Vesayet davası, kişinin fiil ehliyetinin kısıtlanmasına dair görülen bir davadır. Kişinin hukuki işlem özgürlüğünü sınırlar. Vasi tayininde hısımlara öncelik tanınır. Kadınlar da vasi olabilir.
İçindekiler
Vasi tayinini, vesayet altına alınmak isteyen kişi isteyebilir. Vesayet davası kişinin kendi tarafından açılır.
Kişinin vesayet altına alınması durumunda vasi tayin edilir. Her vesayet altına alınma kısıtlama demek değildir. Küçükler kısıtlanmaz. Vesayet altına alınma nedenleri şunlardır:
Kısıtlanma kendi içinde farklı durumlara ayrılır.
Vasi tayini vasiye derhal bildirilir. Ancak süre bilirkişi raporu ve vesayet altına alınacak kişinin dinlenmesi sürecine bağlı olarak değişebilir.
Vasinin görevi, vesayet altındaki kişiyi korumak ve ona dair işlemleri temsilci olarak gerçekleştirmektir. Vesayet altındakinin ayırt etme gücü yerindeyse onun rızası aranır. Ancak yasak işlemleri yapamaz.
Yasak işlemler şunlardır;
Bu işlemler temsil yetkisi dışındadır ve yapılamaz.
Velayet olmayan her küçük vesayet altına alınır. Ergin olduğu durumda sona erer.
Kişi kanunda yazılı sayılı nedenlerden birinin bulunması durumunda kısıtlanır. Bu nedenler dörde ayrılır.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı durumu, kişi istemi, özgürlüğü bağlayan ceza, savurganlık, bağımlılık ve kötü yaşama.
İki şarttan birinin bulunması durumunda bu nedenle kişi kısıtlanır. Sadece akıl hastalığı veya zayıflığı yeterli değildir.
İşlerini görememek, korunma veya bakım için sürekli yardıma muhtaç olmak veya başkalarının güvenliğini tehlikeye atmak
Yaşlılık, engellilik veya akıl hastalığı nedeniyle işlerini normal düzende sürdüremediğini ispat eden kişi kısıtlama talep edebilir.
Bir yıl veya daha fazla hapis cezası alan kişi kısıtlanır. Cezayı yerine getirmeye görevli kişi, kişinin cezasını vesayet makamına bildirmeye sorumludur. Ceza süresinin bitmesiyle kısıtlama kendiliğinden kalkar. Savurganlık, alkol veya madde bağımlılığı veya kötü yaşam, kötü yönetim İki koşuldan birinin gerçekleşmesi durumunda kişi kısıtlanır.
Malvarlığının kötü yönetimi nedeniyle ailesini ve kendisini yoksulluğa düşürme tehlikesine neden olmak ve bu nedenle korunma ve bakıma muhtaç olmak veya başkalarının güvenliğini tehlikeye atmak. Bu koşullardan birinin varlığında kişi kısıtlanır.
Görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi, yetkili mahkeme ise küçüğün ya da kısıtlının yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri değişirse yetki, yeni vesayet dairelerine geçer ve kısıtlama yeni vesayet dairelerinde ilan edilir.
Küçük üzerindeki vesayet ergin olması ile sona erer. Hapis cezası ile kısıtlılarda, hapsin bitmesiyle kendiliğinden sona erer. Diğer kısıtlılarda ise yetkili vesayet makamının kararı ile sona erer. Kısıtlı ya da her ilgili kaldırılma isteminde bulunabilir.
Vasinin ölümü ya da fiil ehliyetinden mahrum duruma gelmesi durumunda sonlanır. Vasi iki senelik atanır ve ihtiyaç duyulursa ikişer sene olarak bu süre uzatılır. Ancak her iki sene sonunda görevi sona ermiş sayılır. Bir engelin çıkması durumunda vasi görevden çekilebilir. Ancak aksi halde göreve devam zorunluluğu bulunur. Vasi görevi bittikten sonra yenisi tayin edilene kadar zorunlu görevleri gerçekleştirmekle sorumludur.
Görevini önemli derecede aksatır, sahip olduğu yetkiyi kötüye kullanır, güven sarsıcı eylemlerde bulunur ya da borç ödemede acze düşerse vasilik görevinden alınır. Vesayet altındaki kişinin menfaatine ters hareket edilmesi durumunda vesayet makamı görevden kusursuz olsa da alır. İstek üzerine veya resen görevden alınabilir.
Ancak araştırma yapıldıktan ve vasi dinlendikten sonra görevden alma işlemi gerçekleştirilebilir. Ağır olmayan durumlarda vesayet makamı uyarıda bulunur ve geçici önlemler alır. Tebliğ gününden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.
Kişinin değerli eşyalarını saklamak, malvarlığına dair işlemleri yürütmek, bakımını ve korunmasını üstlenmek, hukuki işlemlerde vasiyet altındaki kişiyi temsil etmek, taşınmaz ve taşınır satışı, paraların yatırılması ve borçların ödenmesi, işletmelerin yürürlüğünü sağlamak