Vesayet, bazı reşit bireylerin veya velayet altında olmayan küçüklerin kişisel ve maddi menfaatlerini korumak için Medeni Kanun ile düzenlenmiş bir hukuk kurumudur. Vesayet altına alınma durumu bazen kanuni bir zorunluluktan gerçekleşir, bazense bireyin kendisi mahkemeden talep edebilir.
Medeni Kanun’a Göre Vesayet Gerektiren Durumlar:
Kısıtlanma
Küçük yaş
Hapis cezası alınması
Kişinin kendi isteğiyle talep etmiş olması.
Yaş Küçüklüğü Nedeniyle Vesayet
Velâyet altında olmadığı durumunda 18 yaşından küçük her çocuk vesayet altına alınır.
I
.
Akıl zayıflığı ya da hastalığı nedeniyle olan vesayet.
Akıl zayıflığı ya da hastalığı nedeniyle işlerini yapamayan veya bakımı için sürekli başkalarına ihtiyacı olan, yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye atan her ergin kısıtlanır.
II
.
Savurganlık, madde bağımlılığı, iyi olmayan hayat tarzı, kötü yönetim
Savurganlığı, madde bağımlılığı, iyi olmayan hayat tarzı veya mal varlığını kötü yönetmesi nedeniyle kendisini veya ailesini yoksulluğa düşürme tehlikesine neden olan ve bu yüzden sürekli korunmaya ve bakıma muhtaç olan veya diğer insanların güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.
Bir yıl ya da biraz daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm olan her reşit birey kısıtlanır.
Cezayı uygulamakla görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çektiğini, kendisine vasi atamak üzere hemen görevli vesayet makamına söylemekle görevlidir.
Deneyimsizliği, yaşlı olması, sakat olması ya da ağır hastalığı nedeniyle işlerini gerektiği gibi kontrol edemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını talep edebilir.
I
.
İlgili kişinin dinlenilmesi ve bilir kişi raporu
Kişi dinlenilmeden savurganlığı, madde bağımlılığı, iyi olmayan hayat tarzı, kötü yönetimi ya da isteği nedeniyle kısıtlanamaz.
Akıl zayıflığı veya hastalığı nedeniyle kısıtlamaya sadece resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar sağlanır. Hâkim, kararını vermeden önce, kurul raporunu göz önünde bulundurarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebilir.
II.
İlân
Kısıtlama kararının kesinliği sağlanınca, hemen kısıtlı kişinin ikametgâh yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur.
Kısıtlama, iyi niyetli üçüncü kişilere ilândan önce etki etmez.
Ayırt etme yetisine sahip olmamanın sonuçlarına bağlı hükümler saklıdır.
Vesayet davasıyla yetkili mahkeme, küçüğün veya kısıtlı kişinin yerleşim yerindeki mahkemedir.
Görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir.
Vesayet makamının izni var olmadığı sürece vesayet altındaki kişi ikametgahını değiştiremez. İkametgahın değişmesi durumunda yetki, yeni vesayet dairelerine geçer. Bu durumda kısıtlama yeni ikametgahında ilân olunur.
Özellikle belirtmek gerekir ki; cezaevinde olan hükümlü bireyin ikametgâh adresi cezaevidir. Vesayet davasında görevli mahkemenin belirlenmesinde, hükümlü kişinin mahkumiyetten önceki son adresine dikkat edilir. Cezaevinde olan hükümlü kişinin mahkumiyet halinden önceki son adresi, mahkeme kararıyla bile sonradan değiştirilemez.
Vesayet organları, vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardır.
Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından bir araya gelen vesayet daireleri tarafından yürütülür. Makamı, sulh hukuk mahkemesi, denetim makamı, adliye hukuk mahkemesidir
Ayırt etme gücüne sahip, vesayet altındaki kişi ve her ilgili kişi, vasinin eylemlerine ve işlemlerine karşın vesayet makamına şikâyette bulunabilir.
Vesayet makamının karar verdiklerine karşılık tebliğ gününden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.
Aşağıdaki durumlarda Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir: