Hulûsi Efendi Vakfı’nın hizmet alanlarından biri de sağlıktır. Vakıf, fakir hastaların tedavilerinde kullanılmak üzere devlete ait sağlık kurumlarına araç, gereç ve malzeme temin etmektedir. Ayrıca yardıma muhtaç birçok ailenin sağlık masrafları da vakıf tarafından karşılanmaktadır. Öte yandan vakfın kurucusu Osman Hulûsi Efendi’nin hayalini kurduğu hastane 2006 yılı içerisinde “Darende Hulûsi Efendi Devlet Hastanesi” adıyla devlet tarafından hizmete sokulmuştur. Böylece Hulûsi Efendi’ye duyulan vefa tescil edilmiştir.
Hulûsi Efendi Vakfı’nın Hanımlar Komisyonu’nun genel adı “Şefkat Gülleri”dir. Vakıf hizmetlerine destek vermek amacıyla yıl içerisinde el emeği göz nuru ile hazırlanan ürünler kermesler(hayır çarşısı) açılarak satılmaktadır. Bu satışlardan elde edilen gelirler ihtiyaç sahiplerine sosyal yardım ve öğrencilere burs olarak kullanılmaktadır. Bu sayede acil ihtiyaç sahiplerinin mağduriyetleri giderilmekte, hayırda yarışmanın en güzel örneği verilmektedir.
Hulûsi Efendi Vakfı’nın çevre hizmetleri ve çevre duyarlılığı ileri boyuttadır. Darende başta olmak üzere, vakfın temsilciliklerinin bulunduğu illerde Orman Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucu gönüllü insanların önderliğinde fidan dikimleri yapılmakta, “Hulûsi Efendi Hatıra Ormanları” oluşturulmaktadır. Öte yandan cami, hastane, yol, çarşı, okul ve mesire alanı gibi yerlerde Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi adına yapılan çeşmeler sebil olarak tüm insanlığa hizmet etmektedir. “Her canlıya hizmet için” parolasıyla yola çıkan Hulûsi Efendi Vakfı atıl durumda bulunan arazileri mesire yerleri ve parklara dönüştürerek, halkın ailesiyle beraber gelip piknik yapabileceği ve dinlenebileceği doğal ortamlar hazırlamaktadır.
Bunlara ek olarak Darende Kaymakamlığı, Darende Belediyesi ve Es Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı işbirliğiyle hazırlatılan Tohma Kanyonu Projesi’yle, doğal güzellikleri bünyesinde barındıran ve içinden Tohma Irmağı’nın geçtiği kanyona yürüme parkuru ve piknik alanları da inşa edilmiştir. Öte yandan Günpınar Şelâlesi vakfın, kaymakamlığın ve Günpınar Muhtarlığının gayretleriyle çevre düzenlemesi yapılarak hizmete sunulmuştur. Hakk’a ve hakikate yaslanan “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” düsturuyla yola çıkan bir vakfın hızını kimse durduramaz. Nitekim öyle de olmuştur. Hulûsi Efendi Vakfı her geçen gün hizmet alanını genişletmiştir. Bu kutlu yürüyüşün devam etmesini gönülden diliyoruz.
Şeffaf bir yapıya sahip olan Hulûsi Efendi Vakfı’nın her yıl düzenli olarak yayına hazırladığı Vakıf Bültenleri, vakfın son bir yıl içerisinde yapmış olduğu faaliyetleri göstermektedir. Bu gibi vakıfların sayısının artması en büyük temennimizdir. Hayır yolunda yürüyen bu gibi vakıf ve dernekler artarsa ihtiyaç sahipleri rahat bir nefes alma imkânı bulur. Rabbim iyilik peşinde koşan bu gibi Hakk ve hakikat dostlarını muvaffak eylesin.
Vakıfları yaşatmak ve geleceğe intikal ettirmek boynumuzun borcudur.
Yeryüzünden gökyüzüne, yerdeki karıncadan gökteki kuşlara kadar bütün varlıkları yaşatmayı ve nihayetinde Allah rızasını esas alan vakıfların yegâne gayesi dünyadaki canlıların (insanların, hayvanların) daha mutlu ve müreffeh bir hayat sürmesidir. Bunun için de insan için tek yaşama alanı olan dünyayı daha yaşanılır kılmak gerekir. Vakıflar bu uğurda büyük bir gayret ve enerji sarf etmişlerdir. Her zaman hayır ve hasenat peşinde koşmuşlardır. Cemiyeti oluşturan bireyler arasındaki sosyal bağları güçlendirmişlerdir. Sevgi, hoşgörü ve kardeşlik anlayışını hakim kılmışlardır. Zaman zaman dengesi bozular dünyaya denge getirmeye çalışmışlardır. Var oluş gayemizi gerçekleştirmemize yardımcı olmuşlardır.
Âlicenaplığıyla zamana damgasını vuran ceddimiz, vakıflar aracılığıyla insanlığa hizmet ederken asla ırk ve renk ayrımı gözetmemişlerdir. Yine bu hususta insan-hayvan ayrımı da yapmamışlardır. Nerede bir eksiklik varsa onu ikmal etmişlerdir. Unutulanları hatırlamışlardır. İnsanlar, hayvanlar ve nebatlar arasında güçlü köprüler kurmuşlardır.
Dünden bugüne intikal eden, bugünden de yarınlara intikal ettirmemiz elzem olan vakıf kültürü İslâm’ın güçlü şiarıdır. Kadim devlet geleneğimizin yüz akı olan vakıf medeniyetimizden sözde modern dünyanın alacağı çok büyük dersler vardır. Paylaşmak nedir bilmeyen, bencillikte sınır tanımayan, huzurunu yitirmiş olan, yitiğini yanlış adreslerde arayan çağdaş dünyanın sorumlu fertlerinin, kadim vakıf geleneğini incelemesi ve ondan dersler alması gerekir. Çünkü insanlığı huzursuzluk girdabından ancak o kurtarabilir.
Yardımlaşma duygusunun en bariz tezahürü olan vakıfları bugün de yaşatmak ve geleceğe intikal ettirmek Osmanlı torunları olan bizlerin önemli bir boyun borcudur. Vakıf şuurunun geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza aşılanması gerekir. Bunu hakkıyla ve lâyıkıyla gerçekleştirebilirsek yarınlarımızdan ve geleceğimizden emin olabiliriz.
Bugün vakıf medeniyeti o eski görkemli görünüşünden uzaktır. Onun içindir ki aradığımız huzuru bulamıyoruz. Zira insana huzur veren şey, başkalarına faydalı olmak ve onların hayır duasını kazanmaktır. Zamanımızda kurulan derneklerin ve vakıfların önemli bir kısmı tabela derneği ve vakfı olmaktan öteye gidemiyor. Çünkü bir kısmının teşkilat yapısı çok zayıftır, bir kısmı kişilerin tekelindedir. Eğer o eski vakıf medeniyeti bugün de varlığını sürdürebilseydi aç ve mağdur insan ve hayvan kalmazdı. Günümüzde satıcılar müşterilerini aldatıyorsa, fakirlerin boynu bayramlarda bükülüyorsa, evlenme çağına gelmiş kızlarımız ve erkeklerimiz evlenemiyorsa, insanlar borç yüzünden hapse veya mezara giriyorsa, garibanlar hastanelerde rehin kalıyorsa, bazıları çöplerden rızkını arıyorsa, kimsesiz ölüler ortada kalıyorsa, işkence sıradanlaşmışsa, çevre tahrip ediliyorsa, büyüğe saygı, küçüğe sevgi kalmamışsa, bencillik hayatı kasıp kavuruyorsa bunlar ilgili vakıfların olmayışı yüzündendir.
Geçmişte vakıflar halka hizmet ederek devlete büyük destek sağlıyorlardı. Emin olun ki vakıflar ihya edilirse pek çok mesele kendiliğinden çözülecektir. Halk- devlet dayanışması güzellikleri beraberinde getirecektir. Huzur ancak böyle sağlanır. Yeter ki birlik olalım.