Yeni Türk Ticaret Kanununda Rekabet Hükümleri

[vc_row][vc_column][vc_column_text] Yeni Türk Ticaret Kanununda Rekabet Hükümleri incelenmeden önce rekabetin ne olduğunu incelemek gerekir.Rekabet, bir piyasada satıcıların daha fazla müşteri edinerek mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla da kârlarını artırmak için giriştikleri yarış şeklinde tanımlanabilir. Etkin çalışan bir piyasa sistemi için vazgeçilmez olan rekabet sosyal adalete ve ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunur. Dolayısıyla rekabet toplumsal refahın artırılmasında büyük öneme sahiptir.

Rekabet Hukuku Nedir?

Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisindeki mal ve hizmet piyasalarında fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmenin önüne geçilmesi için düzenlemeler getiren bir hukuk dalıdır. Fiili tekelleşmeden kastımız piyasada hakim durumdaki bir teşebbüsün bu durumunu kötüye kullanmasını, anlaşma sonucu tekelleşme ise birleşme ve devralmaları ve son olarak kartelleşme ise teşebbüsler arasındaki rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları ifade ediyor.

Rekabet Kurumu Nedir? Rekabet Kurumu Ne İş Yapar?

Rekabet Kurumu, kamu tüzel kişiliğine sahip idari ve mali özerkliği bulunan bağımsız bir üst kuruldur. Rekabet Kurumu idareye tabidir ancak yarı yargısal diyebileceğimiz prosedürler de uygular. Rekabet Kurumu Anayasal dayanağını Anayasanın 167. maddesinden alır. Bu maddeye göre ‘’Devlet para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.’’ işte bu hükme dayanarak da 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çıkarılmıştır ve Rekabet Kurumunun da görevleri bu kanunla belirtilmiştir.

Rekabet kurumu ne iş yapar diye sorduğumuzda Rekabet Kurumu, rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları, hâkim durumun kötüye kullanılmasını ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralmaları önlemek üzere piyasaları izlemek, düzenlemek ve denetlemek, rekabet kültürünü yaygınlaştırmak ve kamunun karar ve eylemlerinin rekabetçi anlayışa göre oluşturulması için gereken tasarruflarda bulunmak görevlerini üstlenmiştir.

Rekabet Hukukunun Uygulama Alanları

Rekabet hukukunun uygulama alanlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Biz de çalışmamızda olabildiğince bu uygulama alanı sırasına göre açıklamalarda bulunmaya çalışacağız.

Rekabet Hukukunda Teşebbüs Ne Demek?

Rekabet hukukunda teşebbüs dendiği zaman piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri anlıyoruz. Bu bakımdan Rekabet Kurulu tanımımızı çok geniş tutarak örneğin Diyanet İşleri Başkanlığını hac veya umre organizasyonları hizmetlerinin sunumu bakımından bir teşebbüs sayar.

Rekabet Hukukunda Teşebbüs Birliği Ne Demek?

Rekabet hukukunda teşebbüs birliği, teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliğe sahip ya da tüzel kişiliği olmayan her türlü birliktir. Örneğin TÜSİAD, Barolar, TESK, TOBB, Sanayi ve Ticaret odaları teşebbüs birlikleri olarak Rekabet Kurumu Tarafından değerlendirilirler.

Rekabet Hukukunda İlgili Pazar Ne Demek?

Rekabet hukukunda ilgili pazar dendiği zaman hukukçular ve halk tarafından anlaşılması zor iktisadi değerlendirmeler işin içine girer. Rekabet Kurumu’nun da tebliğleri ile ilgili ürün pazarı ve ilgili coğrafi pazar tanımları açıklanmaya çalışılmıştır. Peki ilgili ürün pazarının rekabet kurumunca neden tanımlanma ihtiyacı bulunmaktadır? Burada temel amaç, incelenen teşebbüslerin karşı karşıya bulundukları rekabet koşullarının belirlenmesi ve incelenen teşebbüslerin davranışlarını sınırlama ve etkin bir rekabetçi baskıdan bağımsız olarak davranmalarını önleme gücüne sahip rakiplerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu sayede rekabetçi piyasadaki aktörler meydana çıkar ve daha adil bir karar verme süreci izlenebilir.

Teşebbüsler Arası Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar

Teşebbüsler arası rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar özellikle belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, rekabeti bozma ya da rekabeti kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası (yani en az iki teşebbüs olacak) rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri yasaklanmıştır.

Rekabet Hukukunda ‘’Anlaşma’’dan Ne Anlamak Gerekir?

Rekabet hukukunda anlaşma dendiği zaman taraflar arasında gelecekteki rekabetçi davranışlarını düzenleyecek her türlü uzlaşı rekabet hukuku anlamında “anlaşma” kavramını oluşturur. Yani bir anlaşmadan söz edildiğinde tarafları hukuki olarak bağlayıcı bir zorunluluk kastedilmemektedir. Taraflar bir uzlaşıya varırsa ve kendi aralarındaki ortak irade ticari bağımsızlıklarını sınırlayacak düzeydeyse bir anlaşmanın varlığından söz edilebilir. Rekabet hukukunda bu anlaşmanın yazılı olmasına gerek yoktur. Yani kısacası ’’Anlaştık’’ ifadesinin yazılı olarak teyidi gerekmez.

Sık Rastlanan Teşebbüsler Arası Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar

Sık rastlanan teşebbüsler arası rekabeti sınırlayıcı anlaşma örneklerini aşağıdaki gibi toplu olarak sunabiliriz:

Uyumlu Eylem Karinesi Ne Demek?

Uyumlu eylem karinesini açıklayacak olursak; bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder ve bu karine uyumlu eylem karinesidir. Eğer Rekabet Kurumu bu karineye dayanıyorsa bu iddianın karşısında ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla uyumlu eylemde bulunmadığımızı ispat edebiliriz. Bu noktada rekabet hukuku alanında tecrübeli bir avukat sizi ihlal kararından yürüteceği ispat faaliyetiyle kurtarabilecektir.

Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalarda Muafiyet

Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalarda Rekabet Kurumundan muafiyet alabilmek de mümkündür. Rekabet Kurulu, aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının rekabet ihlali kararından muaf tutulmasına karar verebilir:

Muafiyet Ne Zamana Kadar Devam Eder?

Muafiyet belirli bir süre için verilebileceği gibi, muafiyetin verilmesi belirli şartların veya belirli yükümlülüklerin yerine getirilmesine bağlanabilir. Rekabet hukukunda muafiyet kararları anlaşmanın ya da uyumlu eylemin yapıldığı veya teşebbüs birliği kararının alındığı yahut bir koşula bağlanmışsa koşulun yerine getirildiği tarihten itibaren geçerlidir. Dolayısıyla alacağımız muafiyetin ne zamana kadar devam edeceği Rekabet Kurumunun takdirine bağlıdır. Rekabet Kurumu, muafiyet kararlarını belirli bir süreye bağlayabileceği gibi süresiz de verebilecektir. Bu sürenin olabildiğince uzatılabilmesi ise iyi bir avukatlık çalışmasıyla mümkün olabilmektedir.

Yaptığım Anlaşmanın Rekabete Aykırı Olup Olmadığını Bilmiyorum Ne Yapmalıyız?

Şirketler yaptıkları anlaşmanın rekabete aykırı hükümler taşıyıp taşımadığından kuşku duyuyorsa, Rekabet Kurumu’na başvurup anlaşmanın incelenmesini sağlayabilir. İnceleme sonucunda rekabete aykırı hükümlerin bulunmaması halinde anlaşmaya ‘’menfi tespit belgesi’’ verilmektedir. Bu yolla ticari hayatta ileriyi görebilme açısından bir güvence oluşturulabilir.

Rakip Şirketler Arasında Bilgi Değişimi Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u İhlal Eder Mİ?

Rakip şirketler arasında bilgi değişimi Kanun’u ihlal edebilir. Bilgi değişimi rakip şirketlerin, rekabet stratejilerini etkileyebilecek nitelikteki ticari bilgileri birbirleriyle paylaşmalarını ifade etmektedir. Şüphesiz her bilgi değişimi Kanun’un ihlali anlamına gelmemektedir. Ancak rakipler arasında özellikle stratejik konulardaki iletişim zaman zaman rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları kolaylaştırmaktadır. Bu iletişim fiyat, maliyet, üretim miktarı gibi önemli ticari bilgileri içerdiğinde, rekabet ihlallerine neden olabilmektedir. Bilgi değişimi şirketler arasında doğrudan yapılabileceği gibi şirketlerin bir araya geldiği oda, birlik, dernek vb. kuruluşlar aracılığıyla dolaylı olarak da yapılabilir. Rakipler arasında iletişimin dolaylı olarak yapılması, eylemlerin ihlal niteliğini değiştirmez.

Hakim Durumunun Kötüye Kullanılması

Hakim durumun kötüye kullanılması, bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması halinde söz konusu olur. Hakim durumun kötüye kullanılmasında inceleme aşamaları Rekabet Kurumunca üç aşama üzerinden yürümektedir: İlgili teşebbüsün hakim durumda olup olmadığının tespiti, teşebbüsün davranışının niteliğinin tespiti ve bu rekabeti sınırlayıcı davranışın bir haklı gerekçesi olup olmadığıdır.

Önemle belirtmek istiyoruz ki ‘hakim durumda bulunmak değil ‘’hakim durumu kötüye kullanmak’’ yasaktır. Bu da piyasada hakim durumdaki teşebbüsün özel sorumluluğunu gerektirir. Yani davranışlarının pazarda göstereceği etkiyi bilmesi, buna göre davranması ve rekabeti kısıtlayıcı eylemlerden kaçınması beklenir o teşebbüsten.

Hakim Durum Nedir?

Rekabet hukukuna göre hakim durum, belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü ifade eder.

Hakim Durumun Tespitinde Nelere Bakılır?

Hakim durumun tespitinde aşağıdaki kriterlere bakarak bir teşebbüsün hakim durumda olup olmadığına karar verilir:

Sık Rastlanan Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halleri

Sık rastlanan hakim durumun kötüye kullanılması hallerini aşağıdaki gibi örneklendirebiliriz:

Birleşme ve Devralmanın Rekabet Hukukundaki Yeri

Birleşme ve devralmanın rekabet hukukundaki yerini inceleyecek olursak; bir ya da birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması rekabet hukukuna aykırıdır.

Ciroları belirli eşikler üzerinde olan şirketlerin birleşme ve devralma işlemlerini inceleyen Rekabet Kurumu inceleme sonucunda ilgili işleme izin verir ya da rekabet koşullarını önemli ölçüde daraltan işlemleri yasaklar. Bazı durumlarda, ilgili işleme belirli koşullar altında izin verebilir. Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Rekabet Kurul’una bildirilerek izin alınması gerektiğini Kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder.

Rekabet ihlallerini Rekabet Kurumu’na nasıl şikâyet edebilirim?

Tüm kişi ve kuruluşlar, rekabet ihlali olduğunu düşündüğü uygulamalara ilişkin olarak Rekabet Kurumu’na şikayette bulunabilirler.Başvurular, posta aracılığıyla gönderilebileceği gibi, şahsen de Kurum’a teslim edilebilir. Elektronik posta, faks, telefon gibi diğer yollarla da başvuru yapılabilir. Bu tür başvurular, ihbar olarak değerlendirilir. Yapılan başvurunun kısa sürede incelemeye alınabilmesi için, şikayet konusuna ilişkin olabildiğince ayrıntılı bilginin ve varsa belgenin Kurum’a sunulması faydalı olacaktır. Rekabet Kurumu’na yapılan hiçbir şikayet veya başvuru için harç ya da başka bir ad altında herhangi bir bedel alınmamaktadır.

Şikayet/ihbar başvurumda gizlilik talep edebilir miyim?

Şikayet başvurularda, başvuranın kimliğinin gizli tutulması talep edilebilir. Bu durumda ilgilinin kimlik bilgilerine ve kimliğinin bilinmesine yol açabilecek her türlü bilgiye, yapılacak yazışmalarda hiçbir şekilde yer verilmez.

Rekabetin Engellenmesi, Bozulması veya Kısıtlanması Sonucu Zarar Gördüm. Ne yapabilirim?

Rekabet Kurulu yaptığı inceleme ve soruşturma sonunda rekabet ihlaline karar verirse, bu takdirde ilgili Rekabet Kurulu kararını dayanak göstererek Rekabet Kanunu’nun 57. ve 58. maddeleri uyarınca ticaret mahkemelerinde dava açarak rekabeti ihlal eden şirketlerden tazminat talebinde bulunabilirsiniz. Bu dava için de büromuza başvurarak detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Haksız Rekabet Uygulamaları Şikayete Konu Olabilir Mi?

Haksız rekabet uygulamaları şikayete konu olamaz. rekabet etme hakkının, aldatıcı veya dürüstlük kurallarına aykırı her türlü fiille kötüye kullanılması “haksız rekabet” olarak nitelendirilmektedir. Örneğin, rakibin ya da başkalarının ürünlerini, faaliyetlerini kötülemek, ahlaki veya mali durumu hakkında gerçeğe aykırı bilgi vermek, kendi ürünleri ve faaliyetleri hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgi vermek, tüketicinin tercihlerini etkilemek amacıyla gerçekte sahip olmadığı halde sanki bir takım ödül veya belgelere sahipmiş gibi davranmak, başkalarının piyasada tanıtmış olduğu marka, işletme adı, logo, ürün ambalajları gibi tanıtıcı ad ve işaretlerde karışıklık yaratarak başkalarının tanınmışlığından yararlanmaya çalışmak, haklı bir neden olmaksızın başkalarının ticari sırlarını elde etmek, kullanmak veya ifşa etmek, karşılaşılan başlıca haksız rekabet hallerine örnektir. Bu hallerde Rekabet Kurumu’na başvurulması, çözüme ulaşmayı sağlamayacaktır. Konuyla ilgili sorunların muhatabı Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile adli yargıdır.  Böyle sorunlarla karşılaştığınızda da avukatınıza danışmanızı tavsiye ediyoruz.

Rekabet Kurumu Reklamlara İlişkin Şikayetlere Bakmakta Mıdır?

Reklamlar yoluyla tüketicinin aldatılması ya da haksız rekabetin ortaya çıkması 4054 sayılı Kanun’un kapsamında değildir. Zira bu işlemler temel olarak Türk Ticaret Kanunu ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat temelinde incelenmektedir. Bu çerçevede reklamlarla ilgili şikayetler için mahkemeler gibi adli organların yanında Tüketici Hakem Heyetleri ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’na başvurulabilmektedir.

Rekabet Kurumu İncelemelerinde Nasıl Bir Usul İzler?

Rekabet Kurumu’nun incelemelerinde izlediği usulu en basit şekilde açıklamaya çalışacağız. Rekabet Kurumu başvuru, ihbar ya da kendiliğinden inceleme başlatılmasına karar verebilir. Bunun üzerine ilgili raportörler görevlendirilir ve bir ilk inceleme raporu hazırlanır. Bu ilk inceleme raporu Rekabet Kurulu dediğimiz Rekabet Kurumu içindeki karar mercii olan kurulun önüne gelir.  Rekabet Kurulu ‘’ön araştırma kararı’’ alabileceği gibi ‘’red’’ kararı da verebilir. Ön araştırma kararı alınırsa eğer, rekabet kurumu raportörleri bilgi isteme ya da yerinde inceleme usulüyle bir ön araştırma raporu hazırlar ve yine Rekabet Kurulu’na sunar. Rekabet Kurulu yine red kararı verebileceği gibi ‘’soruşturma kararı’’ da verebilir. İkinci ihtimal gerçekleşirse taraf savunmalarıyla birlikte soruşturma raporunu da dikkate alan Rekabet Kurulu ya ‘’rekabet ihlali’’ olduğuna karar verir ya da ‘’rekabet ihlali olmadığına’’ dair bir karar vererek incelemedeki usulu sonlandırır.

Rekabet Kurulu Hangi Durumlarda Para Cezası Verir?

Rekabet Kurulu aşağıdaki durumlarda cironuza göre hesaplanacak ve küçümsenmeyecek miktarda cezalar keser:

Bu gibi durumlarda sert cezalar kesen kuruma karşı avukatınızla birlikte çalışmamanız halinde büyük maddi kayıplar yaşayabilirsiniz. Örneğin, Rekabet Kurumu Tüpraş’a 2014 yılında 412 milyon TL ceza kesmiştir.

Rekabet Kurulu Kararlarına Karşı Yargı Yoluna Başvurulabilir mi?

Rekabet Kurulu da bağımsız sıfatını taşımasına rağmen idarenin bir parçası olması sebebiyle Rekabet Kurulu kararları da idari nitelikte ve yargı denetimine açıktır. Dolayısıyla rekabet kurulu kararlarına karşı yargı yoluna başvurulabilir. Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu ise Rekabet Kurulunun idari yaptırım kararlarına karşı dava açılabileceğini söyledikten sonra. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılır demiştir. Ancak Rekabet Kurulu kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması kararların uygulanmasını ve idarî para cezalarının takip ve tahsilini durdurmaz.

Rekabet Kurulu kararlarına karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’a değil, yetkili idare mahkemelerinde dava açılması hüküm altına alınmıştır.  Bununla birlikte Rekabet Kurulu’nun kararlarına karşı yargı yoluna başvurmada yetkili mahkeme ise dava konusu olan idari işlemi yapan mercii olarak Rekabet Kurumu’nun bulunduğu yerdeki yani Ankara’daki idare mahkemesidir. Ankara idare mahkemelerinin verdiği kararın temyizi için Danıştay’a başvurmak gerekmektedir. Rekabet Kurulu kararlarına karşı Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde dava açma süresi de 60 gün olarak kabul edilmektedir. Sürenin başlangıç tarihi ise Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a göre gerekçeli kararın ilgililere tebliğ edildiği tarihtir. [/vc_column_text][vc_tta_accordion active_section=”” collapsible_all=”true”][vc_tta_section title=”Örnek Rekabet Kurulu Kararları” tab_id=”15ornek-rekabet-kurulu-kararlari”][vc_column_text] Rekabet hukukunun yeni bir hukuk dalı olması sebebiyle bu alanda çıkan Rekabet Kurulu kararları, diğer kanunlara göre kısa olan 4054 sayılı kanun da dikkate alındığında, rekabet hukukunun daha iyi anlaşılmasında bize yol gösterecektir. Aşağıda incelenecek kararlara takılan isimler bizzat Rekabet Kurumu tarafından konulduğu için biz de bu şekilde ele aldık.

Dondurma Kararı (15.5.2008 tarih ve 08-33/421-147 sayılı Karar)

Kurul yürütülen soruşturma sonucunda, endüstriyel dondurma pazarında hâkim durumda bulunan Şirket’in kendisinin veya distribütörlerinin satış noktalarıyla imzaladıkları sözleşmelerde yer alan münhasırlık şartlarının ve fiilen münhasırlığa yol açan uygulamalarının ilgili pazarlarda etkin rekabetin oluşması önünde engel oluşturduğu tespitlerini yapmıştır. Başka bir ifadeyle, şirketin satış noktalarına sadece şirket ürünlerinin satılması yönünde baskı yapması ya da teşvik vermesi uygulamalarının rakip dondurma markalarının satış noktalarına girmesini engellemesi nedeniyle rekabeti kısıtladığı belirtilmektedir. Kararda etkin rekabetin tesis edilebilmesi için Şirket’in ve/veya distribütörlerinin son satış noktalarıyla ilişkilerinde uymaları gereken birtakım yasaklamalar getirilmiştir. Buna göre şirketin ve/veya distribütörlerinin; – Markaya özel satış noktalarıyla yaptığı rekabet etmeme yükümlülüğü içeren anlaşmalar akdetmesi, – Son satış noktalarına rakip ürünleri satmama şartına bağlı olarak herhangi bir avantaj sağlaması ya da fiili münhasırlık yaratan bedelsiz ürün, indirim, kota gibi uygulamalarda bulunması, – Satış noktalarına, belirli bir süre içinde, bir önceki yıldaki satışların belli bir oranı şeklinde bir miktarı satın alması şartı koşması ya da bu şarta bağlı avantajlar sağlaması yasaklanmıştır

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Çimento Kararı (06.04.2012 tarih ve 12-17/499-140 sayılı Karar)

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet gösteren 10 çimento üreticisi hakkında 2010 tarihinde soruşturma açılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda şirketlerin çimentoya zam yapma konusunda uzlaştıkları anlaşılmış ve takip eden günlerde çimento fiyatlarında artışlar görülmüştür. Kurul tarafından alınan nihai kararda şirketlerin Kanun’u ihlal ettikleri sonucuna ulaşılmış ve taraflara yaklaşık 50 milyon TL idari para cezası verilmiştir.

Süt İhalesinde Danışıklı Teklif (26.05.2006 tarih ve 06-36/464-126 sayılı Karar)

Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu tarafından ilköğretim okullarına süt temini ve dağıtımına yönelik olarak açılan ihalede, ihaleye katılan şirketlerin, danışıklı fiyat teklifinde bulunarak toplam ihale miktarı ve bedelini eşit bir şekilde paylaştıkları tespit edilmiştir.

Bankalar Kararı (08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı Kararı)

Soruşturmaya konu 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine yönelik olarak uzlaşma içerisinde olduklarını ortaya koyan iletişim delilleri elde edilmiştir. Söz konusu delillerin değerlendirilmesi neticesinde anılan bankaların; çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranlarını ve ücretleri birlikte belirlemek üzere rekabeti sınırlayıcı nitelikte eylemlerde bulundukları görülmüştür. Sonuç olarak, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri tespit edilen 12 bankaya idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.

GSM Kararı (23.12.2009 tarih ve 09-60/1490-379 sayılı Karar)

Yapılan incelemeler neticesinde Kurul, Şirket’in ilgili ürün pazarları olan “mobil pazarlama hizmetleri” ve “GSM hizmetleri” pazarlarında hâkim durumda bulunduğunu tespit etmiştir. Rekabet Kurulu, Şirket’in; Kontör/dakika hediye edilen kampanyalara diğer rakiplerin katılımının reddedilmesi, Kontör/dakika hediye edilen kampanyalarda rakip GSM operatörlerin başta kontör/dakika olmak üzere GSM faydası hediye etmesinin engellenmesi, Şirket tarafından kontör/dakika hediye edilecek kampanyalarda alıcı firmalara uygulanan mecra ve barem indirimlerinin münhasır çalışılmaması durumunda uygulanmaması, Şirket’in belirlediği bir logonun tanıtım görsellerinde kullanılması karşılığında indirim sağlanması uygulamaları aracılığıyla fiili münhasırlık yarattığına ve Şirket’in bu uygulamalarının 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında hâkim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiş ve Şirket’e idari para cezası verilmesi gerektiğini karara bağlamıştır.

Sürücü Kursları Kararı (09.12.2014 tarih ve 14-49/877-397 sayılı Karar)

Sakarya ilinde faaliyet gösteren motorlu taşıt sürücü kursları hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, anılan kursların ücretleri birlikte belirlemeye yönelik protokol imzaladıkları tespit edilmiştir. Kararda, sürücü kursları tarafından protokol imzalanmasının gerekçesi olarak, maliyet altında kursiyer kaydı yapılması ve bundan kaynaklanan maddi sıkıntıların önlenmesinin ifade edildiği belirtilmektedir. Maliyet altında kursiyer kaydı ve maddi sıkıntıları önlemek için rekabeti bozucu uygulamalar gerçekleştirilmesinin geçerli bir gerekçe olmadığı kararda ifade edilmiş ve ihlali gerçekleştiren 12 şirkete idari para cezası verilmiştir.

Emaye Bobin Teli Kararı (04.07.2007 tarih ve 07-56/672-209 sayılı Karar)

Rakipler tarafından eş zamanlı olarak ve aynı oranlarda yapılan fiyat değişiklikleri, bir rekabet ihlalinin varlığından bahsedilmek için her zaman yeterli olmamakla birlikte, piyasada rekabetin kısıtlandığına ilişkin dikkate değer bir gösterge niteliğindedir. Emaye bobin teli (EBT) sektöründe faaliyet gösteren altı şirketin fiyat listelerinin aynı zamanda değiştiği ve listelerde bulunan yaklaşık 40 değişik çaptaki EBT fiyatının birebir aynı olduğu anlaşılmış, bu konuda şirketlerin iletişim halinde oldukları saptanmıştır. Kurul, Rekabet Kanunu’nu ihlal ettikleri gerekçesiyle 6 şirkete yaklaşık olarak 1,7 milyon TL idari para cezası vermiştir.

Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneği Kararı (12.4.2012 tarih ve 12-20/509-M sayılı Karar)

Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneğinin Rekabet Kanunu’nun 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla soruşturma açılmıştır. Soruşturma kapsamında, Derneğin, altın alış, satış ve tamir fiyatları ile satış ve pazarlama koşulları gibi iktisadi ve ticari faaliyet unsurlarını pazar dışında belirlemek, belirlenen fiyatlara uymayan üyelerine baskı ve yaptırım uygulamak suretiyle rekabeti ihlal edip etmediği incelenmiştir. Soruşturma sonucunda meslek birliği olarak faaliyet gösteren Konya Sarraflar ve Kuyumcular Derneğince üyelerin nihai satış ve pazarlama faaliyetlerine ilişkin kısıtlamalar getirildiği, bu kısıtlamalara uymayan üyelere ise bir takım yaptırımlar uyguladığı tespit edilmiş ve bahse konu derneğe idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.

Beyaz et üreticileri kararı (25.11.2009 tarih ve 09-57/1393-362 sayılı karar)

2008 yılının Haziran ayında ulusal bir gazetede yer alan haberin ardından, beyaz et sektöründe faaliyet gösteren 27 firma hakkında soruşturma açılmıştır. Yapılan incelemelerde söz konusu firmaların fiyatların artırılması ve üretim miktarının kısılması üzerinde anlaşmaya vardıkları tespit edilmiştir. Aynı zamanda beyaz et üreticilerinin sektördeki birlikleri bünyesinde bir araya geldikleri, burada firmaların gelecek aylarda üretecekleri beyaz et miktarını gösteren çalışmalar yaptıkları, bu çalışmaların sonuçlarına uyulup uyulmadığının birlik tarafından kontrol edildiği saptanmıştır. Kurul tarafından alınan nihai kararda firmaların davranışlarının Rekabet Kanunu’nu ihlal ettikleri belirtilmiş, firmalara yaklaşık 28 milyon TL, ihlalde belirleyici etkisi bulunan firma yetkilisine de ayrıca idari para cezası verilmesi kararlaştırılmıştır. Diğer yandan birliğe de rekabeti kısıtlayıcı eylemleri kolaylaştırıcı davranışlardan kaçınması gerektiği yönünde görüş bildirilmesine karar verilmiştir.

Biletlerin Yeniden Satış Fiyatının Belirlenmesi (08.03.2007 tarih 07-19/192-63 sayılı Karar)

Rekabet Kurulu bir film dağıtım şirketinin sinema salonlarında gösterilecek filmleri piyasaya sürerken, nihai tüketiciye uygulanacak bilet fiyatlarını salon sahibi şirketlere dikte ederek bilet fiyatlarını yeniden belirlediğini tespit etmiş ve bu ihlale son verilmesini sağlamıştır. Karar neticesinde ilgili şirkete eylemlerinden ötürü yaklaşık 153.000 TL idari para cezası verilmiştir. Bunun sonucunda, rakip sinema salonları arasında yaşanacak potansiyel fiyat rekabetinin ve bu sayede düşen fiyatlar, artan kalite vb. yollarla tüketicilerin elde edecekleri faydanın önü açılmıştır.

GSM Hizmetleri Pazarında Hâkim Durumda Olan Şirket’in Aynı Durumdaki Alıcılara Farklı Koşullar İleri Sürmesi (29.12.2005 tarih ve 05-88/1221-353 sayılı Karar)

Rekabet Kurulu’nun söz konusu kararında, GSM hizmetleri pazarında hâkim durumda olan Şirket’in aynı durumdaki alıcılara farklı koşul ve yükümlülükler getirdiği ve GSM hizmetleri piyasasındaki hâkim durumunu, GSM cep telefonları piyasasında kötüye kullandığı iddiaları soruşturularak değerlendirilmiştir. Kararda, Şirket’in GSM hizmetleri piyasasında hâkim durumda olduğu tespit edilmiş ve ayrıca, düzenlediği kampanyalar vasıtasıyla cep telefonu distribütörleri ile münhasır çalışarak veya bunları kendisine bağımlı konuma getirerek distribütörlere ait cihazların rakip operatör hattı ile satılmasını engellediğine, münhasır distribütörleri lehine ticari avantaj sağladığına, aktivasyon merkezleri ve abone noktalarına yönelik münhasır çalışma politikalarıyla rakibinin faaliyetlerini zorlaştırdığına, kendisi ile ekonomik birlik içinde olan diğer bir şirketin, cep telefonu piyasasında rakibi durumunda olan distribütörler aleyhine rekabeti kısıtladığına hükmedilmiştir. Bu karar sonrasında GSM hatlarının her marka cep telefonu ile birlikte kullanılabilmesinin önü açılmıştır.

Marina Devri İşlemi (09.07.2015 tarih ve 15-29/421-118 sayılı Karar)

İki adet marina yat ve çekek işletmesinin tüm hisselerinin Şirket tarafından devralınması işlemi nihai incelemeye alınmıştır. İnceleme sonucunda bahse konu işlemin Şirket’in başka bir marina bakımından tanımlanan ilgili pazarda hakim duruma gelmesine ve böylece piyasadaki rekabetin önemli ölçüde azaltılmasına yol açacak nitelikte olması nedeniyle, 4054 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca işleme izin verilmemesine karar verilmiştir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][/vc_tta_accordion][/vc_column][/vc_row]