Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada ölüm, yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararlarının giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan bir tazminat davası türüdür. Trafik kazası tazminatı, uyugulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil (BK md.49) sorumluluğu doğurmasıdır. Trafik kazasının hukuki nitelik açısından haksız fiil olmasının; zamanaşımı, mahkemenin yetkisi, tazminatın miktarı gibi pek çok konuda bazı neticeleri vardır. Makalemizde trafik kazaları nedeniyle tazminat davaları tüm yönleriyle incelenmiştir.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılmadan önce, dava açma süresinin ne zaman başladığı ve sona erdiği dikkat edilmesi gereken en önemli konudur. Trafik kazasının meydana geldiği, yani haksız fiilin işlendiği gün, tazminat davası zamanaşımı süresi işlemeye başlar. Trafik kazalarında da tüm haksız fiillere uygulanan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacının lehine ise, o zamanaşımı süresi uygulanır. Trafik kazaları nedeniyle tazminat davası zamanaşımı süreleri şunlardır:
Tazminat Davası Esas Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle zarar görenin, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak 2 yıllık zamanaşımı süresi vardır. Zarara uğrayan, faili ve zararı daha geç öğrense bile her halukarda fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur (KTK md.109). Örneğin, 01.01.2017 tarihinde gerçekleşen ölümlü bir trafik kazasında; ölenin yakınları ölüme neden olan fiilden haberdar olmalarına rağmen, faili 01.09.2018 tarihinde öğrendiklerinde, dava zamanaşımı süresi bu tarihten başlayarak 01.09.2020 yılında sona erecektir. Yani, zarara uğrayanlar veya ölenin desteğinden yoksun kalanlar 01.09.2020 tarihinden sonra ölümlü trafik kazası nedeniyle tazminat davası açamayacaktır.
Ceza Zamanaşımı Süresi: Trafik kazası nedeniyle bir suç işlenmişse ceza zamanaşımı süreleri de uygulanır (KTK 109/2). Trafik kazalarında yaralanma varsa taksirle adam yaralama suçu; ölüm varsa taksirle adam öldürme suçu meydana gelir. Trafik kazası neticesinde ölüm veya yaralama varsa, ceza kanununda o suç için öngörülen dava zamanaşımı süresi ne ise, maddi ve manevi tazminat davası açma süresi de odur. Ceza kanunundaki temel dava zamanaşımı süresi geçse bile, ceza davası devam ediyorsa, yani ceza hukukundaki “uzamış dava zamanaşımı” devreye girmişse, ceza davası devam ettiği müddetçe herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı olmadan trafik kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir.
Kimler dava açabilir?
Bu hususta ikili bir ayrım söz konusudur. Eğer trafik kazası mağduru hayatta ise borçlar kanunun 41. 45. Ve 47. Maddeleri uyarınca bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Eğer mağdur vefat etmiş ise onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava çama hakkına sahiptirler.. Mağdur ölmeden evvel tazminat davası açtıysa yine bu kişiler davaya devam edebilirler.
Trafik Kazası sonucu kime karşı dava açılacağı meydana gelen kazaya göre değişektir. Kazanın meydana gelmesiyle aşağıda belirteceğimiz sorumlular müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Zira Borçlar Kanunun 51. maddesi de ” Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere (haksız muamele, akit, kanun) binaen mesul oldukları takdirde haklarında, birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.” denilmektedir. Birlikte zarara yol açanlara ilişkin Borçlar Kanunu’nun 50. maddesindeki düzenlemeye göre ise
” Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer’an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eyler.”
şeklindeki düzenlemeyele birlikte zarar verenlerin sorumluluğu düzenlenmiştir.
Buna göre bir kazanın meydana gelmesinde araç kullanan şoför kusurlu ise şoföre dava açılacaktır. Eğer araç trafik kaydında şoförün üzerine kayıtlı değilse, yasa gereği aracın maliki de zarardan sorumlu olduğundan tazminat davası her ikisine birlikte yöneltilecektir. Zararı doğuran eyleme kimler sebep oldu ise kusurları dikkate alınarak dava açılabilecektir.
Fakat trafik kazasına yol açan kişi bakımından yapılan bu ayrımın yanında daha önemli bir ayrımda zararın türüne göre sorumluların belirlenerek açılmasıdır. Zararın kaynaklandığı hukuki ilişkinin türünden yola çıkılarak davalılar belirlenir.
Örneğin : Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bakımından doğan maddi zararları teminat limitine kadar sigorta şirketi karşılarken teminat limitinin üzerindeki zararlar araç sahibine yöneltilerek talep edilebilir. Lakin manevi zararlar bakımından söz konusu sigorta türü için, sigorta şirketinin sorumluluğu yoktur. Bilakis kasko olarak bilinen(Karayolları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası) sigorta türü bakımından sigorta şirketlerinin sorumluluğu söz konusudur.
Tabi burada Zorunlu Taşımacılık Ferdi Koltuk Kaza Sigortasının da ek bir güvence sağladığı unutulmamalıdır.
Günlük hayatımızda çok sık karşılaştığımız hukuki bir konu olan trafik kazalarının hukuki sonuçlarından biri olan tazminat davaları kısaca bu şekildedir.
Bir trafik kazası yaralanmaya veya ölüme sebep olduysa mağdur kişiler maddi ve/veya manevi tazminat davası açabilir. Bu davaların amacı mağdur kişilerin zararlarını telafi etmesidir.
Ölümlü trafik kazalarında talep edilebilecek zararlar ve alınabilecek tazminatlar aşağıdaki gibidir:
Yaralanmalı trafik kazalarında talep edilebilecek zararlar ve alınabilecek tazminatlar aşağıdaki gibidir:
‘Trafik kazası nedeniyle tazminat davası nedir? ’ sorusunu yanıtladık. Peki dava sonucu mağdurlara verilecek maddi ve manevi tazminat nasıl hesaplanır?
Trafik kazalarında maddi ve manevi tazminat tutarlarının net bir rakamı yoktur. Çünkü tazminat miktarları kazanın oluşum şekline ve özelliklerine göre değişiklik gösterir.
Manevi tazminat davalarında dikkate alınan unsurlar aşağıdaki gibidir:
Maddi tazminat davalarında ise dikkate alınan unsurlar şunlardır:
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın