Açıköğretim ders notları öğrenciler tarafından ders çalışma esnasında hazırlanmakta olup diğer ders çalışacak öğrenciler için paylaşılmaktadır. Sizlerde hazırladığınız ders notlarını paylaşmak istiyorsanız bizlere iletebilirsiniz.
Açıköğretim derslerinden Yönetim Bilimi 1 Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim için hazırlanan ders çalışma dokümanına (ders özeti / sorularla öğrenelim) aşağıdan erişebilirsiniz. AÖF Ders Notları ile sınavlara çok daha etkili bir şekilde çalışabilirsiniz. Sınavlarınızda başarılar dileriz.
Bilimsel yönetim döneminin temel tetikleyici nedir?
Tarihsel süreç içinde bilimsel anlamda yönetim ve organizasyon faaliyetlerinin uygulanmaya başlaması her ne kadar Klasik Yönetim Teorisinin ortaya çıkışıyla meşrulaşsa da aslında yönetim ile ilgili faaliyetlerin milattan önceki dönemde başladığı bilinmektedir. Söz gelimi MÖ 5000 yılında Sümerlerin yönetim için yazılı kuralları ve düzenlemeleri hazırladığı ve yine MÖ 4000 yılında Mısırlıların planlama, örgütleme ve denetim ile ilgili çalışmalarda bulunduğu ve MÖ 50 yılında ise Varro tarafından iş şartnamelerinin kullanıldığı bilinmektedir (Baransel, 1993, ss.111-112). Ancak biz bu ünitede Bilimsel Yönetim Döneminin başlangıcı olarak kabul edilen Klasik Yönetim Teorisi üzerinde duracağız. Klasik Yönetim Teorisinin ortaya çıkmasında etkili olan olay ise 18. yy’da 1700-1785 yılları arasında meydana gelen Sanayi Devrimi’dir
Klasik Yönetim Teorilerini oluşturan üç temel yaklaşım nelerdir?
Bilimsel Yönetim Dönemi içinde yer alan Klasik Yönetim Teorilerini oluşturan üç temel yaklaşım vardır. Bunlar sırasıyla;
Klasik yönetim teorilerinin paylaştığı ortak görüşler nelerdir?
Yukarıda belirtilen bu üç yaklaşımın paylaştığı ortak görüşler arasında şunlar vardır (Koçel, 2010, s.204):
F. Taylor’ın Bilimsel Yönetim anlayışını geliştirme sürecini açıklayınız.
Taylor kariyerine stajyer bir mühendis olarak başlamıştır. Stajyerliğini tamamladıktan sonra çelik üretimi yapan bir işletmeye geçerek burada 11 yıl çalışmıştır. Bu işletmede işçilikten, yöneticiliğe yükselmiştir Taylor’un bilimsel yönetim düşüncesi burada doğmuştur. 1889 yılında çalıştığı yerden ayrılıp, bir başka çelik şirketi bünyesine geçmiştir. Burada görüşlerini pekiştirmiş ve iş gücü verimliliğini arttırmaya yönelik ünlü deneylerini hayata geçirmiştir. Taylor, görüşlerini başkalarına aktarmak konusunda oldukça hevesli olduğu için her birini yazıya dökmüş ve nihayet 1911 yılında Bilimsel Yönetimin Temel İlkeleri adlı eserini yayınlamıştır (Koçel, 2010, s.205). Ölümünden sonra eserleri bir araya getirilerek, 1947 yılında Bilimsel Yönetim adıyla basılmıştır. Söz konusu bu eser Taylor’un bir işletmede verimlilik artırmak adına yapılması gerekenleri ortaya koyması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü yapılması önerilen bu ilkeler bilimsel yönetimin yaratılmasına katkı sağlamıştır.
Bilimsel Yönetim teorisine göre yönetimde hangi adımlar izlenmelidir?
Taylor’un yönetim uygulamasına getirdiği bilimsel yaklaşıma göre aşağıdaki adımların izlenmesi gerekmektedir:
Taylor ve Fayol’ün yönetim anlayışlarını karşılaştırınız.
