenin bu şekilde yapılabilmesi için miras bırakanın yanında iki tanığın bulunması aranmıştır.
El yazısı ile vasiyetname:
Kişinin kendi el yazısı ile hazırlamış olduğu vasiyetname türüdür. Bu vasiyetnamenin baştan aşağı miras bırakanın kendi el yazısı ile yazmış olması ve kendi el yazısı ile imza ve tarih atması şarttır.
Sözlü vasiyetname:
Ancak olağanüstü hallerde (savaş, şiddetli hastalık gibi…) ve diğer iki vasiyetname türünün yapılmasına imkân olmayan hallerde yapılabilen vasiyetname türüdür.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın