Halk arasında Zehirli Gebelik ya da Gebelik Zehirlenmesi de denen Preeklampsi, gebeliğin 20.Haftasından sonra gebede yüksek tansiyon, ödem ve idrardan protein atılımı ile kendini gösteren bir durumdur. Preeklampsi (Gebelik zehirlenmesi) genellikle Oluşana kadar her hangi bir belirti vermeyip aniden gelişen bir durumdur. Bu rahatsızlığın temelinde yatan sorun, rahim yatağını döşeyen ince damarların aşırı daralarak plasentayı, plasentanın da bebeği besleyememesi durumudur. Dolayısı ile bildiğimiz zehirlenme ile alakası olmayan bir rahatsızlıktır. Ancak Preeklampsi ‘nin kesinlikle takip edilmesi gereken ve anne-bebek ölümlerine dahi sebep olabilen bir rahatsızlık olduğunu unutmamak gerekir.
Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) ve Eklampsi
Preeklampsi (Gebelik zehirlenmesi) kendini gebeliğin 20. Haftasından sonra tansiyonun 14/9 ve daha üzeri seyretmesi, idrarla protein atılması ve ayrıca ödemle göstermektedir. Bu tabloya konvilzüyon denilen, bilinç kaybının da eşlik ettiği sara nöbeti benzeri kasılma nöbetleri de eklenirse Eklampsi, yalnızca konvilzüyon dışındaki belirtiler varsa Preeklampsi denilmektedir. Halk arasında gebelik zehirlenmesi denilen Preeklampsi aslında eklampsi denen, beyinin de etkilendiği ve sonuçları daha ciddi olan durumdan bir önceki aşama olarak adlandırılabilir. Gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) genellikle böbreklerde, gözlerde ve karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara yol açarken, eklampsi sara nöbeti benzeri nöbetlere ve devamında beyin kanamalarına dahi yol açabilmektedir. Eklampsi anne-bebek ölümlerinin en büyük nedenlerinden biridir.
Yukarıda bahsettiğimiz şekilde bir seyir izleyen gebelik zehirlenmesi kendini,
Hafif, orta ve ağır şekilde seyredebilen gebelik zehirlenmesinde ağır vakalar oldukça nadirdir. Gerçekleşen vakalar genelde orta ve hafif preeklampsi şeklinde meydana gelmektedir. Ancak bu rahatsızlığın hafif ya da orta olması önemini azalmamakta, bu hastaların mutlaka uzman bir hekim tarafından gözetim altında tutulmaları gerekmektedir.
Yapılan gözlem ve araştırmalar bazı grupların gebelik zehirlemesi ‘ne yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bunlara göre,
1-Tansiyon hastası olarak gebe kalanlar
2-Bir önceki gebeliğinde tansiyon problemi yaşayan gebeler
3-İlk gebelikler, 20 yaş altı ve 35 yaş üstü gebelikler
4-Obez ve kilolu gebeler
5-Çoğul gebelikler
6-Kronik böbrek hastası gebeler
7-Gebelik şekeri çıkan gebeler
8-Oto-immun hastalığı olanlar,
Gebelik zehirlenmesi geçirme olasılığı yüksek gruplardır ve bu gruplardaki gebelerin ve onları takip eden hekimlerin daha temkinli ve tedbirli olmaları gerekmektedir. Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) annede böbrek, göz, karaciğer gibi organlara hasar verirken diğer taraftan, bebekte ise düşük ağırlıklı doğum, gelişme geriliği ile erken ve ölü doğumlara neden olabilmektedir.
Aslına bakılırsa gebelik zehirlenmesi ‘nin nedeni de tam olarak bilinemediği için bu komplikasyondan korunmak için de tam olarak ne yapılması gerektiğini söyleyebilmek pek mümkün değildir. Tedavide ise hekim hastanın durumuna göre bir yol izlemelidir. Bu bağlamda eğer bebek doğacak kadar gelişmişse en kalıcı ve mantıklı çözüm bebeğin doğurtulmasıdır. Ancak bebeğin doğumuna daha varsa tam yatak istirahati ile birlikte hastanın gözlem altında tutulması gerekecektir. Bu istirahat ve gözlem sürecinde hastanın tansiyonu düşürülebilirse hastanın istirahati düzenli olarak doktor kontrolü şartı ile evde devam edebilir. Eğer bu süreçte hastada durumunun kötüye gittiğine dair gebelik zehirlenmesi belirtileri tekrar görülürse hastanın acilen tıbbi yardım alması gerekir.
Diğer taraftan gebelik zehirlenmesinde bebeğin durumu her gün değerlendirilir ve gerekli testlerle takip edilir. Eğer annemizin durumu kötüleşir ve hekim bebeğin rahim dışında daha güvende olacağını düşünürse en uygun doğum şekline karar verilir. Bu durumda annenin durumu uygun olmak kaydıyla suni sancı verilerek normal doğum yapılabilir. Normal doğum mümkün görünmüyorsa doğrudan sezaryenle doğum gerçekleştirilebilir. Son olarak hafifte olsa gebelik zehirlenmesi olan gebelerimizde belirlenen doğum gününün kesinlikle geçirilmemesi gerekir. Gerekirse bu gebelerde bebek sezaryenle alınır.
İletişim Bilgileri:
Gebelik ve Doğum İle İlgil her konuda bize Ulaşın:
https://sukrancakmak.com.tr/bize-ulasin/
Op Dr Şükran Çakmak, Kadın Hastalıkları Uzmanı & Kadın Doğum Uzmanı
Tel: 0 312-285 50 10
Adres: Söğütözü Mahallesi, Dumlupınar Bulvarı (Eskişehir Yolu) No:7, Platin Tower İş Merkezi (Medicana Hastanesi Yanı), Kat:3/No:12, 06510 Çankaya/Ankara
İlgili Linkler:
Konu İle İlgili Daha Geniş ve Kapsamlı Bilgi İçin:
https://sukrancakmak.com.tr/gebelik-dogum/
Konu ile İlgili Detaylı Bilgi İçin Ayrıca YouTube Videolarımızı izleyebilirsiniz: