Ben İstanbul Aydın Üniversitesi (Üstün Zekalılar Öğretmenliği) bölümü mezunuyum. Bu sene meslekte henüz ikinci yılım. Biliyorum henüz yolun çok başındayım. Üniversite yıllarım boyunca hep hayırlı bir iş diye dua ederdim hayırlısı burasıymış ki ilk deneyimimi Zinde okulları gibi bir kurumda gerçekleştirme şansı yakalım. Okula ilk geldiğimde Elif hocam ve Ayşegül hocamla karşılaştım tabi karşılaşır karşılaşmaz kafamda bir şeyler canlandı. Sohbet ettikçe daha da net fikirlerim oldu. Sonra bir iki kere daha gidiş geliş okulu gezme hangi bakış açısı ve ilkeleri benimsediğini fark etme derken imzaladık sözleşmeyi artık bende bu kurumun bir öğretmeniydim. İlk sene o kadar hızlı geçti ki hiçbir şey anlayamadım.
Fakülteden mezun olduktan sonra her öğretmen gibi kafasınız da idealleriniz geleceğe yönelik beklentileriniz oluyor. Benim de öyleydi. Zaman zaman öğrencilerle alakalı takıldığım noktalar, çocuğun ruhuna dokunmakta zorlandığım geri dönüt alamadığım, akademik bilgiyi verip çocuğun o saklı dünyasına inemediğim. Farklı kurumlarda birçok arkadaşım benim gibi öğretmenlik yapmakta bu konuyla alakalı onlar ile sürekli fikir alışverişi yapmaktaydım. Anlatmaya çalıştığım şeyi bir türlü aktaramıyordum onlara. Ancak şunu anlamam çok geç olmadı.
Evet bizler sınıfa giriyoruz akademik anlamda bilgiyi veriyoruz, dersimizi işliyoruz. Bir noktada vicdanımızı rahatlatıyoruz peki ya bu çocuğun duygusal gelişimi manevi doyumu işte bu kısım her kurumun, her öğretmenin altından kolay kolay kalkamayacağı ve kendine bunu bir sorumluluk diye yüklemeyeceği bir alan. Eğer siz Zinde Okullarında bir öğretmenseniz okula geldiğiniz ilk günden bunun bilincindesinizdir. Sınıfınızda bulunan her öğrenciden siz sorumlusunuzdur. Size emanet edilen, ailelerinin kıymetlilerini alıp bir noktaya getirmek sonradan da evet biz emanetinize iyi baktık gerisi sizde diye mezun edebilmelisiniz.
Peki Zinde Okulları bunu nasıl gerçekleştirmeyi amaçlıyor?
Öncelikli olarak her kurumda öğrenciler için Rehberlik servisleri mevcuttur ancak Zinde Okullarındaki rehberlik sadece öğrenci ayağıyla ilgilenmez. Eğitimin bir bütün olduğunun farkında olarak okul, öğrenci ve aile katmanları eş zamanlı ele alır. Öğrencinin duygusal anlamda yaşadığı bir buhranın ileri ki yaşamında benliğine ne kadar etki edeceğini bilir ve bu konuda gerekli adımları atarak süreci ona göre takip eder. Çocukların koşup oynamaya ve farklı ilgi alanlarında kendilerini geliştirmeye ihtiyaçları vardır. Bu gereksinimden yola çıkarak, branş derslerinde çeşitlilik sunmaktadır. Her çocuğu bir birey olarak değerlendirerek sorumluluklarını kendi üstlenmeli ve ona göre davranması gerektiğini savunmaktadır. Bu noktada sınıf öğretmeni tarafından bireysel takip sağlanarak eksikleri fark ettirilip çözümü kendi çabasıyla bulması ve başarma duygusunun mutluluğunu tatması hedeflenmektedir. Çağımızın en büyük eksiklerinden olan maneviyat noktasında, gerek değerler eğitimi gerek namaz teneffüsleriyle çocuklarımıza örnek olmayı amaçlamaktadır.
Eğer benim için her şeyden önce akademik başarı gelir diyorsanız hayır zinde okulları sizin için uygun bir okul değil. Ancak siz, benim için önemli olan ahlaki değerleri, toplum bilinci, değerler eğitimi, arkadaşlarıyla aktif sosyalleşebileceği, öğretmenleriyle yeri geldiğinde arkadaş, yeri geldiğinde de durması gerektiğini bilmesi gerekiyor dediğiniz, bir sorunu olduğunda kendi çözümünü kendi üretebileceği, kendinden küçüklere şefkatle yaklaşıp kendinden büyüklerle nasıl konuşması gerektiği, manevi olarak içerisinde bulunduğumuz dönem itibariyle eksiklerini desteklemek istediğiniz, sizin bir sorununuz olduğunda gerek idarecileri gerek öğretmenleri olarak çözüm odaklı eğitim ve öğretim için uygun bir yer arıyorsanız evet Zinde okulları tamda böyle bir kurum.
Çünkü Zinde Okulları bakış açısı olarak, yalnız akademik başarıyı önemseyen bir kurum değil, asıl amacımız geleceğimiz olan nesilleri ahlaki değerlerin farkında, buna paralel olarak akademik başarıyı beraberinde getirmeyi hedeflemektedir…