HUKUKTA YÖNTEM KARAR İNCELEMESİ

İNCELEME KONUSU KARAR

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

2014/63 E.  ,  2016/1023 K . [1]

“İçtihat Metni”

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2014/63

Karar No : 2016/1023

Temyiz Eden (Davalı) :

Vekili :

Karşı Taraf (Davacılar) :

İstemin Özeti :…. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:…. sayılı ısrar kararının, temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi : İmar mevzuatının ilgili hükümleri uyarınca imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) kullanımında kalan bölgenin yeşil alan olarak kabulü gerekmekte olup, yeşil alanların düzenleme ortaklık payından karşılanabileceği, bilirkişi raporunda, dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiği, düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığı, taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığının belirtildiği, davanın da uyuşmazlık konusu parselin kamulaştırılması gerektiği, imar uygulamasına tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla açıldığı hususları dikkate alındığında, imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) olarak belirlenen dava konusu taşınmazın düzenleme ortaklık payı içerisinde değerlendirilerek imar uygulamasına tabi tutulmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu durumda temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Daire kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan …pafta,… ada , … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin Tire Belediye Encümeninin 03/05/2006 günlü, 416 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

… İdare Mahkemesi’nin .. günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu parselasyon planına ilişkin düzenleme sahasının müstakil imar adasından küçük olmadığı gibi herhangi bir imar adasının da kısmi olarak düzenleme içine alınmadığının ve düzenleme sınırının yol ekseninde ve düzenleme ortaklık payı oranı dikkate alınarak uygulamaya alınan parsellerin sınırından geçirildiğinin tespit edildiği, dava konusu parselasyon planının 3194 sayılı Kanunun amacı olan imar planına uygun parseller oluşturmak yerine belediyenin mezarlık alanındaki yer sıkıntısını gidermek için yapıldığı, düzenlemenin asıl amacının belediyenin imar planında mezarlık alanında bulunan parselleri kamulaştırma bedeli ödemeden elde etmek olduğu, davalı idarenin yasal sınırın üzerinde çıkan düzenleme ortaklık payı oranını düşürmek için kendi mülkiyetinde bulunan parselleri uygulamaya dahil ettiği, ancak 248 ada, 14 ve 18 no (mezarlık alanı) olarak gösterilen yerlerin farklı kavramlar olduğu, sonuç olarak imar planında mezarlık alanı olarak belirtilmiş yerin düzenleme ortaklık payı alınacak yerlerden olmadığı anlaşıldığından yapılan imar planı uygulamasında 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine ve hukuka aykırılık bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Anılan karar, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 27/11/2012 günlü, E:2009/2303, K:2012/6827 sayılı kararıyla;

3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (h) fıkrasında yeşil sahanın, aktif ve pasif ayrımı yapılmaksızın “Umumi Hizmetlere Ayrılan Yer” olarak kabul edildiği, İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin 8. fıkrasında “Aktif Yeşil Alanın” tanımının yapıldığı, EK 2 sayılı cetvelde ağaçlandırılacak alanlar, “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında yer almış bulunduğundan “ pasif yeşil alan” olan ağaçlandırılacak alanın düzenleme ortaklık payı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda, imar planında ağaçlandırılacak alan olarak belirtilmiş yerin düzenleme ortaklık payından karşılanması mümkün olduğundan ve yapılan parselasyonişleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiğinin , düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığının , taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığı hususlarının bilirkişi raporuyla da ortaya konulduğu dikkate alındığında aksi yöndeki gerekçeyle dava konusu işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyl e bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare,…. İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul Kararı:

3194 sayılı İmar Kanununun 18. Maddesinde;

“İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.’’

‘’Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez .” hükmü yer almıştır.

İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4. Maddesinin c fıkrasında;

‘’Düzenleme ortaklık payı, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden yüzden kırka kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin muvafakatı ile tespit edilen karşılığı bedel şeklinde tanımlanmıştır.’’

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, belediyeler tarafından mücavir alan sınırları içinde bulunan alanlarda imar planına uygun ada veya parseller ayırmaya ve bu parselleri müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya yönelik uygulama yapılabileceği ve bu uygulama çerçevesinde düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkına kadar olan miktarının düzenleme sınırı içindeki umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanların kullanılabilmesi maksadıyla düşürülebileceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, .. İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan… pafta, …ada, … parsel sayılı taşınmazın meri 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık alanı) kullanımında kaldığı, bu plan uyarınca yapılan dava konusu imar uygulamasına anılan parselin de dahil edildiği, davacıya bu kadastral parsel karşılığında imar parsellerinden tahsis yapıldığı, davacı tarafından planda yer alan ağaçlandırılacak alan (mezarlık) kullanımının karşılanması maksadıyla söz konusu…sayılı parselin kamulaştırılması gerektiği, imar uygulamasına tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiği, düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığı, taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığı ancak imar planında mezarlık alanı olarak belirtilmiş yerin düzenleme ortaklık payı alınacak yerlerden olmadığı ve bu nedenle yapılan imar planı uygulamasının 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine aykırı olduğunun belirtildiği görülmektedir.

Bu durumda, uyuşmazlıkta ; imar planı ile ağaçlandırılacak alan (mezarlık) olarak belirlenen yerin düzenleme ortaklık payından karşılanabilecek bir alan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedi r.

Dava konusu parselasyon işleminin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in 3. maddesi nde sosyal alt yapı, sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacı ile yapılması gereken eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel isim olarak tanımlanmış, aktif yeşil alanın ise park, çocuk bahçesi ve oyun alanları olarak ayrılan sahalar olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan aynı Yönetmeliğin EK 2 sayılı cetvelinde ağaçlandırılacak alanlar ( mezarlıklar), “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında yer almıştır.

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği’nin EK1-d sayılı cetvelinde de ağaçlandırılacak alan ve mezarlık alan “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında gösterilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) kullanımında kalan bölgenin yeşil alan olarak kabulü gerekmekte olup, yeşil alanların düzenleme ortaklık payından karşılanabileceği açıktır.

Bu durumda, bilirkişi raporunda, dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiği, düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığı, taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığının belirtildiği, davanın da uyuşmazlık konusu parselin kamulaştırılması gerektiği , imar uygulamasına tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla açıldığı hususları dikkate alındığında, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …Mevkiinde bulunan ve imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) olarak belirlenen, … pafta, …ada , …parsel sayılı taşınmazın düzenleme ortaklık payı içerisinde değerlendirilerek imar uygulamasına tabi tutulmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:.. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

  1. OLAYIN ÖZETİ

Davacı, taşınmazına uygulanacak olan parselasyon işleminin hukuka aykırı olduğu, belediye tarafından alınan kararla davacının taşınmazının bir kısmının imar planında ağaçlandırılacak alan(Mezarlık) olarak ayrıldığı, düzenleme ortaklık payı uygulaması yapılacağını, kamulaştırma yapılması gerekirken düzenleme ortaklık payı alınması suretiyle taşınmazı üzerinde Tire Belediyesi Encümeni tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu Madde 18 uygulaması yapılması maksadıyla 03/05/2006 günlü, 416 sayılı kararın  hukuka aykırı olduğunu, bu işlemin iptal edilmesi gerektiği bağlamında İdare Mahkemesine parselasyon işleminin iptali için dava yoluna gitmiştir.

Davalı idare ise davaya konu imar planında ağaçlandırılan alan(mezarlık) için davacının taşınmazından düzenleme ortaklık payı uygulaması yapabileceğini, DOP oranının yasal sınırı içinde olduğunu, taşınmazın değerinde artış olduğunu, düzenleme sınırının uygun belirlendiğini bu sebepler doğrultusunda parselasyon işleminde bir hukuka aykırılık olmadığını, alınan encümen kararının hukuka uygun olduğunu ve bu bağlamda davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

  1. Tire

Tire, Türkiye’nin İzmir ilinin bir ilçesidir. İlçenin doğusunda Ödemiş, kuzeyinde Bayındır, batısında Torbalı ve Selçuk ilçeleri, güneyinde Aydın ili bulunmaktadır. Tire’nin 2014 yılında toplam nüfusu 81.315’tir [2] .

Mezarlıklar büyükşehir yasası ile birlikte büyükşehir belediyelerinin sorumluluğuna geçmiştir. Tire deki yıllık ortalama vefat sayısı, net mezarlık sayısı ve kapasitesi tam olarak öğrenilememiştir. Ancak şifahen yaptığımız görüşmeler doğrultusunda hali hazırda Tire de hemen hemen her mahalle ve köyde mezarlık olduğu, muhtarların talepleri doğrultusunda planlamalarda yeni mezarlık alanlarına yer verildiği belirtilmiştir. Kamulaştırmalarla ve DOP uygulamalarıyla mezarlık alanı için yer tesis edildiği bilgilerine ulaşılmıştır. Açık kaynaklardan aldığım bilgiler doğrultusunda 2014 tarihinde Tire de yeterince mezar olduğu hiçbir zaman acil mezar ihtiyacı olmadığı yönünde bilgi edinilmiştir.

[3]

OLAYIN HARİTA ÜZERİNDEN ANLATIMI       (ÖNCESİ)

[4]

İMAR UYGULAMASI GÖRMÜŞ AYNI YERİN DOP  Kesintili Hali

[5]

B. MERCİ KARARLARI

1. İlk Derece Mahkemesi Kararı

Dava konusu parselasyon planının İmar Kanunun amacı olan düzenli kentleşmeye uygun imar parselleri oluşturmak yerine belediyenin mezarlık ihtiyacını karşılamak için taşınmaz üzerinde kamulaştırma bedeli ödemeden mezarlık ihtiyacını sağlamak olduğu davalı idarenin yasal sınırın üzerinde çıkan düzenleme ortaklık payı oranını düşürmek için kendi mülkiyetinde bulunan parselleri uygulamaya dahil ettiği, ancak 248 ada, 14 ve 18 no (mezarlık alanı) olarak gösterilen yerlerin farklı kavramlar olduğu bu bağlamda imar planıyla taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yaparak bu ihtiyacını gidermeye çalıştığı imar planında mezarlık alanı olarak belirtilen yerin düzenleme ortaklık payı  kesintisi yapılacak yerlerden olmadığı bu yüzden idari işlemin 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesine ve hukuka aykırı bularak dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

Danıştay Altıncı Dairesi’nin Kararı

Danıştay ilk derece mahkemesinin kararını ‘’ 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinin uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (h) fıkrasında yeşil sahanın, aktif ve pasif ayrımı yapılmaksızın “Umumi Hizmetlere Ayrılan Yer” olarak kabul edildiği, İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinin 8. fıkrasında “Aktif Yeşil Alanın” tanımının yapıldığı, EK 2 sayılı cetvelde ağaçlandırılacak alanlar, “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında yer almış bulunduğundan “pasif yeşil alan” olan ağaçlandırılacak alanın düzenleme ortaklık payı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda, imar planında ağaçlandırılacak alan olarak belirtilmiş yerin düzenleme ortaklık payından karşılanması mümkün olduğundan ve yapılan parselasyon işleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiğinin, düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığının, taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığı hususlarının bilirkişi raporuyla da ortaya konulduğu dikkate alındığında aksi yöndeki gerekçeyle dava konusu işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle’’ bozmuştur.

İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir. Davalı idare, ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu

İlk derece mahkemesinin ısrar kararı çözümlenmesi maksadıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun önüne gelmiştir. Kurul kararında ;

3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez .” hükmü yer almıştır.

İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4. Maddesinin c fıkrasında düzenleme ortaklık payı, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden yüzden kırka kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin muvafakatı ile tespit edilen karşılığı bedel şeklinde tanımlanmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, belediyeler tarafından mücavir alan sınırları içinde bulunan alanlarda imar planına uygun ada veya parseller ayırmaya ve bu parselleri müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya yönelik uygulama yapılabileceği ve bu uygulama çerçevesinde düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkına kadar olan miktarının düzenleme sınırı içindeki umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanların kullanılabilmesi maksadıyla düşürülebileceği açıktır.

Dava konusu parselasyon işleminin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in 3. maddesinde sosyal alt yapı, sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacı ile yapılması gereken eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel isim olarak tanımlanmış, aktif yeşil alanın ise park, çocuk bahçesi ve oyun alanları olarak ayrılan sahalar olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan aynı Yönetmeliğin EK 2 sayılı cetvelinde ağaçlandırılacak alanlar ( mezarlıklar), “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında yer almıştır.

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği’nin EK1-d sayılı cetveli nde de ağaçlandırılacak alan ve mezarlık alan “Açık ve Yeşil Alanlar” başlığı altında gösterilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) kullanımında kalan bölgenin yeşil alan olarak kabulü gerekmekte olup, yeşil alanların düzenleme ortaklık payından karşılanabileceği açıktır.

Bu durumda dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sınırının uygun belirlendiği, düzenleme ortaklık payı oranının yasal sınır içinde alındığı, taşınmazın uygulamaya hisseli girip hisseli çıktığının belirtildiği, davanın da uyuşmazlık konusu parselin kamulaştırılması gerektiği, imar uygulamasına tabi tutulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla açıldığı hususları dikkate alındığında, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …Mevkiinde bulunan ve imar planında ağaçlandırılacak alan (mezarlık) olarak belirlenen, … pafta, …ada , …parsel sayılı taşınmazın düzenleme ortaklık payı içerisinde değerlendirilerek imar uygulamasına tabi tutulmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:.. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

II. ÇÖZÜMÜ GEREKEN HUKUKİ UYUŞMAZLIĞIN TESPİTI

Israr yoluyla Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;  davacıya ait olan taşınmaz üzerinde  İmar planı ile ağaçlandırılacak alan(Mezarlık) olarak belirlenen yerin düzenleme ortaklık payından karşılanıp karşılanamayacağının çözümlenmesi gerekmektedir.

-Mezarlık temini için düzenleme ortaklık payı(DOP) kesintisinin yapılıp yapılamayacağı-

III .YORUM YÖNTEMLERİYLE KARARIN İNCELENMESİ

Genel itibariyle başlıca yorum yöntemleri; lafzi, tarihi, amaca uygunluk, sisteme uygunluk (sistematik), sezgisel yorum ve anayasaya uygun yorum olarak ifade edilebilmektedir. Sezgisel yorum ve anayasaya uygunluk yorumu müstakil bir yorum yöntemi olarak değil ancak, mevcut yöntemleri tamamlayan bir uygulamadır. [6]

1.İDARE HUKUKUNDA YORUM

İdare Hukuku kamu hukukunun bir dalıdır. İdare hukuku genç ve özerk bir daldır. İçtihatidir. Eşitsizlik ilkesi üzerine inşa edilmiş ve dinamik bir hukuk dalıdır. İdare hukuku durağan değildir, sürekli değişim ve gelişim içerisindedir. İdare hukukunda mahkeme içtihatları çok önemli yere sahiptir. İdare hukuku yargıcının da somut uyuşmazlıkları, hukuk devleti ilkesi, adalet ve hakkaniyet gibi hukukun genel ilkeleri çerçevesinde değerlendirmesi, uyuşmazlıkları çözerken en adil çözümleri bulacağı şekilde yaklaşmalıdır. Bu yaklaşımla hem yürürlükteki yasal düzenlemelerin somut olaylar karşısındaki eksikliğine çözüm bulunabilecek hem de yazılı hukuk kuralları ile hukukun genel ilkeleri arasında var olabilecek boşluklar ortadan kalkmış olacaktır. [7]

İdare Hukukunda uyuşmazlıklar; sözel(lafzi) yorum, tarihi yorum, sistematik yorum, amaçsal yorum, kavramcı yorum ve dinamik yorum yöntemleri gibi bir takım yorum yöntemlerine başvurularak çözümlenir. [8]

