Rütbelerin Geri Alınması, kişilerin uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvan ve sıfatları kullanamaması ve yine bu unvan ve sıfatların sağladığı haklardan yararlanamaması sonucunu doğuran bir tedbirdir.
Rütbelerin geri alınması, olağanüstü hal (OHAL) döneminde hukukumuza giren bir kavramdır. OHAL KHK’ları ile emekli olan, meslekten ya da Devlet memurluğundan çıkarılan veya müstafi sayılan kişilerin rütbeleri, bu kişilerin terör örgütlerine irtibatı veya iltisakı iddiasıyla alınmıştır.
OHAL sonrası dönemde çıkarılan 7145 sayılı Kanun ile ilgili Kanun ve KHK’lara eklenen maddelerle de rütbelerin geri alınması işlemleri devam ettirilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin konusuna göre yer vereceğimiz iptal kararında, rütbelerin geri alınması konusunda iki değerlendirme yapılmıştır:
Birincisi, 7145 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6749 sayılı Kanun’un 4.maddesinin 2.fıkrasına eklenen 3.cümlesi (Asker kişilerin askeri rütbelerinin alınması),
İkincisi ise, 7145 sayılı Kanun’un 26.maddesiyle 375 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 35/D maddesidir.
Yazımızı, Anayasa Mahkemesi kararında yer alan sıraya bağlı olarak, yukarıda belirttiğimiz iki rütbelerin geri alınması hali açısından oluşturacağız.
İçindekiler
15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrasında 21 Temmuz 2016 tarihinde olağanüstü hal ilan edilmiştir. Bu çerçevede 23 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazetede 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayımlanmış, bu KHK’da kişilerin ne şekilde kamu görevinden çıkarılacağına ilişkin ilke ve kurallar belirlenmiştir.
667 sayılı KHK daha sonra kanunlaşarak 29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazetede, 6749 sayılı Kanun olarak, yayımlanmıştır.
6749 sayılı Kanun’un “ Kamu görevlilerine ilişkin tedbirler” başlıklı 4.maddesinin 1.fıkrasında hangi kamu görevlisinin hangi usullere bağlı olarak kamu görevinden çıkarılacağı ifade edildikten sonra;
2.fıkrasında;
“ (2) Birinci fıkra uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır.” Hükmüne yer verilmiştir.
OHAL sonrası dönemde 31 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7145 sayılı Kanunun 21.maddesi ile yukarıda belirtilen 2.fıkraya “ Birinci fıkra uyarınca kamu görevinden çıkarılan asker kişilerin askeri rütbeleri, mahkeme kararı aranmaksızın karar tarihinden geçerli olmak üzere geri alınır.” Hükmü eklenmiştir.
OHAL döneminde kamu görevinden çıkarılan asker kişilerin rütbelerinin alınmasını düzenleyen 6749 sayılı Kanun’un 4.maddesinin 2.fıkrasına eklenen 3.cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünen milletvekilleri, maddenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmışlardır.
İptal talebinde, dava konusu kuralla;
Kuralın Anayasa’nın 2., 6., 35., 38. ve 118. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi, 12.01.2023 tarihli ve 32071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 30.06.2022 tarihli ve E: 2018/137; K: 2022/86 sayılı kararıyla iptale konu Kanun maddesinden ve madde kapsamından bahsettikten sonra;
Belirterek kuralın, Anayasa’nın 13. ve 20.maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
OHAL döneminin sona ermesiyle birlikte 31 Temmuz 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve Anayasa Mahkemesine bazı maddelerinin iptali istemiyle başvurulan 7145 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Geçici 35.madde eklenmiştir.
Yazımızın konusu itibariyle bizi ilgilendiren kısım 375 sayılı KHK’nın Geçici 35/D maddesidir.
375 sayılı KHK’nın Geçici 35/D maddesinde;
herhangi bir sebeple ayrılmış; emekli olmuş, istifa etmiş veya çıkarılmış olanlardan terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin rütbelerinin ilgili bakanın onayıyla alınacağı öngörülmüştür.
