İşverenin işçiye yaptığı iş karşılığında yaptığı ödemeyi, bütün vergi ve kesintilerle beraber gösteren ve işçinin çalıştığı süre boyunca sistematik ve dönemsel olarak düzenlenen belgeye maaş bordrosu veya ücret bordrosu adı verilir. Maaş bordrolarında işçi ücretinden yapılan tüm kesintiler ve bunların oranlarının yanı sıra, işçiye yapılan ek ödemeler de gösterilir (fazla mesai ücreti vb. gibi).
Ücret Bordrosu İş Kanunu‘nun 37. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:
“İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.”
Ücret bordrosu düzenlememesi veya usulüne uygun düzenlenmemesi halinde delil olarak kabul edilmediği gibi yasalar gereğince usulsüzlük cezası ve idari para cezaları uygulanması da söz konusu olabilmektedir.
İşçi fazla çalışmasını tanık dahil her türlü delille ispat edebilirken, yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia eden işveren bu iddiasını yazılı deliller ile ispat etmek zorundadır. Bu kapsamdaki delillerin başında ise ücret bordroları gelmektedir.
İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Sahte olduğu ispat edilmemiş ücret bordrosunda yazılı hususların aksi, ancak yazılı deliller ile ispat edilebilir. Örneğin işçinin imzası bulunan ücret bordrosunda fazla mesai tahakkuku bulunması durumunda, bordroda yazılı olandan daha fazla alacağı bulunduğunu iddia eden işçi, bu iddiasını sadece yazılı deliller ile ispat edebilir.. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Yargıtay’ın birçok kararında, işçinin imzası bulunan ücret bordrosunda fazla mesai tahakkukunun bulunmaması halinde dahi, fazla mesai hesaplamalarında bordro bulunan ayların dışlanması gerektiğine karar verilmiştir. Zira her ay farklılık gösteren ve değişik tutarlarda yazılmış olan tahakkuklar karşısında, tahakkuk bulunmayan aylarda fazla mesai çalışmasının da bulunmadığı kabul edilmelidir. İşçinin imzasının bulunması ve herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması kaydıyla, ücret bordrosunun bulunduğu aylara ilişkin tanık beyanlarına göre fazla mesai hesaplaması yapılması mümkün değildir.
Ücret bordrosu, mutlak bir ispat kuvvetine sahip olan, aksi ispat edilemeyecek şekilde kesin delil niteliğinde bir belge değildir. İşçinin imzasının buluğu bordrolar kapsamında dahi, mahkeme tarafından bordroda yazılı hususların aksinin kabul edilmesi mümkündür. Zira kimi zaman işverenler tarafından ücret bordrolarının kötüye kullanıldığı ve işçilerin haklarını elde etmelerine engel olacak şekilde bordrolar düzenlendiği görülmektedir.
Yargıtayın yerleşik görüşüne göre, İşçilerin fazla mesai ücretini talep etmesine engel olacak şekilde her ay sembolik rakamlarda fazla mesai tahakkuku bulunan ücret bordrolarında, bordro hilesi bulunduğunun kabul edilmesi gerekir. Bordro hilesinin bulunduğu durumlarda gerçekte daha fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin, bu iddiasını her türlü delil ile ispat etmesine imkan tanınmaktadır.
Yargıtayca kabul gören bir diğer bordro hilesi türü ise, gerçekte daha fazla ücret alan işçinin, asgari ücret üzerinden sigorta kaydının yapılmış olması ve bordrolarında temel ücretinin asgari ücret olarak gösterilmiş olmasına rağmen, her ay farklı tahakkuklar adı altında maaşına eklemeler yapılarak gerçekte aldığı ücrete tamamlanması durumudur. Bu durumda da bordro hilesinin kabulüyle, işçiye bordroda yazılan hususların aksini her türlü delil ile ispat etme imkanı sağlanmaktadır.