Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden XVI. Yüzyıl Türk Edebiyatı Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Sinan Paşa’nın Tazarruname adlı eseri hangi yüzyılda kaleme alınmıştır?
Sinan Paşa’nın Tazarruname adlı eseri XV. yüzyılda kaleme alınmıştır.
Fahir İz’e göre Osmanlı nesir edebiyatı kaç başlık altında incelenebilir?
Fahir İz mensur metinleri dil özelliklerini dikkate alarak sade nesir, orta nesir ve süslü nesir diye üç düzeyde sınıflandırmıştır.
Fuzuli’nin Şikayetname adlı eserinin nesir dili bakımından özellikleri nelerdir?
Fuzulî’nin Şikâyetname olarak bilenen mektubu inşa düzeyine yükselmiş, bediî/estetik üslubun en güzel örneklerinden biri olmasına rağmen söz varlığı açısından ağdalı değildir.
Nesir edebiyatı içerisindeki Şifahi üsluba verilen diğer isim nedir?
Folklorik üsluptur. Daha çok yazılı olmayan ve anlatıya dayanan mensur ürünler için kullanılır.
Şifahi/Folklorik üslubun dil özellikleri nelerdir?
Birgili Mehmet Efendi’nin
Vasiyetname
’si, Sofyalı Balî’nin
Etvar-ı Seba
’sı, Karamanlı Abdüllatif b. Durmuş’un
Âdab-ı
Menazil
’i hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Birgili Mehmet Efendi’nin
Vasiyetname
’si, Sofyalı Balî’nin
Etvar-ı Seba
’sı, Karamanlı Abdüllatif b. Durmuş’un
Âdab-ı
Menazil
’i Şifahi/Folklorik üslupla kaleme alınmıştır.
İzz, câh, mülâzım, meskenet ve vâsıl kelimelerinin anlamlarını yazınız.
izz : şeref
câh : makam, mevki
mülâzım : sarılıp ayrılmayan
meskenet : yoksulluk
vâsıl : kavuşan
İlmî üslubun dil özellikleri nelerdir?
“Beyt lugatda eve dirler. Ve ıstılâhda iki mısra‘a dirler. Gerek kâfiyeleri muvâfık olsun, gerek olmasun. Şi‘r beytini sahrâ-nişîn Arablarun evine teşbîh itmişler. Eger ol evün kıyâmı ağaçdan ve ipden ve mıhdan ve pelâsdan ise şi‘r beytinün kıyâmı esbâbla ve evtâdla ve fevâsıl iledür. Ve eger ol evün dört rükni var ise şi‘r beytinün dahi dört rükni vardur ki sadr u arûz u ibtidâ vü darbdur. Ve eger ol evün sakfı ve yeri var ise şi‘rün dahi sakfı ma‘nâdur yeri kâfiyedür.”
Bahrü’l-maarif’ten alınan yukarıdaki metnin diliçi çevirisini yapınız.
Sözlükte eve beyt derler. Kavram olarak iki dizeye (beyt) derler. Gerek kafiyeli olsun gerekse olmasın. Şiir beytini çölde yaşayan Arapların evine benzetmişlerdir. Eğer o evin ayakta durmasını sağlayan ağaç, ip, çivi ve keçe ise şiir beytinin ayakta durmasını sağlayan da sebebler (sebeb-i hafif ve sebeb-i sakil diye adlandırılan heceler), vetedler (veted-i
mecmû ve veted-i mefrûk diye adlandırılan heceler) ve fasılalar (fasıla-yı suğra ve fasıla-yı kübra diye adlandırılan heceler) dır. Eğer o evin dört temel direği varsa şiir beytinin de dört direği vardır. Bunlar sadr (beytin ilk tefilesi), aruz (ilk mısranın son cüzü), ibtidâ (ikinci mısranın ilk tefilesi) ve darb (ikinci mısranın son cüzü)dır. Eğer o evin tavanı ve zemini var ise şiirin de tavanı anlam, zemini ise kafiyedir.
Bediî/Estetik üslubun başlangıç ve zirve isimlerini yazınız.
Bediî üslup Sinan Paşa’nın Tazarruat’ından başlayıp Veysî ve Nergisî ile doruğa çıkmıştır.
Bediî üslubun dil özellikleri nelerdir?
Âşık Çelebi’nin Meşairü’ş-Şuara adlı eseri hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Bediî/Estetik üslupla kaleme alınmıştır.
“Selâm virdüm rüşvet degüldür diyü almadılar, hüküm gösterdüm fâ’idesüzdür deyü mültefit olmadılar. Eğerçi zâhirde sûret-i itâ‘at gösterdiler ammâ zebân-ı hâl ile cem‘î-i
suâlüme cevâb virdiler. Dedüm yâ eyyüha’l-eshâb bu ne fi’l-i hatâ ve çîn-i ebrûdur. Dediler muttasıl âdetümüz budur… Dedüm berâtumun mazmûnı niçün sûret bulmaz. Dediler zevâyiddür husûli mümkin olmaz. Dedüm böyle evkâf zevâyidsüz olur mı? Dediler zarûriyyât-ı âsitâneden ziyâde kalursa bizden kalur mı? Dedüm vakf mâlin ziyâde tasarruf itmek vebâldür. Dediler akçemüzle satun almışuz, bize helâldür. Dedüm hisâb alsalar bu sülûkünüzün fesâdı bulunur. Dediler bu hisâb kıyametde alınur. Dedüm dünyâda dahi
hisâb olur zîrâ haberin işitmişüz. Dediler andan dahi bâkümüz yokdur kâtibleri râzı etmişüz. Gördüm ki su’âlüme cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berât ile hâcetüm revâ görmezler nâçâr terk-i mücâdele kıldum ve me’yûs u mahrûm gûşe-i uzletüme çekildüm.”
Yukarıdaki metin hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Bediî/Estetik üslupla kaleme alınmıştır.
“Selâm virdüm rüşvet degüldür diyü almadılar, hüküm gösterdüm fâ’idesüzdür deyü mültefit olmadılar. Eğerçi zâhirde sûret-i itâ‘at gösterdiler ammâ zebân-ı hâl ile cem‘î-i
suâlüme cevâb virdiler. Dedüm yâ eyyüha’l-eshâb bu ne fi’l-i hatâ ve çîn-i ebrûdur. Dediler muttasıl âdetümüz budur… Dedüm berâtumun mazmûnı niçün sûret bulmaz. Dediler zevâyiddür husûli mümkin olmaz. Dedüm böyle evkâf zevâyidsüz olur mı? Dediler zarûriyyât-ı âsitâneden ziyâde kalursa bizden kalur mı? Dedüm vakf mâlin ziyâde tasarruf itmek vebâldür. Dediler akçemüzle satun almışuz, bize helâldür. Dedüm hisâb alsalar bu sülûkünüzün fesâdı bulunur. Dediler bu hisâb kıyametde alınur. Dedüm dünyâda dahi
hisâb olur zîrâ haberin işitmişüz. Dediler andan dahi bâkümüz yokdur kâtibleri râzı etmişüz. Gördüm ki su’âlüme cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berât ile hâcetüm revâ görmezler nâçâr terk-i mücâdele kıldum ve me’yûs u mahrûm gûşe-i uzletüme çekildüm.”
Yukarıdaki metinin diliçi çevirisini yapınız.
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm (ferman) gösterdim, faydasızdır diye ilgi göstermediler. Gerçi görünüşte itaat gösterir gibi davrandılar ama hâl diliyle bütün sorularıma cevap verdiler. Dedim, ey dostlar, bu ne hatalı davranış, bu ne biçim kaş çatıştır? Dediler, sürekli âdetimiz budur. Dedim, fermanımın gereği niçin yerine getirilmez? Dediler, vakıf gelirlerinin giderlerden artan kısmı (zevaid) sözkonusudur, böyle bir şey mümkün olamaz. Dedim, böyle vakıf zevaidsiz olur mu? Dediler, sarayın zorunlu giderlerinden artsa bile bizden kalır mı? Dedim, vakıf malını gereğinden çok kullanmak vebaldir. Dediler, akçemizle satın almışız, bize helaldir. Dedim, hesap alsalar bu yolunuzun yanlışları bulunur. Dediler, bu hesap kıyamette alınır. Dedim, dünyada da hesap sorulur, zira haberini işitmişiz. Dediler ondan da korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz. Gördüm soruma cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile ihtiyacımı görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim, ümitsiz ve yoksun bir halde yalnızlık köşesine çekildim.
Resmî üslubun özellikleri nelerdir?
16. yüzyıl nesir dilinin genel özellikleri nelerdir?
Mensur türler nelerdir?
Sinan Paşa’nın Tazarruname adlı eseri hangi yüzyılda kaleme alınmıştır?
Sinan Paşa’nın Tazarruname adlı eseri XV. yüzyılda kaleme alınmıştır.
Fahir İz’e göre Osmanlı nesir edebiyatı kaç başlık altında incelenebilir?
Fahir İz mensur metinleri dil özelliklerini dikkate alarak sade nesir, orta nesir ve süslü nesir diye üç düzeyde sınıflandırmıştır.
Fuzuli’nin Şikayetname adlı eserinin nesir dili bakımından özellikleri nelerdir?
Fuzulî’nin Şikâyetname olarak bilenen mektubu inşa düzeyine yükselmiş, bediî/estetik üslubun en güzel örneklerinden biri olmasına rağmen söz varlığı açısından ağdalı değildir.
Nesir edebiyatı içerisindeki Şifahi üsluba verilen diğer isim nedir?
Folklorik üsluptur. Daha çok yazılı olmayan ve anlatıya dayanan mensur ürünler için kullanılır.
Şifahi/Folklorik üslubun dil özellikleri nelerdir?
Birgili Mehmet Efendi’nin
Vasiyetname
’si, Sofyalı Balî’nin
Etvar-ı Seba
’sı, Karamanlı Abdüllatif b. Durmuş’un
Âdab-ı
Menazil
’i hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Birgili Mehmet Efendi’nin
Vasiyetname
’si, Sofyalı Balî’nin
Etvar-ı Seba
’sı, Karamanlı Abdüllatif b. Durmuş’un
Âdab-ı
Menazil
’i Şifahi/Folklorik üslupla kaleme alınmıştır.
İzz, câh, mülâzım, meskenet ve vâsıl kelimelerinin anlamlarını yazınız.
izz : şeref
câh : makam, mevki
mülâzım : sarılıp ayrılmayan
meskenet : yoksulluk
vâsıl : kavuşan
İlmî üslubun dil özellikleri nelerdir?
“Beyt lugatda eve dirler. Ve ıstılâhda iki mısra‘a dirler. Gerek kâfiyeleri muvâfık olsun, gerek olmasun. Şi‘r beytini sahrâ-nişîn Arablarun evine teşbîh itmişler. Eger ol evün kıyâmı ağaçdan ve ipden ve mıhdan ve pelâsdan ise şi‘r beytinün kıyâmı esbâbla ve evtâdla ve fevâsıl iledür. Ve eger ol evün dört rükni var ise şi‘r beytinün dahi dört rükni vardur ki sadr u arûz u ibtidâ vü darbdur. Ve eger ol evün sakfı ve yeri var ise şi‘rün dahi sakfı ma‘nâdur yeri kâfiyedür.”
Bahrü’l-maarif’ten alınan yukarıdaki metnin diliçi çevirisini yapınız.
Sözlükte eve beyt derler. Kavram olarak iki dizeye (beyt) derler. Gerek kafiyeli olsun gerekse olmasın. Şiir beytini çölde yaşayan Arapların evine benzetmişlerdir. Eğer o evin ayakta durmasını sağlayan ağaç, ip, çivi ve keçe ise şiir beytinin ayakta durmasını sağlayan da sebebler (sebeb-i hafif ve sebeb-i sakil diye adlandırılan heceler), vetedler (veted-i
mecmû ve veted-i mefrûk diye adlandırılan heceler) ve fasılalar (fasıla-yı suğra ve fasıla-yı kübra diye adlandırılan heceler) dır. Eğer o evin dört temel direği varsa şiir beytinin de dört direği vardır. Bunlar sadr (beytin ilk tefilesi), aruz (ilk mısranın son cüzü), ibtidâ (ikinci mısranın ilk tefilesi) ve darb (ikinci mısranın son cüzü)dır. Eğer o evin tavanı ve zemini var ise şiirin de tavanı anlam, zemini ise kafiyedir.
Bediî/Estetik üslubun başlangıç ve zirve isimlerini yazınız.
Bediî üslup Sinan Paşa’nın Tazarruat’ından başlayıp Veysî ve Nergisî ile doruğa çıkmıştır.
Bediî üslubun dil özellikleri nelerdir?
Âşık Çelebi’nin Meşairü’ş-Şuara adlı eseri hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Bediî/Estetik üslupla kaleme alınmıştır.
“Selâm virdüm rüşvet degüldür diyü almadılar, hüküm gösterdüm fâ’idesüzdür deyü mültefit olmadılar. Eğerçi zâhirde sûret-i itâ‘at gösterdiler ammâ zebân-ı hâl ile cem‘î-i
suâlüme cevâb virdiler. Dedüm yâ eyyüha’l-eshâb bu ne fi’l-i hatâ ve çîn-i ebrûdur. Dediler muttasıl âdetümüz budur… Dedüm berâtumun mazmûnı niçün sûret bulmaz. Dediler zevâyiddür husûli mümkin olmaz. Dedüm böyle evkâf zevâyidsüz olur mı? Dediler zarûriyyât-ı âsitâneden ziyâde kalursa bizden kalur mı? Dedüm vakf mâlin ziyâde tasarruf itmek vebâldür. Dediler akçemüzle satun almışuz, bize helâldür. Dedüm hisâb alsalar bu sülûkünüzün fesâdı bulunur. Dediler bu hisâb kıyametde alınur. Dedüm dünyâda dahi
hisâb olur zîrâ haberin işitmişüz. Dediler andan dahi bâkümüz yokdur kâtibleri râzı etmişüz. Gördüm ki su’âlüme cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berât ile hâcetüm revâ görmezler nâçâr terk-i mücâdele kıldum ve me’yûs u mahrûm gûşe-i uzletüme çekildüm.”
Yukarıdaki metin hangi nesir üslubuyla kaleme alınmıştır?
Bediî/Estetik üslupla kaleme alınmıştır.
“Selâm virdüm rüşvet degüldür diyü almadılar, hüküm gösterdüm fâ’idesüzdür deyü mültefit olmadılar. Eğerçi zâhirde sûret-i itâ‘at gösterdiler ammâ zebân-ı hâl ile cem‘î-i
suâlüme cevâb virdiler. Dedüm yâ eyyüha’l-eshâb bu ne fi’l-i hatâ ve çîn-i ebrûdur. Dediler muttasıl âdetümüz budur… Dedüm berâtumun mazmûnı niçün sûret bulmaz. Dediler zevâyiddür husûli mümkin olmaz. Dedüm böyle evkâf zevâyidsüz olur mı? Dediler zarûriyyât-ı âsitâneden ziyâde kalursa bizden kalur mı? Dedüm vakf mâlin ziyâde tasarruf itmek vebâldür. Dediler akçemüzle satun almışuz, bize helâldür. Dedüm hisâb alsalar bu sülûkünüzün fesâdı bulunur. Dediler bu hisâb kıyametde alınur. Dedüm dünyâda dahi
hisâb olur zîrâ haberin işitmişüz. Dediler andan dahi bâkümüz yokdur kâtibleri râzı etmişüz. Gördüm ki su’âlüme cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berât ile hâcetüm revâ görmezler nâçâr terk-i mücâdele kıldum ve me’yûs u mahrûm gûşe-i uzletüme çekildüm.”
Yukarıdaki metinin diliçi çevirisini yapınız.
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm (ferman) gösterdim, faydasızdır diye ilgi göstermediler. Gerçi görünüşte itaat gösterir gibi davrandılar ama hâl diliyle bütün sorularıma cevap verdiler. Dedim, ey dostlar, bu ne hatalı davranış, bu ne biçim kaş çatıştır? Dediler, sürekli âdetimiz budur. Dedim, fermanımın gereği niçin yerine getirilmez? Dediler, vakıf gelirlerinin giderlerden artan kısmı (zevaid) sözkonusudur, böyle bir şey mümkün olamaz. Dedim, böyle vakıf zevaidsiz olur mu? Dediler, sarayın zorunlu giderlerinden artsa bile bizden kalır mı? Dedim, vakıf malını gereğinden çok kullanmak vebaldir. Dediler, akçemizle satın almışız, bize helaldir. Dedim, hesap alsalar bu yolunuzun yanlışları bulunur. Dediler, bu hesap kıyamette alınır. Dedim, dünyada da hesap sorulur, zira haberini işitmişiz. Dediler ondan da korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz. Gördüm soruma cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile ihtiyacımı görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim, ümitsiz ve yoksun bir halde yalnızlık köşesine çekildim.
Resmî üslubun özellikleri nelerdir?
16. yüzyıl nesir dilinin genel özellikleri nelerdir?
Mensur türler nelerdir?