Çalıştığı kurumda 7 Aylıkken istediği şua iznini alamayan Türk Sağlık Sen üyesi olan Radyoloji Teknikerinin istediği şua iznine gelen red cevabı sonrasında açılan idari davada Mahkeme meslektaşımızı haklı görerek şua izni almalıdır demiştir.
DAVACI : İNCİL YAZICI
VEKİLİ : AV. CANBEY AVŞAR
-UETS[16194-91931-22806]
DAVALI : İSTANBUL VALİLİĞİ
VEKİLİ : AV. MERVE ERÇIKAN DEMİR
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Hukuk Ve Muhakemat Birimi Fatih/İSTANBUL
DAVANIN ÖZETİ :Röntgen teknikeri davacı tarafından, şua izinlerinin 2020 yılı içerisinde kullandırılması yönünde yaptığı başvurunun, izinlerin 2021 yılı içinde kullandırılacağı yönünde reddine ilişkin İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinin 29.09.2020 tarih ve 126676048 sayılı işleminin; hukuka aykırı olduğu, bu hakkın kendisine 657 sayılı Yasa ve ilgili tüzükle tanındığı, işin riskli olmasından dolayı bu izni kullanması gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul 14. İdare Mahkemesince, taraflara önceden bildirilen 30.03.2021 tarihli duruşmaya davacı vekili Av. Canbey Avşar’ın geldiği, davalı vekili Av. Ufuk Yasin Çiftçi’nin geldiği görülerek usulüne uygun duruşma yapıldıktan sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının 2020 yılına ilişkin şua izinlerinin kullandırılması yönünde yaptığı başvurunun reddine dair davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 103. maddesinde; “…Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir.” kuralına yer verilmiştir.
28/04/1937 günlü, 3591 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3153 sayılı Radyoloji Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun 3. maddesinde; “Birinci maddede yazılı müesseselerin bina vasıfları ve hastalarla mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarının elektrik cereyanı ve röntgen şuaı ve radiyom arızalarından korunacak tertiplerle bunlara ait levazımın şartları ve radiyom için bir müessesede bulunması lazımgelen en az miktar ve elektrikle tedaviye mahsus aletlere ait vasıf ve şartlar hakkında Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. ” kuralı; Ek 1. maddesinde ise; “İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”kuralı yer almıştır.
27/4/1939 tarih ve 2/10857 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Radyoloji Radiyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamnamenin 24. maddesinde; “Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütahassısının veya röntgen ve radyom ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir.” düzenlemesi öngörülmüştür.
Öte yandan; 24/03/2000 tarih ve 23999 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği’nin 4/h maddesinde; “Radyasyon Görevlisi; Radyasyon kaynağı ile yürütülen faaliyetlerden dolayı görevi gereği, bu Yönetmeliğin 10 uncu maddesinde toplum üyesi kişiler için belirtilen doz sınırlarının üzerinde radyasyona maruz kalma olasılığı olan kişi” olarak tanımlanmış, aynı Yönetmeliğin “Yıllık doz sınırları” başlıklı 10. maddesinde ise; “Yıllık doz sınırları sağlığa zarar vermeyecek şekilde uluslararası standartlara uygun olarak, Kurum tarafından radyasyon görevlileri ve toplum üyesi kişiler için ayrı ayrı belirlenmiştir. Yıllık toplam doz aynı yıl içindeki dış ışınlama ile iç ışınlamadan alınan dozların toplamıdır. Kişilerin, denetim altındaki kaynaklar ve uygulamalardan dolayı bu sınırların üzerinde radyasyon dozuna maruz kalmalarına izin verilemez ve bu sınırlara tıbbi ışınlamalar ve doğal radyasyon nedeniyle maruz kalınacak dozlar dahil edilemez……
b)Toplum üyesi kişiler için etkin doz yılda 1 mSv’i geçemez. Özel durumlarda; ardışık beş yılın ortalaması 1 mSv olmak üzere yılda 5 mSv’e kadar izin verilir. Cilt için yıllık eşdeğer doz sınırı 50 mSv, göz merceği için 15 mSv’dir……” düzenlemesine yer verilmiştir.
İnsan ve toplum açısından yaşamsal önemde bulunan sağlık hizmetinin kesintisiz olarak topluma sunan idarenin bu alanda görev alan personelini de her türlü riskten ve tehlikeden uzak tutmanın çarelerini bulmakla yükümlü olduğu, bu alanda hizmet yürüten personelin mümkün olabilen en az miktarda ışına maruz kalmalarının hedeflenmesi gerektiği açıktır.
