Ticaret hayatında işlemlerin hızlı ve akıcı ilerlemesi esastır. Ticari işlerin hızlı ilerleyebilmesi için ise güvenilirlik önemlidir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ticaret hayatında ödemelerin güvenilirliğini sağlamak için çeşitli teminat sistemleri öngörmüştür. Aval de bunlardan biri olup TTK m.700 ’de düzenlenmiştir.
İçindekiler
Aval bir teminat türüdür. TTK’daki detaylı düzenlemeleri incelediğimizde avalin yalnızca kambiyo senetleri için kullanılabilen özel bir kefalet türü olduğunu görürüz. TTK uyarınca poliçe, bono ve çek kambiyo senedi niteliğindeki kıymetli evraklardır. Buna göre aval yalnızca poliçe, bono ve çekler için uygulanabilir. Aval ile kambiyo senedindeki taahhüdün bir kısmı veya tamamı için kefil olunmuş olur.
Poliçede veya bono imzası olan kişiler ile herhangi bir imzası olmayan 3. kişiler aval verebilir. Çek bu konuda diğer kambiyo senetleri olan poliçe ve bonodan ayrılır. Çeklerde muhatap olan banka aval veremez.
Aval beyanı aval vermenin şekil şartları arasındadır. TTK’da aval vermek için kullanılması gerekli olan kelimeler spesifik olarak belirtilmemiştir. Bununla birlikte “aval içindir” veya bununla eş anlamlı kabul edilebilecek ifadelerin kullanılması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre “teminat olarak”, “tekeffül ettim”, “teminat olarak” gibi ifadeler aval için yeterli kabul edilecektir. Nitekim bu konudaki yerleşik Yargıtay içtihadı kambiyo senedi üzerinde yer alan “kefil” kelimesinin aval hükmünde olduğu yönündedir.
Eklemek gerekir ki senedin ön yüzünde aval beyanı olmaksızın atılan imza da TTK uyarınca aval olarak kabul edilir. Öte yandan aval beyanı olmaksızın senedin arka yüzüne atılan imza aval olarak kabul edilmez.
Aval vererek kambiyo borcuna yönelik teminat veren kişiye “avalist” denir. Avalist senet üzerindeki borçtan borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Müteselsil sorumluluk borçluların her birinin senetteki borcun tamamından sorumlu olması ve alacaklının alacağı için borçlulardan dilediğine başvurabilmesi anlamına gelir. Buna göre aval veren senetteki borcun tamamından sorumludur. Senet hamili dilerse senedin tahsili için doğrudan aval verene başvurabilir.
Aval veren senet bedelini ödemesi durumunda senetten doğan hakların sahibi olur. Aynı zamanda senedin mülkiyet hakkı da kendisine geçer. Aval veren borcu ödediği için lehine aval verdiği kişiye başvurabilir. Aynı zamanda lehine aval verdiği kişiden önce senede imza atarak sorumluluk altına giren kişilere de başvurma hakkı bulunur.
Aval veren bu kişilerden ödediği bedelin tamamının yanı sıra ödeme tarihinden itibaren faizi isteyebilir. Ayrıca yapılan giderler de talep edilebilir. Poliçe bedelinin binde ikisini geçmemek kaydıyla komisyon ücreti istenmesi de mümkündür.
Aval ve kefalet bir borca yönelik olarak şahsi teminat verme amacını güden hukuki işlemlerdir. Aynı amaca yönelik olan bu iki hukuki işlem arasındaki farklar ise şunlardır:
Diğer davalar ve dava suçları için bizimle iletişime geçebilirsiniz .