Çocuğun psikolojisini, geleceğini ve gelişimini güvence altına alan velayet davası birçok amacı yerine getirmekle yükümlüdür. Uzman raporları, çocuğun görüşleri ve tarafların sosyokültürel durumları velayetin kime verileceği konusunda dikkate alınır. Velayet düzenlenmesinde çocuğun geleceği güvence altına alınırken aynı zamanda ruhsal ve fiziksel gelişimi de korumaktadır.
Tüm velayet davalarında öncelikli olarak çocuğun psikolojisi göz önünde tutuluyor. Velayet belirlenirken cinsiyet, yaş, eğitim durumu, sağlık durumu gibi birçok özel durum göz önünde tutuluyor. Bunların yanı sıra güvenlik açısından da en doğru kararı vermek için detaylı sosyal incelemeler gerçekleştiriliyor.
İçindekiler
Aile bütünlüğünün bozulması çocukların psikolojisi üzerinde çeşitli etkilere neden olur. Bu etkilerin bir kısmı kısa sürede ortaya çıkarken bazıları ise uzun vadede gözlenmektedir.
Çocukların velayeti davası kısa süreli psikolojik etkileri şu şekildedir:
Boşanmanın çocuk üzerindeki psikolojik etkileri ilk 6 ile 12 ay arasında kısa süreli olarak gözlemlenir. Yeni koşullara alışmaya çalışan çocuktaki kısa süreli psikolojik etkiler en geç 2 yıl içerisinde kendiliğinden kaybolur. Zaman geçtikçe psikolojik uyum sağlayan çocukların üzerindeki boşanma etkileri de değişiklik gösterir.
Boşanmanın çocuk üzerindeki uzun süreli psikolojik etkileri şu şekilde gözlemleniyor:
Boşanmanın çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri tarafların uyum içerisinde ayrılmasına ve velayet konusunda pürüz yaşamamasına da bağlıdır. Araştırmalar sadece evlilik birliği sona eren fakat iletişim kopukluğu yaşamayan anne babanın çocuklarında daha az psikolojik etki gözlendiğini destekliyor.
Velayet davasında hakim raporları ve incelemeleri değerlendirirken aynı zamanda belirli bir yaşın üstündeki çocukların da görüşlerine başvurur. Çocuğun velayet konusundaki görüşü ve istekleri özellikle sorulur. Velayet davası 8 yaş ve üstü çocukların görüşünü alarak düzenlenir.
Boşanma davalarında çocukların görüşü alınırken genellikle uzman pedagoglar hazır bulunur. Çocuğun velayet için iyi bir tanık olacağına kanaat getiren yasalarımız ona hissettirmeden görüşlerini almayı uygun görür.
Pedagog çocukların anne ve babasıyla olan iletişimi baskı hissettirmeden öğrenmeyi hedefler. Bu aşamada çocuğun kendini rahat hissetmesi ve üzülmemesi de son derece önemlidir.
Yaşı ve psikolojik durumu uygun olan çocuğa velayet konusundaki fikri de sorulabilir. Özellikle yaşı ile uyumlu tavır ve davranışları olan çocukların görüşleri daha da önemlidir. Çocuğun duygu ve düşüncelerini dinleyen hakim son kararı kendi iradesiyle verir.
Velayet davası , çocuk hukukuna ilişkin önemli davalardan biridir. Çocuğun üstün yararı, güvenliği, eğitimi, sağlığı ve sosyal çevresinin yanı sıra psikolojik durumu da dikkat edilen unsurlar arasındadır.
Çocuğun psikolojik durumunun tespiti için pedagog, sosyal hizmet uzmanı ve psikolog raporları dikkate alınmaktadır. Uzmanlar çocuğun yararı için tarafsız ve objektif olarak yeterli bilgiyi edinebiliyor.
Velayet davasında hakimlerin çocuğun psikolojik durumuna dikkat ettikleri unsurlar şu şekilde sıralanabilir:
Çocuk menfaatini kanun eliyle koruyan velayet davası boşanma davalarının önemli bir bölümünü oluşturuyor. Küçük çocuklar ebeveynlerinin velayeti altındadır. Boşanma durumunda ise velayet ya anneye ya da babaya aittir.
3 yaş altındaki çocukların anne şefkatine ve bakımına muhtaç oldukları kabul edildiğinden boşanma halinde velayet anneye verilir. 7 yaşa kadar olan çocukların velayetinin babaya verilmesi istisnai durumlarda söz konusu olabilir. Okul dönemindeki çocukların velayeti için tarafların sunacağı maddi imkanlar ve çocukların görüşleri esas alınır.
Velayet davasında çocuğun görüşü alınırken ifade özgürlüğünün kısıtlanmaması ve baskı altında olmaması önemli bir husustur. Bu konuda alanında uzman eğitim almış kişilerin raporları esastır. Psikolog veya pedagog çocuğun ifade özgürlüğünü kısıtlamadan, onu sıkmadan ve üzmeden görüşlerini alabilme yeteneğine sahiptir. Çocuğun üstün yararı esas alındığı için mahkeme ifade özgürlüğünün korunmasına ayrıca hassasiyet gösterir.
Velayet davasında hakim karar alırken birçok farklı kriteri bir arada değerlendirir. Önemli olan çocuğun mevcut ve gelecekteki yararını maksimum düzeyde korumaktır. Bu yüzden ele alınan kriterler velayet konusunda yol gösterici olmalıdır.
