Türkiye Yüzyılı Yahut Nereden Nereye?-4

“Yol medeniyettir. Gidemediğin yer senin değildir.” anlayışı ışığında ulaştırmada bölünmüş yol mesafesini 6 bin 100 kilometreden 28 bin 722 kilometreye, otoyol uzunluğunu 1,714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Kara yolu tünel sayısını 83’ten 469’a, kara yolu tren uzunluğunu 50 kilometreden 664 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 731 kilometreye yükselten, millet ve memleket aşkıyla adeta Ferhat gibi dağları delen bir Türkiye’den bahsediyoruz.

“İstikbal göklerdedir.” şiarıyla Hava yollarında 26 olan havalimanı sayısını 31 ilâveyle 57’ye, denizcilikte tersane sayısını 37’den 84’e çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Toplam 1460 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı, ilâveten toplam 2 bin 102 kilometre uzunluğunda yeni demir yolu ağı yapan 8 bin 547 kilometre uzunluğunda mevcut hattı da elektrikli ve sinyalli hâle getiren, adeta demir ağlarla örülen bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği alanında, TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 170 bin konut üreten, 3 milyon konutun dönüşümünü başarıyla tamamlayan, 12 milyon vatandaşımızın güvenli konutlarda yaşamasını sağlayan bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Çevreci bir anlayışla 81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi yapmayı hedefleyen, ülke genelinde 455 millet bahçesini hizmete açan bir Türkiye’den bahsediyoruz.

“Dostlara güven, düşmanlara korku veren” savunma sanayinde, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 264 bine çıkaran, toplamda 28 bin 987 yataklı 20 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunan güçlü bir Türkiye’den bahsediyoruz.

“Spor sağlıktır.” ilkesiyle gençlik ve sporda gençlik merkezi sayımızı 9’dan 419’a yükselten, toplam spor tesisi sayımızı 1575’ten 4290’a çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Sadece alan değil satan bir ülke olmak için ticarette ihracatımızı 36 milyar dolardan alıp 250 milyar doların üzerine çıkaran, dünyada 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştıran, dış ticaret hacmimizi de 500 milyar dolara ulaştıran istikrarlı bir Türkiye’den bahsediyoruz.

“Her kademede ve her şeyden önce modern bir eğitim anlayışıyla” yola çıkarak eğitimde, yükseköğretim dâhil 10,3 milyar lira olan yıllık eğitim bütçesini 304 milyar liranın üzerine çıkaran, derslik sayımızı 343 binden 612 bine yükselten, 20 yılda atanan 750 bin öğretmenle toplam öğretmen sayımızı bir milyonun üzerine çıkaran, toplam 3,5 milyar adet ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak dağıtan, üniversite sayımızı 76’dan 208’e, akademik personel sayımızı 70 binden 184 bine ulaştıran, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 850 bine ulaştıran donanımlı bir Türkiye’den bahsediyoruz.

“Su akar, Türk bakar. ” eleştirisini (ironisini) geçersiz kılmak için baraj sayımızı 276’dan 930’a, hidroelektrik santrali sayımızı 97’den 730’a, içme suyu tesisi sayımızı 84’ten 370’e ve sulama tesisi sayımızı 1764’ten 3 bin 325’e çıkaran bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Son olarak, “Dünyada mekân, ahirette iman “anlayışıyla 500 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri hedefleyen ve bunun için çalışmalara girişen, alt gelirlilerin ekonomik olarak sıcak bir yuvaya kavuşması için çalışan bir Türkiye’den bahsediyoruz.

Başlasın “Türkiye Yüzyılı”, yarın değil hemen şimdi…

Bizce “Türkiye Yüzyılı” çok aradığımız ve özlediğimiz kızıl elmadır. “Türkiye Yüzyılı” yarınlara dair umutlarımızdır. “Türkiye Yüzyılı” zaferin çağrısıdır. “Türkiye Yüzyılı”  bayraktaki şehit kanının koyu kırmızısıdır. “Türkiye Yüzyılı” yine bağımsızlığımızın sembolü olan bayrağımızdaki hilâlin koynundaki sönmeyen yıldızımızdır.  “Türkiye Yüzyılı” zulmün karanlıklarını aydınlatan merhamet ışığıdır. “Türkiye Yüzyılı” zulmün karşısında, mazlumun yanında olmaktır. “Türkiye Yüzyılı” sömürüye karşı tavır almaktır. “Türkiye Yüzyılı” yürekleri doğruya döndürmektir. “Türkiye Yüzyılı” dertlere derman, yaralara merhem olmaktır. “Türkiye Yüzyılı” ümmet olmanın ve ümmetin yanında olmanın verdiği manevî huzurdur. “Türkiye Yüzyılı” güçlünün değil haklının yanında, haklıdan yana taraf olmaktır.