Ülkemiz, toprak çeşitliliği bakımından zengin bir yapıya sahiptir. Yeryüzündeki tüm canlılar için yaşamsal öneme sahiptir. Yer kürenin kabuğunu oluşturan kaya tabakasının (litosfer), iklimsel ve jeolojik olaylar sonucu sürekli aşınması ile meydana gelmektedir. Bu şekilde oluşan toprağın içinde ayrışma ve birleşme ürünleri olarak farklı büyüklükteki kum, kil, tın, kireç, bitki ve canlı artıkları bulunmaktadır.
Toprak, bitkisel ve hayvansal üretim gibi tarımsal faaliyetlerin ana unsurudur. İnsanların beslenmesinde, iş sahibi olmasında bir huzur ve istikrar kaynağıdır. Ülkemizde de tarıma uygun alanlar, ciddi tehditler altındadır. Bunların en önemlileri su ve rüzgar erozyonu, toprak kirliliği, tuzlulaşma, yerleşim ve sanayi için yapılaşma gibi amaç dışı kullanılmasıdır.
Toprak aslında bulunduğu ana kayanın bir parçasıyken, kimyasal ve fiziksel çözünmeler yoluyla zamanla ufalanarak parçalanır ve birbirinden ayrışır. Bu ayrışma sonucunda oluşan kaya parçalarının içerisine de çeşitli organik maddeler karışır. Böylelikle toprak oluşumu gerçekleşmiş olur. Türlerinin oluşumunu etkileyen olan beş temel unsur bulunmaktadır. Bunları iklim, bitki örtüsü, yer altındaki organizmalar, ana kaya ve zaman olarak sıralayabiliriz. Yapısında, çözünmüş kaya parçacıkları, çürümüş bitkiler ya da hayvan gübresi gibi pek çok atık bulunmaktadır. Bu maddeler zamanla fosilleşerek gübre görevi görür ve toprağın da zenginleşip nemlenmesini sağlar. Böylece toprak verimliliği artmış olur ve farklı bölgelerde birbirinden farklı türleri olmasının en önemli nedeni ise yeryüzünü kaplayan ana kayanın yapısı ile ilgilidir. Bunun yanı sıra bulunduğu iklim, bu bölgede bulunan organizmalar, arazinin yapısı gibi etkenler de toprak yapısını belirlemekte ve toprak çeşitliliğine neden olmaktadır.
Toprak çeşitleri bakımından oldukça zengin olan ülkemizde, her biri farklı özelliklere sahip, farklı bölgelerde dağılım göstermiş toprak tipleri bulunmaktadır. Dolayısıyla bir bölgede görülen çeşidinin hangisi olduğunun doğru bilinmesi, o bölgede yetişen bitki türlerini tanımaya da yardımcı olmaktadır.
Toprak çeşitleri arasında en çok bilinenlerden biri kumlu topraklardır. Kum oranının yüksek olduğu bu çeşidinde kil oranı daha azdır. Bu yönü ile kumlu toprak, “hafif toprak” olarak da adlandırılmaktadır. Kumlu topraklar, işlemesi en kolay olan toprak türleri arasındadır. Bünyelerindeki suyu hemen tahliye etmeleri, kumlu toprakların özellikle de ilkbahar mevsiminde bol sulama ihtiyacı duymalarına neden olurlar. Yağışlı dönemlerde ve kış mevsiminde ise sulama istemezler. Organik madde bakımından zengin bir toprak çeşidi olan kumlu toprağın aynı zamanda bakımı da kolaydır fakat aşırı drenaj oluşumu meydana gelir.
Toprak çeşitleri denildiğinde akla gelen bir diğer toprak çeşidi de %25’inden fazlası kilden oluşan killi topraklardır. Kış aylarında nemli ve serin kalan bu toprak çeşidi, yazın ise kurumaya elverişlidir. Bu nedenle yaz aylarında kuruyup çatlama yapabilirler. Bakımı biraz zahmetli olan bu çeşidinin drenaj miktarı çok düşüktür. İnce taneli olması nedeniyle bu toprak tipinde bitki ve meyve yetiştiriciliği yapmak elverişsiz ve zordur. Killi toprağa ekin yapılmak istendiğinde içerisinde organik madde ilavesi yapılarak fiziksel özellikleri iyileştirilebilir.
En verimli türlerden biri olarak kabul edilen siltli toprak çeşidi, kuvars ve daha ince organik parçacıkların bir araya geldiği minerallerden oluşmaktadır. Diğer toprak türlerine göre uzun bir süre boyunca nem tutabilirler fakat zaman zaman kompakt hale gelebilirler. İyi bir drenaj özelliğine sahiptirler. Siltli toprak özellikle de nemliyken üzerinde çalışması çok kolay bir toprak türüdür. Orta büyüklükteki partiküllerden ödün veren siltli topraklar çok iyi süzülerek nemi hapsederler.
İşlemesi en zor toprak tiplerinden biri olan kireçli topraklar içerisinde bol miktarda kil, kireç, taş, humus ve kum bulundurur.Kalın bir tabakaya sahip olan kireçli topraklar, su geçirgen yapıda değillerdir. Ekim için uygun bir toprak çeşidi değildir zira kuru yapısı çok fazla sulama ve gübreleme gerektirir. Ekim döneminde kireçli toprakların kalın tabakası demir ve magnezyum gibi minerallerin bitki köklerine ulaşmasına izin vermez.
Humuslu toprakların içerisinde yalnızca ana kayanın tortu ve mineralleri değil, üzerinde yetiştirilen bitkilerin dal ve kök kısımları da bulunmaktadır. Humuslu topraklar çok yüksek su tutma kapasitesine sahiptir. İçerisinde yüksek miktarda organik madde bulunduran humuslu topraklar, bitkilerin ihtiyaç duyabileceği tüm vitamin ve mineralleri karşılamaktadır. Koyu renge sahip humuslu toprak çeşidi, kara toprak olarak da bilinmektedir. Hafif yapısında kireç barındırmayan humuslu toprak, kıraç bir toprak değildir.Humuslu toprak çeşidinin belki de en önemli özelliği, her türlü bitki için uygun ve kolay işlenebilir olmasıdır.
Toprak ıslahı, tarım topraklarının fiziksel ve kimyasal yapısının iyileştirilmesi demektir. Besinsiz kalan toprak, üzerindeki bitkilerin verimini düşürerek alınan ürün miktarını düşürür. Uzun süreli etkileri düşünüldüğünde bir mevsimin içine dahil olduğu üretimi sekteye uğratabilecek zarara yol açabilir. Çünkü toprak ıslahı yapmak için belirli bir süreye ihtiyacınız olacak. Bu sürede ekim ve dikim yapılmaması ve toprağın dinlenmesi sağlanmalıdır. Gerekli gübreleme kimyasal, fiziksel, biyolojik olarak işlenmeli ya da toprak yıkama yapılmalıdır. Toprak analizi yaparak içerdiği enzimler bilinmelidir. En mantıklı drenaj sistemi biyolojik seçimle uygulanandır. Organik içerikler, killi toprakla birleştiğinde kolay dikim için ideal hale gelirler. Killi toprakta ekim ve dikim yapmak kolaydır. Kolayca suyu tutan ve köklerin yayılmasına imkân sağlayan toprak türleri tercih edilmelidir.
Kompost olarak bilinen ve organik yapıda olan içeriklerin tercihi önemlidir. Bozulmuş ve çürümüş organik maddeler bitkilerin en çok sevdiği içeriklerdir. Gübreleme yöntemi de diğer bir toprak ıslahı çeşididir. Doğal ve kimyasal gübre seçimi ise tamamen kişiye göre değişmektedir. Tercih edeceğiniz ıslah yöntemi, mevsime ve şartlarına göre farklılık gösterebilir. Toprak ıslahında drenaj, havalandırma, su tutma, işlenebilirlik, renk önem taşımaktadır.
Drenaj , daha çok killi yapıya sahip geçirgenliği az topraklarda suyun akıp gitmesi için alınan önlemdir. Killi topraklara organik katkı maddesi ilave ederek, toprağa kum, çakıl, kireç taşı karıştırılarak, iklim şartlarına göre toprak işlenerek ve havalandırılarak toprağın drenajı geliştirilebilir.
Havalandırma ,toprak drenajını iyileştirir,Bitki köklerinin ve diğer toprakaltı organizmaların nefes almasını sağlar. Havalandırma drenaj için kullanılan yöntemlerin çoğu ile sağlanabilir.
Ağır killi yapıdaki toprakların, toprak işleme aletleri ile kolay çalışılabilir hale getirilmesi demektir.İşlenebilirlik drenaj için kullanılan yöntemler ve toprağın ihtiyaç duyduğu uygun organik katkı maddelerinin ilavesi ile sağlanmaktadır. Su tutma, yetersizliği, kumlu topraklarda büyük problem olmaktadır.
Toprağın su tutma kapasitesini artırmak için öncelikle toprağa yeterli yanmış ahır gübresi gibi organik katkı maddeleri verilmelidir.
Kumsal topraklarda su tutma kapasitesi artığında bitki kökleri kurak koşullarda da yeterli suyu alacağından verimde önemli artışlar sağlanabilir.
Renk, toprağın asıl rengi, orijini olan ana kaya ve içindeki organik madde miktarına bağlıdır.Toprağın renginin koyu olması, üzerinde nesiller boyunca tarım yapıldığını ve işlenmekte olduğunu gösterir. Koyu renkli topraklar ısıyı daha çabuk absorbe etmekte ve daha yavaş soğumaktadır. Toprağın rengini koyulaştırmak için günümüzde daha çok organik karışımlar tercih edilmektedir
Tarım topraklarının verimliğini belirleyen başlıca unsurlar olarak bünye, pH(asitlik), tuzluluk (%tuz), organik madde kapsamı (%), kireç durumu (%CaCO3), potasyum ve fosfor gibi besin maddelerini sayabiliriz.
Bitkilerin sağlıklı bir şekilde yetişeceği en uygun toprak, % 45 mineral madde,% 25 su,
% 25 hava ve % 5 organik madde içermelidir.
Bitkiler topraktaki besin elementlerini belirli bir pH aralığında alırlar ve pH yükseldikçe bu alım da azalır. Türkiye’de maalesef organik maddesi zayıf olan tarım arazilerimizde pH dereceleri de 8 ve üzeri değerlerde. Bu durum topraktaki yararlı mikroorganizmaların faaliyetini azaltarak, bitkilerin topraktaki besin elementlerinden faydalanmasını zorlaştırıyor. Bitkiler besin elementlerini en iyi şekilde topraktan alabilir. Ancak verilen besin elementlerinin bitkinin alacağı formda iletilebilmesi için de topraktaki mikroorganizmaların sayısının yüksek olması gerekmektedir. Bu mikroorganizmaların sayısını arttıracak tek şey de organik maddedir. Topraktaki organik madde, toprağın kendini koruma kapasitesini arttırarak, kireç, zehirli maddeler ve zararlı diğer maddelerin toprakta ani meydana gelecek değişimlerin önüne geçmeyi sağlar.
Organik madde bakımından zengin olan topraklar, diğer topraklara oranla gübrelerin çabucak yıkanarak topraktan akıp gitmesini önler. Böylece uygulanan gübreden meyve ve sebzelerin daha uzun süre faydalanması sağlanır. Sonuç olarak, verimli tarım, sağlıklı bitkiler, kaliteli meyve ve sebze üretebilmek için önce toprak kalitesi arttırılmalıdır. Bunun için, topraktaki organik madde içeriği arttırılmalıdır. Şayet arttırılamıyorsa toprakta mevcut olan organik madde miktarı korunmalıdır.
Toprak Islahı – Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (tarimkredi.org.tr)
Toprak Islahı(Yazar: Dr. Sami SÜZER) (tarimorman.gov.tr)