Hakimin velayet kararı verirken göz önünde bulundurduğu hususlar şu şekildedir:
Velayet ile birlikte çocuğun okulu, yaşadığı yer, arkadaş çevresi, ihtiyaçlarının karşılanma oranı gibi ilgi ve ihtiyaçları da değişecektir. Bütün bunlar çocuk üzerinde olumsuz etkilere neden olacağı için mümkün olduğu kadar şartları stabil tutmak gerekiyor. Çocuğun alıştığı ortam eğer yararlı ise hakim de bu ortamı korumaya yönelik karar verecektir.
Çocuğun anne veya babası arasındaki hukuki bağ velayetle açıklanır. Çocuğun barınması, eğitimi, bakımı ve ihtiyaçlarının giderilmesi velayet görevinin gereğidir. Velayet davaları uzman raporları ile çözümlenirken en çok dikkate alınan ise psikolog incelemesidir.
Çocuk açısından köklü değişikliklere neden olacak boşanma ve velayet farklı sorunları da beraberinde getirebilir. Bu durumda çocuğun yaşına ve gereksinimlerine göre erken dönemde psikolog incelemesi gerekebilir.
Boşanma davalarında eşler genellikle çocukları birbirlerine karşı silah gibi kullanmaktan çekinmezler. Özellikle çekişmeli ve anlaşmazlıklarla dolu boşanma davalarında en olumsuz etkilenen çocuklardır.
Makul ve sakin düşünmeyen tarafların çocukları için psikolojik incelemenin bir an önce başlatılmasında yarar vardır. Görevlendirilen uzmanlar tarafları kısmen rehabilite ederek hızlı ve doğru karar alma yönünde inceleme yapar. Uzmanlar tespitlerini kısa süre içerisinde belirtir ve çocukların menfaati için bu kurallar son derece önemlidir.
Mahkeme velayet davası için çok yönlü araştırma yaparken çocuğun alışkın olduğu ortamı değiştirmeden, varsa kardeşlerinden ayırmadan ve mümkünse ekonomik düzeyi değiştirmeden karar vermeye çalışır.
Kendini ifade edebilen çocuklarda fikri ve ahlaki gelişime engel olmayacak yönde mantıklı kararlar almak için titizlikle inceleme yapılır. Çocuk psikolojisi, velayet davası için önemli katkı sağlayan bir konumdadır. Psikolojik veriler karar konusunda ek perspektif sağlar.
Boşanma davasında, nafaka ve velayet hukukunda çocuğun dinlenmesi seyri değiştirebilir. Pedagog eşliğinde dinlenen 8 yaş ve üstü çocukların görüşlerine mutlaka başvurulur. Mahkemede çocuğun görüşlerini dikkate alınır fakat görüşler tek başına velayet için yeterli olmaz. Görüşlerin yanı sıra boşanma sebebi, çocuğun yaşı, özel gereksinimleri ve ihtiyaçları da ayrıca dikkate alınır. Bir başka deyişle çocuğun menfaati söz konusu ise isteğinin tersi yönünde de karar alınabilir.
Velayet davası reşit olmayan çocuğun sahip olduğu hakları koruma altına almak için mahkeme bazı önlemler alır. Örneğin velayet kimde olursa olsun çocuğun her iki ebeveynle iletişim hakkı vardır. Çocuğun hem annesiyle hem de babasıyla düzenli olarak temas kurma hakkı korunur. Çocuğun istekleri ve ihtiyaçları baskılanmadan karşılanır. Gerekli hallerde uzman destek sağlanır.
Velayet davası sırasında çocuğun haklarını korumak isteyen taraflar içn velayet davası dilekçe örneği eksiksiz ve net olarak doldurulmalıdır. Dilekçe ile birlikte tarafların beklentisi ve çocukların gereksinimleri güvence altına alınır.
Boşanma davalarında ebeveynlerin en çok endişe ettiği konuların başında çocuklarının psikolojisi geliyor. Çoğu çift anlaşamadığı halde çocukları mutsuz olmasın diye evlilik birliğini sürdürmeye devam ediyor. Fakat mutsuz bir ailede büyümek de çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor. Bu şartlarda yapılabilecek en iyi şey Psikolojik destek almaktır.
Velayet davası ücreti içerisinde psikolojik destek hizmeti sağlanmayabiliyor. Boşanma sonrasında sağlıklı bir düzenin kurulması için vakit kaybetmeden uzman desteğine başvurulmalıdır. Bu destek sayesinde çocuk kendini daha güvende hissedecek ve doğru bir şekilde ifade edecektir. Destek alınmaması halinde çocuğun sürece adaptasyon sağlaması farklı krizlerin yaşanmasına neden olabilir.
Velayet davası çocukların psikolojisini ve yaşam becerilerini doğrudan etkileyen sonuçlar doğurabilir. Anne ve babanın ayrılmasının yanı sıra yaşam koşullarının da değişmesi çocuk üzerinde farklı sorunlara neden olur.
Mahkeme sürecini ve boşanma sonrasını en iyi şekilde idare etmek ebeveynlerin elindedir. Karşılıklı anlayış içerisinde sonlandırılan evliliklerde velayet davası ve sonrası daha az hasara neden olur.
Velayet davası ne kadar sürer sorusunun cevabı davanın seyrine göre değişiklik gösterebilir. Önemli olan bu süreçte çocuğun psikolojisini bozacak durumlardan uzak durmaktır. Mahkeme velayet davasında çocuğu ve ebeveynleri çok yönlü olarak ele alır. Verilecek her kararda çocuğun menfaati gözetilir. Alınan karar ne olursa olsun şartlar değiştirdiği zaman velayeti değiştirme davası açılabilir. Velayet davaları sürecini en iyi şekilde yönetmek için https://www.sinaneroglu.av.tr/ sitesi üzerinden destek alabilirsiniz.