YABANCI HAKLARINI KORUMA DERNEĞİ’NE FETÖ DARBESİ
2012 yılının son aylarında kurulan Yabancı Haklarını Koruma Derneği İstanbul Yabancılar Kumkapı Geri Gönderme Merkezinde tutulan Bulgaristan vatandaşı olan ve ülkesinde köklü bir aile yapısına sahip olan Zuhal isimli bayan Kumkapı Geri Gönderme Merkezinde tutuklu olarak bulunmaktaydı.
Telefon kulübesinden derneğimizi arayarak yardım istedi ve istediği yardım ise Türkiye’de mülteci olarak kalmaktı, Bulgaristan’a döndüğü takdirde öldürüleceğini beyan etmişti. Yabancı uyruklu vatandaş Geri Gönderme Merkezinde bulunan G.Ç. isimli polise sığınmacı olmak istediğini ve poliste buna karşılık bu konuyla alakalı olarak avukat tutmasını söylemiş ve İ.Y. isimli avukatı özellikle önermiştir.
Avukatın ise bu konuyla alakalı alacağı ücret 2013 yılında 3000 dolar iken 5000 dolara kadar çıkmaktaydı. Bunun üzerine Zuhal isimli vatandaş avukatı tutmuştur ve her nedense dosya Ankara’ya gönderilmeden reddedilmiştir ve sınır dışı edilecekler sırasına girmiştir. Bu arada Yabancı Haklarını Koruma Derneğinden yardım isteyen yabancı uyruklu vatandaşın beyanı telefonla alınarak Kumkapı’daki bir noter aracılığıyla derneğe vekalet verilerek ücretsiz bir şekilde işlemleri üç koldan kayıt altında başlatılmıştır.
Dosyanın bir nüshası İstanbul Vatan Caddesi Yabancılar Şubesine, bir nüshası İstanbul Geri Gönderme Merkezine iadeli taahhütlü postayla ve bir nüsha da Ankara Yabancılar Daire Başkanlığına gönderilmiştir. Bulgaristan uyruklu Zuhal e yapılan ücretsiz işlemleri duyan yabancı uyruklu vatandaşlar tutuklu yerinde bulunan ankesörlü telefonlara sarılarak Yabancı Haklarını Koruma Derneğine müracaatta bulunmuşlardır.
Yabancı Haklarını Koruma Derneği Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ahlak dışı eylemde bulunmuş, uyuşturucu ile ilgili dosyası olan kısacası yasadışı eylemde bulunmuş olan yabancı uyruklu vatandaşlara yardımcı olunmayacağını yazılı ve sözlü olarak bu vatandaşlara bildirmiştir. Bunun üzerine müracaat edenler üç koldan ilgili makamlara bildirilmiştir ve bununla ilgili derneğimiz yabancı uyruklu vatandaşlardan ücret talep etmemiştir.
Masrafları derneğimiz tarafından karşılanmıştır. Bu konudan rahatsızlık duyan ve rant peşinde koşan
Yabancılar Şubesi Geri Gönderme Merkezi
yetkilileri tarafından Yabancı Haklarını Koruma Derneği karalanmaya ve dolandırıcı olarak gösterilmeye çalışılmıştır.
Ayrıca derneğe müracaat eden yabancı uyruklu vatandaşları sınır dışı etmekle korkutmaya başlamışlardır. Yıllık 30.000.000 dolar rant sağlayan geri gönderme merkezleri rant sistemi azaldığından dolayı Yabancı Haklarını Koruma Derneği’ne baskı yaparak sindirmeye çalışmışlardır. Bunun üzerine Yabancı Haklarını Koruma Derneği yetkilileri duruma başbakanlık makamına 10/06/2013 tarihinde 498859 arasıyla şikayette bulunmuş bu rant sistemi anlatılmıştır.
Araştırma ve duyumlarımıza göre G.Ç isimli memurun
Fetullah Gülen
örgütüne kayıtlı olduğu ve oradaki memurların çoğunun maaşının %10’u
Fetö
çetesine aktarıldığı duyumlarımız arasında yer almaktadır.
Yabancı Haklarını Koruma Derneği’ni Florya’da her hafta sonu toplandıkları bir mekanda derneğimizin de bulunmasını hatta onlara dahil olunması durumunda Yabancı Haklarını Koruma Derneği’ne telefonla bildirilerek kendi taraflarına çekilmek istenilmiştir. Dernek yönetiminde bulunan S.B. ne
Fetö
örgütünün ne de herhangi bi örgütün yanında olmayacağını bildirmiş reddetmiştir.
Sadece şimdiki hükümetin çıkarmış olduğu kanunları takip edeceğimizi ve bunun doğrultusunda hareket edeceğimizi bildirerek hiçbir desteğe ihtiyacımızın olmadığı dile getirmiştir. Derneği kurmaktaki amacımız olan ülkeye gelen ve mağdur olan yabancıları en iyi şekilde temsil etmek ve bu vatandaşların mağduriyetlerini gidermektir.
Yabancı Haklarını Koruma Derneği’ni karalama kampanyası ve derneğe müracaat eden yabancı uyruklu vatandaşları tehdit etmek ve bunun yanı sıra sınır dışı edilmekle korkutmuşlardır. Ücretsiz yapılan işlemlerden bir şey bulamayan yabancılar şubesi yabancı uyruklu vatandaşların ailelerini tehdit etmekle kalmayıp derneği şikayet etmeleri konusunda vatandaşları uyarmışlardır.
Bu konu karşısında sessiz kalmayan yabancı uyruklu vatandaşlar derneğin kendilerine yaptıkları işlem karşısında herhangi bir ücret almadıklarını belirterek büyük bir vefa örneği göstermişlerdir.
Bir ay içinde 50 den fazla kişiye yardım eden ve bu işlemler karşısında hiçbir ücret talep etmeyen Yabancı Haklarını Koruma Derneği bir çok yabancı uyruklu vatandaşın korkusundan dolayı bu kişilere yanıt verememiştir.
Yabancı Haklarını Koruma Derneği hem sözlü olarak tehdit edilmiş hem de Yabancılar Şubesi tarafından Dernekler Başkanlığına şikayet edilmiştir. Edilen şikayet doğrultusunda Yabancı Haklarını Koruma Derneği inceleme altına alınmış ve bu inceleme sonucunda derneğin herhangi bir olumsuzsuz yönüyle karşılaşılmamıştır.
Bu durum karşısında derneği kendi tarafına çekemeyen grup değişik sistemler denemeye yönelmiş ve Laleli çevresinde bulunan resmi olmayan danışmanlık firmaları dernek merkezine gönderilerek nabız yoklaması yapmaya çalışmışlardır.
Bunda da başarılı olamayan yabancılar şubesi daire başkanlığı yasadışı yollar denemeye başlamıştır. Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ndeki yabancı uyruklu vatandaşların bulunduğu bölümdeki telefon hatları kesilmiş, yasal hakları elinden alınmış ve Yabancı Haklarını Koruma Derneği’ni aramaları engellenmiştir. Bu durumdan dolayı mağdur olan yabancı uyruklu vatandaşlar görevli G.Ç. isimli memur tarafından anlaşmalı olan İ.Y isimli avukata yönlendirilmektedir. Çünkü görevli olan G.Ç. isimli memur “sizi anca bu avukat çıkarır“ diyerek hem avukatın reklamını yapmakta hem de mağdur olan yabancı uyruklu vatandaşlar üzerinden haksız bir şekilde rant elde etmektedir.
