Kiracıların, sözleşme süresi bitmeden önce evlerini terk etmeleri durumunda, kiraya veren kişi kira alacağını tahsil edebilir. Bu durum, erken tahliye sebebiyle kira alacağı olarak adlandırılır.
Erken tahliye, kiracının sözleşme süresi bitmeden önce evi boşaltması anlamına gelir. Kiracı, belirli sebeplerden dolayı evden ayrılmak isteyebilir veya kiralayan tarafından çeşitli nedenlerle evden çıkarılabilir. Bu durumda, kiralayan kişi kiracıdan kalan kira borcunu tahsil etmek için hukuki yollara başvurabilir.
Erken tahliye sebebiyle kira alacağı, kiracının sözleşme süresi bitmeden evi terk etmesinden kaynaklanan bir borçtur. Kira bedeli, kalan süreye göre hesaplanır ve kiracıdan tahsil edilir. Bu borcun tahsil edilmesi için kiralayan kişi, hukuki yollara başvurabilir.
Erken tahliye sebebiyle kira alacağı, kiracı ve kiralayan arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda da gündeme gelebilir. Kiralayan kişi, kiracının erken tahliye nedenlerini kabul etmezse veya kiracı, kalan kira borcunu ödememekte ısrar ederse hukuki yollara başvurabilir.
Erken tahliye sebebiyle kira alacağı, kiracının sözleşme süresi bitmeden evi terk etmesi durumunda ortaya çıkabilir. Bu durumda, kiralayan kişi kalan kira bedelini tahsil etmek için hukuki yollara başvurabilir. Ancak bu süreçte, kiracının hakları da göz önünde bulundurulmalıdır.
Kiracının erken tahliye nedenleri arasında sağlık sorunları, iş değişikliği veya ailevi sebepler yer alabilir. Bu gibi durumlarda, kiracının haklarının korunması ve adil bir çözüm bulunması önemlidir. Kiralayan kişi de, kiracının haklarını koruyarak ve hukuki yollara başvurarak kalan kira bedelini tahsil edebilir.
Erken tahliye sebebiyle kira alacağı, kiracı ve kiralayan arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözümü için hukuki yollara başvurulması gereken bir konudur. Bu süreçte, tarafların hakları gözetilmeli ve adil bir çözüm bulunmalıdır. Kiracının erken tahliye nedenleri de dikkate alınarak, kalan kira bedelinin tahsil edilmesi sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, erken tahliye sebebiyle kira alacağı, kiracı ve kiralayan arasında yaşanan anlaşmazlıkların çözümü için hukuki yollara başvurulması gereken bir konudur. Bu süreçte, tarafların hakları gözetilmeli ve adil bir çözüm bulunmalıdır. Kiracının erken tahliye nedenleri de dikkate alınarak, kalan kira bedelinin tahsil edilmesi sağlanmalıdır.
Yargıtay
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/3646
Karar : 2016/463
Dava ve Karar: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe esas alınan ve hükme dayanak teşkil edilen 01.03.2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 12.03.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde aylık 3.000 TL’den 2012 yılı Aralık ayı 1.500 TL bakiye kira alacağı ile 2013 yılı Ocak ve Şubat ayları kira alacağı olmak üzere toplam 7.500 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Sözleşmenin özel şartları 6. maddesinde “Kiracının, kira sözleşmesinin yenilenmesini talep etmemesi halinde mecuru boşaltacağını en geç kira sözleşmesinin hitamından iki önce kiralayana yazılı olarak bildirecektir. Bu bildirimi yapmaması nedeniyle mecurun boş kalmasına sebebiyet vermesi halinde boş kalan zamana ilişkin kira paraları ile kiralayananın uğrayacağı tüm zarar ve ziyanı ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davalı vekili, taşınmazın 25.12.2012 tarihinde tahliye edildiğini beyan etmiş olup, davacı vekili de 20.10.2014 havale tarihli dilekçesinde taşınmazın 25.12.2012 tarihinde tahliye edildiğini kabul etmiştir.
Davalı kiracı tarafından keşide edilen 24.01.2013 tarihli ihtarname sözleşmenin 6. maddesine uygun olmadığından Mahkemenin kabulünde olduğu gibi kiralananın erken tahliyesi söz konusudur. Kiralananın erken tahliyesi halinde kural olarak kiracı, kira süresinin sonuna kadarki kira bedelinden sorumlu olup kiralayanın da tahliye edilen taşınmazın yeniden kiraya verilmesi hususunda gayret göstererek zararın artmasını önlemesi için kendine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir. Bu halde davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir. Davalı kiracı, taşınmazın tahliye edildiği tarihe kadar kira bedelinden, tahliye tarihinden sonra da TBK.nun 325.maddesine göre kiralananın aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği belirlenen makul süre kira bedelinden sorumludur. Mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu yerin aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği hususunda denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu alındıktan sonra davalı kiracının tahliye tarihi olan 25.12.2012 tarihine kadar kira bedelinden, bu tarihten sonra kira sözleşmesi süresi ile sınırlı olarak belirlenen makul süre kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK .ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın