Türk Edebiyatında Edebî Bir Zirve

Çok yönlü bir yazar olan Banarlı’nın edebiyata ilgisi ve sevgisi pek çok yazarda olduğu gibi şiirle başlamıştır. Gençlik yıllarında hece ve aruz vezinleriyle şiirler yazmıştır. Fakat bunlar gençlik hevesiyle yazılan metinler olduğu için bunları kitap hâline getirmemiştir. Zaman zaman yazmaya devam etse de, şiirde ısrarcı olmamıştır. Belki bu yüzden onun şairliği ve şiirleri hakkında fazla malumat edinemiyoruz. Onu şair diye nitelendir(e)miyoruz.

Banarlı’nın şiir kitabı olmadığı için ne kadar şiir yazdığını bilmiyoruz. “Resimli Türk Edebiyatı Tarihi” adlı dev eserinin ikinci cildinin sonunda dört tane şiirine yer verilmiştir. Bu şiirler “Baht”, “Ayşe’ye”, “Yol Verin Dağlar” ve “Kitaplar” adını taşır. Bu şiirler hece ölçüsüyle, dörtlük nazım birimiyle ve koşma nazım şekliyle(Kitaplar şiiri hariç, çünkü o yedili hece ölçüsüyle yazılmıştır)  kaleme alınmıştır. Fakat bu şiirler çok da usta işi şiirler değildir.  Öyle de olsa, bir bölümünü aşağıya alacağım. Bu şiirlerden, eşi Ayşe Vedia’ya yazdığını tahmin ettiğim “Ayşe’ye” adını taşıyanı yoğun aşk duyguları içermektedir:

“Nasıl gün batarken yanar da sular/Bir lâle taşır her saz Ayşeciğim/Sazlarda o narin bükülüşün var,/Sularda o titrek naz Ayşeciğim//Renginden çerağlar yakar sular var/Pınarda şimşekler çakar sular var/Benim de içimde akar sular var/Seninle her mevsim yaz Ayşeciğim// Melil melil bakma, tasan tasamdır/Kız seni solduran bilmem ne gamdır?/Gün günden yorgunsun bak kaç akşamdır,/Göğsünün lâlesi az Ayşeciğim//Yorulsun gözlerim seni gözlerken/Gezdiğin yollardan silinme erken/Sensizlik içimi yaksın giderken/Bu ne hoş ne derin haz Ayşeciğim//Nasıl gün batarken yanar da sular/Lâleler açar da pınarda sular/İçimde acınla kanar da sular/Bin lâle yakar bin saz Ayşeciğim”

Banarlı’nın az sayıdaki şiirinin yanında oyunları, hikâyeleri, romanı, makaleleri, fıkraları, eleştirileri ve denemeleri de mevcuttur. Fakat bizler onu daha çok usta bir edebiyat tarihçisi olarak tanıyoruz. Zira edebî şöhretini bu alanda yakalamış ve zirveye çıkmıştır.

Nihat Sami Banarlı’nın  oyunlarına baktığımızda daha çok millî hissiyat muhtevalı piyesler yazdığını görürüz. Fakat bunlar iddialı metinler değildir. Bunlar arasında şu eserleri sayabiliriz: “Kızıl Çağlayan (manzum milli piyes), Bir Yuvanın Şarkısı (manzum milli piyes), Sular Kararırken, Yaban­cı, Dumanlı Dağlar, Son Vazife, Bir Mabet Yıkıldı, Istırap Yarışı”

Hemen her türde eser veren, fakat daha çok edebiyat tarihçisi olarak tanınan Banarlı’nın o dönemin Hürriyet gazetesinde tefrika edilen “Bir Güzelliğin Romanı” adıyla roman türünde kaleme aldığı bir eseri de vardır. Resimli Türk Edebiyatı’nı kütüphanelerimize kazandıran bu değerli araştırmacı-yazarımızın edebiyat tarihi araştırmaları kapsamında hazırladığı  “Dâstân-ı Tevârih-i Mülûk-ı Âli Osman ve Cemşid-ü Hurşid Mesnevisi(Ahmedî’nin Osmanlı tarihine dair manzum ese­rinin neşri) çalışması da önemlidir.

Banarlı Hoca bir ömür boyunca kitaplarla hemhâl olmuştur. Ruhunu kitaplarla beslemiştir. Şiire bir heves olarak başlayan ve devamını getirmeyen Banarlı, kendi el yazısıyla tablolaştırdığı “Kitaplar” adlı bir şiirinde şu duygu ve düşüncelere yer verir: “Niçin okudum sizi?/Siz ki, göstermediniz/Bana saadetlerin/Çalkandığı denizi…//Niçin kitaplar, niçin?/Hangi sahifenizi/Muskalaştırmalıydım,/Murada ermek için/ Ve bir gün görmek için…”

Nihat Sami Banarlı 1930 senesinde Ayşe Vedia Hanımla evlenmiş, bu evlilikten Ilgaz adını verdikleri bir oğulları dünyaya gelmişti. Nihat Sami Bey’in oğlu Ilgaz Banarlı, Viyana’da bir otel odasında Nietzsche’nin bir kitabını okurken bunalıma girip intihar etmiştir.

Banarlı Hoca, 1953’te İstanbul Fetih Cemiyeti’ne girmiştir. Bu kuruluşa bağlı olan İstanbul Enstitüsü’nde müdürlük yapmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı 1000 Temel Eser ve Çağdaş Türk Yazarlar ı komisyonlarına üye ve başkan seçilmiştir. 1971’de kurulan Kubbealtı Akademisi’ne Edebiyat Kolu Başkanı ve Akademi Dergisi Müdürü olmuştur.

Banarlı’nın vefakâr öğrencisi Nermin Suner Pekin, merhum Banarlı’nın 100. Doğum Yıldönümünde “Nihat Sami Banarlı, Hayatı, Şahsiyeti ve Eserleri” adlı kıymetli bir anma kitabı hazırlamıştır. Bu kitap İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından yayımlanmıştır.