O dönem tanıdığımız ve aynı zamanda derneğimizin de üyesi olan Av. F.S derneğimize gelerek üyelikten çıkmak istediğini söyleyerek üyeliğine son verilmiştir. Bununla beraber Yabancılar Şubesi ile uğraşmamamızı aksi takdirde zarar göreceğimizi ve aynı zamanda derneği karalama politikası içerisine girdiklerini söylemiştir.
Bunun üzerine başbakanlık sistemine soruşturma başladığı an sular durulmaya başlamıştı tam belgeleri ilgili makamlara teslim edeceğimiz zaman derneğimize bir telefon gelerek ailenizi, çocuğunuzu ve derneğinizi düşünüyorsanız elinizdeki belgeleri ve şikayet mektuplarını Emniyet Müdürlüğüne vermeyiniz şeklindeydi. Derneğimize gelen telefonun bir polis memurundan olduğu belliydi ve arkadan telsiz sesleri gelmekteydi. Bunun üzerine ifade vermeye gidildiği zaman evraklar, deliller ve şikayet mektupları Gayrettepe Gasp Büro amirliğine teslim edilmedi ve bu durumun bir duyumdan ibaret olduğu şeklinde ifade verildi.
Böylelikle Yabancı Haklarını Koruma Derneği geri adım atmak zorunda bırakılmış oldu. Daha sonrasında G.Ç. isimli memur vatan caddesinde İstanbul İl Göç İdaresi müdürlüğünde daha güzel bir bölüme yerleştirildi. Geri Gönderme Merkezinde haksız yere eziyet gören, tecavüze uğrayan çocuklarını göremeyen, doğum yaparken acı çeken yabancıyı umursamayan ve insanlık dışı davranışlar sergileyen memurlar ne zaman bir gazeteci veya yetkili ziyaretlerine geldiğinde etraf temizlenir göz altındaki yabancı uyruklu vatandaşlar tehdit edilir hiç bir şey olmamış gibi davranışlar sergilenir ve yetkililer gittikten sonra hayat aynı şekilde çekilmez bir hal alıp gider. Kurulu düzenleri bu şekilde devam eder.
Yabancı Haklarını Koruma Derneği işte bu kurmuş oldukları düzene dur demek istemiştir ilgili makamları ve yetkili kurumları göreve çağırmıştır. 10/06/2013 tarihinde 498859 numaralı dosya ile Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) şikayette bulunulmuştur.
Daha önce valilik, Yabancıla Daire Başkanlığına yazılan şikayet dilekçeleri göz ardı edilmiş yada dikkate alınmamıştır. Fakat Başbakanlık İletişim Merkezi işin ciddiyetini anlamış olacak ki işlem yapmaya ve uygunsuzlukları gidermeye başlamışlardır.
Valilik makamlarına Derneğimiz tarafından ne kadar şikayet dilekçesi yazarsak yazalım her hangi bir nedenden dolayı bu dilekçeler göz ardı edilmiş ve ciddiye alınmamıştır. Yazılan makam da olayın farkındaydı muhtemelen fakat işin içinde büyük bir menfaat ve kocaman bir rant olduğundan dolayı olay daha da farklı bir durum almıştı. Bu durumda kişiler ülkenin menfaatleri ve güvenliği doğrultusunda hareket etmemekle kalmayıp birçok yasaya da karşı gelmekteydiler.
Türkiye hava limanlarında, kara hudut kapılarından ülkede istenmeyen, herhangi bir olaydan dolaya sınır dışı olmuş, ülkenin güvenliğini tehlike altına alabilecek kişileri haftanın belirli günleri burada belirtilen yerlerden girişleri yapılmaktadır. Bu konu hakkında yapılan araştırmalarda kişilerin 2500 Amerikan doları ile 5000 Amerikan doları arası ücret ödedikleri ortaya çıkmıştır.
Bu ücretler ülkeden çıkmak isteyen kişiler için de geçerliydi. Hudut kapılında bazı memurların kişilerin girişleri sırasında onları görmezden gelmeleri ve ülkeye girişlerinin sağlanması çok ciddi konuydu. Her ne kadar sesimizi duyurmak istesek de susturulmaya çalışılıyorduk.
Bu tür işlemleri ve örgüt yapılanmasını o zaman ki Yabancılar Şubesi bilmekteydi ve hiçbir şekilde soruşturma açmamaktaydı. Şans eseri yakalanan yabancıya nasıl girdiği hakkında soru sorulmamakta ve bu konunun her defasında üstü kapatılmaktaydı. Yabancı uyruklu vatandaş kaçak kalacak yakalanacak fuhuş deportu vurularak ülkesine gönderilecek ve bir yolla kaçak şekilde tekrardan Türkiye’ye girişi sağlanacaktı.
Bu durumdan faydalanmak isteyen uyuşturucu ve insan tacirleri kendilerini eski komiser veya emniyet müdürü diye tanıtarak yabancı uyruklu vatandaşları kendi çıkarları adına danışmanlık firmalarınca içinden çıkılmaz bir batağa itmekteydiler.
Tekrar aynı sorun başlamakta ve bu durum aynı şekilde devam etmektedir. Yabancı Haklarını Koruma Derneği bu gibi mücadeleleri vermekte ve daha da önemlisi Türkiye’yi dünyaya iyi tanıtma girişimlerinde bulunmaktadır.
Her nedense paralel yapı Yabancı Haklarını Koruma Derneğinin tüm girişimlerine engel olmakta ve deyim yerindeyse taş koymaktaydı.
14/06/2013 tarihin İstanbul Valiliğine şikayette bulunuldu ve sonuç yine aynı memurlar istedikleri gibi davranıyor, işlerini kendi kafalarına göre yapmaktalardı.
Eski Yabancılar şubesi, Yabancı Haklarını Koruma Derneğinin açığını bulmak için fırsat kolluyordu. Herhangi bir açık bulması ya da uygun olmayan bir durumla karşılaşması mümkün değildi. Çünkü Yabancı Haklarını Koruma Derneği uygunsuz hiçbir eylemde bulunmamış, yasaların dışına çıkmamış amacı sadece yabancının hakkını savunmak olan bir kurumdur.
O dönemlerde İran vatandaşı Z.N. isimli şahıs trafik kazası sorunuyla ve ülkeye yasadışı girmesi nedeniyle Yabancılar Şubesinde göz altına alınmıştır. Z.N. isimli şahsın nişanlısı olan Y.A. Yabancı Haklarını Koruma Derneğine gelerek dernek yönetiminden sorumlu olan Sedat BÜYÜKKILIÇ’tan bu konu hakkında yardım istemişlerdir.
Y.A yabancılar şubesi geri gönder merkezinde sorun yaşadığını dilekçelerin kabul edilmediğini sadece bu hakkında avukatların yardım edebileceğini söylemiştir.
Bunun üzerine Y.A. avukatla görüşmüştür ve bunun tutarının da 3000 ile 5000 Amerikan doları arasında değişeceği söylenmiştir.
Konuyla alakalı yardımcı olmamızda ısrar eden Y.A. başkalarını da devreye sokarak derneğe 3000 TL bagiş yardım etmek istediğini beyan ederek işlemlerin dernek tarafından takibinin sağlanmasını istemiştir. O dönemde derneğimize yardımcı olan Av. Furkan SAĞLAM’ dan yardım istenmiştir. Konuyla alakalı olarak Av. Furkan SAĞLAM ve Yabancı haklarını koruma derneği Z.N. isimli İran vatandaşın kimlik bilgilerine Yabancılar Şubesi Geri Gönderme Merkezine Kumkapı dan noter gönderilerek 12/08/2013-24992 Emniyet Müdürlüğü İstanbul Yabancılar Şubesi kaydıyla işleme başlatılmıştır.
Av. Furkan SAĞLAM derneğin maddi açıdan sıkıntıda olduğundan dolayı Y.A.’nın bağış yaptığı ücretten talepte bulunmamış tüm masrafları karşılamış ve dernekten ücret talep etmemiştir. Yapılan bağıştan tercüme, noter vs. ücretler karşılanmış yapılan bağış ise dernekler alındı belgesiyle bağış yapılan gün eksiksiz olarak kayıt altına alınmıştır.
Dernek için her kuruşun bile resmiyeti çok önemli konuydu. Aradan 14 gün geçmişti İran vatandaşı Geri Gönderme Merkezinden serbest bırakılmıştı.
Ondan sonra amirler ve memurlar Z.N. isimli İran vatandaşını yanlarına çağırarak derneğe herhangi bir ücret verip vermediğini sormuşlardır.
Z.N. ise derneğe ücret verdiğini ve bunun karşılığında ücret ödediğine dair alındı belgesinin düzenlendiğini beyan e ve bunun karşılığında ücret ödediğine dair alındı belgesinin düzenlendiğini beyan etmiştir.
Bunun üzerine memurlar Z.N.ye normalde bu işlemlerin hepsini sen kendinde yapabilirdin diyerek derneği dolandırıcı sıfatına sokmuşlardır. Memurlar açısından intikam alma vaktiydi çünkü derneğin açığını kollamak için fırsat kolluyorlardı ama derneğin yaptığı işlemler resmi ve kayıt altındaydı yani boşa hevesleniyorlardı. Y.A. ya yöneltilen makbuz aldınız mı? Sorusuna karşı Y.A ‘evet makbuz aldım cevabını vermişti’. Aldıkları cevabı beğenmeyen fakat akılların hala intikam almak olan memurlar Y.A. Kumkapı karakoluna gitmesini ve şikayette bulunmasını söylemişlerdir. Fakat kesilen makbuzdan söz etmemesini dile getirmişlerdir.
Avukatların çok para istediklerini söyleyen Y.A. derneğin yardımcı olduğunu illegal hiçbir şey yapmadığını söylemiştir. Memurlar, eğer şikayette bulunmazsa nişanlısını çıkarmayacağını çıkarsa bile o nu tekrardan içeri geri alabileceğini söyleyerek tedirgin ve mağdur olan insanları korkutmuş şikayet etmeye ikna etmişlerdir. Bunun üzerine Y.A saat 17:00’da yabancılar şubesinde görev yapan iki memurla beraber ifadesi alınmak üzere Kumkapı karakoluna götürülmüştür.
Bu sırada Y.A. Yabancı Haklarını Koruma Derneği’nde işlemlerini takip eden Sedat BÜYÜKKILIÇ’ ı arayarak durumu izah eder ve zorla karakola götürüldüğünü dile getirir. Sedat BÜYÜKKILIÇ kendisinin de karakola çağırılmasını istemektedir fakat bu konu kesinlikle söz konusu bile olmayacaktı çünkü yabancılar şubesi her şeyi gizli olarak yapma konusunda kararlıydı.
Derneğimize ilk defa bir kişi tarafından bağış yapılmaktaydı. Bu da gayet normal olan bir durumdu çünkü derneğimizin bağış alma yetkisi vardı ve bunu da tüm kurumlar bilmekteydi. Yabancılar şubesi o kadar dolandırıcı danışmanlık firması varken derneğimiz ile uğraşmasının neden mevcut olan hükümeti desteklememiz ve tüm olan biteni BİMER’E şikayetlerimizle bildirmemiz derneğimizi hedef konusu yapmaktaydı.
Biz
Yabancı Haklarını Koruma Derneği
olarak hükümetimizden ve yapmış olduğu mücadeleden memnun durumdayız. Bizler 15 Temmuz gecesi masa altına saklanmak yerine o gün kendi çapımızda mücadelemizi vermiş durumdayız.
Derneğimizde görevli olan Hülya Öksüz ve Moldova uyruklu Elena Baıractarı isimli dernek görevlilerimiz şimdiki adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaz Köprüsünde darbeci terörist askerler tarafından şiddete maruz kalmışlardır.
Bu kişi yabancı uyruklu olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisine sahip çıkmış ve hayatta kalmayı başarmışlardır
. Bu kişilere gösterdikleri davranış ve özveriden dolayı teşekkürlerimizi sunmaktayız.
2016 yılında ulusal televizyonlarda yabancı uyruklu vatandaşların ülkemizde dolandırıldığını defalarca açıklamış bulunmaktayız. Temizlik artık bizlerinde görevi olduğu gibi ilgili makamları da bu konuda göreve çağırmaktayız.
Bizler de bu konuyla alakalı elimizdeki delil ve belgeleri ilgili kurumlara sunmaya hazırız. 2014 yılının 4. Ayında yürürlüğe giren Uluslararası Koruma Kanununda yabancıların işlemleri Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.
Göç idaresinde gereksiz olan işlemler ve yasal olmayan durumlar söz konusu olmaktadır. Bu durumlar isen yabancı uyruklu vatandaştan gereksiz evrak istenmesi ve memurun yabancı üzerinden rant sağlaması gibi durumların olduğu aldığımız duyumlar arasında bulunmaktadır.
Kanun dışı işlem yapan memurların deşifre edilmesi ve hakların hukuki işlem yapılması gerekmektedir. Yabancılar şubesinden alınıp Göç İdaresine devredilen işlemler karşısında olumsuzlukların giderileceği kanaatinde bulunmuş olsak da işler tam tersi bir hal almış durumdadır.
Her durumdan faydalanan yabancılar şubesi kendilerine rant kapısı açmakta ve yabancıları deyim yerinse kandırmaktadırlar. Göç idaresinin serbest bırakmış olduğu yabancı uyruklu vatandaşları kendileri serbest bırakmış gibi gösteren yabancılar şubesi memurları yabancı uyruklu vatandaşlarda binlerce dolar istemektedir.
Bu konuda avukatlarla beraber işbirliği içerisinde olan memurlar bu duruma itiraz eden yabancı uyruklu vatandaşları tehdit etmekte ve sınır dışı evrakı imzalattıkları konusunda duyumlar almış bulunmaktayız.
Bunun haricinde bazı kişilerin yabancılara karşı kendilerini göç idaresi memuru olarak tanıtmaları ve bunun karşısında kişileri dolandırmaları da söz konusu olmuş durumdadır. Dolandırıcı danışmanlık firmalara 6 ay faaliyet gösterip yabancıyı dolandırdıktan sonra kaçtıkları aldığımız duyumlar arasında yer almaktadır.
Bir başka konu ise yabancı uyruklu vatandaşlarda istenilen 6000 dolarlık banka hesabıdır. Bu istenilen hesabı bankalar yabancı kimlik numarası olmadan açmamaktadır. Bu konu dolandırıcı ve art niyetli kişilerin iştahını kabartmaktadır.
Bu durum sonucunda sahte banka hesabı ve haksız rant ortaya çıkmaktadır. Bu konuyu il göç idaresi müdürüne sorduğumuzda ise öyle bir uygulamanın olmadığını söylemiştir. Bu durumda memurlardan ve yaptığı işlemlerden haberinin olmadığını göstermektedir.
Uluslararası yabancıları koruma kanunu Türkiye deki yabancıların korunmasını sağlamak için çıkarılmış bir kanundur. Fakat günümüzde işler tam tersi olarak işlemektedir. Yabancını hakları göz ardı edilmekte ve daha çok mağdur bırakılmaktadır.
02/08/2016 tarihinde 1978 doğumlu Gürcistan uyruklu vatandaş yapılan yanlış işlemden dolayı kaçak durumda kalmış ve ülkeyi terk etmez zorunda bırakılmıştır. Bu kayıt ilgili makamlarda ve Kumkapı karakolunda 2016/72526 soruşturma numarasıyla kayıt altında bulunmaktadır. İmkansız olan belgeyi istemek insanı suça teşvik etmektedir veya dolandırıcılara yeni rant kapısı açmaktadır.
Yabancının hakkını korumak için Göç İdaresine giden derneğimizin yetkililerine verilen cevap sadece yabancı uyruklu vatandaşların girebileceği ve onların dışın kimsenin işlem yapamayacağı sadece avukatların yapabileceği şeklinde olmuştur. Bu da demek oluyor ki Göç İdaresinde de yasal olmayan bazı durumlar söz konuşur. İlerleye dönemlerde daha büyük rant kapılarının açılacağı aldığımız duyumlar arasında bulunmaktadır. Bu konu ise göç idaresinin vereceği yetki belgesiyle alakalı olacaktır. Kimler yada hangi danışmanlıklara verecekleri takibimiz altındadır.
Bu kadar dolandırıcı art niyet konumunda olan danışmanlık firmalarıyla iş birliği yapan Göç İdaresindeki bazı art niyetli memurların deşifre edilmesi ve işlerine son verilmesi gerekmektedir. Tespit edilmesi için banka hesaplarının kontrolü ve benzeri gibi işlemlerin yapılması gerekir.
Basit olarak kullandığı sigara, giydiği elbise markaları ve kullandığı arabaya kadar bakılarak ve bunlar almış olduğu maaşla karşılaştırıldığı zaman bile açıkça kendilerini ele vereceklerdir.
“
Yabancı Haklarını Koruma Derneği ve Yabancı Haklarını Koruma Derneği iktisadi işletmesi bu konuyla alakalı olarak yabancıların sorunlarıyla ilgilenen ve bu sorunlara çare bulan, memurlarını takip eden ve memurlarla haftada en az 3 kez toplantı yapan bir kişiyle karşılaşmış ve o da emniyet müdürü Ömür Ceylan olmuştur. Bu makamdaki görevi 6 Ay sürmüş ve görevini yapılması gereken şekilde yerine getirmiştir.
”
Şimdiki yapılan yanlış işlemler ve ortada söz konusu rant tamamen amirlerin suçudur ve bir an önce bunun önüne geçilmediği takdirde işler deyim yerindeyse çığırından çıkacaktır ve daha çok vatandaş mağdur kalacaktır.
Aksaray’ın belirli yerleri fuhuş yuvası olmuş durumdadır. Aksaray metro meydanında, Aksaray köpründe ve karşısında ve Marmaray a giden yolda ahlaksız kişiler gece gündüz demeden pazarlık yapmakta ve kendilerini satmaktadır. Masum olan yabancı uyruklu vatandaşlarla uğraşmak yerine fuhuş Pazarlığı yapan ahlaksız kişilerin peşine düşülmüş olsa ortada ne dolandırıcılık n de ahlaksızlık kalır. İnsanlar aileleriyle Aksaray ve Laleliye alışveriş yapmak için gelemez hale düşmüşlerdir. Yabancı Haklarını Koruma Derneği bu konuyu BİMER’e, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığına şikayet etse ve elimizdeki belgeleri sunsak bu sefer art niyetli kişiler dernekle uğraşmaya ve sindirmeye çalışacaklardır.
Hiçbir şekilde vergi mükellefi olmadıkları halde İl ve ilçelerdeki
Göç İdaresi Müdürlükleri
ve Göç İdaresinin açmış olduğu ilçelerde bulunan çalışma gruplarının önlerinde yatıp kalkan, Göç idaresinin kapısının önünde kartlarını dağıtan ve kiralamış oldukları 10 metrekare ofislerde ülkemizi gezip dolaşmak için gelen yabancı uyruklu vatandaşlardan yasadışı rant sağlamak için imkansız olarak sayılabilecek vaatler verip vatandaşların kaçak kalmasını sağlayan, iş bulma vaatleriyle kişinin cebinden binlerce dolar alan dolandırıcıların karşılarına kolluk güçleri, vergi dairesi müfettişleri ve belediyeler çıkmadığından dolayı tabir-i caizse istedikleri gibi at koşturuyor durumundalar.
Günümüz Türkiye’sinde işportacıya, seyyar satıcıya, simitçiye dahi göz açtırmayan belediyeler nasıl oluyor ki ruhsatlarında danışmanlık ile ilgili hiçbir ibare bulunmayan fiş, fatura kesmeyen, yaptıkları işlem ile ilgili vergi ödemeyen internet kafeler, kimliği belirsiz kişilere göz yumulmakta ve açıkçası imkan vermekteler.
Yapılan haksızlıklar karşısında mağdur duruma düşürülen yabancı uyruklu vatandaşlar göz altına alınıp sınır dışı işlemleri başlatılmak üzere Geri Gönderme merkezine götürülmekte ve yabancıyı mağdur eden dolandırıcı şahıslar rahatça ellerini, kollarını sallayarak dolaşmaktadır ve hiçbir cezai işlem uygulanmamaktadır.
“
Genel anlamda Yabancı Haklarını Koruma Derneği ne her ne kadar Göç İdaresinin kapıları kapalı olursa olsun bizler içeride ve dışarıda olup bitenlerin farkındayız ve belgelendirmekteyiz. Ve aynı zamanda ilgili makamlara iletmekteyiz.
”
Yabancı Haklarını Koruma Derneği bugüne kadar neler yapmıştır?
Birçok mağdur olan yabancı uyruklu vatandaşın yardımına resmi olarak el uzatmış ve Yabancı Haklarını Koruma Derneği olarak hiçbir kurum ve kuruluştan yardım ve destek almamaktadır. Bu işlemlerin gelirleri üye aidatları ve iktisadi işletmemizin yapmış oldu işlemlerden gelmektedir.
Bu gün Göç İdaresinde işlem yapabilen avukatlar yabancı uyruklu vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi için değil mağdur olan vatandaşı daha çok parasal anlamda mağdur hale düşürmektedir. Avukatı olmayan vatandaşlar ise göç idaresi önünde bekleyen art niyetli kişilerin ellerine düşmektedir. Bu oyuna artık bir son verilmeli ve yasa dışı yapılan işlemlerin sorumluları bulunup gereken cezanın verilmesi ilgili makamlar tarafından gerçekleştirilmelidir.
Önemli olan bilmek değil, yaşamaktır, görmektir, mücadeledir. Yabancı Haklarını Koruma Derneği olarak gücümüzün yettiği kadar mücadele edeceğiz, biz kendimize örnek olarak Sayın CUMHURBAŞKANIMIZ TAYYİP ERDOĞAN’ı alıyoruz. Bu mücadelemizde ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimize inanıyoruz.
Bir atasözü var meyve veren ağaç taşlanır. Art niyetli kişilere bir söz daha sizlerin taşları ne kadar büyük olursa olsun Yüce Rabbim o taş bize gelene kadar kuma çeviriyor. Bizler Yabancı Haklarını Koruma Derneği olarak mücadelemizi bırakmayacağımızı bilmenizi isteriz.
15 Temmuz Şehitlerimizden ve Gazilerimizden Allah razı olsun ki düşüncelerimizi yazabiliyoruz. Yabancı Haklarını Koruma Derneği yönetimi ve üyelerinin taraflarının belli olmasından dolayı darbeci vatan hainleri tarafından imha edilecektik. Allah Şehitlerimize rahmet eylesin, Gazilerimize acil şifalar nasip etsin, halkımızdan Allah razı olsun.
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN…
S .M. BÜYÜKKILIÇ