Vergi ve idare hukuku sahip oldukları ve işledikleri alanlara göre bir birinden ayrı iki hukuk alanıdır. Her ikisi de taraflarından biri kamu olan dava konularıyla ilgilenmektedir. Fakat bir birlerinden ayırt edici belirgin özellikleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, vergi hukuku ekonomik konuları işlemektedir, idare hukuku ise idarenin kuruluşunu, işleyişini ve eylemlerini içerisinde bulundurmaktadır. Kamu idareleri ve eylem biçimleriyle ilgili açılan davalarda uyuşmazlıkların yaşanmasının en büyük sebebi, bu konu hakkında yetersiz bilgi sahibi olmaktır.
Vergi Hukuku Nedir?
Vergi hukukunun amacı, devletin vergi tahsilatı gibi bizzat kendisiyle ilgili konuları hukuki mercek altında incelemesidir. Verginin ve vergi hukukunun temelinde vergiyi ortaya çıkaran olay, yani gelir ve kazanç vardır. Bundan sonra, tarh, tebliğ ve tahsil gibi aşamalar uygulanmaya başlar. Verginin tarhı (yani tarhiyat), vergi ödemesinin miktarının hesaplanmasıdır. Tebliğ, vergi ödeyecek mükellef (yükümlü) kişi veya kurumun ödeyeceği vergi hakkında bilgilendirilmesi sürecidir. Tahsil, kurumun ödeme aşamasıdır. Bu aşamalar sırasında veya sonrasında idarenin yaptığı hatalar söz konusu olabilir. Bu hatalara vergi hataları denilmektedir.
Vergi hataları, hesap hataları ve vergilendirme hataları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yapılan idari işlemler ile bu hatalar düzeltilmektedir. Düzeltme yapılmadığı durumlarda vergi dairesi tekrardan tarh, tebliğ ve tahsil işlemlerini gerek gördüğünde yapabilir. Ayrıca isteği üzerine bu idarenin incelenmesi talebinde bulunabilir. Yoklama, arama, inceleme ile bilgi toplama işlemleri yapmaktadır. Bu sayede vergiyi ilgilendiren bütün konular hakkında araştırma yapabilir.
Vergiyi İlgilendiren Konular Nelerdir?
Maddi vakıalar, büyük ya da küçük defter kayıtları, faturalar, makbuzlar, irsaliyeler, gider pusulaları ve benzeri tüm evraklar vergiyi ilgilendirmektedir. Bunlar arasında gösterilen demirbaşlardan stoklara kadar her şeyin kayıtlarının doğru tutulmuş olması vergi hukuku açısından önemlidir. Buradan çıkan açıklar ya da eksikliklerden kaynaklı olarak vergi cezası (vergi ziyaı) ödemek zorunda kalabilir.
Vergi Hukukuna Göre Takas (Mahsup) Yoluyla Ödeme Yapılmakta mıdır?
Vergi matrahının tespitinde vergi dairesi taktir komisyonu idari görev üstlenmektedir. Bu sayede hukuki sürecin uzaması engellenmekte ve zaman aşımı durumunun önüne geçilmektedir. Vergi hukukunda zaman aşıma iki grupta incelenmektedir. Bunlar tahakkuk ve tahsil zamaşımıdır. Zaman aşımı süresi hiçbir işlem yapılmaksızın geçirilirse, devletin vergi alacağı zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkmış olacaktır. Zaman aşımına uğramış borçlar için de vergi daireleri takip yapabilir. Zaman aşımı mükellefe bir itiraz hakkı tanımakla birlikte süresi içinde itiraz yoluna gidilmediğinde zamanaşımına uğramış vergiyi ödeme zorunluğu doğabilir. Bu tarz durumlarda ödenmeyen vergi alacağı için gecikme zammı ve faizi de uygulanmaktadır. Bunun için vergi (mükellefine) sorumlusuna ödeme emri gönderilmektedir.
Vergi konusunda zaman aşımı gibi durumlar engellendikten sonra ödeme emri tebliğ edilip, vergi alacağı tahsil edilmeye çalışılmaktadır. Ödeme yoluyla tahsil yapılmadığı durumlarda, alacaklı vergi dairesi ve borçlu mükellef arasında takas veya mahsup yapılarak vergi borcu kapatılabilir.
Vergi Hukuku Avukatlarının Görevi Nedir?
Vergi borcu olan mükellef ya da sorumlu kişi vergi tahakkukunu zamanında yerine getirmek yükümlülüğüne sahiptir. Bu yükümlülüğü zamanında yerine getirmez veya kısmen yerine getirirse bu vergi hukukuna göre vergi ziyaı, özel usulsüzlük veya usulsüzlük suçu işlemiş kabul edilecektir. Mali nitelikli bu suçları işleyenler, idari nitelikli usulsüzlük, özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu durumlarda savunma görevini vergi hukuku avukatları yapmaktadır.
Genel olarak tüm vergisel süreçleri inceleyerek idari sorumlunun haklarını belgeler üzerinde göstermek görevindedir. İyi bir vergi hukuku avukatı, vergilendirme sürecinde ki tüm eksikleri görüp fark yaratacak bilgilere sahip olarak, bu cezaların iptalini veya azaltılmasını sağlayabilir.
Uygulamada en çok süresi içinde defter ve dayanak belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle geçmiş dönem beyannamelerindeki giderlerin işlendiği KDV beyannamelerindeki indirilecek KDV’nin tamamen iptali ile sıfır gider üzerinden gelir veya kurumlar vergisi tahakkuk ettirilmesi nedeniyle mağduriyetler yaşanmaktadır.
Vergi hukukuna göre bazı eylemler ceza hukukuna göre suç kabul edilmektedir. Vergi Usul Kanununda belirtilen ceza hukukunda ki maddelerinde ilgilendirilen vergi suçları, vergi kaçakçılığı, sahte fatura çıkartma gibi suçlardan hapis cezaları verilmektedir. Bunlar Ceza hukukuna göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi kanununa göre düzenlenmiştir.
Örneğin, Vergi Usul Kanunu’na göre tüm vergi mükellefleri, yasal defter ve dayanaklarını 5 (beş) yıl süreyle saklamak ve istendiğinde idareye sunmakla yükümlüdür. Tek başına bu yükümlülüğün ihlali dahi hapis cezasıyla yargılanmalara ve çoğu kez mahkumiyete neden olmaktadır.
İdare Hukuku Nedir?
İdare Hukuku, bir idarenin kuruluşunu, faaliyetlerini ve işlemlerinin tümünü içinde bulunduran hukuki kuralların tümüdür. İdare davaları içerdikleri konu bakımında üçe ayrılmaktadır. Bunlar, iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmeden kaynaklanan davalar olmaktadır.
İptal davası kamu idaresinin imar uygulamalarına karşı uygulamanın durdurulması ve ortadan kaldırılmasına dayalı davalar arasında yer almaktadır. Bu tarz davalar belediye kanununa göre alınan kararları da işlemektedir. Ayrıca iptal davaları arasında, kentsel dönüşüm, kamulaştırma, ruhsat iptali ve kamu ihalesi gibi konular bulunmaktadır.
Tam yargı davası içerisinde ise idarenin yaptığı faaliyetlerden kaynaklı kişilerin uğradığı hak ihlallerine karşı açtığı davalardan ulaşmaktadır. Bu tarz davalarda maddi ya da manevi tazminat davaları açılabilir.
Son olarak idari sözleşmeden kaynaklanan davalar, toplum için yürütülen kamu hizmetlerini kapsamaktadır. Yerine getirilmeyen kamu hizmetlerinin yapılması için açılmaktadır. Bu tarz davalarda kamu ile ilgili sözleşmelerden çıkan uyuşmazlıklarda dava konuları genel olarak işlenmektedir.
İdare davalarında unutulmaması gereken bir diğer konu ise yönetmelikler, tüzük, tebliğ gibi konularla ilgili idare aleyhine dava açmak isteyen şahıs veya tüzel kişiler, danıştay üzerinden dava açabilir.
İdare Hukuku Avukatlarının Görevi Nedir?
İdare hukukuna ilişkin bir uyuşmazlıkta avukat, uyuşmazlığa konu idari işlemin dayandığı mevzuatı (kanun, tüzük, yönetmelik vb.) inceleyerek hukuka aykırılık olup olmadığını inceler ve müvekkili aleyhindeki işlemin tüm sonuçlarıyla birlikte iptalini veya idari eylem nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tahsilini temin eder.