Avrupa Birliği, Afganistan Hükümeti ile göç konularına ilişkin daha önce imzalanan
İleriye Doğru Ortak Yol’un (Joint Way Forward)
süresinin uzatılmasını konusunda müzakereler yürütmektedir. 6 Ekim 2020 tarihinde süresi bitecek olan JWF, 2016’daki Brüksel Donörler Konferansı sırasında, resmi olmayan anlaşmalarda çoğu kez olduğu gibi, Avrupa Parlamentosu’nun dahli olmadan ve anlaşmanın yürütülmesini izleyecek şeffaf bir raporlama mekanizması oluşturulmadan imzalanmıştı. Anlaşma, mülteci koruması için Avrupa’ya gelen Afganistanlıların Afganistan’a sınır dışı edilmesini hedefliyor. Afganistan Hükümeti’nin bu gayri resmi bu mutabakatı imzalaması için AB’nin kalkınma yardımını, baskı aracı olarak kullanıldığına inanılıyor.
AB’nin Afganistanlıları Avrupa’dan göndermeye ve sınır dışı etmeye aşırı bir şekilde odaklanmasının bu görüşmelere şekil vermeye devam etmesinden endişe ediyoruz. Dönüşler ve daha geniş kapsamlı göç yönetimi konusunda Afganistan ile işbirliği, Afganistan’dan göçün ve bölge içindeki göçün kompleks dinamikleri hesaba katması, sadece dönüşlere odaklı olmaması ve öncelikle Afganistan’daki istikrarsızlık ve şiddet içeren çatışmaları körükleyen nedenlere dokunması gereken AB’nin Afganistan’a politikasına zarar vermemelidir.
AB’nin Afganistan’a dönüş ve sınır dışına orantısız bir şekilde odaklanması, aşağıdaki sebepler dolayısıyla ters tepecek nitelikte ve zalimcedir:
1) Afganistan’daki mevcut güvenlik durumu vahimdir. Küresel Barış İndeksi , ülkeyi üstüste ikinci kez dünyada barışın en az olduğu ülke olarak belirledi. Afganistan, devam eden güvenlik sorunundan, Taliban’ın gittikçe artan gücünden, hedef gözeten cinayetlerden ve ülke içinde zorla yerinden edilenlerden (IDP) komşu ülkelerden dönen çok sayıda insana kadar bir dizi akut sorunla mücadele etmektedir. Tüm bunlara ilaveten, Covid 19 salgınının sağlık sistemi ve ekonomiye yıkıcı bir etkisi olmuştur. BM Afganistan Misyonu (UNAMA) yarıyıl raporunda , Ocak-Haziran 2020 arasında 3458 kişinin öldüğünü veya ciddi bir şekilde yaralandığını belgelemiştir. BM İnsani İşler Ofisi (OCHA), daha Pandemi ortaya çıkmadan önce yaptığı 2020 yıllık tahminlerde , 2020’de ülke nüfusunun neredeyse dörtte birinin (38 milyondan 9,4 milyonu) insani yardım ihtiyacının olacağını öngörmüştür. Haziran 2016’da Taliban’ın kontrolünde olan veya mücadelenin sürdüğü alanlar ülke topraklarının %21’ini oluşturyordu; Long War Dergisi’ne göre bu oran şimdi %66’ya ulaştı.
Komşu ülkelerdeki Afganistanlı mülteciler, artık müzminleşen yerinden edilme durumları konusunda bir netlik veya entegrasyon ihtimali olmadan yaşamaya devam etmektedirler. İran ve Pakistan’daki 4 milyona yakın Afgan mültecilerin çoğu, çok kötü şartlar altında yaşamlarını sürdürmektedirler. Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre, Ocak-Eylül 2020 arasında sınır dışı edilenler de dahil, sadece İran ve Pakistan’dan Afganistan’a dönenlerin sayısı 388,103 olmuştur. Bu geriye göçün, Afganistan’ın yaşam koşullar üzerinde ciddi etkileri olmuştur. Afganistan vatandaşları, 2019’da Türkiye’de sığınma başvurusunda bulunan en büyük ikinci grup olmuştur. Afganistanlı mülteciler, Türkiye’de, sınır dışı edilme korkusu, kayıt sürecinde gecikmeler, resmi belgelere erişimde karşılaşılan zorluklar, sağlık hizmetlerine, eğitime ve barınma imkanlarına sınırlı erişim veya erişimin olmaması gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Afganistan ve AB arasındaki göç, Afganistan’a komşu ülkelerde yaşanan değişiklikler dahil pek çok faktörden etkilenmektedir. İran, Pakistan ve Türkiye’de kalmaya devam etme, Afganistan’a geri dönme veya daha ileriye doğru gitme konuları, Afganistan vatandaşlarının özellikle bu ülkelerdeki koşullarından etkilenmektedir. Afganistan ve AB arasındaki işbirliği, bu bölgesel dinamikleri gözardı ederek düşünülemez.
2019 Yılında Avrupa’da sığınma talebinde bulunan en büyük ikinci grup olan Afganistanlı sığınmacılar, Avrupa ülkelerinde çok farklı muameleye tabi tutulmaktadırlar; ülkeden ülkeye koruma ihtiyaçlarının tanınması konusunda ciddi değişiklikler söz konusu olmaktadır. Örneğin, İtalya’da %93,8 olan koruma kabul oranı, bireysel vakanın içeriğine dair anlamlı bir açıklama bile yapılmayan Bulgaristan’da %4,1’e düşmektedir. Koruma oranlarında bu aşırı farklılıkların devam etmesi, Avrupa sığıma sistemindeki çatlakları ve koruma ihtiyacı olan Afganistanlı sığınmacıların adil ve tutarlı bir şekilde değerlendirmediğini göstermektedir. 27.000’den fazla insanın çok kötü şartlarda yaşadığı Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki adalarındaki mülteci kamplarındakilerin %50’sini Afganistan vatandaşları oluşturmaktadır. Çok sayıda Afganistanlı mülteci ve sığınmacı ise, Atina sokaklarında yoksulluk için de yaşamaktadır.
AB ve Afganistan arasındaki işbirliği sadece veya orantısız bir şekilde sınır dışı konusuna odaklanırsa, sığınma ve göç politikaları hakkında birlikte çalışma şansı kaçırılacak ve söz konusu işbirliği, her iki tarafın da önceliklerini içermediği için dengesiz olacaktır. Afganistan Hükümeti haklı olarak, gerek Afganistan’daki vatandaşları, gerekse Avrupa’daki Afganistanlılar arasında yaygın olan göçe ilişkin olumlu bakış açısını da hesaba katarak, karşılıklı yarar sağlayan ve kapsamlı bir göç işbirliği talep etmektedir.
Göç işbirliğinin genişlemesi, ayrıca Mültecilere Yönelik Küresel Mutabakat (Global Compact on Refugees-GCR) uygulanması için AB’nin küresel sorumluluk paylaşımına katkı taahhütünü, üç yıllık yeniden yerleştirme stratejisini ve yeniden yerleştirme konusunda ortak bir AB tutumunun geliştirilmesine yönelik güçlü arzusunu destekleyecektir.
Afganistan’daki mevcut durum ve Avrupa’daki Afganistanlı sığınmacıların muğlak durumu dikkate alındığında, Afganistan’a dönüşlere ölçüsüz bir şekilde odaklanmak, yanlış ve tehlikeli bir tutumdur.
Aşağıda imzası bulunan STK’lar, mültecilerin kurduğu örgütler ve Afgan diasporasının üyeleri olarak bizler aşağıdaki tavsiyelerimizi sunuyoruz:
AB ve Üye Ülkelere:
Avrupa Parlamentosu’na (AP):
İmzacı Kurumlar:
Afghan Academy International
Afghanistan and Central Asian Association
Amnesty International
Asia Displacement Solutions Platform
Asylex
AsylKoordination
Bhutan Watch
Bureau for Rights-based Development (BRD)-Sweden
Caritas Europa
Centre for Peace Studies
Cordaid
Danish Refugee Council
Defence for Children
Dutch Council for Refugees
European Council on Refugees and Exiles
European Evangelical Alliance (EEA)
European-Global Civil Society Organisation
The Swedish Network of Refugee Support Groups, FARR
Female Fellows
Finnish Refugee Advice Centre
Flemish Refugee Action
From Streets to School
Global Citizen Society
Greek Forum of Refugees
HIAS
IEZ7-2
INLIA Foundation
JRS Europe
Keihan Foundation
Migrantie Europe
Mosaico
MULTECI-DER
New Women Connectors
Norwegian Refugee Council
Passerell
PROASYL
Refugees International
She for She
Stichting LOS Netherlands
WE org
YAAR