Fayol, yönetimle ilgili faaliyetlerini yalnızca işletme ile ilişkilendirmemiştir. Ona göre bu faaliyetler, hangi alanda olursa olsun, yeni başlanan her türlü proje için gereklidir. Ayrıca Fayol’ün yaklaşımına göre örgütlerde yukarıdan aşağı doğru bir iletişim vardır. Ancak buna rağmen örgüt içi yönetim hakkında genel ve bütüncül bir bakışa sahiptir. Bu yüzden de Fayol’ün analizleri, Taylor’ın bilimsel yönetime yönelik fikirlerinden çok daha kapsamlıdır. Çünkü Taylor’ın bilimsel yönetim modeli yalnızca üretim bölümünü ve çalışanları esas alır. Oysa Fayol yapmış olduğu çalışmalar sonucu işletmelerle ilgili bazı temel ilkeler belirlemiş ve bunlara kitabında yer vermiştir.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumlu görüşleri sıralayınız.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumlu görüşler :
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumsuz görüşleri sıralayınız.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumsuz görüşler :
Bilimsel yönetim yaklaşımının işgörenleri ikinci plana atması hangi sonuçları doğurmuştur?
Bilimsel yönetim yaklaşımının dikkat çeken en zayıf yönü ise işgörenlerin organizasyon içindeki yerini ikinci plana atmış olmasıdır. Bunun sonucunda da;
Hedef Prensibi: Her organizasyonun var olma nedeni sayılan genel hedefi vardır.
Fayol’a göre her türlü endüstriyel oluşumun üstleneceği temel faaliyetler nelerdir?
Fayol, ünlü işletme tanımını yapmadan evvel kendisine göre her türlü endüstriyel oluşumun üstleneceği temel faaliyetleri belirtmiştir. Bu kapsamda aşağıda listelenen altı faaliyet ortaya çıkmıştır:
Fayol’e göre yönetim faaliyetleri hangi işleri kapsamaktadır?
Fayol, ilk beş maddenin yeterince iyi tanındığını; ancak altıncı gruba giren faaliyetlerin okuyucular tarafından daha iyi anlaşılması için biraz daha fazla açıklamaya ihtiyaç duyduğunu ifade etmiştir. Diğer faaliyetler belli bir ölçüye kadar birbirlerine bağımlı oldukları için sadece planlama ya da sadece kaynak bulmakla ilgili tek bir tanım üretilemeyeceğini düşünmüştür. Bu yüzden Fayol, son gruba giren faaliyetlerin diğerlerinden ayrı tutulması gerektiğini ve asıl olan faaliyetin yönetim ile ilgili faaliyetler olduğunu belirtmiştir. Fayol’e göre yönetim, öngörmek ve planlamak, organize etmek, komuta etmek, koordine etmek ve kontrol etmek tir.
Fayol’un yönetim ilkelerini kısaca açıklayınız.
Söz konusu on dört ilke şunlardır:
İş Bölümü: Bir kişi ya da grup, üzerine düşen çalışma süresinin azaltılmasına yardım eder. Uygulamada pratiklik ve işlere aşinalık sağlar.
Yetki ve sorumluluk: Emir verme hakkına sahip olmaktır. Yetki ve sorumluluğun birbirine denk olmasını ifade eder.
Disiplin: Yapılacak olan işlerin belirli bir düzen ve belirli bir süre içinde yapılmasıdır. Örgüt ve çalışanlar arasında biçimsel ya da biçimsel olmayan yollarla yapılan anlaşmaların saygı çerçevesinde hayat bulmasıdır.
Kumanda Birliği: Bir astın tek bir üste bağlı olmasıdır. Tek adam, tek lider.
Yönetim Birliği: Faaliyetlerin aynı amaca yönelik olarak sürdürülmesi ve planlanmasıdır. Diğer bir ifade ile amaç birliği sağlamaktır.
Genel Çıkarların Kişisel Çıkarlardan Önde Tutulması: Kişilerin ya da grupların çıkarları, genel çıkarların önüne geçmemelidir. Bu husus, oldukça zorlanılan noktalardan biridir.
Maaş ve Ücretler: Maaş ödemeleri hem çalışan hem de işletme için adil olmalıdır.
Merkezileşme: Kararların tek bir merkezden alınıp ilgili birimlere iletilmesidir. Örgütün büyüklüğüne ve yöneticilerin yapısına bağlı olarak kimi örgütlerde büyük önem taşırken kimi örgütlerde fazla ön plana çıkmaz.
Hiyerarşi ilkesi: Ögütün en üst noktasından en alt noktasına kadar uzanan yetki (otorite) çizgisidir. Bu hiyerarşi sayesinde sahip olunan yetki düzeyine göre astlara emir verme ve iş yaptırma mümkün olur.
Düzen: Her şey olması gereken yerde bulunuyorsa yönetici de olması gereken yere ulaşmış demektir.
Eşitlik: Çalışanlara karşı sunulan nezaket ve adaletin bir araya gelmesiyle oluşur.
Personelin Devamlılığı: Personelin görev süresinde istikrarlı olmasını ifade eder. Çalışanların işlerine adapte olabilmeleri için kendilerine belirli bir süre tanınmalıdır. Özellikle yöneticiler için bu süre biraz daha uzun tutulmalıdır.
İnisiyatif: Yetki ve disiplin sınırları içinde kalmak üzere her seviyeden çalışanın inisiyatif kullanması teşvik edilmelidir.
Birlik ve Beraberlik Ruhu: Uyum, bir örgütün en büyük gücüdür. Bu yüzden ekip çalışmalarına önem verilmelidir.
Bürokrasi kavramını tanımlayınız.
Bürokrasi birden fazla anlamı olan bir kavramdır ve bu yüzden de gerçekte ne olduğuna dair yanlış anlaşılmalar yaşanmıştır. Bilinen en yaygın tanımları aşağıda belirtildiği gibidir:
Weber’e göre yetkiyi açıklayınız.
Weber örgüt analizinde üç meşru yetki türü olduğunu belirtmiştir. Bunlar sırasıyla geleneksel , karizmatik ve yasal-rasyonel yetkilerdir. Bu yetki türlerini açıklamaya geçmeden önce neden meşru yetki ifadesini kullandığına değinelim. İlk olarak yetki kavramı, diğer güç sahibi kişilerin yetkilerinden ayrı tutulmuştur. Güç, tek taraflı bir gerçekliktir. Bir kişinin bir diğerini zorla belli bir kalıp dâhilinde hareket ettirmesine imkân tanır. Zorla ifadesiyle kastedilen fiziksel güç ya da ödüller de olabilir. Yetki ise kendisine kurallar konan insanların bu kuralları kabullenmesidir. Buna göre güç, astların kabullenme sınırları dâhilinde geçerlidir ve Weber’in meşru yetki olarak nitelendirdiği de kabullenmenin yer aldığı yaklaşımdır.
Weber’e göre geleneksel yetkiyi açıklayınız.
Geleneksel Yetki: Otorite olarak görülen kişilere yönelik kabullenme, geleneklerden ya da âdetlerden kaynaklanmaktadır (örn; krallıklar, kabile hiyerarşileri vb).
Weber’e göre karizmatik yetkiyi açıklayınız.
Karizmatik Yetki: Kişiyi kabullenme ona duyulan sadakatten, güvenden ve yöneticinin kişisel değerlerinden kaynaklanmaktadır.
Weber’e göre yasal-rasyonel yetkiyi açıklayınız.
Yasal-Rasyonel Yetki: Kişiyi kabullenme, otorite olarak görülen kişinin yasalarca ya da örgüt prosedürlerince belirlenmiş konumundan ve yer aldığı mevkiden kaynaklanmaktadır.
Hareket etüdünü açıklayınız.
Hareket etüdü , mal ya da hizmet üreten örgütlerde yapılan işin en uygun nasıl yapılması gerektiğinin belirlenmesidir. Diğer bir ifade ile yapılan işlerin standart hâle getirilerek etkin ve verimli yapılmasını sağlayıcı önlemlerin alınmasıdır.
Zaman etüdünü açıklayınız.
Zaman etüdü, mal ya da hizmet üreten örgütlerde çalışanın belirli bir işi belirli bir çalışma hızıyla yapması ve ihtiyaç duyulan zamanı saptamak için kullanılan bir iş ölçümü tekniğidir.Zaman etüdü, mal ya da hizmet üreten örgütlerde çalışanın belirli bir işi belirli bir çalışma hızıyla yapması ve ihtiyaç duyulan zamanı saptamak için kullanılan bir iş ölçümü tekniğidir.
Weber’e göre bürokrasinin temel özellikleri nelerdir?
Günümüzde pek çok örgütte yasal- rasyonel yetki ile karşılaşılmaktadır ve Weber bürokrasi terimini bu tür yetki için kullanmıştır. Weber’e göre bürokrasinin temel özellikleri şunlardır:
Bilimsel yönetim döneminin temel tetikleyici nedir?
Tarihsel süreç içinde bilimsel anlamda yönetim ve organizasyon faaliyetlerinin uygulanmaya başlaması her ne kadar Klasik Yönetim Teorisinin ortaya çıkışıyla meşrulaşsa da aslında yönetim ile ilgili faaliyetlerin milattan önceki dönemde başladığı bilinmektedir. Söz gelimi MÖ 5000 yılında Sümerlerin yönetim için yazılı kuralları ve düzenlemeleri hazırladığı ve yine MÖ 4000 yılında Mısırlıların planlama, örgütleme ve denetim ile ilgili çalışmalarda bulunduğu ve MÖ 50 yılında ise Varro tarafından iş şartnamelerinin kullanıldığı bilinmektedir (Baransel, 1993, ss.111-112). Ancak biz bu ünitede Bilimsel Yönetim Döneminin başlangıcı olarak kabul edilen Klasik Yönetim Teorisi üzerinde duracağız. Klasik Yönetim Teorisinin ortaya çıkmasında etkili olan olay ise 18. yy’da 1700-1785 yılları arasında meydana gelen Sanayi Devrimi’dir
Klasik Yönetim Teorilerini oluşturan üç temel yaklaşım nelerdir?
Bilimsel Yönetim Dönemi içinde yer alan Klasik Yönetim Teorilerini oluşturan üç temel yaklaşım vardır. Bunlar sırasıyla;
Klasik yönetim teorilerinin paylaştığı ortak görüşler nelerdir?
Yukarıda belirtilen bu üç yaklaşımın paylaştığı ortak görüşler arasında şunlar vardır (Koçel, 2010, s.204):
F. Taylor’ın Bilimsel Yönetim anlayışını geliştirme sürecini açıklayınız.
Taylor kariyerine stajyer bir mühendis olarak başlamıştır. Stajyerliğini tamamladıktan sonra çelik üretimi yapan bir işletmeye geçerek burada 11 yıl çalışmıştır. Bu işletmede işçilikten, yöneticiliğe yükselmiştir Taylor’un bilimsel yönetim düşüncesi burada doğmuştur. 1889 yılında çalıştığı yerden ayrılıp, bir başka çelik şirketi bünyesine geçmiştir. Burada görüşlerini pekiştirmiş ve iş gücü verimliliğini arttırmaya yönelik ünlü deneylerini hayata geçirmiştir. Taylor, görüşlerini başkalarına aktarmak konusunda oldukça hevesli olduğu için her birini yazıya dökmüş ve nihayet 1911 yılında Bilimsel Yönetimin Temel İlkeleri adlı eserini yayınlamıştır (Koçel, 2010, s.205). Ölümünden sonra eserleri bir araya getirilerek, 1947 yılında Bilimsel Yönetim adıyla basılmıştır. Söz konusu bu eser Taylor’un bir işletmede verimlilik artırmak adına yapılması gerekenleri ortaya koyması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü yapılması önerilen bu ilkeler bilimsel yönetimin yaratılmasına katkı sağlamıştır.
Bilimsel Yönetim teorisine göre yönetimde hangi adımlar izlenmelidir?
Taylor’un yönetim uygulamasına getirdiği bilimsel yaklaşıma göre aşağıdaki adımların izlenmesi gerekmektedir:
Taylor ve Fayol’ün yönetim anlayışlarını karşılaştırınız.
Fayol, yönetimle ilgili faaliyetlerini yalnızca işletme ile ilişkilendirmemiştir. Ona göre bu faaliyetler, hangi alanda olursa olsun, yeni başlanan her türlü proje için gereklidir. Ayrıca Fayol’ün yaklaşımına göre örgütlerde yukarıdan aşağı doğru bir iletişim vardır. Ancak buna rağmen örgüt içi yönetim hakkında genel ve bütüncül bir bakışa sahiptir. Bu yüzden de Fayol’ün analizleri, Taylor’ın bilimsel yönetime yönelik fikirlerinden çok daha kapsamlıdır. Çünkü Taylor’ın bilimsel yönetim modeli yalnızca üretim bölümünü ve çalışanları esas alır. Oysa Fayol yapmış olduğu çalışmalar sonucu işletmelerle ilgili bazı temel ilkeler belirlemiş ve bunlara kitabında yer vermiştir.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumlu görüşleri sıralayınız.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumlu görüşler :
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumsuz görüşleri sıralayınız.