Bu nedenle, radyoaktif ışınlarla çalışan cihazların kullanıldığı alanlarda görev yapan personelin çalıştığı alanın bir sonucu olarak diğer toplum üyesi kişilerin maruz kaldığı radyoaktif ışınlardan daha fazla radyoaktif ışınlara maruz kaldıkları göz önünde bulundurularak bu kişilerin görev yaptıkları alanlara bağlı olarak radyoaktif ışınlar yoluyla vücutlarında oluşabilecek muhtemel tahribatları onarmak amacıyla bu alanda görev yapan personele diğer kamu görevlilerine mevzuatla tanınan yıllık izne ek olarak sağlık izni adı altında otuz gün daha fazla izin kullanma hakkı tanınmış bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 14.04.2020 tarihinde yapılan sözleşme ile 657 sayılı Kanun uyarınca 4/B röntgen teknisyeni olarak göreve başlayan ve 15.06.2020 tarihinde yeni açılan Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde görevlendirilen davacının, 2020 yılı içerisinde “şua izni” kullandırılması talebiyle yaptığı başvurusunun “…şua izin haklarının 2021 ocak ayından itibaren kullandırılacağı…” belirtilerek İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinin 29.09.2020 tarih ve 126676048 sayılı işlemi ile reddedildiği, davacı yanca da bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı idarece davacının hizmet süresinin henüz bir yıldan az olduğu ve radyasyon maruziyetinin az olduğu belirtilse de, davacının radyasyon maruziyetinin az olduğu hususunda net ve objektif bir inceleme, tespit ya da açıklama yapılmadığı ve de başkaca personele şua izinlerinin kullandırıldığı görülmekle birlikte, objektif iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile çalışan personelin, radyasyona maruz kaldığı ve Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği’nin 10. maddesinde belirlenen yıllık doz sınırlarının insan sağlığını etkileyeceği belirlenen en yüksek radyasyon doz sınırları olduğu dikkate alındığında, denetimli alanlarda görev yapan veya bu alanlarla sıkı irtibat halinde olan, bu servislerde sunulan hizmetlerde doğrudan veya dolaylı sorumlulukları bulunan, gerektiğinde bu servislerde ifa edilen görevlere nezaret eden veya doğrudan katılan personel radyasyon görevlisi kabul edilerek şua izninin kullanılması gereken yıl itibariyle şua izninden yararlandırılması gerekmekte iken, davacının 2020 yılı içerisinde şua izni kullandırılması istemli başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Davalı idarece, işbu karar sonucu kullandırılacak şua izni süresinin 2020 yılını aşan kısmının 2021 yılında ilave olarak davacıya kullandırılacağı hususu da tabiidir.
Diğer yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun yıllık izin başlıklı 102. maddesinde kamu görevlilerinin izin haklarını kullanabilmeleri için bir yılını doldurmaları gerekmekte ise de, şua izninin bu kapsamda olmadığı, şua izninin radyoaktif ışınlar yoluyla personelin vücudunda oluşabilecek muhtemel tahribatı önlemeye yönelik olarak ek 1 aylık izin olduğu, sözleşmeli personel olan davacı henüz bir yıllık hizmet süresini doldurmasa da, dava konusu işlemin “…şua izin haklarının 2021 ocak ayından itibaren kullandırılacağı…” yönündeki ret gerekçesinde de görüleceği üzere davalı idarece davacının 1 yıllık hizmet süresini doldurmadığının ileri sürülmediği, ret gerekçesinde farklı bir gerekçeye yer verildiği, davalı idarenin meramının davacının bir yıllık hizmetini doldurmadığına yönelik olmadığı, ret işleminin, Hastanenin yeni açılması nedeniyleşua izni planlaması dahilinde tesis edildiği,bu açıdan idarece ileri sürülmeyen bir hususun eldeki davada davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,
1)Dava konusu işlemin iptaline,
2)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü verilen 331,70-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3)Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.110,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4)Artan posta avansının talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra Mahkememizce resen davacıya iadesine,
5)Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 31/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan
ÇETİN ÖZHAN
108090
Üye
FERDİ AKIN
178434
Üye
BURAK ÇAKIR
195049
YARGILAMA GİDERLERİ :
Başvurma Harcı :
54,40 TL
Karar Harcı :
54,40 TL
Y.D. Harcı :
89,60 TL
Vekalet Harcı :
7,80 TL
Posta Gideri :
125,50 TL
TOPLAM :
331,70 TL