İdari uyuşmazlıkların çözümünde başvurulacak yöntemlerden ilki ve en temeli lafzi yorumdur. Lafzi yorumda kanun maddesindeki sözcüklerin anlamına, dizilimine, cümle içindeki yerine ve noktalama işaretlerine bakılarak kanunun anlamına ulaşılmaya çalışılır ve sırayla diğer yorum yöntemlerine geçilerek uyuşmazlık çözümlenmeye çalışılır. [9]

A.LAFZİ YORUM

1.GENEL OLARAK

Medeni Kanun Md. 1/1 e göre ‘’’Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.’’  Maddede kanunun ‘’sözüyle’’ uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Lafzi yorum dört aşamadan oluşmaktadır. Genel kelimelerin anlamlarını çözümleme, mesleki kavramları çözümleme, imla kurallarının yardımıyla cümleleri çözümleme ve nihayet ilgili müesseseyi saptama ve unsurlarına ayırma aşamalarıdır. [10]

2.İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ

Danıştay 6.Dava dairesi ve Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun  Bozma yönündeki kararları kapsamında olayımızda uygulanacak kanun ve yönetmelikler şunlardır;

2709 Sayılı T.C ANAYASASI Madde 35

Madde 35 – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.

3194 sayılı İmar Kanunu Madde 18 : (Arazi ve Arsa Düzenlemesi)

Madde 18 İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez

Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik

Madde 4 (c) fıkrası: düzenleme ortaklık payı, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden yüzden kırka kadar düşülebilen miktar ve/veya zorunlu hallerde malikin muvafakatı ile tespit edilen karşılığı bedel şeklinde tanımlanmıştır.

Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in 3. Maddesi :Bu Yönetmelikte adı geçen terimler aşağıda tanımlanmıştır

7) Sosyal alt yapı: Sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacı ile yapılması gereken eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel isimdir.

8) Aktif yeşil alan: Park, çocuk bahçesi ve oyun alanları olarak ayrılan sahalardır.

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği ‘nin EK1-d sayılı cetveli

3.GENEL KELİMELERİN ANLAMLARININ ÇÖZÜMLENMESİ

2709 Sayılı T.C ANAYASASI Madde 35

Hak : Hukuk düzeni tarafından şahıslara tanınmış olan yetkilerdir. [11]

Aykırı : Alışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir, muhalif . [12]

Mülkiyet : Sahiplik [13]

3194 Sayılı İmar Kanunu madde 18

Hudut: uç, sınır çoğulu hudud… uçlar,sınırlar,bir ülkenin komşu ülkelerle birleşip ayrıldığı egemenlik çizgileri . [14]

Muvaffak  : Uyma,uygunluk,uygun gelme.Kök anlamı:uyan,uygun gelen. [15]

Müstakil   : Bağımsız. [16]

Re’sen      : Kendi başına, kendiliğinden . [17]

Mücavir: Yakın komşu olan. [18]

Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik

Cami: Cem(Toplamak) den cami, Müslümanların tapım için toplandıkları özel yer . [19]

Karakol: Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı . [20]

Bedel: Karşılık,karşı,bir nesnenin değiş-tokuşunda dengi sayılan ederi. [21]

Umumi : Umumî, herkese ait, herkesle ilgili, genel. [22]

Hizmet : Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma [23]

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği’nin EK1-d sayılı cetveli

Mezarlık : Mezarların bulunduğu yer, kabristan, gömütlük, sinle, sinlik, tahtalıköy, mezaristan, bamyatarlası. [24]

4.MESLEKİ VE TEKNİK KELİMELERİN ANLAMLARININ ÇÖZÜMLENMESİ

2709 Sayılı T.C ANAYASASI Madde 35

Miras : Ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet. [25]

Kanun : Anayasanın yetkili kıldığı organ tarafından bir şekilde ve bu ad altında tespit edilmiş bulunan genel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır. [26]

Mülkiyet :Sahiplik [27]

3194 Sayılı İmar Kanunu madde 18

İmar : bayındır durumuna getirmek, bayındırlaştırmak, geliştirmek [28]

Arsa : Belediye sınırları içinde, belediye tarafından parsellenerek üzerine inşaat yapmak için ayrılan arazi parçası. [29]

Arazi : Genellikle, üzerinde yerleşim yeri bulunmayan, ekilebilen ya da boş toprak. [30]

Malik : Sahip [31]

Kamu kurumu : Belirli kamu hizmetlerini yerine getirmek amacıyla oluşturulan kamu tüzel kişisi. [32]

İmar planı : imar uygulaması yapılacak yer hakkında detaylı bilgiler veren bir plan/haritadır. [33]

Ada: Çevresi yollarla sınırlandırılmış bulunan, çeşitli parselleri kapsayan arsa parçası. [34]

Parsel: İmar düzeni bakımından belli ölçüler göz önüne alınarak sınırlandırılmış arazi parçalarından her biri. [35]

Kat Mülkiyeti : Bir yapının bağımsız bölümleri üzerinde kurulan, arsa payı ve anagayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyet hakkı. [36]

Yüzölçümü : bir yerin ya da bir şeyin yüzeyini ölçme işi. [37]

Düzenleme ortaklık payı : düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgede yaşayanların ihtiyacı olan ve herkesin ortak kullanabileceği, kamusal alanı ifade eder ve bölgede yaşayan insanların ortak kullanımı dışında hiçbir fonksiyon için kullanılamaz. [38]

Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik

Otopark : Taşıtların trafik bakımından uygun olan ve belli bir süre bırakıldıkları açık veya kapalı yer, park yeri, park [39]

Tescil : Resmi kütük veya defterlere bir konunun (hakkın) yazılması, kayıt düşülmesi. [40]

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği’nin EK1-d sayılı cetveli

Çözümlenmesi gereken mesleki ve teknik bir kelime bulunamamıştır.

5.İMLA KURALLARI YARDIMIYLA CÜMLELERİN ÇÖZÜMLENMESİ

2709 Sayılı T.C ANAYASASI Madde 35

‘’Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.’’ Cümlesinde kullanılan ‘’mülkiyet ve miras’’ arasındaki ‘ve’ sıralama bağlacı olarak kullanılmıştır.

’Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir .’’ Ancak burada sadece, yalnızca olduğunu belirtmek için kullanılmıştır.

3194 Sayılı İmar Kanunu madde 18

‘’İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın’’ cümlesinde kullanılan ‘’ Binalı veya binasız’’ arasındaki veya bağlacı eş değerlik durumu ifade edilmektedir. ‘’ arsa ve arazileri’’ arasındaki ve sıralama bağlacı, ‘’ malikleri veya diğer hak sahiplerinin’’ arasındaki veya eş değerlilik bağlacı olarak kullanılmıştır.

‘’Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye’’ arasındaki veya eş değerlilik durumu ifade edilmektedir.

‘’düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez’’    atılı kanun maddesinin içerisindeki ‘’Ancak’’ bağlacı cümleleri birbirine bağlamaktadır.

Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik

‘’genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere’’ yönetmelik maddesi içerisindeki alanlar ile camiyi birbirine bağlamaktadır. İle bağlacı sadece kelimeleri bağlamakta olup cümleleri birbirine bağlamamaktadır [41] .Yönetmelik maddesi içerisinde kullanılan diğer ve  bağlacı birbirini izleyen cümleleri birbirine bağlamaktadır.

14/06/2014 günlü, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliği’nin EK1-d sayılı cetveli

Yönetmelikte yazım ve imla kuralları yardımıyla çözümlenecek bir şey yoktur.

