Çocuğun Yurt Dışına Götürülmesi;
Velayet sorunu çocuk sahibi olan eşler için ciddi ve önemli bir sorundur. Öncelikle velayet, çocuğun bakımı, korunması ve temsil edilmesi için öngörülmüş hukuksal hakları kapsar. Yetişkin olmayan çocukların velayeti anne ve babasına aittir. Çocuğun velayeti verilirken en önemli kıstas, çocuğun üstün menfaatidir.
Örneğin; boşanmak sürecinde olan bir çift velayet konusunda anlaşamıyor ve çocuğun yaşı küçük. Anne hasta, çocuğun bakımını tam olarak yapabilecek durumda değil. Babanın ise şartları daha iyi, çocuğun ayrı bir odası var, baba işteyken halası bakabilecek. O zaman velayetin babaya verilme olasılığı daha yüksektir.
Aile hukukunda anne ve baba evli ise eşler, çocuk üzerindeki velayet hakkını ortak kullanır. Eğer eşler boşanma davası açmış ise çocuğun velayeti tarafların anlaşması ile müşterek velayet hükümleri uygulama alanı bulacak ya da hâkim kararı ile çocuğun velayeti eşlerden birine verilecektir.
Çocuk, hem anne hem babası ile beraber seyahat etmiyor ise kesinlikle çocuğun yanında bulunmayan ebeveynin noter tasdikli muvafakatnamesi gerekir. Boşanma veya ayrılık kararı sonucunda velayeti anne veya babaya bırakılan çocuğun velayeti hakkında karşı tarafın muvafakati aranmaksızın kişi, istediği gibi hareket edebilir.
Velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması ve annenin bu hakkını dilediği gibi yerine getirmesinde Türk hukuku bakımından sakınca görülmemektedir. Ama müşterek çocuk on sekiz yaşından küçük ise o zaman müşterek çocuk için yurt dışına çıkış izni alması gerekir.
Bu, velayet hakkını eşler ortak kullanılıyorsa, çocuğu yurtdışına çıkaracak olan eşin diğer eşten, müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için noter onaylı belge alması demektir. Ancak eşlerden biri velayet hakkını tek başına kullanıyorsa, aksine mahkeme kararları olmadığı sürece ve Yargıtay içtihatları da bu yönde olduğundan müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni için velayeti kendisinde olmayan diğer eşten izin almasına gerek yoktur. ( Yargıtay 2. H.D. 2015/11374 E. 2015/12897 K. 17.06.2015 K.T.)
“Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarması boşandığı eşinin muvafakatine bağlı değildir.”) Lakin uygulamada bazı ülkeler vize aşamasında diğer eşin noter onaylı izin belgesini şart koymuşlardır bu hususa da atlamamak gerekecektir. Velayet altındaki çocuğun yurt dışına çıkarılması konusu, seyahat amacıyla ve yerleşme amacıyla olmak üzere iki başlık altında incelenmelidir.
İçindekiler
Velayet hakkı tek eş tarafından kullanılıyorsa diğer eşin noter onaylı izin belgesine ihtiyaç duymadan müşterek çocuğun yurt dışına çıkışı sağlanabilir. Aynı zamanda Anayasa’da düzenlenen seyahat özgürlüğü hakkı da muvafakatname aranmayacağını vurgulamıştır. Buna göre çocuğun seyahat amaçlı yani geçici olarak yurtdışına çıkarılmasında diğer ebeveynden izin alınması gerekmeyecektir.
Boşanma veya ayrılık kararı verildikten sonra velayeti kendisinde olmayan eş ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulur. Kişisel ilişki süresinde velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılmasında babadan noter onaylı izin belgesi almak zorundadır.
Yargıtay, mesela çocuğun okul dönemine denk gelen yurtdışına çıkış zamanını üstün yararı ile çatışmaması gerektiğini söylemiştir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2021/420 E., 2021/2848 K., 08.04.2021 T .: ‘’ … mahkemece belirlenen kişisel ilişki günleri yanında, babanın yurtdışında bulunduğu da nazara alınarak ortak çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmin edecek, bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak şekilde Ramazan ve Kurban Bayramları ile eğitim- öğretim dönem ara tatillerinde dönüşümlü olmak üzere daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’)
Velayeti alan tarafın çocuk ile ilgili her kararı istediği şekilde alabileceğinden yukarıda bahsetmiştik. Velayeti annede olan çocuğun yurtdışına yerleşmek amacıyla taşınmasında da diğer konudan bariz bir farkı olmayıp diğer eşin rızasını almadan yurtdışına yerleşebilir.
Her ne olursa olsun velayet hakkı seyahat özgürlüğünü kapsar olsa bile diğer ebeveynin çocuk üzerindeki kişisel ilişki hakkı da zarar görmemelidir. Ama babasıyla kişisel ilişki kurulan çocuğun durumu gözden kaçmamalıdır. Şöyle ki; velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğu ile olan ilişki durumunun koşullarının değiştiği gerekçesiyle mahkemeden velayet hususunun yeniden değerlendirilmesini isteyebilir.
Kanun koyucu, bu hususu Türk Medeni Kanunu madde 183’te düzenlemiştir: ‘’ Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.’’
‘’Anılan madde hükmünde velayete ilişkin koşullarda değişiklik olması halinde hâkimden velayetin yeniden değerlendirilmesinin talep edilebileceği düzenlenmektedir.
Velayeti alan tarafın yurtdışına yerleşmesi de velayet hususuna ilişkin önemli bir değişikliktir. Bu halde karşı tarafın mahkemeden velayetin yeniden değerlendirilmesini isteyebileceği hususu gözden kaçırılmamalıdır.’’ Başka bir konuya dikkat çekecek olursak; çocuğun on altı yaşından küçük olup yurtdışına yerleşmek amacıyla başka ülkeye taşınması durumunda velayeti kendisinde olmayan taraf, çocuğun iadesini isteyebilir. Böyle durumlarda mahkeme, çocuğun iadesine karar verir.
Bu konunun istisnası ise çocuk çevreye uyum sağlamış ve bir yıldan uzun süredir yurtdışında yaşıyor ise mahkeme çocuğun iadesine karar vermeyebilir. Yine Türkiye’nin taraf olduğu ‘’Velayet Altındaki Çocuğun Mutad Yerleşim Yerinin Değiştirilerek Başka Bir Ülkeye Taşınması Halinde Çocukların Velayetinin İadesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi’’ de, velayetin değiştirilmesi davasında değerlendirilmelidir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi, 2015/11374 E, 2015/12897 K, 17.06.2015 T. Verilen kararda; Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortak çocuğu yurt dışına çıkarmasının boşandığı eşinin muvafakatıne bağlı bulunmadığı gibi velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması, babanın “oluru” olmaksızın çocuğun götürüleceği ülke makamlarının “giriş vizesi” vermediğine ilişkin bir belgenin sunulmamış olmasına göre, isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.’’
Uygulamada sıklıkla karşılaşın durumlardan biridir. Bu durum, velayeti kendisinde olmayan eşin, velayeti annede olan çocuğun yurtdışına çıkarılması konusunda şüphesi bulunması takdirinde mahkemeden engelleme kararı alabilir.
Lakin bu dava kuvvetli delillerle ispat edilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında: ‘’ Müşterek çocuğun anne tarafından yurtdışına kaçırılacağı endişesiyle, çocuk için süresiz olarak yurtdışına çıkış yasağı verilmesini Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulmuştur.’’ ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/799 E. 2013/389 K .)
Muvafakatname Türk makamların istediği bir belge olmayıp, gidilecek ülkenin istediği belgedir. Dolayısıyla müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni verilmemesi durumunda Türk mahkemelerine başvuru yapıp muvafakatname istemek hukuken mümkün değildir.
Uygulamada Yargıtay 2. Hukuk Dairesi vermiş olduğu bir kararında muvafakat vermekten keyfi olarak kaçınan kişi aleyhine dava açılmasından sonra, muvafakatname verilmesi durumunda açılan davanın konusuz kalacağına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de yarısını ödemek zorunda kalacağına hükmetmiştir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/981 E. , 2016/4766 K., 10.03.2016 T.)
Müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni muvafakat verileceği anlaşmalı boşanma protokolünde kararlaştırılmış olmasına rağmen, keyfi olarak muvafakat vermeyen eş bakımından tazminat hususu gündeme gelir. Müşterek çocuğun yurt dışına çıkış izni verilmemesi durumunda kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf veya maddi olarak zarara uğrayan taraf tazminat davası açabilir.
Yurt dışına çıkış için gerekli olan bazı kural ve hükümlülükler ve hazırlanması gereken belgeler mevcuttur. Aşağıda da bu hazırlık süreciyle ilgili gerekli olan muvafakatname belgesi, muvafakatname hazırlama süreci, yurt dışı muvafakatname geçerliliği için gerekli işlemler ve geçerlilik süresinin ne kadar olduğu, bir çocuğun yurt dışına çıkarılması için gerekli olan şartlar ve bu sürecin hukuki olarak nasıl işlediği gibi en sık sorulan soruları sizler için bir araya getirdik.
Muvafakatname, bir ülkenin başka bir ülkeye yaptığı bir işlemin onaylandığını gösteren ve ülkelerin resmi makamları tarafından hazırlanan bir belgedir. Bu belge, ülkeler arasındaki ticari işlemlerde, hukuki işlemlerde veya diğer resmi işlemlerde kullanılır.
Ülkeler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesine ve yönetilmesine yardımcı olduğu için ülkeler arasındaki ilişkilerde de önemli bir rol oynar. Muvafakatname istemeyen ülkeler, bir diğer ülkenin yaptığı bir işlemi onaylamak zorunda da değillerdir. Bu nedenle muvafakatname talep etmeyebilirler. Muvafakatname istemeyen ülkelerin tam bir listesi yoktur ve sayısı da değişebilir. Ancak genellikle bu ülkeler kendi hukuk sistemlerine güvenen ve kendi kararlarını kendileri vermeyi tercih eden ülkelerdir.
Yurtdışı muvafakatnamelerinin geçerlilik süresi, muvafakatnamenin verildiği ülke tarafından belirlenir. Muvafakatnameler genellikle belirli bir süre için geçerlidir ve bu süre muvafakatnamenin verildiği ülkenin hukuk sistemine göre değişebilir. Bu nedenle muvafakatnamenin geçerlilik süresi hakkında daha fazla bilgi edinmek için muvafakatname işlemini yapacak olan ülkenin kurallarının incelenmesi gereklidir.
Muvafakatnameler, genellikle bir işlemi yapmak için verilir ve bu işlem tamamlandıktan sonra muvafakatname geçerliliğini yitirir. Ancak muvafakatnamenin geçerlilik süresi, muvafakatnamenin verildiği ülkenin hukuk sistemine göre değişebileceği için muvafakatnamenin geçerlilik süresi hakkında daha fazla bilgi edinilmesi gerekir. Bu süre, muvafakatnamenin verildiği ülkenin hukuk sistemine, yasalarına ve şartlarına bağlı bir durumdur.
Velayet, çocuğun sürekli bakımını yürütmekle yükümlü olan kişi veya kişileri belirtir. Velayet, genellikle çocuğun anne ve babası arasında paylaştırılır ve her iki ebeveyn de çocuğun sürekli bakımını yürütmekle yükümlüdür. Velayeti annede olan çocuğun, babasının onayı olmaksızın yurt dışına çıkışı, velayeti annede olan çocuğun, babasının velayet hakkını ihlal ettiği anlamına gelebilir.
Bu durumda baba, çocuğun yurt dışına çıkışını engellemek için hukuki işlemler başlatabilir ve bunun için gerekli adımları atabilir. Ancak çocuğun yurt dışına çıkışını engellemek için hukuki işlemlerin başlatılması gerektiği ve bu işlemlerin hangi koşullar altında yapılacağı konusunda çocuğun yurt dışına çıkışının yapılacağı ülkenin hukuk sistemi ve yasalarına bakılması gereklidir.
Çocuğun yurt dışına çıkarılmasını engellemeyi amaçlayan bir hukuki işlem, çocuğun yurt dışına çıkarılmasını engellemek için gerekli adımları atmak ve gerekli hukuki işlemleri yapmak amacıyla yapılır. Bu durumda çocuğun yurt dışına çıkarılmasını engellemek için gerekli olan hukuki işlemlerin hangi koşullar altında yapılacağı konusunda çocuğun yurt dışına çıkarılacağı ülkenin hukuk sitemine ve kurallarına bakılarak daha detaylı bilgi alınabilir.