6749 sayılı Kanunla ilgili yukarıda yer verdiğimiz taleplerin birçoğuna burada da yer verilmiştir.
Ayrıca TSK, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatından emeklilik, istifa, disiplin, sözleşmenin feshi gibi nedenlerle ayrılan ve terör örgütü veya benzeri yapılarla bağlantısı olduğu değerlendirilen kişilerin rütbelerinin alınması bunların sağladığı haklardan ve statüden yararlanma gibi birtakım kazanımlarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurduğu belirtilmiştir. Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına sınırlama getirdiği ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 12.01.2023 tarihli ve 32071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 30.06.2022 tarihli ve E: 2018/137; K: 2022/86 sayılı kararıyla iptale konu Kanun maddesinden ve madde kapsamından bahsettikten sonra;
Belirterek kuralın, Anayasa’nın 13., 20., 36., 38. ve 118. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
Yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda Anayasa Mahkemesi;
OHAL dönemi sonrasında çıkarılan bir Kanunla 6749 sayılı Kanun’un 4.maddesinin 2.fıkrasına eklenen 3.cümlesinin, kuralın geçmişe yürütülerek uygulanmasıyla birlikte kamu görevinden çıkarılan kişilerle ilgili bireyselleştirme yapılmadan rütbelerin geri alınması tedbirinin uygulanmasının Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
375 sayılı KHK’nın Geçici 35/D maddesi çerçevesinde ise, herhangi bir şekilde savunma hakkı tanınmadan rütbelerin geri alınması tedbirinin uygulanmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda yer verdiğimiz kararıyla, rütbelerin geri alınması konusundaki Kanun ve KHK maddeleri iptal edildiğinden, gerek 6749 sayılı Kanun gerekse de 375 sayılı KHK’nın Geçici 35/D maddesi uyarınca rütbeleri geri alınan ve davaları devam eden kişiler yönüyle olumlu kararlar verileceği açıktır.
Kesinleşen davalar için ise Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanılmak suretiyle, derece mahkemelerince verilen kararların temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiğini ileri sürmek mümkündür.
Yine rütbelerin geri alınması tedbiri nedeniyle uğranılan zararların, özellikle parasal hakların iadesi, ilgili kurumlara başvurularak talep edilmesi de mümkündür.
Anayasa Mahkemesi kararı incelendiğinde, kararın OHAL sonrası dönemde Resmi Gazetede yayımlanan 7145 sayılı Kanunun bazı hükümlerine yönelik olduğu, bu çerçevede OHAL sonrası dönemde rütbelerin geri alınması tedbiri uygulanan kişileri kapsadığı açıktır.
Ancak bilindiği üzere rütbelerin geri alınması tedbiri yalnızca OHAL sonrası dönemde değil; OHAL döneminde de, özellikle 675 ve 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle, uygulanmıştır.
675 ve 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde, ekli listelerde yer alan ve emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılan ile müstafi sayılan Emniyet teşkilatı personelinin rütbeleri geri alınmıştır.
Bu kişilerin de Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği şekilde herhangi bir bireyselleştirme yapılmadan ve savunma hakkı tanınmadan rütbeleri geri alınmıştır.
Bu haliyle Anayasa Mahkemesi kararında, OHAL döneminde KHK’larla rütbeleri alınan kişilerle, özellikle Emniyet teşkilatı personeli ile, ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış ise de, Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10.maddesi çerçevesinde, aynı durumda olanlara aynı kuralların uygulanması gerektiği kanaatindeyiz.
Bu durumda olan kişilerin, belirtilen Anayasa Mahkemesi kararına yönelik değerlendirmelerini dava dosyalarına sunmaları ve yine rütbelerinden kaynakları hakların iadesi yönünde ilgili idarelere başvuru yapmaları yerinde olacaktır.
“Araştırma Merkezine Atanma Konusunda AYM İptal Kararının Değerlendirilmesi” başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.