6.HUKUKİ MÜESSESENİN VE UNSURLARIN BELİRLENMESİ

Dava konusu olay bakımından çözülmesi gereken sorun davacıya ait taşınmazdan mezarlık yapılması maksadıyla düzenleme ortaklık payı uygulaması yapılıp yapılamayacağıdır. Bu bağlamda inceleme konusu kararda hukuki müessese ‘’Düzenleme Ortaklık Payı Uygulaması’’ olarak tespit edilmiştir. Düzenleme ortaklık payı uygulaması, uygulamada ‘’İmar Kanunu MD.18 UYGULAMASI-DOP Kesintisi’’ adlarıyla da bilinmektedir.

Mevzuat hükümleri ve Danıştay İçtihatları ışığında tespit edilen müessesenin unsurları şöyledir ;

  1. Belediye veya Valilik Tarafından yapılmış bir imar planı olmalı ve bu planın uygulanması için alınmış bir idari karar olmalıdır. (Parselasyon işlemi olmalı)

7.ÇIKARSAMA

  1. Belediye veya Valilik tarafından yapılmış bir imar planı olmalı ve bu planın uygulanması için alınmış bir karar olmalı.

İmar Kanunu Madde 18-‘’ İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir .’’

İmar Planlarının uygulanmasında şehirlerimizin veya yerleşime yeni açılan bölgelerin düzenli,sağlıklı,güvenlikli yaşam çevresi ve kalitesi sağlama belediyelerin asli görev ve yetki sorumluluklarındandır.İmar planlarının hayata geçirilmesinde ‘’isteğe bağlı uygulamalar’’ yetersiz kalmaktadır.Bu nedenle imar planları uygulanması için mülkiyet durumuna bakılmaksızın,mülkiyet sahibinin rızası aranmadan kamu hizmetlerinin sağlanması maksadıyla arazi ve arsa düzenlemeleri, parselasyon işlemleri beledilerce yapılabilir. [42]

Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik

Madde 4 (c) fıkrası: düzenleme ortaklık payı, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, yeşil saha, genel otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için kullanılmak üzere, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında…’’

İmar Kanunu Madde 18 Uygulaması kamu hizmeti sağlanması maksadıyla kanunda ve Danıştay kararlarında sayılan kamusal hizmetlerin(Park,spor alanı,yeşil alan,cami vs.) sağlanması maksadıyla yapılabilir.Herkesin ortak kullanımı için ayrılacak yerlerdir. Özel bir ticarethanenin veya işletmenin kurulması için DOP uygulaması yapılamaz. [43]

T.C Anayasa  Madde 35. mülkiyet hakları ‘’ Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir’’ demektedir.

DOP kesintisi/İmar Kanunu Madde 18 uygulaması kamu yararı olduğu sürece yapılabilmektedir. [44] Kişinin rızası aranmaz.

İmar Kanunu Madde 18-

‘’Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir.’’

T.C Danıştay bir kararında [45] ‘’ Trafo merkezi alanı olarak kullanım amacı devam ettiği anlaşılan ve imar planında da bu amacın sürekliliği sağlanan uyuşmazlığa konu taşınmazın parselasyon işlemi sonucunda değerinin artması söz konusu olmadığından , trafo merkezi alanında kalan davacıya ait taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmak suretiyle tesis edilen parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.’’ Danıştay atılı kararında DOP kesintisi sonrası taşınmaz malikine aynı yerden arsa tahsisi yapıldığı söz konusu yerin trafo oluşu ve bu yüzden taşınmazın değer artışıolmadığı bu bağlamda bu işlemin mahkemece iptal edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.

İmar Kanunu Madde 18- Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez

8.ARA SONUÇ:

Yukarıda açıklananlar doğrultusunda, inceleme konusu somut olayda;

MÜESSESENİN UNSURLARI UNSURLARIN MEVCUDİYETİ
1 Parselasyon İşlemi
2 Kamu Hizmeti
3 Kamu Yararı
4 Değer Artışı
5 Dop oranının yasal sınır içinde Alınması (%40)

Lafzi yorumla ulaşılan sonuç Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ve Danıştay 6.Dairesi’nın vermiş olduğu kararla aynıdır .Karar yerindedir. İdare Mahkemesi’nin parselasyon işleminin iptali yönünde vermiş olduğu kararda hukuka uyarlık bulunamamıştır.

C.TARİHİ YORUM

1.Genel Olarak

Bir normun metni, yapılan lafzi yorum sonucu, uygulama için gerekli şartları sağlıyor olabilir. Ancak, metinler karar makamına her zaman gerekli kolaylığı göstermemektedir. Ayrıca değinmek gerekir ki, belirlenen lafzi anlam konusunda tereddütler de olabilir. Bu tereddütleri gidermek için tarihi yoruma başvurmak gerekir. [46]

Bir yasanın ortaya çıktığı tarih ile uygulandığı tarih arasında çoğunlukla zaman farkı mevcuttur. Bugün yürürlüğe giren bir kanun hükmü yürürlükte bulunduğu sürece bundan yüz yıl sonra gerçekleşen bir durumda dahi uygulanmaktadır. Bu yorum yöntemiyle amaçlanmak istenen şey, yasa koyucunun gerçek iradesini (niyetini) keşfetmektir. [47] Bir yasa metninin gerekçesine, TBMM Tutanak Dergisi ile TBMM internet sitesinden erişilebilmektedir. [48]

2. İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİNİN İNCELENMESİ

2709 Sayılı T.C ANAYASASI Madde 35

Madde 35 –

Mevcut Anayasamızda 35. Maddede düzenlenen hüküm 1982 Anayasa tasarısında ve Anayasa Komisyon raporunda 43.madde [49] de yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesi ;

MADDE — 43 Mülkiyet ve miras hakları

Birbirine yakın ve birbirleriyle ilgili iki temel hakkı, mülkiyet ve miras haklarını birlikte düzenlemiştir. Bu birlikte düzenleme 18 inci yüzyıldan beri gelen geleneğin sonucudur.

Anayasa hem mülkiyet hakkını hem miras hakkını Anayasal bir müessese olarak teminat altına almaktadır.

Maddede mülkiyet ve miras haklarının, diğer temel haklar gibi ve onlar derecesinde düzenlenmiş ve Anayasa güvencesine bağlanmıştır.

Madde bundan sonra mülkiyet ve miras haklarının kamu yararı amacı ile sınırlandırılabileceğine işaret etmiş; daha sonra mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağını hükme bağlamıştır. Mülkiyet hakkı Devletten önce de var olan bir gerçek olması itibariyle (Maunz – Dürig – Herzog – 5cholz, Grundgesetz, Kummentar, Art. 14, N. 5) ekonomik ve sosyal haklar arasında değil de, kişinin temel hakları arasında düzenlenmesi düşünülebilirse de, Komisyon şimdiki düzenlemenin yerinde olduğu sonucuna varmıştır.

Mülkiyetin Anayasa güvencesi altına alınması, yine Anayasanın komünizmi, faşizmi ve din temeline dayanan Devlet kurmayı yasaklayan hükümleriyle birlikte karşılaştırılınca, mülkiyetin bu şekildeki himayesinin bir ölçüde ekonomik sistem tercihi bakımından da bir gösterge teşkil etmektedir. Kısaca, özel mülkiyetin özellikle üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin yok edilmesi, inkâr edilmesi de önlenmiştir.

Kamu yararının bulunduğu hallerde rayiç bedel ödenmek suretiyle kamulaştırma ve devletleştirme mümkündür ve Anayasada 47 ve 48 inci maddelerde düzenlenmiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu Madde 18 : (Arazi ve Arsa Düzenlemesi)

Madde 18 İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez

3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. Maddesinde yer alan hükmün gerekçesi  TBMM 291 no’lu komisyon raporunda yer almaktadır.

Madde gerekçesi : TBMM 291 no’lu Komisyon Raporu [51]

Madde 18. — îmar hududu içinde bulunan binalı ve binasız arazi ve arsaları imar düzenine uygun bir hale getirmek amacı ile bu yerleri sahiplerinin muvafakati aranmaksızın mövzuat hükümlerine göre yeni bir düzenleme getirmeye ve sahiplerine dağıtmaya ve mümkün olmadığı takdirde belediye ve valiliğe ait sahalardan yer vermeye ‘belediye ve valiliklerin yetkili kılınması amaçlanmıştır.’’

3.ÇIKARSAMA

İnceleme konusu yapılan karara uygulanacak kanun maddesinin gerekçesiyle ve kanun görüşme tutanakları incelenmiştir. Bu bağlamda ilgili kanunun ve Anayasanın ilgili maddesinin gerekçesi değerlendirildiğinde somut olaya uygulanmasında olumsuz bir sonuç çıkarılamamıştır.

4.ARA SONUÇ

Lafzi yorumla aynı sonuca ulaşılmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ve Danıştay 6.Dairesi’nin kararı yerindedir. İdare Mahkemesi’nin kararında hukuka uyarlık bulunamamıştır.

D.AMACA UYGUNLUK YORUMU

1.GENEL OLARAK

Medeni Kanun Md. 1/1’e göre, ‘’Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.’’ Maddenin ifadesinden çıkan sonuç özüne de bakılacağı hususudur. Öz ile kastedilenler arasında mevcut amaç da bulunmaktadır. [52]

Bir kural anlamlandırılırken metnin ötesine bakılmadıkça sağlıklı bir sonuca ulaşmak zor olabilir. Dolayısıyla, amaca uygunluk yorumunda metin aşılmaktadır ancak, normun amacı ve dayandığı temel ilkeler esas alınarak hukuka ulaşılmaya çalışılmaktadır. Metin ile hukuk kuralı aynı değildir.Hukuk kuralı metni aşan daha geniş bir yapıya sahiptir. [53]

Amaca uygunluk yorumu bakımından, eşyanın tabiatına uygunluk değerlendirmesi, sosyolojik değerlendirme ve hukukun genel ilkeleri değerlendirmesi yapmak gerekecektir.

2.ÇIKARSAMA

İnceleme konusu kararda uygulanacak İmar Kanunun 18.maddesinin Eşyanın tabiatına uygunluk değerlendirmesinde; imar planına uygun düzenli kentleşmenin, yaşanabilir şehirlerin kurulması maksadıyla kamu hizmetlerin sağlanabilmesi maksadıyla çıkarılmıştır. Bu düzenlemeyle  artan nüfusun gereksinimlerinin kaşılanması, kamu yararı bağlamında mülkiyet hakkına getirilen bir sınırlama mevcuttur.

İmar planında taşınmaz üzerinde DOP kesintisi yapılması, bunun bir kamu hizmeti   sunulması maksadıyla yapılacak oluşu Mezarlık ihtiyacının artık büyüyen şehirlerin temel problerimden biri haline geldiği düşünüldüğünde.Hem idarenin hem o bölgede yaşayan yaşayacak insanların menfaati de düşünüldüğün de somut olayda  İmar Kanunu Madde 18 de ki şartlar sağlandığından dolayı mezarlık temini için parselasyon işlemi yapılmasında bir hukuka aykırılığa ulaşılamamıştır.

Somut olayda sosyolojik değerlendirme yapıldığında mezarlık ihtiyacı gerek sağlık açısından gerek sosya kültürel ve dini değerler açısından değerlendirildiğinde zaruri bir ihtiyaçtır.İnsanlar kaybettikleri en yakınlarını ziyaret edebilecekleri temiz güzel yerlere defnetmek istemektedirler.Bu bağlamda idarenin bir kamu hizmeti olarak mezarlık yapması elzemdir ayrıca mezarlıklar da ortak kullanılan alanlardır. Sosyolojik değerlendirme yapıldığında Danıştay Dava Daireleri Kurulunun ve Danıştay 6.Dava Dairesi’nin kararı yerindedir.

İnceleme konusu karar bakımından, İdare Hukuku kapsamında bir idari işlemin iptali davası söz konusudur. Olaya uygulanacak normlar  T.C Anayasa 35.Madde, İmar Kanunu 18.Maddesi, Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliğidir. İdare hukukunda içtihatlar önemli yer aldığı için Danıştay İçtihatları kapsamında da değerlendirilmiştir.

3.ARA SONUÇ

Amaca uygunluk yorumunda yapılan, eşyanın tabiatına uygunluk, sosoyolojik ve hukukun genel ilkeleri değerlendirmeleri sonucunda inceleme konusu olayda idare haklı bulunmuştur.Davanın reddi gerekmektedir.Bu bağlamda amaca uygunluk yorumu sonucunda elde edilen sonuç lafzi yorum ile elde edilen sonuçla aynıdır.

E)SİSTEME UYGUNLUK YORUMU

1.Genel Olarak

Norm lafzıyla anlamının belirlenme çabası sonrası, tarihsel yorum yapılmakta, varılan sonucun sınanması için de normun hangi amacı koruduğu çıkarımı yapılmaktadır. Bu aşamalar tamamlandığında yine de norm tam olarak açıklığa kavuşmamış olabilir. Bu durumda bir normun anlamı hakkında onun ilgili yasa, ait olduğu hukuk dalı ve tüm hukuk dalı içindeki sistematik yeri dikkate alınarak değerlendirme yapılabilir. [57]

Sistematik yorumda,  konu ile ilgili aynı veya başka bir yasada başka bir kuralın var olup olmadığı araştırılır. Yeni kural bulunur ise (norm yığılması) aralarındaki ilişkiyi kurmak üzere tamamlayıcı, seçimlik, örtüşen veya çatışan nitelikte olup olmadıkları belirlenir. [58]

2.İlgili Mevzuat Hükümlerinin İncelenmesi

İnceleme konusu karara uygulanacak mevzuat hükümleri mülkiyet hakkını kamu yararı söz konusu olduğu zaman sınırlama hakkı tanıyan TC Anayasa 35.Madde’si,Arazi ve Arsa Düzenlemeleri başlıklı İmar Kanunu 18.Maddesi,ve bu kanunun uygulaması amacıyla  düzenlenmiş Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Mekansal Alanlar Yapım Yönetmeliğidir.

Somut olay kapsamında uygulanacak normlar arasında bir alt-üst ilişkisi ve normlar hiyerarşisi mevcuttur. İdare hukuku içtihatlar hukukuda olduğu için sadece kanun ve yönetmeliklerle somut olayın çözümlenmesi yeterli değildir. İçtihatlardan da faydalanılmıştır.

3.Ara Sonuç

Sisteme uygunluk yorumu sonucu; Lafzi yorum,tarihi yorum ve amaca uygunluk yorumunda ulaşılan sonuçla aynıdır.

F)ANAYASAYA UYGUNLUK YORUMU

1.Genel Olarak

Anayasa’ya uygunluk yorumu, Anayasa’ya uygunluk denetimi yapılması anlamı taşır. Bağımsız bir yorum türü değildir. Yorum çalışması sonuçlandığında ortaya sonuçlar arasında seçme yapmaya hizmet eder. Onların tamamlıyıcısıdır. Bilinen yöntemler uygulandığında ortaya çıkan sonuçlar Anayasa ile bağdaşmayabilir. Anayasaya uygunluk yorumu, sistematik yorumun özel bir hali olarak hukukun birliği normlar hiyerarşisinin ve Anayasanın üstünlüğünün bir sonucudur. [59]

2.İlgili Hükümlerin İncelenmesi

İlgili hükümlerin  T.C Anayasaya  uygunluk çerçevesinde incelenmesi;

T.C Anayasa 35.maddesinde ‘’ Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla , kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.’’

Düzenleme ortaklık payı adı verilen uygulamayla kişilere ait parseller üzerinde kamusal amaçla kullanılmak için alınan oran önce yüzde 25,sonra yüzde 35 e çıkarılmuştır.82 Anayasasının 46.maddesinie aykırılık bağlamında Anayasa Mahkemesine başvurulmuştür. Anayasa Mahkemesi, bu uygulamayı Anayasaya aykırı bulmadığı gibi bu yüzde 35 lik oranın ‘’ölçülülük’’ ilkesinin ihlali olmadığı kanaatine varmıştır. Mülkiyet hakkının ihlal edilmediğini belirtmiştir . [60]

İmar Kanunu madde 18 uygulaması; Anayasa’nın 35.maddesinde geçen mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla sınırlanabilir hükmünden gücünü alarak uygulamada yer bulan ve mülkiyet hakkına getirilen yasal bir sınırlamadır. Bu idari işlemde DOP kesintisiyle alınan kısımların kamu hizmetlerine yönelik kullanılması ve kesinti yapılan yerlerin de kamu hizmeti alanlarına ayrılması gerekmektedir. Ancak hali hazırda DOP uygulaması Anayasal teminattan yoksundur. DOP uygulaması ile ilgili Anayasada doğrudan bir düzenleme mevcut değildir.

Sonraları yüzde 40 a çıkarılan ve en son 04.07.2019 tarihli İmar Kanunu değişikliği ile yüzde 45 e çıkarılan bu oranın ‘’mülkiyet hakkını ölçüsüz şekilde ihlal ettiği’’ ve bu kadar yüksek oranda bir kesintinin demokratik toplum düzenine uygun olmadığı bu nedenle de düzenleme ortaklık payı- İmar Kanunu Md. 18 uygulamasının A.İ.H.S’nin ek 1 no’lu protokoline de aykırılık teşkil ettiği kanaatindeyiz. [61]

3.Ara Sonuç:

İmar Kanunu Madde 18 uygulamasının Anayasaya uygunluk yorumu ışığında değerlendirildiğinde diğer yorum yöntemlerinden farklı bir sonuca ulaştık.Uygulanan normun T.C Anayasası’na ve A.İ.H.S’nin ek 1 no lu protokolüne de aykırı olduğu kanaatindeyiz.Taşınmaz üzerinde hangi şartla olursa olsun yapılacak olan yüzde 40’lık bir kesinti  mülkiyet hakkını ihlal etmektedir.Bu yüzden bu kanun Anayasaya aykırıdır. Bu yorum yöntemiyle ulaşılan sonuç diğerlerinden farklı olmuştur.

G)SEZGİSEL YORUM

1.Genel Olarak

Anayasamıza göre, ‘’ Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler’’(Md.138/1)Yargılama faaliyetlerinin duygularla yakın ilişkisi vardır. Yargıç bir insan olarak aklının yanında duygularıyla da hareket edecektir. Kelimelerin akli anlamlarının dışında duygusal yönü de bulunmaktadır. Yargılama ortamı çok duygusaldır. [62]

2.Çıkarsama

Davacının taşınmazı üzerinde uygulanacak olan parselasyon işleminin iptali için açmış olduğu idari dava kapsamında taşınmaz üzerinde her ne kadar İmar Kanunu Madde 18 de ki şartları sağlamış olsa da hakimin davacının bu talebinin haklı bulması, idari işlemi iptal etmesi yönündeki kararına katılmaktayız.Davanın; taşınmaz üzerinde kamulaştırma bedeli ödemeden mezarlık ihtiyacını sağlamak olduğu davalı idarenin yasal sınırın üzerinde çıkan düzenleme ortaklık payı oranını düşürmek için kendi mülkiyetinde bulunan parselleri uygulamaya dahil ettiği, ancak 248 ada, 14 ve 18 no (mezarlık alanı) olarak gösterilen yerlerin farklı kavramlar olduğu bu bağlamda imar planıyla taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi yaparak bu ihtiyacını gidermeye çalıştığı imar planında mezarlık alanı olarak belirtilen yerin düzenleme ortaklık payı  kesintisi yapılacak yerlerden olmadığı bu yüzden idari işlemin 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesine ve hukuka aykırı bularak dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

Sezgisel yorum yöntemiyle ilk derece mahkemesinin idari işlemin iptali yönündeki karara katılmaktayız.

3.Ara Sonuç

Sezgisel yorum yöntemi kullanılarak varılan sonuç diğer yorum yöntemlerinden farklı olmuştur. İlk derece mahkemesi kararında haklı olduğu kanaatindeyiz.

H)GENEL HUKUKİ SONUÇ

1.Ara Sonuçların Değerlendirilmesi

Lafzi yorum ile; inceleme konusu karara uygulanacak anayasa normu,İmar Kanunu ilgili maddesi ve yönetmelikler dilbilgisi, yazım ve imla kuralları açısından incelenmiştir. Anayasa ve diğer yasa normlarının somut olayın çözümü bakımından yeterli olmadığı görülmüş içtihatlardan da yararlanılmıştır. Ardından hukuki müessese ‘’DOP UYGULAMASI’’ olarak belirlenmiş ve müessese unsurlarına ayrılarak somut olay bakımından mevcudiyetleri incelenmiştir. İlgili normlar, içtihatlar ve diğer görüşler ışığında idari işlemde parselasyon işleminde bir hukuka aykırılık bulunamamıştır. Danıştay 6.Dava Dairesi ve Dava Daireleri Genel Kurulu kararıyla aynı noktaya varılmıştır.DOP uygulaması yapılmasında hukuka aykırılık tespit edilememiştir.

Tarihi yorum kapsamında ; Anayasa’nın ve İmar Kanunu’nun 18.maddesinin ortaya çıkarılma gerekçeleri ve görüşme tutanakları incelenerek o tarihte yasa koyucunun amacı belirlenmiştir.İmar Kanunu 18.maddesi 2019 yılında değişikliğe uğramış bu değişiklik yasanın özüne dokunmamakla birlikte idarenin gücünü arttırmıştır. Tarihi yorum neticesinde varılan sonuç ile lafzi yorum sonucunda ulaşılan sonuç aynıdır.

Amaca Uygunluk Yorumunda ; ilk olarak eşyanın tabiatına uygunluk denetiminde, imar planına uygun düzenli kentleşmenin, yaşanabilir şehirlerin kurulması maksadıyla kamu hizmetlerin sağlanabilmesi maksadıyla çıkarılmıştır. Bu düzenlemeyle  artan nüfusun gereksinimlerinin kaşılanması, kamu yararı bağlamında mülkiyet hakkına getirilen bir sınırlama mevcuttur.

İmar planında taşınmaz üzerinde DOP kesintisi yapılması, bunun bir kamu hizmeti   sunulması maksadıyla yapılacak oluşu, Mezarlık ihtiyacının artık büyüyen şehirlerin temel problerimden biri haline geldiği düşünüldüğünde.Hem idarenin hem o bölgede yaşayan yaşayacak insanların menfaati de düşünüldüğün de somut olayda  İmar Kanunu Madde 18 de ki şartlar sağlandığından dolayı mezarlık temini için parselasyon işlemi yapılmasında bir hukuka aykırılığa ulaşılamamıştır.

Somut olayda sosyolojik değerlendirme yapıldığında mezarlık ihtiyacı gerek sağlık açısından gerek sosya kültürel ve dini değerler açısından değerlendirildiğinde zaruri bir ihtiyaçtır.İnsanlar kaybettikleri en yakınlarını ziyaret edebilecekleri temiz güzel yerlere defnetmek istemektedirler.Bu bağlamda idarenin bir kamu hizmeti olarak mezarlık yapması elzemdir ayrıca mezarlıklar da ortak kullanılan alanlardır. Sosyolojik değerlendirme yapıldığında Danıştay Dava Daireleri Kurulunun ve Danıştay 6.Dava Dairesi’nin kararı yerindedir.

Hukukukun genel ilkeleri bakımından değerlendirildiğinde normlar hiyerarşisi içinde karar verilmiş ve içtihatlarla görüş birliği içinde olunmuştur.Bu bağlamda Amaca uygunluk yorumu neticesinde elde edilen sonuç lafzi yorum ile elde edilen sonuçla örtüşmektedir.

Sisteme Uygunluk Yorumunda ; Somut olay kapsamında uygulanacak normlar arasında bir alt-üst ilişkisi ve normlar hiyerarşisi mevcuttur. İdare hukuku içtihatlar hukukuda olduğu için sadece kanun ve yönetmeliklerle somut olayın çözümlenmesi yeterli değildir. İçtihatlardan da faydalanılmıştır. Bu yorum metoduyla ulaşılan sonuç Lafzi,Tarihi ve amaca uygunluk yorumuyla aynıdır.

Anayasaya Uygunluk yorumu ile İmar Kanunu madde 18 uygulaması; Anayasa’nın 35.maddesinde geçen mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla sınırlanabilir hükmünden gücünü alarak uygulamada yer bulan ve mülkiyet hakkına getirilen yasal bir sınırlamadır. Bu idari işlemde DOP kesintisiyle alınan kısımların kamu hizmetlerine yönelik kullanılması ve kesinti yapılan yerlerin de kamu hizmeti alanlarına ayrılması gerekmektedir. Ancak hali hazırda DOP uygulaması Anayasal teminattan yoksundur. DOP uygulaması ile ilgili Anayasada doğrudan bir düzenleme mevcut değildir.

İmar Kanunu Madde 18 uygulamasının Anayasaya uygunluk yorumu ışığında değerlendirildiğinde diğer yorum yöntemlerinden farklı bir sonuca ulaştık.Uygulanan normun T.C Anayasası’na ve A.İ.H.S’nin ek 1 no lu protokolüne de aykırı olduğu kanaatindeyiz.Taşınmaz üzerinde hangi şartla olursa olsun yapılacak olan yüzde 40’lık bir kesinti  mülkiyet hakkını ihlal etmektedir. Bu bağlamda bu kanun Anayasaya aykırıdır . Bu yorum yöntemiyle ulaşılan sonuç diğerlerinden farklı olmuştur.

Sezgisel yorum ile hakimin vicdani kanaati ve hayat tecrübeleri dikkate alınarak somut olay değerlendirilmiştir.Somut olay bakımından değerlendirildiğinde idare mahkemesi’nin kararını haklı bulmaktayız.Parselasyon işlemi iptal edilmelidir.Burada diğer yorum yöntemlerinden farklı bir sonuca ulaştık.

2.Nihai Sonuç

İnceleme konusu kararda çözülmesi gereken hukuki mesele davacıya ait taşınmaz üzerinde mezarlık(Ağaçlandırılacak yeşil alan) gereksiniminin karşılanması maksadıyla DOP uygulaması yapılıp yapılamayacağıdır. Bu nedenle hukuki müessese ’Düzenleme Ortaklık Payı Uygulaması’’ olarak tespit edilmiştir. Düzenleme ortaklık payı uygulaması, uygulamada ‘’İmar Kanunu MD.18 UYGULAMASI-DOP Kesintisi’’ adlarıyla da bilinmektedir. Yorum yöntemleriyle yapılan  değerlendirmeler sonucunda İmar Kanunu 18.maddesi mülkiyet hakkını ölçüsüz bir şekilde ihlal ettiği için bu parselasyon işlemi iptal edilmelidir. Anılan nedenlerle sonuç olarak idare mahkemesi kararına farklı bir yolla ulaşmış bulunmaktayız. Bu bağlamda Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nun ve Danıştay 6.Dairesi’nin kararını hukuka aykırı bulmaktayız.

Olayın Kamulaştırma Müessesesi Yönünden de Değerlendirilmesi

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

46. Madde D. Kamulaştırma Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir. Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir. İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır. T.C Anayasa Kamulaştırmayla ilgili maddesinin gerekçesinde MADDE — 47 [63] Kamulaştırma Kamu yararını gerektirdiği hallerde Devletin ve kamu tüzelkişilerinin özel mülkiyete malikin rızası olmaksızın son verebilmesi anlamında kamulaştırma yapabilmesi istisnaî ve hukukî bir yol olarak kabul edilmektedir. Özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların kamulaştırılması karşılığında hakkaniyete uygun ve âdil bir bedelin ödenmesi, hukuk teorisinde mülkiyet kavramının genişlemesi olarak adlandırılan bir mal varlığı değerinin bir başka mal varlığı değeri ile yer değiştirmesi anlamında kabul edildiğinden mülkiyet hakkının Anayasa ile teminat altına alınmış olması kamulaştırma kavramına engel olmamaktadır. Kamulaştırma özel mülkiyete Devletin bir müdahalesidir. Bu müdahalenin bedelinin kesintisiz, nakden ve peşin olarak ödenmesi Anayasal bir mecburiyet olarak kabul edilerek haklı görülebileceği kuralı getirilmiştir. Kamulaştırma bedeli hakkaniyete uygun ve âdil olmak zorundadır.Böyle bir bedel yerine vergi beyanındaki değer üzerinden kamulaştırma yapılması fikri kabul edilemez. Şartları ve müeyyidesi başka olan bir müesseseyi, kamulaştırma gibi özel mülkiyete son veren önemli bir müessese için miyar olarak kabul etmenin hukukî hiçbir temeli bulunmamaktadır. Bu nedenle kamulaştırmanın vergi değeri üzerinden yapılması, ağır ve telafi edilmez haksızlıklara yol açacağı da düşünülerek kabul edilmemiştir. Ancak, hakkaniyete uygun ve âdil bir kamulaştırma bedelinin tespitinde vergi beyanındaki miktar dikkate alınabilir. Tabiî olarak emlâk vergi beyannamesi usulü kaldırılabilir, emlak vergisi politikaları değişebilir. Bu takdirde vergiye esas olabilecek değerlere ve ölçüde kamulaştırma bedelinin tespitinde itibar olunabileceği kanun koyucunun takdirindedir. Hakkaniyete uygun ve âdil kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde, kamulaştırma tarihinde resmî makamlara yapılmış kıymet takdirleri dikkate alınmalıdır. Resmî makamlar, bir taşınmaza belli birim itibariyle, meselâ metre karesine belli bir değer takdir etmişse, o taşınmazın veya aynı değerde kabul edilebilir bir başka taşınmazın bu takdir edilen bedele yakın bir bedelle kamulaştırılması gerekir. Bir başka ölçüde yine resmî makamlarca yapılmış genel birim fiyat listeleridir. Taşınmazların arsa ve arazî oluşlarına göre, şehirlerde, mücavir alanlarda bulunmalarına göre yapılacak böyle genel değerlendirmeler kamulaştırma bedelinin bir ciddî ölçüye bağlanmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda emlak bedeline dayalı vergilerin hâsılatını da artırır, ikinci fıkrada yer alan «Objektif ölçüler» fiyat artışları ve benzeri genel sebeplerdir. Hakkaniyete uygun ve âdil kamulaştırma bedeli bu hususları dikkate alan bir kanunla belirlenmelidir. (Maddenin IV fıkrası sınırlı hallerde taksitle ödemeyi öngörmüştür. Bu sınırlı hallerde taksitle ödemeye İmkân verilmesi, kamulaştırmanın büyük çapta yapılması ile ilgilidir. Maliklerinin de bu ölçüde toplu elden çıkarmayı muhtemelen peşin ödeme koşulu ile yapamayacakları düşüncesine dayalı olarak taksitle ödeme kabul edilmiştir. Taksitle ödemenin sakıncalarım hafifletebilmek için taksit süresi beş yılla sınırlandırılmış ve peşin ödenmeyen kısım için Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz haddinin ödeneceği esası getirilmiştir. Fıkra metninden açıkça anlaşıldığı üzere, bu halde kamulaştırma bedelinin bir bölümü yine ve mutlaka peşin verilecek, bakiyesi taksitlere bağlanacaktır. Ancak toprağı doğrudan doğruya işletenler ile küçük çiftçiye kamulaştırma bedelinin mutlaka peşin ödenmesi gereği hükmü sağlanmıştır.

2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu

Kamulaştırma şartları

Madde 3 – İdareler, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilirler.

Kamu yararı kararı verecek merciler

Madde 5 – Kamu yararı kararı verecek merciler şunlardır:

a) Kamu idareleri ve kamu tüzelkişileri;

3. Belediye yararına kamulaştırmalarda belediye encümeni,

Onay mercii

Madde 6 – Kamu yararı kararı;

  1. Köy ihtiyar kurulları ve belediye encümenleri kararları, ilçelerde kaymakamın, il merkezlerinde valinin,

MADDE 8

İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmî taahhütlü bir yazıyla malike bildirir.

Malik veya yetkili temsilcisi tarafından, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malı pazarlıkla ve anlaşarak satmak veya trampa isteği ile birlikte idareye başvurulması hâlinde; komisyonca tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahminî değeri geçmemek üzere bedelde veya trampada anlaşmaya varılması hâlinde, yapılan bu anlaşmaya ilişkin bir tutanak düzenlenir ve anlaşma konusu taşınmaz malın tüm hukuki ve fiili vasıfları ile kamulaştırma bedelini, malikin kimlik bilgilerini ve taşınmazların tapuda tesciline veya terkinine dair kabul beyanlarını da ihtiva eden tutanak, malik veya yetkili temsilcisi ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır. Bu tutanak malikin ferağ beyanı ve tapuda idare adına yapılacak tescilin hukuki sebebi sayılır.

Dava hakkı

Madde 14 – (Değişik: 24/4/2001 – 4650/7 md.)

Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.

Yukarıda Kamulaştırma Müessesi bakımından değerlendirildiğinde uygulanacak Anayasa normu, normun gerekçesi ve kamulaştırma kanunun ilgili maddeleri alıntılanmıştır.

Olayımızda davacıya ait taşınmaz üzerinde Tire Belediyesi Encümeni’nin mezarlık yapmak maksatlı DOP uygulaması kararının iptali için açmış olduğu davada davacının ’İdarenin Kamulaştırma Bedeli Ödememek için kamulaştırma yerine parselasyon işlemi(Arsa ve Arazi Düzenlemesi) ‘’ yoluna gittiği iddiası mevcuttur. Somut olayımız değerlendirildiğinde mezarlık yapılması için kamulaştırma şartları oluştuğu kanaatine varılmıştır. Tire Belediyesi’nin kamulaştırma bedelini ödemek için 2014 yılında yeterli bütçesinin olup olmadığı bilinememektir. Ancak Tire Belediyesi özelinde düşünüldüğünde 2020 rakamları göz önüne alındığında Tire Belediyesi’nin bütçesi 100 milyon TL [65] dir.

2014 yılı içinde düşünüldüğünde Tire Belediyesi’nin  kamulaştırma bedelini karşılayabilecek bütçesi olduğu kanaatindeyiz. DOP uygulaması/İmar Kanunu Madde 18 Uygulaması yerine kamulaştırma yoluyla idarenin bu sorunu çözmesinin Anayasaya uygun olduğu görüşündeyiz.

Olayın Kamulaştırmanın unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirilmesi:

Dava konusu olay da müesseseyi kamulaştırma yönünden ele aldığımızda kamulaştırmanın unsurları oluştuğu kanaatindeyiz şöyle ki;

Kamulaştırma kanunu ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde kamulaştırmanın tüm unsurları mevcut olup bu bağlamda DOP uygulaması yerine kamulaştırma yapılması kanaatine varılmıştır.

KAYNAKÇA

  1. GİŞİ, Merve Burcu ‘’İdare Hukukunda Yorum ve İdari Uyuşmazlıkların Çözümünde ve Yorumlanmasında Hukuk Devleti İlkesinin Yeri ve Önemi’, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C:9, S:2, 2016’’
  1. www.tbmm.gov.tr
  1. http://emsal.danistay.uyap.gov.tr
  1. www.sinerjimevzuat.com.tr
  1. www.resmigazete.gov.tr

[1] Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2014/63 E.  ,  2016/1023 K. http://emsal.danistay.uyap.gov.tr/

[2] https://www.nufusu.com/

[3] www.google.com/maps/

[4] Müh.Hakan Efe, https://www.youtube.com/channel/UC_UcH5kx_m8vrwWfpv5qeWQ,

[5] Müh.Hakan Efe, https://www.youtube.com/channel/UC_UcH5kx_m8vrwWfpv5qeWQ,

[6] SÖZER, Ali Nazım, Hukukta Yöntembilim, 6. Baskı, Beta Yayınevi, İzmir, 2017, s.40

[7] GİŞİ, Merve Burcu, ‘İdare Hukukunda Yorum ve İdari Uyuşmazlıkların Çözümünde ve Yorumlanmasında Hukuk Devleti İlkesinin Yeri ve Önemi’, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C:9, S:2, 2016, Syf.216

[8] GİŞİ, S.217

[9] GİŞİ, S.218

[10] SÖZER,  s.45

[11] https://sozluk.adalet.gov.tr/hak

[12] https://sozluk.gov.tr/

[13] https://sozluk.gov.tr/

[14] İsmet Zeki Eyuboğlu,Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü,2.baskı,2020

[15] İsmet Zeki Eyuboğlu,Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü,2.baskı,2020

[16] https://sozluk.gov.tr/

[17] https://sozluk.adalet.gov.tr

[18] https://sozluk.adalet.gov.tr/

[19] İsmet Zeki Eyuboğlu,Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü,2.baskı,2020

[20] https://sozluk.gov.tr/

[21] İsmet Zeki Eyuboğlu,Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü,2.baskı,2020

[22] https://www.luggat.com/umumi/1/1

[23] https://sozluk.gov.tr/

[24] https://sozluk.gov.tr/

[25] https://sozluk.adalet.gov.tr

[26] https://sozluk.adalet.gov.tr

[27] İsmet Zeki Eyuboğlu,Türk Dilinin Etimolojisi Sözlüğü,2.baskı,2020

[28] https://sozluk.gov.tr/

[29] https://sozluk.gov.tr/

[30] https://sozluk.gov.tr/

[31] https://sozluk.adalet.gov.tr

[32] https://sozluk.gov.tr/

[33] https://www.insaatsantiye.com/

[34] https://sozluk.adalet.gov.tr/

[35] https://sozluk.adalet.gov.tr/

[36] https://sozluk.adalet.gov.tr/

[37] https://sozluk.gov.tr/

[38] 22 Şubat 2020, R.G. S : 31047,Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik

[39] https://sozluk.gov.tr/

[40] https://sozluk.adalet.gov.tr/

[41] Sözer,S.57

[42] Prof. Dr. Oğuz Sancakdar, İmar Hukuku Genel Esaslar,SB Yayınları,2020,Syf.285

[43] R.G. T.02.11.1985, S.18916

[44] Sancakdar, Syf.286

[45] T.C DANIŞTAY 6. Daire Esas: 2016 / 2718 Karar: 2017 / 776 Karar Tarihi: 07.02.2017,Sinerji A.Ş

[46] Sözer, S.72.

[47] Sözer, S.72.

[48] SÖZER, s. 80.

[49] https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/MGK_/d01/c007/mgk_01007118ss0450.pdf

[50] 4/7/2019 tarihli ve 7181 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle bu madde başlığı “Arazi ve arsa düzenlemesi:” iken metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.

[51] https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d17/c016/tbmm17016094ss0291.pdf

[52] Sözer, s.82

[53] Sözer, S.82

[54] Sözer, 87.

[55] Sözer, 87.

[56] Sözer, 88.

[57] Sözer, S.104

[58] Sözer, S.108

[59] Sözer, S.138

[60] R.G Tarih  : 9/11/1982 ,  Kabul Tarihi: 18/10/1982

[61] Sancakdar,Syf.296

[62] Sözer, S.141

[63] https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/MGK_/d01/c007/mgk_01007118ss0450.pdf

[64] https://barandogan.av.tr/blog/gayrimenkul-hukuku/kamulastirma-davasi-nedir.html#fn:1

[65] https://www.egeligazete.com/genel/izmirde-belediyelere-2020de-17-5-milyar-liralik-dev-butce.html