Son dönemin popüler besini Hindistan cevizi yağı yemeklerden tatlılara, zayıflama, saç ve cilt bakım kürlerine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Hindistan cevizi tropik bölgelerde yetişen bir ürün olmasına rağmen son yıllarda ülkemizde, faydaları ve olumlu etkileri göz önüne alınarak popüler besinler listesine girmeyi başardı. Hindistan cevizi suyu C vitamini, folik asit, serbest amino asitler, antioksidanlar ve enzimler içeriyor(1). Hindistan cevizi yağı ise pek çok farklı özelliği ile ilgi çekiyor.
Aslında damar sağlığını olumsuz etkilediğini bildiğimiz doymuş yağ, Hindistan cevizi yağında %92 oranında olmasına rağmen neden bu kadar kıymetli bu yağ? Çünkü Hindistan cevizi yağı, yoğun doymuş yağ içeriği yanında % 62-70 oranında orta zincirli yağ asidi ile beraber laurik asit içeriyor.(2). Bu orta zincirli yağ asitlerinin kolay sindirilebilirlik özelliğinden dolayı sağlık açısından olumlu etkisi belirlenmiş(3). Enerji üretimine katkısı önemli düzeyde olan ve metabolizmayı da hızlandırıyor. Bunu orta zincirli yağ asidinin doğrudan karaciğere gönderilmesi ve pankreatik enzimlere ya da safraya gerek kalmaksızın sindirilebilirlik özelliğiyle gerçekleştirir. Bu etki yağ emilim bozukluklarında ve de kilo kaybında da olumlu etkiler yaratıyor(4).
Ayrıca Hindistan cevizi yağı yüksek kolesterol düzeyleri ve yüksek tansiyon gibi çeşitli kalp problemlerini aktif olarak önlemeye yardımcı olan yaklaşık % 50 laurik aside sahip(4). Anne sütünün bileşiminde de bulunan laurik asit anne sütü ile beslenen bebeklerde bağışlık sisteminin gelişmesinde etkili(5). Orta zincirli yağ asitleri bakımından oldukça zengin olan laurik asit, vücuda alındığında monolaurine dönüşür ve bu madde virüs, bakteri, parazit ve mantarlara karşı savunmada yardımcıdır(6). Laurik asit bunun yanında sindirim sistemini iyileştirmeye yardımcı olur ve bu nedenle İrritabl bağırsak sendromu dahil olmak üzere çeşitli mide ve sindirim ile ilgili sorunları önler(7).
Diğer yandan maalesef yaşla birlikte pankreatik fonksiyon azalmakta ve bu nedenle sindirim ve metabolik rahatsızlığı olan hastalarda emilim sorunları ortaya çıkabilmekte. Hindistan cevizi yağındaki orta zincirli yağ asitleri yağ sindiren enzimlere ihtiyaç duymadan tükürük ve mide sularındaki enzimler tarafından hemen parçalanıyor ve bu durum sindirim sistemi ve emilim problemi olanlarda rahatlama sağlayabiliyor. Emilimle ilgili Hindistan cevizi yağı vitaminler, mineraller ve amino asitler gibi diğer besin maddelerinin emilmesine de yardımcı oluyor(4).
Ateroskleroz açısından hindistan cevizinin yağ içeriğinin kolayca enerjiye dönüştürülmesi, kalp ve arterlerde yağ birikmesine engel olur(7). Sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışmada Hindistan cevizi yağının alkole bağımlı olmayan karaciğer yağlanmasını engellediği ve iyi kolesterolde artışı, kan yağlarında azalmayı sağladığı belirtilmiştir. (8).
Hindistan cevizi yağı, vücudumuzun kemiklerin gelişimi için gerekli olan kalsiyum ve magnezyumu absorbe etme yeteneğini geliştirdiğinden orta yaştan sonra osteoporoz eğilimli kadınlar için de yararlı(7).
Yapılan kanserle ilgili bir çalışmada, Hindistan cevizi yağındaki laurik asit’in, 48 saat kullanımı ile kolon kanseri hücrelerinin hücre ölümünü sağladığı belirlenmiştir(9).
İyi kolesterol ve kalp sağlığına olumlu etkileri olan zeytinyağı bizim baş tacımız, lezzet farklılığı açısından bu bilgiler ışığında olumlu etkilerinden dolayı Hindistan cevizini mutfağımıza taşıyabiliriz. Kahvelerinize veya diğer içeceklerinize, eğer aromasını seviyorsanız tariflerinize alternatif olarak ekleyebilirsiniz. Ancak her gramı 9 kcal olan yağlar en yüksek kalorili besinlerdir. Bu nedenle, ister Hindistan cevizi isterse başka bir kaynaktan olan yağ, önerilen günlük miktardan fazla tüketilirse, kilo alımında artışa neden olabilir. Yağlar dengeli beslenmenin bir parçası olarak dikkatli tüketilmelidir. Hindistan cevizi yağı oda sıcaklığında katı bir yağdır. İçerdiği orta zincirli yağ asitleri diğer doymuş yağlardan farklılıklar gösterir. Çoğumuzun evlerimizde kullandığı Hindistan cevizi yağı ürünün ticari yani işlenmiş halidir ve sağlığımız açısından zararsızmış gibi kullanmamak gerekir.
Kaynakça araştırma yardımcı yazar : Damla Çilden
KAYNAKÇA