Zeyno Günenç – Oyuncu

– Balerin olmak istemiş; oyuncu olmuş.
– Anne olmak istemiş; “Dominat Teyze” olmuş.
– Uzun ömürlü bir evlilik istemiş; Okan Bayülgen ile bir evlilik macerası olmuş.
– “Çocuklar Duymasın” istemiş; duymuşlar!

20 Soruluk Söyleşiler ‘deki konuğumuz Zeyno Günenç ‘den bahsediyorum. ‘Gönenç’ soyadı ile yanlış bildiğimiz Zeyno Günenç.

Çok olmadı tanışmamız, ancak bende bıraktığı ilk intibası halen devam ediyor: sevecen, samimi ve içten.

Böyle samimi ve içten biri olmasını, işinden çok kendine önem vermesinden kaynaklandığını belirtiyor. “Özel hayatımı daha ön planda tutuyorum. Çünkü önce kendi iç huzurum ve mutluluğum geliyor. Öbür türlü kendimi kaybolmuş hissediyorum, merkezim şaşıyor!” diyor.

Zeyno ilkokul ikinci sınıfdayken annesinin zoruyla bale eğitimi almaya başlamış. Büyüdükçe de içinde büyümüş bale aşkı. Ancak tiyatro sınavını kazanıp sahne tozunu yutmaya başlayınca tiyatro daha ağır basmış. Bale gösterilerine gittiğinde duygusallaşması bu yüzden.

Diplomalı bir sanatçı Zeyno. Fakat diplomanın ‘sanatçı’ olabilme konusunda yeterli olmadığını düşünüyor. Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nda aldığı tiyatro eğitiminin kuşkusuz şu anki seviyeye gelmesinde büyük bir yarar sağladığına inanıyor fakat esas eğitimin profesyonel sahneye adım attığı ilk gün başladığını da itiraf ediyor. “O sahneye çıkmadan önce ne kadar eğitim alırsan al, ne fayda!” diyor Zeyno.

Konservatuvardan mezun olduktan hemen sonra 3 yıl mecburi hizmetini Bursa Devlet Tiyatrosu’nda yapmış. Daha sonra istifa edip bir yıllığına Kanada Vancouver’a gitmiş. Birçok özel radyoda yapımcı sunucu olarak da çalışmış. Radyo Tek (Londra), Power Fm, Radio XL bunlardan bazıları.

Süheyl ve Behzat Uygur ile aynı sahneyi paylaştığı “ Üç Salakşörler ” adlı tiyatro oyunu ile 3 yıl boyunca tüm Türkiye’yi gezmiş Zeyno Günenç. Televizyondaki ilk işi de “Eyvah Kızım Büyüdü” olmuş. Daha sonra da herkesin bildiği “ Çocuklar Duymasın ” dizisiyle tüm Türkiye tarafından tanınmaya başlamış. “Bu dizi ‘Friends’ gibi yıllarca devam edecek bir nitelikteydi. Çünkü hayatın kendisini işliyordu. Benim için gerçekten çok özel yeri var. Çünkü Türkiye beni o diziyle tanıdı ve sevdi” diyor.

Zeyno dizinin bitmesine çok üzüldüğünü, hayatının büyük bir bölümünü kapladığını ve ondan sonra belli bir boşluğun oluştuğunu söylüyor ama, o boşluğu doldurmakta hiç zorlanmıyor; “Tiyatroyu özlemişim. Bu sayede tiyatroya dönüş yapabildim”.

Zeyno Günenç, Sezai Aydın, Şencan Güleryüz, Gamze Özçelik ve Fatma Murat ile birlikte, yönetmenliğini Ali Hürol’un yaptığı “Seni Seviyorum” isimli oyunu sergiliyorlar bugünlerde. Herkes rolünü iyi oynuyor, ancak Sezai Aydın ve Zeyno’nun performansları ek övgüyü hak ediyor.

Biz erkeklerin (genelde) çok kolay “seni seviyorum” diyemiyor olmamız İngiliz oyun yazarı William Douglas Home ‘un bu oyunu yazmasına neden olmuş 1968’de. Oyunun orijinal adı “The Secretary Bird”. Oyun ismini Afrika’nın güneyinde yaşayan uzun bacaklı bir kuş adından almış; Sekreter Kuşu . Oyunda kuş sekreteri Gamze Özçelik canlandırıyor; bu da onun ilk tiyatro deneyimi. Başından geçen dramatik talihsizliğe rağmen çok güçlü ve moralliydi sahnede. Çok çalışarak umarım kalıcı olur tiyatroda.

Bakın Zeyno gelecekten neler bekliyor: “Şu an istediğim noktadayım, çünkü hep seçtigim şeyleri yaptım. Hayat da seçimlerden ibaret değil mi? Bundan sonra ise tiyatronun yanında bir de sinema filminde oynamayı istiyorum. Özellikle Yavuz Turgul’un veya Uğur Yücel’in yeni çekeceği bir film… Gerçekci, oyunculuk edaları olmayan, gerçekten var olan anlar gibi hisssedebileceğim işler yapmak istiyorum. Sahnede veya sinemada ‘yaratıklar’ değil, ‘insanlar’ gördüğüm filmleri ve oyunları seviyorum.”

“Kendini en zayıf hissettiğin, aynı zamanda da en güçlü olduğun yerdir tiyatro.” demiş bir röportajında . Hayatın kendisi bir tiyatro değil mi zaten Zeyno?

İşte Zeyno Günenç’in 20 Soruluk Söyleşiler’de verdiği cevaplar:

1. Herhangi bir kişinin en favori insanı mısın? Neden?

Annemin ve kardeşim Elif’in favorisiyim galiba. Benim bilmediğim, favorisi olduğum bir arkadaşım varsa en kısa zamanda söylerse çok mutlu olurum. Üstelik hiç şımarmam da. Bende varolmayan bir duygu şımarıklık.

2. Şu anda yaptığın işin dışında (hayattaki tüm işler kanuni olsaydı) ne iş yapmak isterdin?

Çok uçuk bir şey gelmedi aklıma. Yine oyuncu olurdum ya da şarkıcı. Kendini gösterme duygusu fazlasıyla olduğu için en uygun ikinci meslek şarkıcılık.

3. Yalan söylemenin sence uygun olduğu durumlar nelerdir? Beyaz yalan söyler misin, ne söylersin?

Beyaz yalanlar zaman zaman söylerim. İnsanlar üzülmesin diye… Bazen insanlara onların duymak istediği ufak, beyaz yalanlar söylemek lazım.

4. En son “… özelliğinden dolayı senle gurur duyuyorum” lafını kime söyledin? Hangi özellikti o?

Bir arkadaşıma, yanında ateşli bir telefon konuşması yapmama rağmen tek bir soru sormadığı için bu huyunu çok sevdiğimi söyledim. Ama gurur duymak değil, hoşlandığım bir huydu bu.

5. Aynı lafı en son sen ne zaman duydun? Hangi özelliğindi göklere çıkartılan?

İnsanları zor kaldıkları durumlardan kurtarmaya çalışırım. Görebilenler görür zaten…

6. Yaşayamadığın için pişmanlık duyduğun ne var?

Yarım kalan bir aşk!

7. Lisedeki takma adın neydi? Adını sevmiş miydin?

Takma adım yoktu. Keşke olsaydı.

8. Bir okul yaptırsan adını ne koyarsın? Neden?

Bilmem, hiç düşünmedim. Kendi ismimi koymayacağım kesin.

9. Ulaşamadığın biri ile tanışıp sohbet etme olanağın olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdin?

Atatürk hayatta olsaydı, ona bizi şimdi nasıl görüyorsun atam derdim!

10. Yaptığı işte mutlu ve aynı zamanda başarılı olan birisini tanıyor musun? Onu örnek olarak alıyor musun?

Yaptığı işten memnun çok insan yok etrafımda. Ama şikayet eden de yok. Zaten devamlı şikayet edenleri sevmem.

11. Hiçkimsenin göremediği bir özelliğin var mı? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Kendimi ilk tanışmada ifade etmeye zorlamam. Özel huylarımı görenler görüyor zaten.

12. Seni en çok ne kızdırıyor? Bu kızgınlıkla baş edebiliyor musun? Edemiyorsan, neden?

Beni en çok kendi enayiliğim kızdırır. Dönen dolapları herkesten sonra anlarım.

13. Bugüne kadar yaşadığın en büyük hayal kırıklığın ne? Tekrar yaşama ihtimalin var mı?

O bana kalsın. Beklentilerimiz fazlaysa her zaman hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Zaten bana bir arkadaşım söylemişti. Ölümden sonra en acı veren hayal kırıklığıymış.

14. Hangi markalar sinirlerini bozuyor? Neden?

Üzerinde fazlasıyla logo olan markalar.

15. Hangi markalara tutkunsun?

Marka tutkum yok, beğendiğim markalar var. Herhangi bir yerinde yazmaması lazım.

16. 10 sene sonraki hayatında bugünden farklı neler olacak?

Umarım kendime ait bir ailem olur.

17. Seni benzer yaştaki, benzer işi yapan, benzer konumdaki kişilerden farklı kılan ne var?

Fazla hırslı olmamam galiba.

18. Yakın bir arkadaşın kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısın?

Zor bir soru. Öncelikle kimsenin canına zarar vermemesi, hak yememesi lazım. Bilmem, haber verir miydim, vermez miydim. Duruma göre değişir.

19. Hangi filmdeki hangi karakterin hayatının senin hayatın olmasını isterdin?

Frida. Onun yaşam azmi, bütün zorluklara rağmen, akıllara zarar olağanüstü resimleri beni çok etkiledi. Ders alınacak çok şey olduğunu düşünüyorum.

20. Bir film yapmaya karar versen adı ve konusu ne olurdu?

Konusu hayatım olurdu ama yaşlanınca!