Bilimsel yönetim yaklaşımı sonucu ortaya çıkan olumsuz görüşler :
Bilimsel yönetim yaklaşımının işgörenleri ikinci plana atması hangi sonuçları doğurmuştur?
Bilimsel yönetim yaklaşımının dikkat çeken en zayıf yönü ise işgörenlerin organizasyon içindeki yerini ikinci plana atmış olmasıdır. Bunun sonucunda da;
Hedef Prensibi: Her organizasyonun var olma nedeni sayılan genel hedefi vardır.
Fayol’a göre her türlü endüstriyel oluşumun üstleneceği temel faaliyetler nelerdir?
Fayol, ünlü işletme tanımını yapmadan evvel kendisine göre her türlü endüstriyel oluşumun üstleneceği temel faaliyetleri belirtmiştir. Bu kapsamda aşağıda listelenen altı faaliyet ortaya çıkmıştır:
Fayol’e göre yönetim faaliyetleri hangi işleri kapsamaktadır?
Fayol, ilk beş maddenin yeterince iyi tanındığını; ancak altıncı gruba giren faaliyetlerin okuyucular tarafından daha iyi anlaşılması için biraz daha fazla açıklamaya ihtiyaç duyduğunu ifade etmiştir. Diğer faaliyetler belli bir ölçüye kadar birbirlerine bağımlı oldukları için sadece planlama ya da sadece kaynak bulmakla ilgili tek bir tanım üretilemeyeceğini düşünmüştür. Bu yüzden Fayol, son gruba giren faaliyetlerin diğerlerinden ayrı tutulması gerektiğini ve asıl olan faaliyetin yönetim ile ilgili faaliyetler olduğunu belirtmiştir. Fayol’e göre yönetim, öngörmek ve planlamak, organize etmek, komuta etmek, koordine etmek ve kontrol etmek tir.
Fayol’un yönetim ilkelerini kısaca açıklayınız.
Söz konusu on dört ilke şunlardır:
İş Bölümü: Bir kişi ya da grup, üzerine düşen çalışma süresinin azaltılmasına yardım eder. Uygulamada pratiklik ve işlere aşinalık sağlar.
Yetki ve sorumluluk: Emir verme hakkına sahip olmaktır. Yetki ve sorumluluğun birbirine denk olmasını ifade eder.
Disiplin: Yapılacak olan işlerin belirli bir düzen ve belirli bir süre içinde yapılmasıdır. Örgüt ve çalışanlar arasında biçimsel ya da biçimsel olmayan yollarla yapılan anlaşmaların saygı çerçevesinde hayat bulmasıdır.
Kumanda Birliği: Bir astın tek bir üste bağlı olmasıdır. Tek adam, tek lider.
Yönetim Birliği: Faaliyetlerin aynı amaca yönelik olarak sürdürülmesi ve planlanmasıdır. Diğer bir ifade ile amaç birliği sağlamaktır.
Genel Çıkarların Kişisel Çıkarlardan Önde Tutulması: Kişilerin ya da grupların çıkarları, genel çıkarların önüne geçmemelidir. Bu husus, oldukça zorlanılan noktalardan biridir.
Maaş ve Ücretler: Maaş ödemeleri hem çalışan hem de işletme için adil olmalıdır.
Merkezileşme: Kararların tek bir merkezden alınıp ilgili birimlere iletilmesidir. Örgütün büyüklüğüne ve yöneticilerin yapısına bağlı olarak kimi örgütlerde büyük önem taşırken kimi örgütlerde fazla ön plana çıkmaz.
Hiyerarşi ilkesi: Ögütün en üst noktasından en alt noktasına kadar uzanan yetki (otorite) çizgisidir. Bu hiyerarşi sayesinde sahip olunan yetki düzeyine göre astlara emir verme ve iş yaptırma mümkün olur.
Düzen: Her şey olması gereken yerde bulunuyorsa yönetici de olması gereken yere ulaşmış demektir.
Eşitlik: Çalışanlara karşı sunulan nezaket ve adaletin bir araya gelmesiyle oluşur.
Personelin Devamlılığı: Personelin görev süresinde istikrarlı olmasını ifade eder. Çalışanların işlerine adapte olabilmeleri için kendilerine belirli bir süre tanınmalıdır. Özellikle yöneticiler için bu süre biraz daha uzun tutulmalıdır.
İnisiyatif: Yetki ve disiplin sınırları içinde kalmak üzere her seviyeden çalışanın inisiyatif kullanması teşvik edilmelidir.
Birlik ve Beraberlik Ruhu: Uyum, bir örgütün en büyük gücüdür. Bu yüzden ekip çalışmalarına önem verilmelidir.
Bürokrasi kavramını tanımlayınız.
Bürokrasi birden fazla anlamı olan bir kavramdır ve bu yüzden de gerçekte ne olduğuna dair yanlış anlaşılmalar yaşanmıştır. Bilinen en yaygın tanımları aşağıda belirtildiği gibidir:
Weber’e göre yetkiyi açıklayınız.
Weber örgüt analizinde üç meşru yetki türü olduğunu belirtmiştir. Bunlar sırasıyla geleneksel , karizmatik ve yasal-rasyonel yetkilerdir. Bu yetki türlerini açıklamaya geçmeden önce neden meşru yetki ifadesini kullandığına değinelim. İlk olarak yetki kavramı, diğer güç sahibi kişilerin yetkilerinden ayrı tutulmuştur. Güç, tek taraflı bir gerçekliktir. Bir kişinin bir diğerini zorla belli bir kalıp dâhilinde hareket ettirmesine imkân tanır. Zorla ifadesiyle kastedilen fiziksel güç ya da ödüller de olabilir. Yetki ise kendisine kurallar konan insanların bu kuralları kabullenmesidir. Buna göre güç, astların kabullenme sınırları dâhilinde geçerlidir ve Weber’in meşru yetki olarak nitelendirdiği de kabullenmenin yer aldığı yaklaşımdır.
Weber’e göre geleneksel yetkiyi açıklayınız.
Geleneksel Yetki: Otorite olarak görülen kişilere yönelik kabullenme, geleneklerden ya da âdetlerden kaynaklanmaktadır (örn; krallıklar, kabile hiyerarşileri vb).
Weber’e göre karizmatik yetkiyi açıklayınız.
Karizmatik Yetki: Kişiyi kabullenme ona duyulan sadakatten, güvenden ve yöneticinin kişisel değerlerinden kaynaklanmaktadır.
Weber’e göre yasal-rasyonel yetkiyi açıklayınız.
Yasal-Rasyonel Yetki: Kişiyi kabullenme, otorite olarak görülen kişinin yasalarca ya da örgüt prosedürlerince belirlenmiş konumundan ve yer aldığı mevkiden kaynaklanmaktadır.
Hareket etüdünü açıklayınız.
Hareket etüdü , mal ya da hizmet üreten örgütlerde yapılan işin en uygun nasıl yapılması gerektiğinin belirlenmesidir. Diğer bir ifade ile yapılan işlerin standart hâle getirilerek etkin ve verimli yapılmasını sağlayıcı önlemlerin alınmasıdır.
Zaman etüdünü açıklayınız.
Zaman etüdü, mal ya da hizmet üreten örgütlerde çalışanın belirli bir işi belirli bir çalışma hızıyla yapması ve ihtiyaç duyulan zamanı saptamak için kullanılan bir iş ölçümü tekniğidir.Zaman etüdü, mal ya da hizmet üreten örgütlerde çalışanın belirli bir işi belirli bir çalışma hızıyla yapması ve ihtiyaç duyulan zamanı saptamak için kullanılan bir iş ölçümü tekniğidir.
Weber’e göre bürokrasinin temel özellikleri nelerdir?
Günümüzde pek çok örgütte yasal- rasyonel yetki ile karşılaşılmaktadır ve Weber bürokrasi terimini bu tür yetki için kullanmıştır. Weber’e göre bürokrasinin temel özellikleri şunlardır: