Çok Uluslu Şirketlerde Örgütlenme İstişare Toplantısı
Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde; çok uluslu şirketler operasyonlarını genişletiyor ve devlet – kamu otoriteleri altyapı projelerine yapılan yatırımların boyutlarını arttırıyorlar. Bu yolla sektörlerimizde binlerce işçiye istihdam olanağı sağlanmış oluyor. Ancak, bizler için önemli olan bu olanakların, beraberinde insanca çalışma ve yaşam koşulları arz eden nitelikli işler getirmesi. Şüphesiz bu hedefe sendikal örgütlenmenin var olduğu işyerleri ile ulaşılabilir.
İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyoneli (BWI), çok uluslu şirketlerde örgütlülüğün sağlanabilmesi için; Uluslararası Çerçeve Anlaşmaları, küresel bilgi paylaşım ağları ve küresel kampanyalar gibi pek çok araç geliştirdi. Örgütümüzün üyeleri bu sayede, gerek kalkınma bankalarınca finanse edilen kamu altyapı projelerinde ve gerekse çok uluslu şirketlerde örgütlenme başarıları elde ettiler. Tüm bunlar Türkiye’de yürütülen çalışmalara nasıl yansıtılabilir?
Anılan soruya yanıtlar aradığımız çalışmalarımıza 2009 yılında üst örgütümüz BWI ile start verdiğimiz “Gelecek İçin Örgütlenmek Projesi” ile başladık. Geçtiğimiz Nisan ayında İstanbul Konukevimizde düzenlediğimiz Atölye Çalışması ile de özellikle Marmaray Projesi gibi geniş çaplı altyapı inşaatlarında aktif rol üstlenen İspanyol İnşaat Şirketi OHL’ye odaklandık. BWI Genel Sekreteri Ambet Yuson ve Avrupa Sekreteri Marion Hellmann burada; çok uluslu şirketlerde örgütlenmede BWI araçları ve kalkınma bankalarınca finanse edilen kamu altyapı projeleri konularında bilgiler aktardılar. Çalıştay; ileriye dönük adımların planlanması, kullanılacak BWI araçlarının belirlenmesi ve örgütlenme olanaklarının yeni “BWI, YOL-İŞ Projesi”ne dahil edilmesi aşamaları ile son bulmuştu.
Çalıştayın ikinci ayağı BWI Genel Sekreteri Ambet Yuson, Avrupa Sekreteri Marion Hellmann, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Şube Başkanlarımızın katılımıyla 21 Kasım 2013 günü İspanya’nın Barselona kentinde gerçekleşti. Genel Başkanımız Ramazan Ağar toplantıyı açtığı konuşmasında şu sözlerine yer verdi:
“Sendikalara üye olma özgürlüğü yasalarla korunan bir hak olmakla birlikte, ayrıca Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerle de korunmaktadır. Ancak, gerek yeni çalışma yasasının sendikalaşmayı güçleştiren doğasını koruması, gerekse işverenlerin yasalara ve endüstri ilişkileri ahlakına riayet etmeyen uygulamaları özel sektörde çalışan işçilerin sendikalılaşması önünde en önemli engellerdir. Bunlara ek olarak, yönetimsel ve hukuksal süreçlerin uzunluğu, sendikal örgütlülükten yoksunluğu destekliyici bir unsurdur. Türkiye’de özel sektör istihdamı, bilhassa çok uluslu şirketlerin de faaliyetlerini arttırmaları ile her geçen yıl genişlerken, kayıt dışı istihdam ve hukuk dışı uygulamalar da hız kazanmaktadır. Mevcut duruma etki etme olanaklarımızı ve yeni örgütlenme metodlarını bu toplantıda masaya yatıracağız”.
Yuson ise konuşmasında; “Dünyanın dört bir yanında üyelerimiz çok uluslu şirketlerde ve kalkınma bankalarınca finanse edilen kamu altyapı projelerinde örgütlenme kampanyaları yürütüyorlar. Bu çabalar, sendikal örgütlülüğü arttırdığı gibi önümüzdeki ay gerçekleştireceğimiz Kongremizin sloganı olan “Herkese İş, Herkese Adalet” ilkemize ulaşmamıza da olanak sağlıyor. Çünkü IKEA, Holcim ve Lafarge gibi şirketler, çifte değerlere ve standartlara sahipler. Kendi ülkelerinde işçi haklarına saygı gösteren ve sendikaları tanıyan bu çok uluslu şirketler, yabancı ülkelerde ise işçilere ve sendikalarına karşı tavır sergilemektedirler.
Pek çok başarıya imza attık. ABD’deki Swedwood örgütlenmesi, Panama Kanalı genişletilmesi projesinde kurulan sendikalar, 2010 Dünya Kupası hazırlıklarında Afrika sendikalarına kazandırılan 30,000 yeni üye, EURO 2012 hazırlık sürecinde Ukrayna ve Polonya sendikalarının işçi hakları adına elde ettikleri zaferler, Doğu Avrupa Koridor V ve X otoyol inşaatlarında bölge ülkelerinden üye sendikalarımızın kazanımları buna yegane örneklerdir. Aynı başarıya yeniden ulaşmak, sendikal örgütlülüğü, insan onuruna yakışır işleri ve herkes için adaleti temin etmek için şimdi Katar’da gerçekleştirilecek Dünya Kupası hazırlıklarında çalışan işçiler ve Soçi’de düzenlenecek Kış Olimpiyatları altyapısını inşa eden emekçiler için mücadele ediyoruz. Türkiye de, başta olimpiyatlar olmak üzere, bu tür büyük spor organizasyonlarına adaylığını her daim gündemde tutmaktadır. Türkiye de çok uluslu şirketler için yatırım çekiciliğine sahiptir. Türkiye’de hali hazırda kalkınma bankalarınca finanse edilen pek çok proje hayata geçirilmektedir. O nedenle, hedefler belirlemeli, stratejiler geliştirmeli ve hazır olmalıyız” sözlerine yer verdi.
Toplantı BWI Avrupa Sekreteri Marion Hellmann’ın sınır ötesi faaliyette bulunan İspanyol İnşaat Şirketleri özelinde; uluslararası çerçeve anlaşmaları, bu anlaşmalarda yer alan ve sendikal örgütlülüğe olanak sağlayan koşullar, söz konusu anlaşmalar uyarınca kurulan çalışma konseyleri ve bu konseylerin etkinlikleri hakkında bilgiler verdiği sunuşu ile devam etti. Günün öğleden sonra oturumları ise yeni sendikal yaklaşımların ve bu yaklaşımların getirisi olan örgütlenme metodlarının soru – cevap biçiminde tartışıldığı seansa ayrılmıştı. Hellmann burada, bir Avrupalı gözünden Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı.
Çok Uluslu Şirketlerde Örgütlenme Olanakları İstişare Toplantısı’nda paylaşılan görüşler ve ortaya konulan öneriler, 2014 yılı itibariyle başlaması öngörülen yeni BWI, YOL-İŞ Projesi hazırlık aşamalarına altyapı teşkil etmesi açısından önemli verileri içermekteydi.