Yaratıcı Tasarım

‘Nasıl yaratıcı olabilirim’ sorusunun cevabını “daha önceden beynimizde var olan iki veya daha çok ilgisiz unsurun (bilginin) yeniden farklı bir şekilde birleşmesini sağlayarak” diye verebiliyorsak; ne kadar çok (anlamlı veya anlamsız) unsur olursa, o kadar çok da yeni fikir geliştirme şansımız oluyor.

Fikir Atölyesi’nde eski bir yazıda dediğimiz gibi; “Farklı bakış açılarını yakalayıp, fark yaratacak yaratıcı fikirleri bulabilmek için; hergün etrafımızda gördüğümüz, olup biten (ancak kanıksadığımız) yüzlerce şeye cesaretle ?neden? sorusunu sormak iyi bir başlangıç.” Araştırmacı olmayı sevmek, sürekli öğrenmekten haz olmak; görmeyi, duymayı, dinlemeyi bilmek de öyle.

İşte son bir iki gündür gözüme takılan yaratıcı işler:

BMW GINA : Otomobillerin yüzeyi gerçekten metal olmak zorunda mı? Onun yerine esnek, farklı bir malzeme olsa. Zevkimize göre az çok tipini değiştirebilsek. Kapı açılınca derisi kırışsa, göğüs kafesinden motoru görünse, yolda kızlara göz kırpsa, vurunca kaportacı yerine terziye götürsek… ( BMW-web-tv )

Ses Çubuğu: Görme engelli kişiler için heyecan verici bir alet. Yazıyı tarıyor ve seslendiriyor. ( Yanko Design ) Bu muhteşem alet bana başka bir taraftan da cep telefonlarını hatırlattı. Onlar da bunu yapabilmeli. (Ayrıca elimizde biriken yüzlerce iş kartını otomatik olarak telefon rehberine ekleyebilecek olmak bile yeter.)

Otostop aparatı: Baktınız alan yok, atlıyorsunuz bir arabanın üzerine! Polis görse hangi kuralı ihlalden ceza keserdi acaba? Bizde ise çok iş yapacağı kesin! ( Yanko Design )

Piyano zil: En yaratıcı ziller hep neden kuş sesi olmak zorunda? Bırak ben istediğim tınıyla çalayım kapını! ( Li Jianye )

Prag’da yapılan Walter Towers. Gökdelen tasarımına farklı bir bakış açısı. Çok sevdiğimden değil de, petrol zengini araplar bunu gördükten sonra ufukları açılacak! ( BIG )

Dizüstü bilgisayarlar neden daha fazla özgürlük sunmuyor? Ekran ve kalve arasındaki mesafeyi istediğimiz uzaklığa ve yüksekliğe alabilmek, açıyı ayarlayabilmek… ( FlyBook )

Ressam sehpası olmuş televizyon sehpası. Yükseklik ve açı ayarlanabiliyor, yerde hareket imkanı var. Basit fikirlerin pratik ve hoş sonuçlar doğurabildiğine yaratıcı bir örnek. ( Axel Bjurström )

Zincirsiz bisiklet! Sürümü ne kadar rahat olur bilemedim ancak minimal tasarımı gerçekten dikkat çekici. ( Bradford Waugh )

Amatör DJ’ler için iPod kayıt ve mix aleti. Arkadaşlara gittiğinizde bundan bir tane çıkarıp “bırakın müzik işini bana” demek eğlenceli hale geliyor. ( Belkin )

Trafik ışıklarına sanal duvar . Kırmızı yandığında önünüze böyle bir ışık kümesi çıkıyor, bugünkü trafik direklerinde olan ufacık kırmızı ışıkları gözden kaçırma ihtimali de kalmıyor. Bu fikir hayata geçerse, reklamcılara da yeni bir mecra doğmuş oluyor. Varsın doğsun, yeter ki kırmızıda dursun arabalar. ( Hanyoung Lee )

Sineklere de bir şans verin! Kurtulma şansları binde bir olduğu için de bu sinekliğin adına 1:1000 denmiş. ( Denis Belenk, Alexandr Brazhenskiy )

Apple Kaset Çalar: Doğan görünümlü Şahin! Bunu yapanın bizden biri olma ihtimali yüksek!

Microsoft saat yapsa işte böyle içi mavi, ortasında bir hata mesajı ve üzerinde de sadece üç düğmesi olurdu herhalde: “control, alt delete!”

Peki Apple’ınki nasıl olurdu?

Adı iWatch, bu kesin! Kendi misyonlarında olduğunu düşündüğüm “bir sonraki versiyonu bekle!” düşüncesi ile bu saatin de sanırım yelkovanı eksik olurdu. [İkinci nesil Apple iPhone cep telefonu iPhone 3G çıkıyor; içinde hala mms yok, video çekimi yok, kopyala yapıştır yok; ama 3G var!]

Google Watch ise hiç ‘zaman’ falan göstermesin. “Şansımı denemek istiyorum” yeter bize!

Neyse, son bir iki gündür nette gezinirken yaratıcı tasarımlarından keyif aldığım, sizlerle de paylaşmak istediğim fikirlerdi bunlar.

Sizin en çok hangileri dikkatinizi çekti?