Eski eşiniz türk vatandaşı ise ve konsolosluk veya yetkili nüfus dairesinde boşanma için başvuru yapmıyorsa tek çareniz Türkiye’de yetkili Aile Mahkemesi’nde, yabancı boşanma kararının tanınması için dava açmanız. Maalesef bu durumda dava açmadan Türkiye’de nüfusa kayıt olmanız mümkün değil.
Yukarıda yazan bu belgelerle davanızı açabilirsiniz. Ancak davalı yurtdışındaysa yurtdışı tebligat yapılması gerekmektedir. Bu sebeple her tebligat için Mal Müdürlüğü’ne yurtdışı tebligat harcı yatırılmalıdır. Ayrıca Tebligat Kanunu 25. maddesine göre yapılan tebligatlarda 184 Form düzenlenmesi ve Türkiye’deki Mahkemenin bütün evraklarının tercüme edilmesi gerekmektedir. Yurtdışı tebligatlar ve evrakların karışıklığı nedeniyle tanıma davaları çok sefer yıllarca sürmekte ve bir çok seferde bu davadan sonuç alınamamaktadır. Bu sebeple tanıma davasının bu konuda tecrübeli bir avukatla takip edilmesi önemlidir.
Tanıma tenfiz davası, yurtdışında özellikle Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda’da yaşayan Türk Vatandaşları’nın önemli sorunlarından bir tanesidir. Tanıma tenfiz davası yaşadıkları ülkede boşandıktan sonra dahi Türkiye’de evli olarak görünen kişilerin bu kaydı gerçeğe uygun hale getirmek için açtıkları bir çeşit tespit davasıdır.
Yurtdışında bir Türk ile yahut bir yabancı ile evli olan Türk Vatandaşı, o ülkenin yetkili mahkemesinde boşandıktan sonra bu boşanma kararını Türk Mahkemelerinde onaylatmak zorundadır. Bu onaylatma işlemine “tanıma davası”adı verilmektedir. Yabancı mahkemede boşanılırken, mahkeme boşanmanın yanında ayrıca velayete, nafakaya, tazminata ilişkin karar da vermişse bu takdirde açılacak dava “tanıma davası”değil “tenfiz davası” olur.
Tanıma tenfiz davasının yanlış belgelerle ve yanlış usulde açılması halinde yıllarca sürmesi de olasıdır. Bu nedenle tanıma tenfiz davası açılmadan önce hem gerekli belgelerin hem de diğer hususların yerine getirilmiş olması davanın kısa sürede sonuçlanması için önem taşır.
Tanıma tenfiz davasını açmadığınız takdirde:
Eğer tarafların avukatı varsa yargılamayı şahsen takip etmek zorunda değillerdir. Bu sebeple de Türkiye’ye gelme zorunluluğu yoktur. Her iki tarafın avukatının bulunması süreci son derece hızlı sona erdirir. Ancak davalının avukatı yoksa davalıya tebligat yapılması gerektiğinden bu durum süreci uzatacaktır. Nitekim mahkemeler tarafından yurt dışına gönderilen tebligatlar ciddi sürelere mal olmaktadır.
Tanıma ve tenfiz davalarında en sık yaşanan sorun karşı tarafın yani davalının adresinin bilinmemesidir. Davanın davalıya tebliğ edilmesi bir zorunluluk olduğundan bu sorunun aşılması gerekir. Bu sebeple de taraflara sıkça yurt dışında boşandıktan hemen sonra Türkiye’de bu davayı açmaları önerisinde bulunuyoruz. Aksi durumda taraflar irtibatı kaybetmekte ve tebligat yüzünden ciddi sorunlar çıkmaktadır.
Kanun’da tanıma ve tenfiz davası açmak herhangi bir süre ile kısıtlanmamıştır. Bu sebeple kişi yabancı ülkede boşandıktan sonra ne zaman isterse Türkiye’de bu davayı açabilir. Daha önce de hatırlattığımız üzere, miras ve diğer hukuki hak kayıpları yaşanmaması için bu davanın biran önce açılması önerilir.
Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın